Doğu Türkistan’ın Ürümçi kentinde bir konutta çıkan yangında aralarında küçük çocukların olduğu 44 Uygur Türkü çaresizce can verdi. Yangın, Çin’de ülke çapında başlayan karantina protestolarına yol açtı. Çin tarihinde benzerine az rastlanır nitelikteki olayların ardından hükumet karşıtı gösteriler genişleyerek devam ediyor. Kendisi de bir Doğu Türkistanlı Uygur Türkü bilim insanı olan Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdürreşit Celil Karluk, Çin’deki son “olağanüstü” gelişmeleri Kırım Haber Ajansına değerlendirdi.
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Çin lideri Şi Cinping’in “sıfır kovid” politikası yüzünden evine kilitlenerek Ürümçi’deki çıkan yangında evlerinden çıkamadığı için hayatını kaybeden Uygur Türklerinin ölümü, Çin’de büyük çaplı rejim karşıtı protestolara neden oldu. Çin Komünist Partisi ve Çin lideri Şi Cingping’e karşı istifa sloganlarının yükseldiği protestolara rejimin müdahale edip etmeyeceği ise büyük tartışmalara yol açtı. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdürreşit Celil Karluk Çin’deki “olağanüstü” durumlarla ilgili QHA’ya değerlendirmelerde bulundu.
“ÇİN’DE OLAĞANÜSTÜ ŞEYLER OLUYOR”
Doğu Türkistan’da aylar süren karantinanın ardından yaşanan yangın faciası, Çin’de ciddi hükumet karşıtı protestoları başlattı. Şu anda Çin’de neler oluyor?
“Çin’de olağanüstü şeyler oluyor. Şu açıdan olağanüstü, Çin’de ilk defa Doğu Türkistan’da cereyan eden kasıtlı katliam gibi bir yangın sonrasında resmi verilere göre 10, bağımsız kaynaklara göre 44 Uygur Türkü’nün vefat etmesi ile, kendilerinin de başına böyle bir durumun gelebileceğini idrak eden Çinliler, önceden tedbirini alarak Çin Komünist Partisinin aylardır devam ettirdiği bu sıkıcı, rahatsız edici karantinanın sona erdirilmesi için sokaklara döküldüler. Dahası, Şi Cinping’in koltuğunu bırakması, Komünist Partinin devrilmesine yönelik taleplerin de dinlendirildiği bir protesto başladı. Bu protesto Çin’deki 1989 sonrasında ulusal siyasetten ve uluslararası gündemden uzak, tamamen apolitik yetiştirilen bir neslin başını çektiği bir eyleme dönüştüğünü görüyoruz. Şu ana kadar bilebildiğimiz kadarıyla 15’ten fazla eyalette, 103’den fazla üniversitede ve Tiananmen Meydanı olmak üzere Çin’in metropollerindeki büyük buluşma noktalarında bu eylem sürüyor. En enteresan olanı bu protestoların cereyan ettiği Şangay’da özellikle şehrin Ürümçi Bulvarı’nda ve Ürümçi Bulvarı yazısının tam karşısında yapılması ve Ürümçi yangınında ölenlere taziye düzenleyerek başlamasıydı. Bu ÇKP’ye çok farklı bir mesaj oldu. Dünyaya hele hele Uygurlara da bir mesaj oldu.”
“ÇİNGHUA ÜNİVERSİTESİ ÖNEMLİ”
Çin’de sembol haline gelen beyaz kağıtların çıkış noktası Çinghua Üniversitesi oldu. Bu üniversitede böyle bir ayaklanmanın başlamasını nasıl değerlendirmeliyiz?
“Çinghua Üniversitesi Çin’deki 1500 küsur üniversiteler içinde ilk sırada bulunan üniversitelerden biridir. Daha çok Fen ve Mühendislik ağırlıklı, sosyal bilimler daha sonra eklemlenen üniversitedir. Çin’de geleneği olan, imparatorluk sonrası Çin Cumhuriyetinin başlangıcından beri çok önemli bir yere sahip üniversitedir. Beyaz Kağıt Hareketinin artık A4 Devrimi olarak nitelendirilen hareketin de oradan başlatılması önemli. Çünkü orada Çin’in en süper beyinleri, yetenekli gençleri ve seçkin hocaları bulunuyor. Ondan dolayı bu hareket dalga dalga devam etmekte. Tabi Şi Cinping ve ÇKP’nin bu gidişata nasıl bir tepki vereceği henüz belirsiz”
“ABD BÜYÜKELÇİLİĞİNİN AÇIKLAMASINI PEK HOŞ KARŞILAMADIM”
Pekin’deki ABD Büyükelçiliğinin vatandaşlarına yönelik yaptığı çağrıyı nasıl değerlendirebiliriz?
“Çin şu an bu olayı toparlamanın yollarını araştırıyor. Aslında ÇKP bu kadar geniş ölçekli tepkiyi, protestoyu, hele hele Şi Cinping’i doğrudan hedef alan sloganları hiç beklemiyordu. Çünkü Şi Cinping, son 10 yılda kendisini Çinlilerin koşulsuz sevdiği deha olarak görmekteydi. Veya ona o şekilde yansıtılıyordu. ÇKP için bu işi toparlamanın en meşru yolu, büyük ihtimalle şu anki konjonktürde, Kovid salgınının arttığı bahanesi ile ülke genelinde veya protestoların yaygın olduğu şehirlerde 14 günlük zorunlu karantina başlatmak olabilir. ABD Büyükelçiliğinin bu açıklamasını pek hoş karşılamadım. Talihsiz bir açıklama diyebiliriz miyiz bilemiyorum. Sanki ÇKP’ye bunu yaparsanız daha iyi olur der niteliğinde geldi bana.”
“ÇKP’NİN SONU GELECEK”
Bu protestolar 1989 Pekin Meydanı Katliamı’na dönüşebilir mi?
“Muhtemel yapabilir. Eğer Şi Cinping bunu yaparsa bedeli de ağır olur. Çünkü Şi Cinping’in dışladığı, bastırdığı karşıtları zaten bir bahane arıyor veya fırsat kolluyor. Son kongrede rakibi HU Cintao’un Kongre alanından kaba bir şekilde çıkartılışını unutmayalım. Diğer taraftan Şi Cinping iktidarında ve özellikle salgın döneminde çok önemli kaynakların, sermayenin üstüne çöken Şi Cinping taraftarlarının, akrabalarının olduğu iddiası ile birlikte dışlanan bir kesimin ciddi hoşnutsuzluğu da söz konusu. Keza bu süreçte Batı özgürlük isteyen, demokrasi isteyen, insanca yaşamak isteyen Çin vatandaşlarına gereken desteği vermezse Batı’nın da iki yüzlülüğü de ortaya çıkacak. Bence kolay kolay 89’daki gibi katliam yapamaz. Şi Cinping böyle bir katliamı gerçekleştirir mi? Kişiliği ve karakteri itibari ile evet, gerçekleştirebilir. Bunu yaptığında ise ÇKP’nin de sonunun geleceğini düşünüyorum. Zaten Çin’in içindeki dinamikler artık 2. Nesil Kültür Devrimi yaşamak veya öyle bir döneme girmek istemeyecektir.”
KAYNAK : Qırım Haber Ajansı(QHA)/yazarlar