Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker, 4 Mart’ta dünya genelinde yaşanan önemli çatışma ve sorunların yanı sıra bazı ülkelerdeki insan hakları ihlallerine ilişkin hazırladığı bir raporu İnsan Hakları Konseyi’ne sundu.
Raporunun Çin bölümünde, Çin’deki insan hakları aktivistleri ile onların savunma savunucuları ve avukatların tutuklanmasına yol açan ceza kanunundaki bazı muğlak hükümler ve kısıtlamalar hakkındaki endişelerini dile getirdiği bildirildi.
“Evrensel Periyodik İnceleme sırasında Çin, Ceza Kanunu ile Ceza Muhakemesi usulü Kanunlarında değişiklik yapmak da dahil olmak üzere insan haklarını korumaya yönelik 30 yeni tedbirler planı önerildi. Ayrıca, kesin kanıtlara dayanmayan belirsiz ” Kışkırtma ve Güvenliği tehlikeye atma” olarak tanımlanan suçların yeniden gözden geçirilmesi çağrısında da bulunuldu. Tanımlanan bu suçlardan dolayı tutuklanan insan hakları savunucuları, avukatlar ve diğer kişilerin serbest bırakılması de talep edildi.
Türkçe konuşmasının ardından Uygurlar ve Tibetlilere de değinen Volker, şunları söyledi:
“Ayrıca (Çin) hükümetini, ofisim ve diğer insan hakları kuruluşları tarafından Sincan ve Tibet gibi bölgelerde temel insan haklarını ihlal eden yasa, politika ve uygulamalara ilişkin tavsiyeleri uygulamaya çağırıyorum.”
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği nihayet Ağustos 2022’de Çin hükümetinin Uygur bölgesindeki politikalarının “insanlığa karşı suç” teşkil ettiğini belirten nihai bir rapor yayınladı ve Çin’in bölgedeki durumu değiştirmesine rehberlik edecek bir dizi tavsiyede bulundu. bölge.
İnsan hakları uzmanı Dr. Sophie Richardson, Çin hükümetinin gerçekleştirdiği ihlaller göz önüne alındığında Yüksek Komiser Volker Turk’ün değerlendirmesinin son derece zayıf olduğuna inanıyor. Bugün radyomuza yaptığı konuşmada Volker Türk’ün ofisinin Uygurlarla ilgili hazırladığı raporu toplantıda açıkça dile getirmemesini eleştirdi. Dedi ki:
“Volker Türk’ün, ofisinin Uygur bölgesiyle ilgili yayınladığı rapordan ve bu raporda Çin’in bölgedeki politikalarının insanlığa karşı suç teşkil edebileceği yönündeki sonuçtan açıkça bahsetmemesi üzüntü vericidir. “İnsan Hakları Konseyi’ndeki konuşması çok zayıftı ve kurbanları desteklemekten ziyade Çin hükümetini kızdırmamak konusunda endişeli görünüyordu.”
İnsan Hakları İzleme Örgütü ve Dünya Uygur Kongresi gibi birçok insan hakları örgütü, İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk’ten, ofisi tarafından yayınlanan raporun incelenmesini talep etti. Volker Türk o dönemde raporda yazılanlarla ilgili soruşturma başlatacağını söylese de henüz bu konuda spesifik bir plan ortaya koymadı.
Dünya Uygur Kongresi Başkanı Sayın Sang İsa, Volker Türk’ün konuşmasının ileriye doğru bir adım olmasına rağmen yeterli görmediğini söyledi. Dedi ki:
“Volker Türk’ün İnsan Hakları Konseyi toplantısındaki konuşması ileriye doğru atılmış bir adım olarak görülebilir. Ancak bu yeterli bir ilerleme değil. İnsan Hakları Yüksek Komiserliği’nin yayınladığı rapora göre kendisine Çin’de soruşturma başlatması çağrısında bulunuyorduk. Uygur meselesini iyi bilen bir kişi ama Çin hükümetinin BM nezdindeki lobi çalışmaları sonuç vermedi. »
Volker, 4 Mart’ta Türkiye İnsan Hakları Konseyi’nde yaptığı konuşmada, ofisinin hazırladığı raporda yer alan ciddi iddialarla ilgili soruşturma başlatmak yerine Çin hükümetiyle insan hakları diyalogunu sürdüreceğinin sinyalini verdi. Dedi ki:
Çin ile ofisimiz arasındaki diyalog, Çin’in terörle mücadele politikası, cinsiyet eşitliği, azınlıkların korunması, sivil haklar, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar konularında devam ediyor. Özellikle Evrensel Periyodik İnceleme sırasında gündeme getirilen alanlar dikkate alındığında, bu diyaloğun somut sonuçlara ulaşması önemlidir. »
Dr. Sophie Richardson, şimdiye kadar Batılı demokrasilerin ve BM gibi örgütlerin “Çin’in insan hakları sorunlarını güzel sözlerle ve Çin’i gücendirmeyecek şekilde çözmek” gibi yanlış bir tarzı benimsediğine inanıyor. Volker Türk’ün aynı hatayı tekrarladığını söyledi. Dedi ki:
“Volker Türk, kendisi gibi pek çok kişinin ve diğer demokratik ülke liderlerinin bugüne kadar yaptığı hatanın aynısını yapıyor: Sorun, Çin ile doğru bir insan hakları diyaloğu kurularak çözülebilir.” Çin ile insan hakları diyaloğu 30 yılı aşkın bir süredir yürütülüyor ancak bu, Çin’in insanlığa karşı suç işlemesini engellemedi. Dolayısıyla bu hatanın bu kadar uzun süredir yapılması çok talihsiz bir durumdur. Öte yandan Çin konusunda seleflerinden farklı bir adım atmaya cesaret edememesi, hatta BM Genel Sekreteri olarak yeniden seçilme arzusunun onu Çin’e karşı fazla sert davranmamaya teşvik etmiş olması da mümkün. »
Nitekim ABD’deki bazı ırkçılık ve ayrımcılığın vatandaşların adil oy kullanma hakkına sahip olmasını engellediğine değinen Sayın Volker Türk, İsrail ile Hamas arasındaki çatışmanın Orta Doğu’da büyük bir kaosa yol açabileceği uyarısında bulunarak, Rusya’nın Muhalefet lideri Navalny öldürüldü, Çin hakkında konuştu. Çin’in yoksulluğu azaltma ve kalkınmayı teşvik etme konusundaki ilerlemesini takdir ediyorum ve Çin’i, yasalarını ve politikalarını uluslararası insan hakları standartlarına uygun hale getirecek reformlarla birlikte bu ilerlemeyi gerçekleştirmeye çağırıyorum.”
Volker Türk, Kasım 2022’de BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği görevine atandı. O günden bu yana Çin Uygurlarına yönelik soykırıma karşı olumsuz tavır almakla suçlanıyor.