Son Dakika
Mehmet Emin HAZRET
Trump –Putin Yakınlaşması Çin için Ne Anlama Gelir?
Son 20 yıl içerisinde ABD’nın kendisine dost olarak Çin’i mi veya Rusya’yı mı seçeceği Konusu, çok önemsediğim ve bıkmadan, yorulmadan dikkatle izlediğim bir mesele olmuştur. Çünkü, bu konu Doğu Türkistan’ın geleceği açısından çok önemlidir. ABD.’nin yeni başkanı Donald Trump’ın son açıklamaları ile ile bu mesele, şimdilik de olsa biraz aydınlığa kavuşmuş oldu. Trump seçim kampanyası sırasında Putin’e övgüler yağdırırken, Putin’de Trump’a karşı her zaman saygı ve sevgi içeren cümleler sarfettiği görüldü. Putin’in Paskalya bayramı münasebetiyle gönderdiği kutlama mektubunu Trump’ın “çok güzel bir mektup “ olarak değerlendirmesi ve Putin’in Donald Trump’ın seçimi kazanması ile ilgili olarak ” Buna bizden başka kimse inanmamıştı.” tarzında açıklama yapması iki ülke ilişkilerinin önündeki tüm engelleri aşabileceği sinyallerini vermekte idi. 06 Ocak 2017 Tarihinde Trump “ Sadece aptal insanlar Rusya ile iyi ilişkiler kurmanın kötü olduğunu düşünebilir.” diye tweet attı. Şu anda görünen odur ki, yeni başkan Donald Trump Rusya ile ilişkileri geliştirmede kararlı.
Donald Trump yeni kabinesinin dış işler bakanı olarak Rex Tillerson’u ni ataması, bu konudaki son durumu şüphe bırakmayacak şekilde netleştirmiştir. Rex Tillerson Exxon Mobil Şirketinin CEO’su iken, Vladimir Putin ile çok yakın kişisel dostluğu olan ve Rusya Federasyon devleti adına “Rusya’nın Dostu” şeref madalyası verilmiş olan bir iş kişi olarak öne çıkmaktadır.
Günümüzde Rusya’nın daha fazla ABD’nin destek ve dostluğuna ihtiyacı olduğu kesindir. Rusya Kırım Ukrayna sınırları içindeki Tatar Türklerinin tarihi ana vatanları olan Kırım yarımadasını ilhak ettikten sonra Batı’nın ağır siyasi ve ekonomik ambargosu ile karşı karşıya kalmıştır. Zaten Petrol fiyatının düşmesinden dolayı dar boğaza giren Rus ekonomisi daha da büyük bir sıkıntıya girdi. Ruble’nin dolar karşısında sürekli değer kaybetmesi, Rus halkını daha çok yoksulluğa mahkum etti. Şuan Rusya’da çalışanların kişi başına düşen ortalama ücreti aylık olarak 433 dolar civarında seyretmektedir. Bu rakam ise, Sırbistan, Romanya, Polonya ve Çin’deki ortalama ücretlerden daha düşüktür. Bu yüzden batı, Putin iktidarın sonuna geldiğini düşünmektedir. Ancak, Aralık 2016 da ABD’deki bir araştırma kuruluşunun Rusya’da yaptığı bir araştırmada, Putin’i destekleyenlerin oranı % 80’e kadar çıkmıştır. Rus halkı ekonomideki gerilemesine Putin’in hatası olarak bakmamaktadır. Aksine Putin’in liderliğindeki Rusya’nın kötü durumdaki ekonominin daha hızla düzeleceğine inanıyorlar.
Devlet başkanı Putin kendi halkı karşısında büyük sorumluluk üstlenen bir liderdir. Suriye’de uçan uçaklar ile atılan füzelerin bir maliyeti olduğu gibi, ABD ile sürekli silahlanma yarışına girmenin de bir maliyeti olduğu açıktır. Bu silahalanma giderlerinin karşılığı ve bedeli ise, Rus halkının daha çok yoksullaşması ile sonuçlanacaktır. Gerçi Rusya silah sanayinin bazı dallarında ABD den daha ileri teknolojiye sahip olmasına ve elindeki atom bombası sayısı ABD den fazla olmasına (Rusya 7300, ABD 7100 atom bombaya sahip) rağmen, bu akıl alamaz Silahlanma yarışı Sovyetler Birliğini yorerek teruhi gömdüğü gibi, Rusya’yı da yorabilir ve sonu olmayan sıkıntılara da düçar edibilir.
ABD ile ilişkilerini pekiştiren Rusya, Avrupa sınırlarındaki güvenlik sorunu ve kendisine karşı tehdit algısını de çözebilecek ve her yönöden rahatlayabilecektir. s Tarih’te Rusya’ya saldırı hep batı cephesinden yanı Avrupa’dan gelmiştir. Günümüzde ise, Rusya’nın karşısında yeni savaş tutkularından arınmış ve uzaklaşmış bir Avrupa vardır. Avrupa, huzur ve refaha savaşsız ulaşmanın formülünü çoktan bulmuştur. Rusya için ABD ile iyi dostluk kurmak, Rusya’nın refah ve istikrar, hatta Orta Asya Türkistan Cumhuriyetlerinin geleceği ve selameti açısından olumlu ve büyük katkılar sağlayacaktır.
Son olarak Obama hükümetinin 35 Rus diplomatı sınır dışı kararı iki ülke ilişkisini krize sokacak tehlikeli bir hamle idi. Vladimir Putin’in misilleme yapmayacağını açıklaması, ABD’nin 45. Başkanı Donald Trump’ı çok sevindirmiştir. Trump, Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Bu harika bir hareket. Onun (Putin’in ) çok akıllı olduğunu hep biliyordum.” İfadesini kullanmıştır. Bu sınır dışı etme olayı ve sonrasındaki gelişmeler, Trump ve Putin Liderliğindeki bu iki büyük ülkeyi dost ve ortak yapmak için kesin kararlı olduğunu bir kere daha kanıtlamıştır.
21 Şubat 1972’de zamanın Ulusal Güvenlik Danışmanı Henry Kissinger ‘nın öncülüğünde başlatılan Çin ile ilişkilerin yeniden kurulması ve canlandırılması çerçevesinde ABD başkanı Richard Nixon Çin’i ziyaret ederek Mao ile görüştü ve bir dizi anlaşmalar imzalamıştır. Ardından Tayvan’ın Birleşmiş Milletler üyeliğini kaldırarak yerine, Kızıl Çin üye olarak alınmıştır. Böylece ABD, Sosyalist Çin’i, aynı iddiadaki Sosyalist Sovyetler Birliğine karşı kullanılacak bir koz olarak elde etmiş oldu. Vietnam, ABD ordusunu bozguna uğratırken, bu kez ABD, 1979’da Çin’in Vietnam’a saldırmasını teşvik etmiştir.
Mao’dan sonraki Çin lideri Deng Xiopeng 29 Ocak – 04 şubat 1979 tarihlerinde ABD’nı ziyaret ederek ve Başkan Jimmy Carter ile Beyaz sarayda bir dizi görüşmelerde bulundu ve “Sovyetlere vurulacak ilk darbenin Vietnam’dan başlatılması kararı aldılar. Beyaz sarayı arkasına alan Deng, Washington’dan direk olarak Tokyo’ya uçtu. Sovyetlere öfkesi dinmeyen Japonya’da başbakan Masayoshi Ohira’nin da desteğini alarak ” Çift Destek ” ile Pekine döndü.
17 Şubat 1979 da 400 bin kişiden oluşan muazzam bir Çin ordusu Vietnam’a saldırdı kuzeyden başlayarak bir işgal hareketi başlattı. Ancak,Vietnam’ı istilaya kalkışan Komünist Çin Ordusu ordusunun 1/5’nı Veitnam’daki bu saldırı sırasında kaybetti ve bir ay sonra 80 binden fazla Çin askerinin ölüsünü Vietnam’da bırakarak geri çekilmek zorunda kaldı. Sovyetler Birliği ise Çin ve ABD’ye karşı Vietnam’i destekliyor ve her türlü silah ve mühimmat desteği ve ekonomik yardım veriyordu. Çok sayıda Rus Askeri danışman,Vietnam Ordusu ile birlikte Çin’e karşı en ileri cephelerde bulunuyordu. ABD ise, Çin ordusu Vietnam’a saldırırken, Sovyetlerin Doğu Türkistan sınırından Çin’e saldıracağını ön görmekteydi. Çin’in iktidara yeni gelen Lideri Deng de bu ihtimalı Başakan Carter’e de anlatmıştı. ABD, aslında bu iki dev Komünist ülkenin kendi aralarında savaşarak tükenerek yok olmasını istiyordu. Çin hükümeti ise, bu sıralarda Doğu Türkistan’daki sivil Çinlilerin Çin’e tahliyesini başlamıştı. Çinliler Doğu Türkistan’ı hızlı boşaltmaya başlamıştı. Ancak, Sovyetler Birliği 24 aralık 1979 günü Afganistan’a işgal başlatınca Brejnev bu kez Çin’e saldırmaktan vaaz geçti. Doğu Türkistan’daki Çinlilerin Çin’e doğru göçü bu kez tersine tersine döndü. ABD’nin yardımı ile cesaretlenen Çin, kuzey sınırları ile Doğu Türkistan üzerinden batı sınırına askeri yığınağı yoğunlaştırdı. Sovyetlerin dağılmasında bu Çin kuşatmasının da belli oranda etkisinin olduğu bilinmektedir.
Bugün Çin, güney Çin denizinde Vietnam’a ait olan, Çinliler tarafından Şişa diye adlandıran takım adalar zincirini işgal etmiş bulunmaktadır.
Bugün güney Çin denizinde ABD ile Rusya’nın çıkarları kesişmektedir. Vietnam’da Rusların Sovyetlerden kalma askeri üssü bulunmaktadır. Güney Çin denizinde petrol aramak için Ruslar ile Vietnamlıların ortak kurduğu petrol ve doğalgaz arama ve çıkarma şirketleri yıllardır bu sularda faaliyetini sürdürmektedir. Vietnam ordusuna ait Denizaltılar ile hava savunma sistemeleri dahil tüm savaş araç ve gereçlerinin % 95’i Rus yapımıdır. Hindistan’ı güney Çin denizinde iş birliği teşvik eden ülke, ABD den daha çok Rusya’dır. Hint şirketleri de güney Çin denizinde Vietnam ile ortak petrol aramaları yapamaktadır. Aynı zamanda Çin ile sınır ihtilafı hiç bitmeyen Hindistan’ın 2016 askeri bütçesi Rusya’dan geçerek dünya’da 3. Sıraya oturmuştur. Çine karşı, ABD, Rusya, Hindistan’dan ibaret 3 nükleer güç hızlı bir birlerine yakınlaşmaktadır. Son yıllarda Japonya ile Hindistan arasındaki özel ilişki ise, çok önemlidir.
Diğer yandan Rusya dolaylı, olarak el altından ABD’nin Tayvan politikasına destek vermektedir. Rusya eski sömürgesi ve bugün kendi güvenlik şemsiyesi altındaki Kırgızistan’ı Tayvan ile diplomatik ilişki kurmakla görevlendirmiştir.
Donald Trump’ın Tayvan çıkışına paralel olarak , Kırgızistan parlamento başkan yardımcısı Alimbekov başkanlığındaki bir heyet 16-22 aralık 2016 tarihleri arasında Tayvan’ı ziyaret etmiş ve Tayvan Parlamentosu başkanı ve ardından Tayvan devlet başkanı Seyyingvin ile görüşmüştür. Alimbekov daha önce de 2 kez Tayvan’ı ziyaret etmişti. Çin, Müttefiki Kırgızistan’ın çok önemli bir ilkesini ihlal ettiğini öne sürrerek Kırgiziistan’a baskılarını arttırması üzerine, Kırgızistan parlamentosu başkanı Tursunbekov 28 aralık 2016 günü Alimbekov’u görevinden aldığını açıklamıştır. Buna rağmen,Kırgizistan ile Tayvan arasında başlayan bu ilişkilerin kolay kolay sona ermeyeceği söylenmektedir.
Rusya, uzun yıllar öncesine dayanan karşılıklı ilişkilerde Çin üzerinde derin etkiler ve silinmez izler bırakmış olan bir ülkedir. Çarlık Rusyası,ardınıdan Sovyetler Birliği ve günümüzde ise,Rusya Federasyonu olarak, Kuzey Çin ( Mançurya), Doğu Türkistan ve Tibet’e olan ilgisi artarak sürmüş ve günümüzde de artarak devam etmektedir. Vladimir Putin’in danışmanı Aleksandir Dugin yazılarında Çin’e rağmen, Doğu Türkistan ve Tibet, Rusya için vaaz geçilmez stratejik önemde sbtrüatejik konumda ülkeler olduğunun ifade etmekte ve daima bu sözlerin altını çizmektedir. ABD ve Rusya’nın Çin konusunda kendi çıkarları açısından kolay anlaşabilecekleri ve hayatı öneme sahip bir çok ortak noktalar bulunmaktadır.
Ancak, Barack Obama’nın giderayak Avrupa’ya yaptığı silah sevkiyatı Donlald Trum’ı sıkıntıya sokacak bir şantaj görünümünde bir ğirişim olmuştur. ABD. Ordusu 87 Abrams M1A1 tank, 20 Paladin kundak motorlu obüs, 136 Bradley savaş aracı ve yüzlerce tekerlekli aracın bulunduğu toplam 2 bin 800 savaş aracı Almanya’nın kuzeyinde bulunan Bremerhaven Limanı’na intikal ettirmiştir. Üç yük gemisiyle gelen askeri malzemelerin yanı sıra 4 bin Amerikan askeri de bu askeri malzemeler ile birlikte gelmiş bulunmaktadır. Gelen bu ABD askeriler Estonya, Polonya, Romanya, Bulgaristan gibi AB.üyesi 7 ülkeye dağılarak Rusya’ya karşı uzan bir zırhlı duvar örmüş bulunmakatadır. Bu askeri yığınak, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Rusya sınırına yapılan en büyük askeri yığınak olarak tarihe geçmiştir. Eğer yeni başakan Donald Trump,eski Başakan Obama tarafından giderayak kucağına bırakılan bu problemi doğru çözebilirse Rusya ile Avrupa’yı savaşın eşiğine getirecek bu fiili durumun önüne geçebilir ve Avrupa cephesinde büyük askeri masraflar ile ekonomik yükten de kolayca kurtulabilecektir.
( 2.bölümün sonu. Yazı devam edecektir)
Etiketler: Çin » Dünya » Edebiyat » Ekonomi » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » kÖŞE YAZARLARI » Kültür Sanat » Makale Analiz » Ordular ve Silahlar » SiyasetBENZER HABERLER