Katolik Hıristiyan dünyasının dini, siyasi temsilcisi ve devleti olan Vatikan (Papalık) Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da sürdürdüğün insanlık suçları ile soykırım cinayetlerine ve üstelik Müslümanlın ve Hırıstiyan dinleri için ” Tüm Dinlerin Çinlileştirilmesi” sapkınlığı ile tüm dinlere savaş açan, Camilerden sonra Kiliseleri de tahrip ederek yok eden Çin Komünist rejimi ile tüm eleştirilere rağmen işbirliğini gün geçtikçe arttırarak sürdürüyor.
Vatikan, Çin ile 2018 yılında gizli olarak yapılan Papalığın Çin’e Piskopos atanması konusunda varılan tartışmalı anlaşmanın iki yıl daha uzatıldığını açıkladı.
İlk defa 2018’de imzalanan tartışmaların odağındaki anlaşma konusunda geçen temmuzda Reuters’a konuşan Papa Francis, hala geçici statüdeki metnin uzatılmasını öngördüğünü dile getirmişti.
Çin’de Papa Franscis’e sadık ‘yeraltı cemaati’ ile devlet destekli resmi kilise arasında uzun süredir devam eden bölünmeyi hafifletmeyi öneren anlaşma aynı zamanda 1950’lerden bu yana Papa’nın ülkede ilk kez Katolik Kilisesi’nin en üst düzey lideri olarak tanınmasını sağlıyor. Metin sayesinde ayrıca Papa Çin’e piskopos atamalarında karar verici son merci olarak kabul ediliyor.
Hong Kong Eski başpiskoposu : ” Vatikan Pekin’e teslim oldu”
Eski Hong Kong başpiskoposu Kardinal Joseph Zen’in de aralarında bulunduğu eleştirmenler anlaşmanın uzatılmasını Çin’e “teslim olmak” olarak nitelendiriyor. Zen şu anda demokrasi yanlısı protestocular için bir yardım fonu kullanmaktan yargılanıyor ve eleştirmenler Vatikan’ı onu kamuoyu önünde savunmak için “yeterince çaba göstermemekle” suçluyor.
Vatikan ayrıca Çin’de Hristiyanlar ve diğer azınlıklar için dini özgürlükler üzerindeki kısıtlamaların arttığı bir dönemde anlaşmayı uzatmasından dolayı eleştiriliyor.
Papa ise bu eleştirilere Kilise’nin Çin’de “uzun vadeli düşünmesi gerektiğini” söyleyerek yanıt veriyor ve kusurları olan bir diyaloğun hiç temas olmamasından “daha iyi” olduğunu belirtiyor.