Son Dakika
Hamit Göktürk
Geçen hafta Pekin’de toplanan Çin Halk Kurultayı ile Siyası Danışma Konseyi toplantısına katılmak için Pekin’e gelen Doğu Türkistanlı kukla Vekillerİn,tarihte ilk kez ülkelerindeki Çin baskısını ve etnik ayırımcılık politikasını Çin Liderleri nezdinde çekinceli de olsa dile getirdikleri bildiriliyor.
Çin yönetimince Halk Kurultayı ve ÇKP.Siyası İstisare Konseyi Üyesi olarak atanan Hoten Vilayeti Merkez Camii İmam Hatibi ve yönetime bağlı bir çok dini kurum ve organın başkanı ünvanlarını taşıyan Abdulhamit Ahmet Tohtı Damolla Hacı, “Ben Halk Kurultayına ve Siyasi Danışma Konseyi toplantısına Milletimin ve İslam dinimizin ağır problemlerini ve yükünü alarak geldim.” İfadelerini kullandığı ortaya çıktı.
Uygur din adamı 11 Mart’ta Çin Merkezi Radyosunun “ Çin’e Bakış” adlı Uygurca programına katıldı .Ülkesinin durumu,dini ve milli konularda karşılaşılan güçlükler ve engeller ile halkın sosyal ve ekonomik hayatını her iki toplantıda söz alarak dile getirdiğini açıkladı. Radyo programından sonra onun konuşması sosyal medya aracılığı ile bütün ülkeye yayıldı ve Doğu Türkistanlıların ana tartışma ve teması haline geldiği bildiriliyor. Konuşmanın ülke kamu oyunda büyük yankı yaptığı ifade ediliyor.
ABD.Merkezli Hür Asya Radyosu, Çin Merkezi Radyosu portalı ve resmi Tengritag Sitesi , Çin’in facebook’u olarak bilinen Wechat gibi sosyal paylaşım siteleri ile çeşitli ajansların bildirdiklerine göre, Uygur din adamının Radyo’daki konuşması şöyle ;
“ Ben bu kez Kurultaylara memleketim Hoten’den iki ağır yükü taşıyarak geldim.Biri Milletim için konuşmak,diğeri ise, İslam dinimiz hakkındaki problemleri anlatmak. Bana tevdi edilen Halk Vekilliği sıfatım ile bu iki hususu bana yüklenen iki ağır görev olarak kabul ediyorum. Benim yaşadığım Hoten’ın durumunu ele alırsak; Yerli Uygur ahalının çocuklarının işe yerleşmeleri sorunu çok zor bir problem olarak orta yerde durmakta. Her ne kadar İşletme sahipleri ve yetkililer Azınlık Uygurlardan işçi kabul etmiyoruz.açıklamasını yapsa de Hoten’e getirilen ve halen getirilmekte olan Çinli göçmenler ve akma nüfus( iş vaadı ile buraya gelen Çinliler)in sayısı her geçen gün artmaktadır. Yerli Uygur gençler ise gitgide işsizliğe mahkum edilerek kendi kaderleri ile baş başa bırakılmaktadır. Günümüzde hemen hemen herkes Doğu Türkistan’da ve Çin’de istıkrardan bahsetmekte. Doğu Türkistan’da toplumun istıkrarı için ivedi olarak bölgenini yerli halkının ve azınlık Millet mensuplarının işsizlik sorunun çözülmesi gerekir.Hükümet ,bu işsiz uygur gençlerin iş hayatını güvence altına alması lazım.
Bizim inandığımız mübarek İslam dini hiçbir zaman eğitim – öğretim ve ilime ve gelişmeye karşı değildir. Allah Taala’nın sözü olan Kuran’i Kerim ve Allah Taala’nın elçisi olan Peygamberimiz Muhammed (SAV.) efendimiz kendi hadislerinde ilim öğrenmenin önemini ve zaruretini biz müminlere emretmiştir. Halbuki, ülkemdeki icraatlarda halkın inançları yasaklanıp engellenmekte.Okullar’da Çocuklarımızın dini bilgiler alması yasaklanmakta.Müslüman yerli halkın bir kısım çocuklarının devletin eğitim ve öğretim kurumlarına olan güveni sarsılmakta ve bu çeşit olumsuz uygulamalar gençlerimizi ve çocuklarımızı ümitsizliğe sevk etmektedir.
Uygur Özerk Bölgemizin en önemli sorunların biri de İbadet yerleri meselesidir. Hoten’de yeni yerleşim bölgeleri inşa edildi. Fakat,bu yeni bölgelerde Müslümanların ibadetleri için Mescit ve Camiler inşa edilmiyor. Eskiden Hoten şehrinin nüfusu 1,2 milyon idi.Şimdi bu sayı 2,5 mılyonu geçti.Eski Camiiler genişletilmedi.Yeni Cami ve Mescitler yapılmadı. Bu kadar kalabalık Müslüman yerli halk nerede ibadetlerini yerine getirecek ? Namazlarını nerede eda edecek ? Halk, yeni yerleşim bölgelerine kendi inançları ile birlikte yerleşirler.Kan ile birlikte yerleşen itikad, canla birlikte vücudu terk eder. Durum bu iken, yerli Müslüman halkın inançlarını güvence altına alacak şartlerin yaratılması gerekir. Hava alanlarında sigara içenler için özel odalar tahsis ediliyor.Halbuki,aynı Hava alanlarında Müslümanların namaz kılabilecekleri bir karış bile yer yok. Hastanelere tedavi için giden Hastalara zorla, dini faaliyetler ile meşgul olmayacağına dair taahhütnameler imzalatılıyor. Bu insanlar Müslümandır, İnançlarını yerine getirmeleri lazım.? Müslümanların kıldıkları namazın kime ne zararı dokunabilir ? Onların namaz kılmalarının neresi hatalı ve suç ? Bu uygulamalar Çin anayasası ve ve ilgili yasalara ve devletin Milliyetler siyasetine tamamen aykırı keyfi uygulamalardır. ”
Uygur din adamı konuşmasının sonunda Uygurların milli kimliklerini yansıtan giyim kuşamları ile örf adet ananelerine yapılan engelleme ve yasaklamaların de yasalara aykırı olduğunu ve derhal bu tür yasadışı içraatların uygulamadan kaldırılmasını talep etti.
Öte yandan Bölgeden atanan Kurultay’ın Rus ve Tatar asıllı vekillerin de Hükümetin Doğu Türkistan politikasını eleştiren konuşmalar yaptığı bildiriliyor .Tayvan’da yayınlanan Minbao(Halk) Gazetesinin bildirdiğine göre Rus vekil Chinliz Hanım, bölgeye Memur atanmasının yöntemini eleştirirek “ Uzun yıllardan beri bu bölgeye yerli halkın dilini bilmeyen Çinli memurlar tayın edildi. ABD Dış İşleri Bakanlığı her zaman ülkemize Çin dilini iyi bilen diplomatlar atamakta. Hükümet Uygur bölgesine memur atarken, bundan örnek almalıdır.” İfadesini kullandı.
Tatar Vekil İlzat ise ; Uygur bölgesi Çing Hanedanlığından beri (1877’deki Çin istilasından beri) Çin yasalarına göre değil, özel olarak yönetildi.Çin topraklarının dışında tutuldu.Bu nedenle bu bölgede Batı’nın özellikle Rusların nüfuzu sürekli arttı.Batı ideolojisi hakim olageldi. Dini iyi bilenler, dini hayatı yönetmeli,milli siyaseti iyi bilenler ise, siyaseti icra etmeli.Bölgenin sorunlarının çözümünün temel esaslarının bu olduğunu düşünüyorum.” Dedi..
Öte yandan Bölgenin Tungan(Çinli Müslüman) din adamı vekil Ma. de kurultay esnasında karşılaştığı ve söhbet ettiği Çin devlet başkanı Xi’ye Bölgedeki Müslümanlara yapılan baskılar ve yasaklardan şikayet etmiş ve buna son verilmesini istemişti.
Kurultay’da Kunming olayları için saygı duruşu esnasında ayağa kalkmayan bir Tungan Vekilin fotoğrafi sosyal medyaya yansıdı. Uzmanlar Müslüman Vekilin Müslüman Uygurların yanında olduğunu ifade etmek amacı ile ayağa kalkmamış olabileceği tahmininde bulunuyorlar.
Doğu Türkistan’daki Çin işgal yönetiminin uygulamalarının Halk Kurultayında dillendirilmesi ve bu konuşmalarının basında yer alması bir ilk olarak kabul ediliyor. Ayrıca, Vekillerin şikayet ettiği konuların Diaspora’da yürütülen Doğu Türkistan mücadelesindeki konularla paralellik göstermesi, bu mücadelenin ne kadar doğru ve haklı olduğunun bir kanıtı olarak yorumlanıyor.
Etiketler: Görüş Yorum
BENZER HABERLER