logo

trugen jacn

ÜLKELERİN EKONOMİK ÇIKARLARI, UYGURLARIN İNSAN HAKLARINDAN ÖNCE GELMEKTEDİR

İslamİQ adlı bir Örgüt Almanya merkezli BM.lerde Temsil Edilmeyen ve Tehdit Altındaki Milletler Teşkilatı(UNPO) Başkanı Ulrich Delius ile Çin’in soykırım tehdidi ile karşı karşıya bulunan Uygur Türkleri konusunda bir mülakat gerçekleştirdi. UNPO Başkanı raportajinda şu çarpıcı ifadeleri kullandı ; ” ÇİN’İN UYGURLARA BASKI,ZULÜM VE SOYKIRIM UYGULAMALARI DEVAM EDİYOR.ANCAK, ÜLKELERİN EKONOMİK ÇIKARLARI,UYGURLARIN İNSANİ HAKLARINDAN ÖNCE GELMEKTEDİR.” dedi.

Uygurların durumu üzerine Ulrich Delius

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

IslamiQ: Organizasyonunuz  tehdit altındaki halkları savunuyor . Şu anda bir milyon Müslüman Uygur, Sincan’daki sözde yeniden eğitim kamplarında tutuluyor. Bu insanlara olan bağlılığınız nedir?

Ulrich Delius: Almanya ve Avrupa’da, Çin’in Uygurlara karşı işlediği suçlar konusunda her düzeyde ve Çin hükümeti temsilcileriyle yapılan her resmi toplantıda eleştirel bir şekilde ele alınmasını sağlamak için kararlıyız. Çin Dışişleri Bakanı Eylül 2020’de Berlin’i ziyaret ettiğinde Çin’in baskı ve zulmünden etkilenenlerle (Uygurlarla)z Berlin’de gösteriler düzenledik. Video konferans aracılığıyla Avrupa-Çin diyalogu sırasında, Federal Şansölyelik önünde insan hakları ihlali mağdurları ile birlikte ve onların hakları için gösteriler yaptık. AB’nin Uygur meselelerinde nihayet tek sesle ve kesin olarak konuşmasını ve Çin’in Uygur bölgesinde işilediği insanlık suçlarını açıkça kınamasını sağlamak istiyoruz.

IslamiQ: Yeniden eğitim kamplarında ve kampların dışında mevcut insan hakları durumu nedir?

Delius: Çin yetkilileri tarafından Doğu Türkistan’daki kontroller her ay sıkılaştırılıyor. Kamplarda hala yüz binlerce insan var. Serbest bırakılan herhangi birinin beyni, kimliklerini ellerinden alınıyor ve onların beyinleri yıkanıyor. Bu durum ise,  Pek çok Uygur veya Kazak aileyi asit testine sokan dramatik bir sonuç. Yurt dışında yaşayan bazı Uygurlar, Çin hükümetince kendilerine karşı protesto eylemlerde bulunmamaları için ülkelerinde yaşayan aileleri üzerinden şantaj yapıyor.Uygurlar ülkelerinde kalan akrabalarının hedef alınmasından ve tutuklanmasından şikayetçi. Çin’in Çin tipi Toplama kamplarının yavaş yavaş kapatıldığına dair iddialarına rağmen,Uygurların insan hakları durumunun düzeleceğini kimse düşünmemelidir. Aksine, görülenler beyin yıkamanın başarılı bir şekilde ilerlediğinin bir işaretidir.

IslamiQ: Sizce Bu Durum etkisiz hale getirilebilir mi?

Delius: Çin’in Uygurlara yönelik bu insan hakları ihlalleri elbette ki düzelebilir.Yalnız şu şartla;

== Çin’e Kapsamlı ve ortak uluslararası baskı yapılması

== Çin’in Uygur bölgesine uluslararası gözlemcilerin girmesine izin verilmesinin sağlanması

Bu ve benzeri önlemler kültürel soykırımın artık Çin tarafından bu kadar engellenmeden takip edilememesini sağlayabilir. Kendi başınıza ve ülkenizde bir dünya gücü olan Çin’i durdurmak zordur. Ancak uluslararası toplum özellikle sesini yükseltebilir ve Çin Komünist Partisi hükümdarlarına bu soykırım için yüksek bir bedel ödeyeceklerini ihtar ve açıklamakla bu yapılabilir.

IslamiQ: Birleşmiş Milletler tarafından yapılan çok sayıda rapor, bölgedeki ciddi insan hakları ihlallerini belgeliyor. Bunu izleyen somut adımlar var mı?

Delius: Bağımsız Birleşmiş Milletler raporları önemlidir. Çünkü devletler ve onların hükümetleri tarafından sivil toplum kuruluşlarının raporlarından daha ciddiye alınırlar. Şu anda Birleşmiş Milletler’deki 300’den fazla uluslararası insan hakları örgütünden, Çin’in suçlarını belgelemek ve sorumluları belirlemek için özel bir soruşturma ekibi kurmaya yönelik bir çağrı var. Soykırım cezasız kalamayacağı için cezai olarak sorumlu tutulmalıdırlar.

IslamiQ: Almanya dahil 39 ülke geçtiğimiz günlerde Çin hükümetini  ortak açık bir mektupla eleştirdi.  Bu sizce yeterli mi?

Delius: Elbette, 190’dan fazla devletin yalnızca 39’unun Çin’deki Uygurlara karşı işlenen suçları kınaması yeterli değil.  Bu ve benzeri uluslararası girişimlerin sonucuna baktığımızda Çin Halk Cumhuriyeti’nin Birleşmiş Milletler’deki etkisinin ne kadar büyük olduğunu şok edici bir şekilde görebilmek mümkündür.  Pakistan veya Afganistan gibi pek çok Müslüman devletin, doğrudan doğrudan Çin’i desteklemese de bu Müslüman devletlerin ÇKP devlet terörüne sessiz kalması özellikle utanç verici bir durumdur.

IslamiQ: Uygurların çektiği acı yıllardır biliniyor. Çin’e karşı bu konudaki son girişimler son zamanlarda büyük ilgi gördü.  Uluslararası toplumun bu insani krize tepkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Delius:  Çin yönetimi artık  dünyadaki insan hakları örgütleri ve hükümetlerin Uygurlar konusundaki tesbit ve iddialarını artık ciddiye alıyor ve tepki gösteriyor. Ama Uygurların İnsan hakları ihlallerinin ülkelerin Çin’den alacağı ekonomik çıkarlarından sonra geldiği gerçeği hayal kırıklığı yaratıyor. Pek çok devlet, eleştirilerini alenen ifade ettikleri takdirde şirketlerinin Çin pazarının dışında kalacağından korkuyor. Çin, Avrupa’daki anayasal devletlere bile şantaj yapabiliyor bu konuda. Ne yazık ki AB’de bile ekonomik çıkarlar her zaman insan haklarından önce gelmektedir maalesef.

IslamiQ: Çin’in Uygurlara Yönelik Baskı,uzulüm ve Soykırım Uygulamalarına Karşı Özel şahıslar nasıl Harekete Geçirebilir ?

Delius: Çin’in baskılarını yüzüne çarpmak için öncelikle kamplarda akrabaları olan diaspora Uygurlarındaki Çin korku fobisinden kurtulmaları ve bu insanların gerçek hayat hikayelerini anlatmak istiyoruz. Almanya’da Doğu Türkistan’da tutuklu aile üyelerinin durumunu duyurmak ve onları anmak için her hafta nöbet tutan Uygur kadınları var. 1,6 milyon insanın yeniden eğitim kamplarında kendi isteği dışında gözaltına alınmasının ne anlama geldiğini kim tahmin edebilir? Sadece somut insanlar bu dehşete suskun kalabilirler bence.

Kaynak :https://www.islamiq.de/2020/10/31/uiguren-wirtschaftliche-interessen-vor-menschenrechten/?fbclid(Raportaj : Muhammed Suiçmez)

Share
419 Kez Görüntülendi.