logo

trugen jacn
13 Mart 2014

UYGUR DİN ADAMI,ÇİN KURULTAYINA MİLLETİMİN VE İSLAM’İN AĞIR YÜKÜNÜ ALARAK GELDİM.

ئابلىمىت ئەخمەتتوختى داموللا ھاجىم بېيجىڭدىكى ئىككى يىغىن مەزگىلىدە خىتاي مەركىزىي خەلق رادىئو ئىستانسىسى ئۇيغۇر بۆلۈمىنىڭ زىيارىتىنى قوبۇل قىلغان. 2014-يىل 11-مارت، بېيجىڭ.

        Hamit Göktürk

Geçen hafta Pekin’de  toplanan Çin Halk Kurultayı ile Siyası Danışma Konseyi toplantısına katılmak için Pekin’e gelen Doğu Türkistanlı kukla Vekillerİn,tarihte  ilk kez ülkelerindeki  Çin baskısını ve etnik ayırımcılık  politikasını Çin Liderleri nezdinde  çekinceli de olsa  dile getirdikleri bildiriliyor.

Çin yönetimince  Halk Kurultayı  ve ÇKP.Siyası İstisare Konseyi  Üyesi olarak atanan Hoten Vilayeti Merkez Camii İmam Hatibi ve  yönetime bağlı  bir çok dini kurum ve organın  başkanı  ünvanlarını taşıyan  Abdulhamit Ahmet Tohtı Damolla Hacı, “Ben Halk Kurultayına ve Siyasi Danışma Konseyi toplantısına  Milletimin ve İslam dinimizin ağır problemlerini ve yükünü  alarak  geldim.” İfadelerini kullandığı ortaya çıktı.

Uygur din adamı 11 Mart’ta    Çin  Merkezi Radyosunun “ Çin’e Bakış” adlı Uygurca programına katıldı .Ülkesinin durumu,dini  ve milli konularda karşılaşılan güçlükler ve engeller ile halkın sosyal ve ekonomik hayatını  her iki toplantıda söz alarak dile getirdiğini açıkladı. Radyo programından sonra onun konuşması sosyal medya aracılığı ile bütün ülkeye yayıldı ve  Doğu Türkistanlıların ana tartışma ve  teması haline geldiği bildiriliyor. Konuşmanın  ülke  kamu oyunda büyük yankı yaptığı   ifade ediliyor.

ABD.Merkezli Hür Asya Radyosu,  Çin Merkezi Radyosu  portalı ve resmi Tengritag Sitesi , Çin’in facebook’u olarak  bilinen Wechat gibi sosyal paylaşım siteleri ile çeşitli ajansların  bildirdiklerine göre, Uygur din adamının Radyo’daki  konuşması  şöyle  ;

“   Ben bu kez Kurultaylara  memleketim Hoten’den iki ağır yükü taşıyarak geldim.Biri Milletim için  konuşmak,diğeri ise, İslam dinimiz hakkındaki problemleri anlatmak. Bana tevdi edilen Halk Vekilliği sıfatım ile bu iki hususu   bana yüklenen  iki ağır görev olarak   kabul ediyorum. Benim yaşadığım Hoten’ın durumunu ele alırsak; Yerli Uygur ahalının çocuklarının işe yerleşmeleri sorunu  çok zor bir problem olarak orta yerde durmakta. Her ne kadar İşletme sahipleri ve yetkililer Azınlık Uygurlardan işçi kabul etmiyoruz.açıklamasını yapsa de Hoten’e getirilen ve  halen getirilmekte olan Çinli göçmenler ve akma nüfus(  iş  vaadı ile buraya gelen Çinliler)in sayısı her geçen gün artmaktadır. Yerli Uygur  gençler  ise gitgide  işsizliğe mahkum edilerek   kendi  kaderleri ile baş başa bırakılmaktadır. Günümüzde hemen hemen herkes Doğu Türkistan’da ve Çin’de istıkrardan bahsetmekte. Doğu Türkistan’da toplumun  istıkrarı için ivedi olarak bölgenini yerli halkının ve azınlık Millet mensuplarının işsizlik sorunun çözülmesi gerekir.Hükümet ,bu işsiz uygur gençlerin iş hayatını güvence altına alması lazım.

Bizim inandığımız mübarek İslam dini  hiçbir zaman eğitim – öğretim ve  ilime ve gelişmeye  karşı değildir. Allah Taala’nın sözü olan Kuran’i Kerim ve  Allah Taala’nın elçisi olan  Peygamberimiz Muhammed (SAV.) efendimiz  kendi hadislerinde  ilim öğrenmenin önemini  ve zaruretini  biz müminlere emretmiştir. Halbuki, ülkemdeki icraatlarda  halkın inançları yasaklanıp engellenmekte.Okullar’da Çocuklarımızın dini bilgiler alması   yasaklanmakta.Müslüman yerli halkın bir kısım çocuklarının  devletin eğitim ve öğretim kurumlarına olan güveni sarsılmakta ve  bu çeşit olumsuz uygulamalar  gençlerimizi ve çocuklarımızı ümitsizliğe sevk etmektedir.

Uygur Özerk Bölgemizin en önemli sorunların biri de   İbadet yerleri  meselesidir. Hoten’de yeni yerleşim bölgeleri inşa edildi. Fakat,bu  yeni bölgelerde Müslümanların ibadetleri için Mescit ve Camiler   inşa edilmiyor. Eskiden Hoten şehrinin nüfusu 1,2 milyon idi.Şimdi bu sayı 2,5 mılyonu geçti.Eski Camiiler genişletilmedi.Yeni Cami ve Mescitler yapılmadı. Bu kadar kalabalık Müslüman yerli halk nerede ibadetlerini yerine getirecek ? Namazlarını  nerede eda edecek ? Halk, yeni yerleşim bölgelerine kendi inançları ile birlikte yerleşirler.Kan ile birlikte yerleşen itikad,  canla birlikte  vücudu terk eder. Durum bu iken, yerli Müslüman halkın inançlarını güvence altına alacak şartlerin yaratılması gerekir. Hava alanlarında sigara içenler için özel  odalar tahsis ediliyor.Halbuki,aynı Hava alanlarında Müslümanların namaz kılabilecekleri bir karış bile yer yok. Hastanelere tedavi için giden Hastalara zorla,  dini faaliyetler ile meşgul olmayacağına dair taahhütnameler  imzalatılıyor. Bu insanlar Müslümandır, İnançlarını yerine getirmeleri lazım.? Müslümanların  kıldıkları namazın kime ne zararı dokunabilir ? Onların namaz kılmalarının neresi hatalı ve suç ? Bu uygulamalar Çin anayasası ve ve ilgili yasalara ve devletin Milliyetler siyasetine tamamen aykırı keyfi uygulamalardır. ”

Uygur din adamı konuşmasının sonunda Uygurların milli  kimliklerini yansıtan  giyim kuşamları ile örf adet ananelerine yapılan engelleme ve yasaklamaların de yasalara aykırı olduğunu ve derhal bu tür yasadışı içraatların uygulamadan kaldırılmasını talep etti.

Öte yandan Bölgeden atanan Kurultay’ın   Rus ve Tatar  asıllı vekillerin  de Hükümetin Doğu Türkistan politikasını eleştiren konuşmalar yaptığı bildiriliyor .Tayvan’da yayınlanan  Minbao(Halk) Gazetesinin bildirdiğine göre Rus vekil Chinliz Hanım,  bölgeye Memur atanmasının  yöntemini eleştirirek “ Uzun yıllardan beri bu bölgeye yerli halkın dilini bilmeyen Çinli memurlar tayın edildi. ABD Dış İşleri Bakanlığı her zaman ülkemize Çin dilini iyi bilen diplomatlar  atamakta.  Hükümet Uygur  bölgesine memur atarken, bundan örnek almalıdır.” İfadesini kullandı.

Tatar Vekil İlzat ise ;  Uygur bölgesi  Çing Hanedanlığından beri (1877’deki Çin istilasından beri)  Çin yasalarına göre değil,  özel  olarak yönetildi.Çin topraklarının dışında tutuldu.Bu nedenle bu bölgede Batı’nın özellikle Rusların nüfuzu sürekli arttı.Batı ideolojisi hakim olageldi. Dini iyi bilenler, dini hayatı yönetmeli,milli siyaseti iyi bilenler ise, siyaseti icra etmeli.Bölgenin sorunlarının çözümünün temel  esaslarının bu olduğunu düşünüyorum.”  Dedi..

Öte yandan Bölgenin Tungan(Çinli Müslüman) din adamı vekil Ma. de  kurultay esnasında karşılaştığı ve söhbet ettiği Çin devlet başkanı Xi’ye Bölgedeki Müslümanlara yapılan baskılar ve yasaklardan şikayet etmiş ve buna son verilmesini istemişti.

Kurultay’da Kunming olayları için saygı duruşu esnasında  ayağa kalkmayan bir Tungan Vekilin  fotoğrafi  sosyal medyaya yansıdı. Uzmanlar Müslüman Vekilin Müslüman Uygurların yanında olduğunu ifade etmek amacı  ile ayağa kalkmamış olabileceği tahmininde bulunuyorlar.

Doğu Türkistan’daki Çin işgal yönetiminin uygulamalarının Halk Kurultayında  dillendirilmesi ve bu konuşmalarının basında yer alması  bir ilk olarak kabul ediliyor. Ayrıca, Vekillerin şikayet ettiği konuların Diaspora’da yürütülen  Doğu Türkistan mücadelesindeki  konularla paralellik göstermesi, bu mücadelenin ne kadar doğru  ve haklı olduğunun bir  kanıtı  olarak yorumlanıyor.

 

Etiketler:
Share
1277 Kez Görüntülendi.