Son Dakika
Çin yönetimi İşgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan Türklere her türlü baskı,zulümler ile insanlık ve etnik soykırım suçları işlemeye devam ederken Filistin’e destek açıklamalar yapması insani olmaktan çok uzak, tam bir ikiyüzlülük ve stratejik bir fırsatçılık olarak yorumlanıyor. İşgalci Çin, Hamas’in İsrail’e yönelik silahlı eylemlerini “Meşru Müdafa”olarak nitelerken Uygur Türklerinin Çin’in baskı ve zulümlerine karşı sözlü ve yazılı tepkilerini ve yaptıkları barışçıl ve yasal protesto eylemlerini ise, Çin İşgal Ordusunu kullanarak devlet terörü ile acımasızca bastırıyor. Çin Uygur bölgesindeki durumun normalleştiğini iddia etse de, Doğu Türkistan’dan gelen haberler bunun tam tersini ve durumun daha da kötüye doğru gittiğini gösteriyor.
Çin, Neler Yaptı de Kendisi İçin Takdir Bekliyor?
Yaklaşık 1 yıl önce Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu ev sahipliğinde toplanan Uluslararası Uygur Forumu‘nda (9-10 Kasım 2022) Çin yönetiminin Uygurlara ve Doğu Türkistan’daki diğer Türk halklarına karşı uyguladığı soykırım politikasına küresel bir cevap verme amacıyla hak savunucuları, uzmanlar, diplomatlar, uluslararası hukukçular ve en önemlisi bölgedeki yaşananların tanıkları bir araya gelmişti. Forum sonrası yayınlanan Brüksel Deklarasyonu ile soykırımın durdurulması için atılması gereken acil adımlar dünya kamuoyuyla paylaşılmış ve ortak bir tavır alınması talep edilmişti.
Ancak Çinli yetkililer Uygurlara yönelik insan hakları ihlalleri bağlamındaki bütün iddiaları reddederek Sincan’ın “kalkınma ve terörle mücadele çabalarının” yabancı diplomatlar ve uluslararası örgüt temsilcileri tarafından yapılan ziyaretlerde açıkça görüldüğünü ileri sürüyor. Yetkililer, Sincan ve Tibet’le ilgili konuların Çin’in iç işleri olduğunu vurguluyor ve insan hakları kaygıları temelinde yapılan her türlü müdahaleyi reddediyor.
Çin’in Filistin’i desteklemesinin kendisine başka bir getirisinin ise Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerdeki nüfuzunu artırması olabileceği düşünülüyor. Washington merkezli Sürgündeki Doğu Türkistan Hükûmeti Başbakanı Saleh Hudeyar da bu yoruma katılanlardan. Hudeyar, Voice of America’nın Çince haber yapan servisine yaptığı değerlendirmede benzer bir tespitte bulundu:
“[Çin’in] bu desteği Arap ve Müslüman ülkeleri Doğu Türkistan’daki [Sincan] Uygurlar ve Türk halklarıyla dayanışma sergilemekten caydırmaktadır. Çin’in İslam’ı küçümsemesine ve ülke içinde ‘ideolojik bir virüs’ olarak nitelendirmesine ve Doğu Türkistan’ın Türk ve İslam kimliğini silme çabalarına rağmen, Müslüman ve Arap dünyası, muhtemelen Çin’in Filistin’e verdiği destek nedeniyle, büyük ölçüde sessiz kalmaktadır.”
Hudeyar’ın güncel duruma dair bu yorumuna ek olarak, Çin’in Müslüman ülkelerin de içinde bulunduğu birçok gelişmekte olan ülkeyle kurduğu stratejik ve ekonomik kalkınma iş birliklerini hatırlamak ve başat faktör olarak hesaba katmakta yarar var. 6 Ekim 2022’de yapılan bir Birleşmiş Milletler oylamasında BM İnsan Hakları Konseyinin 16 yıllık tarihinde ikinci kez bir önerge reddedilmiş ve Doğu Türkistan’daki insan hakları durumunun görüşülmesi için sunulan tasarı reddedilmişti. Çekimser kalan ya da aleyhte oy kullananların başında Endonezya, Kazakistan, Malezya, Pakistan, Katar, Senegal, Sudan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Özbekistan gibi Müslüman nüfusun çoğunluk olduğu ve İslam İş Birliği Teşkilatı (İİT) üyesi ülkeler yer alıyordu.
Çin’in yaptırıma uğramasına engel olan bu tavrın arkasında üç ana neden yatıyor: Ekonomik kooperasyon, başta BM olmak üzere uluslararası arenada Çin’in diplomatik gücüne duyulan ihtiyaç ve söz konusu ülkelerin güvenlik politikalarına Çin’in verdiği teknolojik destek. Öte yandan –Çin’in Filistin’e dair daha önceki diplomatik tutumları ve şimdiyse bir sorun çözücü aktör olarak kendini tanıtma istemesi faktörlerine ek olarak- Çin’in kendi güncel çıkarları açısından Filistin-İsrail meselesine daha fazla dahil olmak istiyor. Çin’in mevcut bakış açısını açıklayan BBC’nin Asya muhabiri Tessa Wong, Çin’in Orta Doğu ülkeriyle olan mevcut petrol ithalatının oldukça önemli olduğunu vurguluyor: Çin’in ithal ettiği petrolün yarısının Körfez ülkelerinden geldiği tahmin ediliyor. İlaveten, Orta Doğu ülkeleri Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’nde önemli bir rol oynuyor.
Dünyanın gözü kulağının Gazze’de olduğu bu günlerde Çin’in Paris Büyükelçiliği dolaylı olarak Uygur meselesini yeniden dikkatimize sundu. Peki, Uygur diasporasının soykırım olarak nitelendirdiği Çin’in Sincan politikası ve uygulamalarında güncel durum ne? Çin yönetimi bir süredir bölgedeki durumun normalleştiğini iddia ediyor. Bu iddialara rağmen, devam eden baskılar ve Uygurların keyfi olarak gözaltına alınması nedeniyle endişeler devam ediyor.
29 Mayıs 2023’te, film yapımcısı İkram Nurmehmet Pekin’de gözaltına alınmış ve gözetimde tutulmak için Sincan’a nakledilmişti. Uluslararası medyanın haberleştirdiği bu olay, Uygurlara yönelik keyfi tutuklamaların sürdüğünü hatırlatmış ve Çin’in Uygurların yaşam koşullarına ilişkin tasvir etmeye çalıştığı olumlu tabloyla tezat oluşturmuştu.
27 Ekim’e gelindiğinde ise UHRP, ABD Ticaret Bakanlığı’nın 2024 yılında Çin-ABD Turizm Liderliği Zirvesi’ne ortak ev sahipliği yapmasına ilişkin endişelerini dile getirdi ve buna gerekçe olarak Çin hükûmetiyle turizm iş birliğinin Sincan’daki Uygurlara yönelik oluşturacağı potansiyel riskleri gösterdi. Bu endişe, Sincan’daki turizmin önemli ölçüde büyüdüğü ve son tatil dönemlerinde önemli gelirler elde ettiği bildirilen bir dönemde dile getirildi. Kurumun İcra Direktörü Ömer Kanat, Ticaret Bakanı Gina Raimondo’ya bir mektup göndererek ABD-Çin turizm iş birliği konusundaki endişelerini dile getirdi ve bir toplantı talep etti. UHRP, Çinli yetkililerin Sincan’da işlediği insanlığa karşı suçları gizlemek ve desteklemek için uluslararası turizmi kötüye kullandığını iddia ederek, bu konuların ele alınması için kamuoyuna kınama ve harekete geçme çağrısında bulundu.
Çin yönetiminin baskısı, yaygın polis gözetimi, dinî faaliyetlere yönelik kısıtlamalar ve 2014 itibarıyla Uygurlar için “eğitim merkezleri” olarak lanse edilen hapishane kamplarının kurulmasıyla sonuçlanmıştı. 2020 yılındaki raporlara göre, 1 milyon 800 bin Uygur Türkü ve Müslümanın gözaltında tutulduğu, 25 bin insanın ise öldürüldüğü tahmin ediliyor. Son aylardaki birtakım değişiklikler Uygurlar üzerindeki kontrolün biraz gevşediğini gösterse de, binlerce Uygur Türkünün terör suçlamalarıyla hapsedilmiş olması geçerliliğini koruyor. Hotan gibi önemli illerde polis varlığı ve önlemleri hâlen yaygın. Urumçi ve bazı şehirlerde ise sıkı kontrollerin hafiflediği belirtiliyor.
Çin yönetimi, Sincan politikasında son zamanlarda ekonomik kalkınma mesajını daha fazla vurgular oldu. Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında -UHRP’nin şerh düştüğü- turizm ve altyapı projelerine dair teşviklerini arttırdı. Kaşgar’ın tarihi şehir merkezinde, Uygurların yerli ve yabancı turistleri geleneksel kıyafetleriyle karşıladığı belirtiliyor. Fakat İslami dinî faaliyetlere izin verilmiyor ve şehirdeki birçok cami kapalı durumda.
Kısa bir süre önce Sincan’ı ziyaret eden Le Monde muhabiri Frédéric Lemaître, eyaletteki güncel atmosferi ve Çin’in imaj çalışması kapsamında ağırlık verdiği turizm faaliyetlerini gözlemledi. Lemaître, Sincan’daki sıkı polis gözetimi görece hafiflemiş olsa da İslami faaliyetlere dair katı yasağın sürdüğünü ifade ediyor. Kaşgar’daki tarihî Iydgâh Camii‘ni ziyaret eden muhabirin en çarpıcı gözlemlerinden biri ise camide turistler dışında kimse olmaması. Caminin ibadethaneden ziyade bir turistik mekanı andırdığını belirten Fransız muhabirin gözlemlediği kadarıyla camide toplu ibadet de söz konusu değil ve namaz kılmak için camiye gelen insan yok.
Kaşgar, Han Çinlilerinin ağırlıklı olarak Uygurların yaşadığı bölgeye yerleştirilmesiyle birlikte Çin’in Sincan’a uyguladığı baskının ana odağındaki şehirlerden biri olarak görülüyor. Bu şehri de ziyaret eden Lemaître, Kaşgar’da hayatın ilk bakışta normal görünse de altta yatan bir huzursuzluk hissinin varlığına dikkat çekiyor: Esnaf, yaşlılar ve genç kadınlar yabancılarla ilişki kurma konusunda isteksiz. Muhabire göre, bu isteksizliğin arkasında büyük ihtimalle yerli halka yönelik sıkı gözetim ve korku ikliminin sürmesi bulunuyor.
BENZER HABERLER