Son Dakika
UYGUR HABER VE AARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
1950’lerden beri Türkiye’nin Uygurlar için ‘ortak bir kültürden kaynaklı güvenli liman’ olduğu dikkat çekilen raporda, şu anda tahmini olarak 50 bin Uygur Türkü’nün Türkiye’de yaşadığı belirtildi.
Bunun yanında, dönemin başbakanı Tayyip Erdoğan’ın 2009 yılındaki Urumçi Başkaldırıları sonrası Çin’in muamelesini ” Adeta soykırım’ olarak nitelendirildiği hatırlatılarak son yıllarda Türkiye’nin bu konudaki söyleminin çok yumuşadığı’ kaydedildi.
Ocak ayında Çin konsolosluğu önündeki ‘kayıp Uygurlarla’ ilgili protestoların Covid-19 ve güvenlik gerekçesiyle baskılandığı belirtilerek, hükümetin bu hareketinin ‘Çin’i üzme korkusuyla bağlantılı olduğu’ de öne sürüldü.
Türkiye’nin, Uygur azınlığa yönelik politikasının değiştiğine dair son üç yıldan örnekler verilen raporda, şunlar ifade edildi: “2016 yılında sızdırılmış bir iade talebine göre Çin, ‘IŞİD propagandası’ gerekçesiyle Uygur Türkü ile bir diğer bir cep telefonu satıcısı Uygur’un iadesini istedi. Tutuklanan cep telefonu satıcısı Uygur soruşturma sonucunda suçsuz bulundu. Uygur şair Abdurehim Paraç ise, son birkaç yılda iki kez gözaltına alındı.
Artan endişeler şimdiden birçok Uygur’u Avrupa’ya gitmeye ve Avrupa ülkelerine yerleşmeye mecbur bırakıyor. Doğu Türkistanlı Kazak aktivist Serikcan Bilaş ve ailesi Eylül 2020’de Kazakistan’dan Türkiye’ye kaçtı ve burada yeni bir insan hakları örgütü kurdu ve daha sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek bu ülkeye yerleşti. Ulaştığımız bilgiler ve elde edilen Verilerimiz, Türkiye’nin 2017’den bu yana çok sayıda Uygur’u çeşitli gerekçelerle gözaltına aldığını veya cezalandırdığını gösteriyor.”
Raporun yazarları, Çin yeni İpek Yolu projesi Bir Kuşak, Bir Yol’la ekonomik gücünü daha fazla genişlettiğinde daha fazla ülkenin Pekin’le ilişkilerine bağımlı hale geleceğini kaydederek, şöyle devam etti: “Böylelikle Çin, Uygur diasporasını ve sürgünleri hedef almak için ülkeleri zorla kendisi ile işbirliği yapma kabiliyetini artıracaktır. Bu durum eğer Kontrol edilmez ve gerekli önlemler alınmaz ise, Çin’in Uygurlara karşı küresel savaşı, son beş yılda olduğundan daha şiddetli bir şekilde artmaya, daha da genişlemeye ve hızlanmaya devam edecektir.”
Bunun yanında Uygur meselesi denilince akla gelen ilk isim Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa olmaktadır. İsa 2008’den beri Türkiye’ye giremiyor.
İsa’ya yasakla ilgili yıllardır hiçbir gerekçe açıklanmadı. İsa sorunun çözülmesi için dışişleri bakanıyken Abdullah Gül, başbakanken Ahmet Davutoğlu ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olmak üzere birçok yetkiliyle iletişime geçti. Kendisine sorunun çözüleceği yönünde söz verildi. Ancak hiçbir adım atılmadı.
İsa iki ay önce avukatının aracılığıyla yargı sürecini başlattı. Bunun üzerine İsa’ya bir gerekçe iletildi. Uygur lider, ‘milli güvenliği tehlikeye düşürme’ gerekçesiyle Türkiye’ye alınmıyordu.
Diken’e konuşan İsa, kendisine uygulanan yasağın arkasında Çin’in bulunduğunu belirterek, “Çin aynı baskıyı Almanya’ya da yapıyor ama ciddiye almıyorlar. Üstelik Almanya’nın Çin ile ticareti Türkiye’den 10 kat daha fazla” demişti.
Birleşmiş Milletler’e göre, Çin, ‘mesleki eğitim verdiğini ve aşırılığı ortadan kaldırmayı amaçladığını’ iddia ettiği kamplarda en az 1 milyon Uygur Türkü’nü tutuyor.
BENZER HABERLER