UYGUR HABER VE ARAAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Geçtiğimiz günlerde İngiltere’deki Sheffield Üniversitesi tarafından düzenlenen ” Çin’in Uygurlara Yönelik Sınır Ötesi Küresel Baskıları” konulu bilimsel toplantıda sunulan bir bildiride Türkiye’de yaşayan bir Doğu Türkistanlı Uygur sığınmacının ifadesinde Çin Polisinin telefon üzerinden kendisini ülkesindeki ailesi üzerinden sürekli şantaj ve tehdit ettiğini ve kendisini Türkiye’de yaşayan Uygurlar hakkında bilgi vermeye casusluk yapmaya zorladığı ve Çin Polisinin kendisine ” Biz yaşadığın Türkiye’de seni çok iyi takip ediyoruz. Bu yüzden seni senden daha iyi biliyor ve tanıyoruz.” şeklindeki ifadelerinin bu raporda yer aldığı bildirildi.
Türkiye’de yaşayan bu sığınmacı Uygur’un bu ifadesi Shiffield Üniveresitesi Doğu Asya Çalışmaları Enstitüsü’nde öğretim üyesi olan Dr.David Tobin ile bağımsız araştırmacı Nirula Alima’nin birlikte hazırlayıp sunduğu “Çin’in Sınır ötesi Küresel Baskısına maruz kalan Uygur göçmenler” konulu geniş çaplı bir raporunda yer aldığı belirtildi.
Doğu Türkistan’da yaşayan aile ve yakınlarının güvenliği için adı gizli tutulan Türkiye’de yaşayan Uygur sığınmacı Araştırmacı Dr.Tubin’e verdiği ifadesinde anlattıkları raporda şöyle yer alıyor ;
” İstanbul’da yaşayan bir Uygur sığınmacı bize bu konuda başına gelen çok çarpıcı bir olayı şöyle anlattı : ” Çinli bir polis memuru tarafından sürekli taciz edildim. 2018-2019 yılları arasında Ülkemde yaşayan ailem üyeleri tutuklanarak toplama kampına hapsedildiğini biliyordum. Çin polisi önce tutuklu ailem hakkında bana bilgi veriyor ve bazen telefonla watsapp üzerinden onların resimlerini dahi yolluyordu. Çin Polisi daha sonraları ise, ailem hakkında bana bilgi verdiği ve bundan sonra vereceğini vaat ederek bunun karşılığında İstanbul’da ve çevresinde yaşayan Uygurların günlük faaliyetlerini, onların kimlerle ilişki kurduklarını kimlere ve nereye gidip geldiklerini ve onların tüm faaliyetlerini fotoğrafları ile birlikte kendisine göndermemi istedi. Çinli Polis açıkça benden Çin’e casusluk yapmamı istiyordu. Bu önerisini derhal reddettim. Bunun üzerine Çin Polisi bana ” Çin devleti günden güne güçleniyor ve devletimizin eli her yere uzanabilir. Biz seni senden daha iyi biliyor ve tanıyoruz.” sözleri ile kendisini tehdit etti.”
Özgür Asya radyosuna rapor ile ilgili olarak konuşan Uygur Türkü Tanık: ” Ben Türk Vatandaşı olarak ülkemden binlerce kilometre uzakta Türkiye’de yaşamama rağmen Komünist Çin devleti beni sürekli izliyor ve İşgalci Çin beni aklınca yaşadığım Türkiye’de dahi izliyor ve kontrol etmek istiyor.” şeklinde konuştu.
Raporu hazırlayan ekibin içinde yer alan bir Araştırmacı Nirullah Alima’nın ifadeleri ise şöyle : ” Raporun hazırlanması aşamasında tanık olarak görüştüğüm Uygurların başına gelen talihsizlikleri duyunca çok duygulandım. Kimisi çocuklarını göremiyor , kimisi ise, yıllardan beri anne babasından haber alamıyor. Yurt dışında yaşayan Uygurların ülkelerinde yaşayan aile ve yakınlarını Çin yönetimi Kamplara hapsetmiş ve onları rehin almış durumda. Bu nedenlerle yurt dışında yaşayan Uygurlara yaşadığı ülke yönetimleri yasal ikamet veya vatandaşlık statüsü vererek onlara koruma sağlamalarının gerekli olduğunu düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
” Çin’in Sınır ötesi Küresel Baskıları ” Raporunun Başlıkları
- Araştırmacılar, raporu hazırlamak için İngiltere, Türkiye ve Tayland’ın da aralarında bulunduğu üç ülkede 50’den fazla kişiyle görüştü ve onların tanıklığına göre bu raporu hazırladılar.
- Çin yönetiminin yurtdışında yaşayan Uygurlara yönelik sınır ötesi baskılarının şiddeti ve ayrıntıları çok geniştir ve sınır ötesi bu baskılar yurt dışında yaşayan Uygurların üzerindeki etkisinin ifade özgürlüğü ve cemaat olarak toplu yaşama istekleri ve kendi kültürlerini koruyarak yaşayabilmeleri noktasında onların bu yöndeki arzu ve imkanlarını ciddi şekilde kısıtlayıp engellemektedir.
- Özellikle, ÇKP Lideri Xi Jinping’in “yeni döneminde” Sınır ötesi baskıların sayısı daha da arttırılmış ve şiddeti de yoğunlaştırılmıştır.
- Çin’in bu küresel bu baskılarının tatkik ve yöntemleri özellikle 2017’den bu yana kademeli olarak değiştirilmiştir.
- Bu taktikler, bireyleri taciz etmeyi ve korkutma, tanınmış kişileri gözetim altına alma/Aldırtma, Uygurları Çin’in baskı ve zulümlerini açıkça ifade etme ve bu konuda konuşmaktan korkutarak alıkoymak ve hatta onları sosyal medyada Çin hakkında olumlu imaj yaratan ve Uygur meselesine uluslararası toplumun ilgisini çekmeyen bir olay olarak gösteren paylaşımlar yapmaya zorlamak şeklinde devam ettirilmektedir.
- Raporun sunumu sırasında konuşan Uzman Nirula Alima, İngiltere, Türkiye ve Tayland’da çok sayıda Uygur’un Çin’in sınır ötesi tehdit ve baskıları sebebiyle psikolojik düşkünlük, çaresizlik içinde çok zor, sıkıntılı ve sefil bir hayat yaşamak zorunda kaldıklarını ifade etmiştir.
- Raporun hazırlanması sırasında Çin’in mağdur ettiği ve Tanık olarak ifade veren Uygurlara “Hangi durumda kendinizi güvende hissediyorsunuz? – Yaşadığınız ülkelerin hangi hükümetlerinin Çin’in sınır aşan Baskılarına karşı izlediği politikaları sizi daha güvende hissettiriyor?” sorular sorulmuş ve cevaplarına da aşağıdaki öneriler bölümünde yer verilmiştir.
Raporda Tavsiye Edilen Öneriler
- Uygurların sığınmacı olarak yaşadıkları her ülke için ; Kanada modeli örneğindeki gibi (Kanada 10 bin Uygur sığınmacıyı Göçmen Olarak kabul eden bir yasa çıkardı.) mağdur olma riski taşıyan Uygurları güvenli ülkelere yerleştirerek korunması
- Her ülke Uygur meselesi hakkında bir karar vermeden önce , Uygur sorunu hakkında bilgi sahibi olmalı ve bunun için BM.başta uluslararası insan hakları örgütleri ve uzmanlarla iletişime geçmelidir.
- İlgili ülkeler Çin yönetiminin sınır ötesi baskıları hakkında bilgi toplamak için özel bir güvenlik hattı oluşturulmalıdır.
- Çin’in sınır ötesi baskıları ile ilintili veya bu baskılarda rol alan Çinli yetkililer hakkında uluslararası Magnetsky yasaları çerçevesinde yaptırımların ve cezai işlemler uygulanmalıdır.
- Birleşmiş Milletlere başta bağlı BM.Mülteciler Yüksek Komiserliği( BMMYK, Türkiye hükümetinin Uygurlara verdiği ve onları güvence altına alan insani Oturma belgelerini desteklemeli ve sınır dışı edilmelerini önlemeli ve Çin’in Uygurlara yönelik sınır ötesi baskılarına karşı gerekli tedbirleri almalıdır.
- BM.Mülteciler Yüksek Komiserliği( BMMYK) on yıldan beri Tayland’ın göçmen gözaltı merkezinde tutulan Uygur tutuklularla ciddi olarak ilgilenmeli ve bunların durumu ile ilgili rapor hazırlayarak sonuçlarını uluslararası topluma açıklamalıdır.
- BM Genel Sekreterliğine bağlı olarak bir Mülteci Koruma Özel Danışmanı görevlendirilmelidır.
- Ayrıca BM:Genel Sekreterliği bünyesinde çalışacak Çin’in sınır ötesi baskı ve zulümlerini tesbit ve raporlayan Sınır ötesi Baskı Özel Raportörü atanmalıdır.
Raporun açıklanmasından sonra Uzmanlar Dr. David Tobin ve Nirula Alima ABD Kongresi ile görüştüklerini, Uygurların maruz kaldığı sınır ötesi baskıları ile ilgili açıklanan raporda yer alan bilgileri paylaştıklarını ve Sığınmacı Uygurların Çin’in baskılarına karşı korunmaları için tavsiyelerde bulunduklarını söylediği bilgisi de yer alıyor.