Son Dakika
YAŞ TÜRKİSTAN DERGİSİNE GÖRE, 1930’LARDA ŞARKİ TÜRKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ’NİN DEVLETLEŞME HUSUSUNDA ÖNEMLİ ADIMLARI: KANUN-İ ESASİ, PARA BASIMI VE MECLİS ÇALIŞMALARI
Fedai KÜPOĞLU (İstanbul MSGSÜ.Tarih Bölümü Y.Lisans Öğrencisi)
Büyük Türkistan’ın doğrudan parçası olan Doğu Türkistan, bugün “Şing Cang”, “Xinjiang”, İngilizce olarak ise “Sinkiang” olarak anılmaktadır. Çinceden çevrildiğinde bu isim; “Yeni İşgal Edilen Yer”, “Yeni Hudut” gibi anlamlara gelmektedir. İsminden de anlaşılacağı gibi Doğu Türkistan işgal altındaki bir ülkedir. Günümüzde Çin’e bağlı bir özerk bölge olan Doğu Türkistan; Rusya, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Afganistan, Pakistan, Hindistan, Tibet, Çin ve Moğolistan ile komşudur.
1678-1755 yılları arasındaki Hocalar Devri olarak bilinen dönemde meydana gelen iç karışıklardan istifade eden Çinliler (Mançu) Doğu Türkistan’ı işgal etmeye başladılar. Bu işgal dönemi 1863 yılına Yakup Han tarafından bağımsız bir devlet kurulmasına kadar devam etti. Doğu Türkistan halkı işgalci Çin idaresine karşı bu dönemde pek çok kez ayaklandı. 1865 yılında Yakup Bey Doğu Türkistan’da siyasi birliği sağlayarak 14 yıl sürecek olan bağımsız bir devlet kurdu. Yakup Bey devletinin yıkılmasının ardından tekrar Çin esareti altına düşen Doğu Türkistan 1930’lu yılların başına kadar Çin işgali altında kaldı.
Doğu Türkistan Türkleri, bu şekilde uzun yıllar boyunca Çinli idarecilerin uyguladığı kanlı, acımasız, baskı ve zulüm siyaseti altında büyük acılar çekti. Çin’in uyguladığı bu kanlı siyaset, Çin Genel Valisi Yang Seng Şing’in 7 Temmuz 1928 tarihinde öldürülmesiyle yerine geçen Cing Şu Rin döneminde şiddetini iyice arttırdı. Bu durumun üzerine 1928 yılında uygulamaya konulan toprak siyaseti ile Kumul’da yerli halkın topraklarının karşılıksız olarak ellerinden alınarak Çinli göçmenlere taksim edilmesi Doğu Türkistan halkının memnuniyetsizliğini arttırdı ve bağımsızlık için ayaklanma arzusu körükledi.
Her geçen gün halkın öfkesi artarken ayaklanma için gerekli olan kıvılcım, Çinli bir karakol komutanının Kumullu Salih Dorğa’nın kızıyla zorla evlenmek istemesi oldu. Salih Dorğa bu zorlama karşısında bir plan kurdu ve bu plan doğrultusunda evliliğe razı olmuş gibi görünerek düğünün planlanmasına müsaade etti. Amaç düğüne davet edilen Çinlilere pusu kurmaktı. Baymirza Hayit, Dorğa’nın düğüne katılıp sarhoş olan 50 civarındaki Çinli’nin kurşuna dizilmesini emrettiğini ve silahıyla düğünü terk ederek Kumul’da ayaklanma başlattığını söylemektedir. İsa Yusuf Alptekin ise bu konuyla ilgili Kumul’da karakol komutanının Türk ahaliden birisinin kızına göz koyduğunu, fakat reddedildiğini, ancak bu konuda diretmesi üzerine tuzak kurulduğunu, güçlü bir Türkistan erkeğine kız elbisesi giydirildiğini ve gerdekte komutanı boğarak öldürdüğünü söylemektedir.
Salih Dorğa’ya Hoca Niyaz Hacı’nın destek vermesiyle Kumul’da isyan hareketi başlatıldı. Kumul’da başlayan bu isyan hareketi 1932 yılı itibariyle şiddetini arttırarak devam etti ve 6 Ocak 1932’de Turfan’da Mahmut Muhiti ve kardeşleri, 1933’te Kuçar’da Temur bay, 1933’te Hotan’da Mehmet Emin Buğra ve Sabit Damolla ayaklanmaları ile büyüyerek Doğu Türkistan geneline yayıldı. Neticede 25 Nisan’da Kaşgar fethedildi ve 16 Ağustosta ise İli ve Urumçi birkaç kazası dışında kurtarıldı.
16 Nisan’dan 28 Ağustos’a kadar geçen süre içerisinde General Temur, Dungen Generali Ma, General Osman vb. idarecilerin önderliklerinde kurulan mahalli tarzda hükümetler Sabit Damolla Abdülbaki tarafından Cumhuriyet Hükümeti kurulana kadar sırasıyla değişmiştir.
Hicri 04.07.1352, Miladi 12 Kasım 1933 tarihinde Kaşgar’ın Könçi mahallesinin önündeki meydanda, Gök bayrak göndere çekilerek sevinç çığlıkları arasında Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ilan edildi.
Bu önemli olayın ardından, yeni kurulan devletin çalışmalarına başlaması için öncelikli olarak bir kabine oluşturulması gerekliydi. Doğu Türkistan’daki liderler arasında yaşanan görüş ayrılıklarının tamamıyla çözülmesi sonucunda Doğu Türkistan’da ilk kabine oluşturuldu.
Yaş Türkistan dergisinin Şubat 1934’te yayınlanan 51. sayısının, 5 ve 6. sayfalarında Habiburrahman el-Bulgari imzasıyla yayınlanan “Doğu Türkistan Cumhuriyeti Kabinesi” başlıklı makale, önemi dolayısıyla aynen alınarak aşağıda verilmiştir.
Doğu Türkistan Cumhuriyeti Kabinesi
Başbakan: Sabit Abdülbaki Efendi,
İçişleri Bakanı: Yunus Said Bey,
Dışişleri Bakanı: Kasım Can Efendi,
Milli Savunma Bakanı: Oraz Bey,
Eğitim Bakanı: Abdulkerim Mahdum Efendi,
Maliye Bakanı: Ali Ahundbay Efendi,
Ziraat ve Ticaret Bakanı: Ebulhasan Hacı Efendi,
Sağlık Bakanı: Abdullah İşan Hoca Hani,
İslami Vakıflar Bakanı: Şemseddin Efendi,
Bakanlar Kurulu Memuru: Hacı Alem Ahund Efendi,
Kabine şuanda siyasi önemi dolayısıyla Kaşgar’da görev yapmaktadır. Cumhurbaşkanı Hoca Niyaz ise Aksu şehrinde bulunmaktadır. O’na karşı duyulan saygı ve sevgi olağanüstüdür. Çünkü Hoca Niyaz Hacı cihat bayrağını kaldıran ilk Doğu Türkistanlıdır.
Doğu Türkistan bayrağı, Gök mavisi zemin ortasında bir ay ile beş köşeli yıldızdır.
Habiburrahman el-Bulgari. Peşaver, 2.1.34
Baymirza Hayit Türkistan Devletlerinin Milli Mücadeleleri Tarihi isimli kitabının 311. sayfasında, Seyfettin Azizi ise Ömür Destanı Zulüm zindanlarında (Anılar) isimli kitabının 302–303. sayfalarında yukarıda verilen kabine üyelerine ek olarak aşağıdaki isimleri vermektedirler;
Başbakan yardımcısı: Canı Bey, Adalet Bakanı: Zarif Kari, Savunma Bakanı: Sultan Bey Bahtiyar Bey, Genel Kurmay Başkanı (General): Mahmut Muhiti, Ticaret Bakanı: Satık Bey İnsanüddin Zade, Hotan Emiri: Nur Ahmet, Ulaştırma Bakanı: Abdullah Damolla, Millet Meclisi Başkanı: Tahir Bey, Millet Meclisi Başkâtibi: Sufi Zade. Yunus Said Bey, İçişleri Bakanlığı görevine ek olarak Kaşgar Vilayetleri’nin Valisi olarak tayin edildi.
Seyfettin Azizi, Habiburrahman Efendi’den ayrı olarak Sağlık Bakanı’nı Ubeydullah Han olarak, vermektedir.
Devletin şiiri şöyleydi;
Bayrağımız Gök bayrak,
Ordumuz Altın Ordu.
Türkistan Türk yurdu,
Türkün olacak.
Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti Anayasası
Hükümetin kurulmasının ardından devletin prensiplerini, işleyişini ve yapısını belirlemek için bir anayasanın hazırlanması gerekiyordu. 30 maddeden oluşan 1933 Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti Anayasası (Kanun u Esasi), 3 Aralık 1933’te ilan edilerek, İstiklal Cemiyeti bilim kurulunun yayın organı olan (aynı zamanda Resmi Gazete), İstiklal dergisinin 1. ve 2. sayılarında yayınlandı. Yaş Türkistan dergisi ise İstiklal dergisinin bu iki sayısından naklen, derginin 1934 yılı Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında çıkan 53, 54 ve 55. sayılarında 3 parça halinde sayfalarına taşıdı. Yaş Türkistan dergisinde Kanun u Esasi aşağıdaki şekilde nakledilmiştir;
(Yaş Türkistan Dergisi Sayı:53, Sayfa: 31-36 – Nisan-1934)
KANUN U ESASİ(*)
H. 1352 Yılı, 16 Şaban (3.XII.33)
Doğu Türkistan Cumhuriyeti’ne ithafen
“İstiklal Cemiyeti”nin Bilim Kurulu Tarafından Hazırlanıp Takdim Edilmiştir
Kanun u Esasi
Sunuş
Yurttaşlarımızın genel görüşü ile beraber Doğu Türkistan’da büyük bir milli hareket meydana geldi. Bu hareketin sonucunda Cenab ul Rabbülalemin Mühriban Hazreti Hak sübhane ve teala’nın lütuf ve inayeti rabbaniyesi ile ve büyük dâhimiz, bağımsızlık mücadele meydanının kahramanı Cumhurbaşkanı Hoca Niyaz Hacı Hazretlerinin önderliği ve yurttaş kahraman savaşçılarımızın dinini koruma, çaba ve gayretleri ile uzun yıllardan beri kötü yönetim sisteminin vahşetlerine, çeşitli dert ve elemlerine tahammül edemeyen yerli mazlumların göğe yükselen inleyip sızlanmaları, yakarış ve feryatları neticesinde, Cenabı Hakkın büyük dergâhına on binlerce hamd ve şükürler olsun ki, Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ortaya çıkmış, 57 yıldır ümit ederek, Hüdamızdan istediğimiz dini ve milli İslam hükümeti kurulmuştur.
Bu büyük ilahi lütfün kurulması münasebetiyle Tüzük hazırlanarak cumhuriyet işlerinin bu Tüzüğün kurallarına uygun olarak yapılması gerekli görülmüş ve bu doğrultuda merkez “İstiklal Cemiyeti”nin bilim kurulu tarafından işbu Tüzük hazırlanarak takdim edilmiştir.
Anayasa’nın Maddeleri
§ 1 – Doğu Türkistan Cumhuriyeti, İslam şeriatı esasına dayanılarak kurulmuş olup hak ve saadetimiz olan ve kıyamet gününe kadar değişme ve bozulma olmayacak ilahi Kanun olan Kuran-ı Hâkimin hükümlerine göre idare edilir.
§ 2 – Doğu Türkistan Devleti, “Cumhuriyet” usulüne uygun olarak kurulmuştur. Halkının refah ve huzuru için çalışır. Devlet, milleti, dışarıdan gelen saldırılardan korumakla mesuldür. Milletin dini, milli, kültürel ve iktisadi meselelerini idare etmek ve milletin bu gibi isteklerini yerine getirmek ve devletin bağımsızlığı garanti altına almak için Nakin Hükümetine (Çin Hükümeti) ve Milletler Cemiyetine başvurarak, elinden gelen bütün imkânı sarf eder.
Devletin Kuruluşu
§ 3 – Devlet idaresinin merkezinde (Müminlerin reisi) cumhurbaşkanı hazretleri oturup hükümeti İslam şeriatı kurallarına uygun olarak idare eder.
§ 4- Devlet, Halka, parlamentoya ve istişareye dayalı kurulmuş olup, milletin iradesini, arzusunu, ihtiyaçlarını temin etmek ve milletin istekleri ve hakları milletin vekilleri tarafından sağlanır.
Bakanlıkların Kuruluşu
§ 5- Devleti idare etmek için müminlerin reisi başkanlığında, başkentte bir Bakanlar Kurulu oluşturulur. Bu kurulun başında Sadrazam makamında “başbakan” bulunur. Başbakanın yanında iki yardımcısı olur.
Bakanlar: 1- Din ve adalet, 2- Savunma, 3- Maliye, 4- Dışişleri, 5- İçişleri, 6- Ticaret ve Ziraat, 7- Eğitim, 8- Vakıflar 9- Sağlık bakanlıkları olarak, 9 bakanlıktan ibarettir.
Bu 9 bakanlık, iki gruba ayrılır:
Birinci Grup Milli Savunma ve İktisat Bakanlıkları Olup,
1 – Savunma, 2- Dışişleri, 3- Maliye, 4- Ticaret, Ziraat ve Endüstri Bakanlıklarıdır. Bu gruba bakanlar kurulunun birinci başbakan yardımcısı başkanlık eder.
İkinci Grup İdari ve Kültürel Bakanlıklar olup
1 – İçişleri, 2 – Din ve Adalet, 3 – Eğitim, 4 – Vakıflar, 5 – Sağlık bakanlıklarından oluşur. Bu gruba bakanlar kurulunun ikinci başbakan yardımcısı başkanlık eder.
§ 6- Cumhurbaşkanı’nın Görevleri
a. Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı, dinin, milletin ve vatanın saadeti, düzeni ve gelişimi için hizmet eder. Hükümeti idare eder ve hükümetin büyük atası sayılır. O, devletin büyük emiri ve başkomutanıdır.
b. Cumhurbaşkanı hazretleri Millet Meclisi tarafından dört yıl için seçilir. Fakat İslam’ın, vatanın ve milletin kurtuluşunu sağlamak için kahramanca savaşarak bağımsızlığı sağlayan şimdiki Cumhurbaşkanımız Hoca Niyaz Hacı hazretleri ömür boyu Doğu Türkistan Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı olmasını bütün millet ve askerler kesin olarak onaylamıştır.
c. Cumhurbaşkanı, Sadrazam makamındaki Başbakanı tayin eder ve Bakanlar Kurulu’nu onaylar.
Açıklama
Cumhurbaşkanı, Millet Meclisi toplandığında başbakanı ve Bakanları, meclis tarafından onaylanmaları için tavsiye eder.
ç. Bakanlar Kurulu’nun kararnamelerini cumhurbaşkanı onaylar. Bunları reddettiği takdirde, yeniden gözden geçirilmesi kaydıyla Bakanlar Kuruluna geri gönderir.
d. Cumhurbaşkanı, başbakan veya bakanlar kurulu arasında bir anlaşmazlık oluştuğunda, başbakan İstifa eder. Bunun üzerine cumhurbaşkanı yeni bir başbakan tayin eder ve bu başbakan yeni bakanlar kurulunu oluşturur.
e. Cumhurbaşkanı dışişleri Bakanının katılımıyla Doğu Türkistan’a gönderilen yabancı elçi, bakan ve heyetleri, kabul eder.
f. Cumhurbaşkanı, bütün askerlerin başkomutanı sıfatıyla, Başbakan ve Savunma Bakanı vasıtasıyla Doğu Türkistan Ordusunu idare eder.
g. Cumhurbaşkanı, Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin istişare ve müzakere esası üzerine kurulu olduğu için, Bakanlar Kurulu’nun kararlarının kabulü veya reddi konusunda karar vermede çoğunluğun oyuna başvurur.
§ 7- Başbakanın Görevleri
Başbakan, bütün bakanların başıdır.
Bu sebeple, her bakanlığın işleri ile meşgul olma hakkına sahiptir. O’na, aynı zamanda Bakanlar Kurulu’nun başkanı da denilir.
Başbakan, haftada bir gün, olağanüstü hallerde daha sık olmak üzere, Bakanlar Kurulu toplantısını yapar. Bu toplantıya katılanlara Bakanlar Kurulu denir.
Bu toplantılarda hükümetin almış olduğu bütün kararlar görüşülür ve bunlar hakkında karara varılır. Bu kararlar Millet Meclisine sunulur. Kararlar çoğunluk tarafından kabul edilirse, kanun halini alırlar. Millet Meclisi toplanamıyorsa, kararlar Padişaha (Cumhurbaşkanına) sunulur. Bakanlar Kurulu kararları, padişah veya hükümdar tarafından onaylanıyorsa, yine kanun halini alırlar. Bakanlar Kurulu’nun kararıyla, kabul edilen kanunlara Bakanlar Kurulu Kararı denir. ( 1.bölümün sonu.Yazı devaam edecek)
BENZER HABERLER