logo

trugen jacn
25 Mart 2017

MÜSLÜMAN ÜLKELER İLE ÇİN ARASINDA SIKIŞAN MÜSLÜMAN UYGURLAR ( 2.BÖLÜM)

Mehmet Emin HAZRET

Yazımın 1. Bölümünde Çin  ile Suudi Arabistan  arasındaki  stratejik ortaklık  seviyesine kadar varan   çok yakın ilişkilerden    Müslüman Uygur toplumuna getirdiği   olumsuzluklar ve verdiği zararlar sonucunda Uygur Türklerinin çektiği  sıkıntılar  vee karşılaştığı  dert ve ıstırapları  örnekler sunarak  açıklamıştım.

Yazımın bu  2. bölümün  ana konusu ise Mısır  Yönetimi ve şimdiki Liderlerinin  “Çin- Mısır birbirine  çok sıkı ilişkilerle bağlı kardeştir.”  söyleminin  arkasında  yatan gerçekleri ve Mısır’da  tarihi bir İslami Bilimler Üniversitesi olan Elezher ve diğer öğretim kurumlarında  eğitim ve öğretim görmekte olan Uygur öğrencilerin  bu ” Müslüman Mısır İle Ateist ve Komünist Çin” kardeşliğinden  nasıl ve ne derece etkilendiği ve ne gi bi sıkıntılar,rertler ve istiraplar ile karşılaştıklarını ele alacağız ;

Mısır – Çin İlişkileri  ve  Müslüman Uygurlar

Mısır, Müslüman Uygurlar için  manevi yönden çok önemli bir ülkedir. Bunu önemli kılan etkenlerin başında ise,  tarihi Elezher Üniversitesi’dir.  Uygur  Türklerinin   yüzlerce yıldan beri İstanbul,Buhara,Kazan,Hindistan (Diyoben Medreseleri) ve  Kahire’deki  İslam dünyasının en prestijli ve ünlü islami eğitim veren bilim yurtları ile hiç bir zaman ilişkileri kopmamıştır. Elezher Üniversetesinin ise, bu eğitim konusunda apayrı bir yeri bulunmaktadır.Bu Üniversite’de 20. yüzyılın ilk  yarısında  bir çok Uygur bilim insanı ve alim yetişmiştir.Bunların bir bölümü ise ülkelerine dönerek burada öğrendiklerini   Okul ve Medreselerde kendi Milletinin çocuklarına  aktarmış ve öğretmişlerdir. 1980’lı yılların başlarında  Doğu Türkistan’dan ilk yurt dışına öğrenimi için yurt dışına çıkan Uygur  bilim aşıklarının ikinci durağı Pakistan Medereselerindene sonra Mısır olmuştur.  Günümüzde büyük bir kısmı Elezher Üniversitesinde olmak üzere,Mısır’daki değişik Üniversite ve Medreselerde din eğitim almaakta olan 2 bin civarında Uygur Türkü öğrenci bulunmaktadır.  1985 yılından  bugüne kadarki zaman diliminde  Mısır’da tahsilini tamamlayan  öğrenci sayısının  de  30o  civarında olduğu  tahmin edilmektedir.

Mısır Başkanı Sisi ile Çin Lideri Xi Arasında Uygurlar Üzerinde Özel  Anlaşma 

Son yıllarda Mısır’da tahsil yapan Uygur Öğrenciler için  yıldan  yıla şiddetini arttıran bir tarzda bazı sıkıntılar yaşanıyor ise de bu ülkede Uygurlar yine de öğrenimlerine  bir şekilde devam edebiliyorlardı. Bu durum geçtiğimiz  22-28 Şubat  tarihleri arasında  Mısır Devlet Başkanı Sisi’nin Çin’e  yaptığı  resmi ziyarete kadar sürüdü.   Sisi’nin ziyaretten dönmesinin hemen ertesinden itibaren, 2015  yılından beri   zaten Kahire’deki Çin büyükelçiliği tarafından  göz altında tutulan ve sıkı kontrol ve  takip altında tutulan Uygur öğrenciler için kara günler başlamış oldu. 2015 den başlayarak Urumçi’den elinde listelerle gelen Çin istihbarat elemanları, Çin’in  Kahire Büyükelçiliği  elemanları ile beraber “tehlikeli” saydıkları Uygur öğrencileri Mısır polislerine yakalatıp, ellerine kelepçe vurarak Çin’e  beraberinde götürmeye başladılar. Bu Uygur öğrencilerin  bir çoklarının oturma izinleri uzatılmadı.Bazıları ise,  Mısır Polisince dan sınır dışı edildi. Az   sayıdaki  öğrenciler ise, tahsillerini tamamlayabilmek için Mısır’da Çin adına çalışmayı  yanı  Çin ajanlığını kabul etmek mecburiyetinde kaldılar. Kahire Çin büyükelçiliğinden her ay  öğrenim bursu  adı  altında  Maaş  alan bu  Ajan Molla adayları,  diğer Uygur öğrenciler hakkında Ajanalık yapmaya abaşladılar. Bu Ajan  Öğrenciler topladığı bilgileri  Çin Büyükelçiliğe teslim etmek sureti ile El- Ezher’de “Din Alimi” olma yolunda ilerleyerek   madddeten ve  fiziken  kendilerini rahat hissetseler de, Allah’ın huzuruna vardıklarında yanı  namaza dururken  büyük bir vicdan azabı çekiyorlar ve manen  rahat olmadıklarını ifade ediyorlardı. Ben bu yazıyı yazdığım bu günlerde bile Urumçi’den gelen sivil  görünümlü  Çin polis heyet Mısırda dini  tahsilini tamamlayabilmek için  ısrar eden  Uygur öğrencileri  önce para ve iş vaadı ile satını alma ve  satın alamadıklarına  şantajve tehdit ile  gözdağı ve korku salarak ülkelerine birlikte geri götürmek için ikna girişimlerini  sürdürmektedirler.

Çin ‘in Mısır’daki Uygur öğrencilerine karşı son baskı ve  geri götürme çıkışının arkasında ise,Mısır Lideri Sisi ile Çin Başkanı Xi arasında  Mısır’da tahsil görmekte olan  Uygur Öğrenciler konusunda varılan çok özel bir anlaşmanın olduğu  yolunda söylentiler bulunmaktadır.

Mısır Neden  Türkistan  Cumhuriyetleri gibi Çin’in  Uydusu Bir  Devlete Dönüştü  ?

Mısır, 30 Mayıs 1956’de  Çin ile diplomatik münasebet  kuran  ilk Arap ülkesidir. Çin ile ilişkiler 1999  yılında  “stratejik ortaklık”  konumuna yükselmiştir. 1950’lerden beri Doğu Türkistan meselesi ile yakından ilgilenen ve bu ülke’de tahsil gören Doğu Türkistanlı   Uygur öğrencileri himaye eden   Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-Ul Müslimin)’nın  fikri çizgisinde ve ona bağlı olarak faaliyet gösteren  Hürriyet ve Adalet Partisi  Eylül 2011 tarihinde “Çin Tecrübesinin Taklit edilmeye değer” olduğunu açıklamıştı. Bu partinin lideri Dr. Muhammed Mursi Cumhur başkanlığı koltuğuna oturduktan sonra ilk dış ziyaretini Suudi Arabistan’a, hemen ardından 28- 30 ağustos 2012 tarihleri arasında  Çin’e gerçekleştirmiştir.

Arap ülkeleri içinde Mısır’in önceki Liderlerinden  Lideri Hüsnü Mübarek de Çin’i en çok ziyaret eden liderdir. Mübarek gittiği Çin’de her defasında “ Çin Mısırın kütü gün dostudur.”- “Çin- Mısır birbirine bağlı kardeştir.”  söylemleri ile  Çin’e  övgüler yağdırmaktan geri kalmıyordu. Ancak, Allah Taala  “Şüphesiz müminler birbiri ile kardeştirler.”( Hucra süresi 10.ayet)  buyurmakta idi. Mısır Genelkurmay Başkanı General Abdulfettah El Sisi   askeri darbe yaparak Mısır  tahtına oturduktan 4 ay sonra yanı 22-25 Aralık 2014  tarihlerini  Çin’i ziyaret etmiştir.

ABD’nin 2014 yılında  Mısır’a  yaptığı   yardımların  tutarı yaklaşık 1.5 milyar dolar iken,  2016 yılında bu  yardım miktarı  ( askeri yardım)  1,3 milyar dolar olmuştur.  ABD’nın Mısır’a olan askeri yardımları uzun yıllardan beri yıllık bazda  1,3 milyar dolar  civarında seyretmiş ve miktardan  daha  aşağıya  düşmemiştir. Ancak, buna rağmen Mısır Liderlerinin kıblesi hep Pekin olmuştur.  Bunun nedeni ise çok açıktır ; Çünkü  Mısır Liderlerinin özendiği ve örnek aldığı  en mükemmel  diktatörlük  sistemi  Çin’dedir.

Müslüman Kardeşlerini  Satarak Geçinen Müslüman Ülkelere Ne Demeli?

2014’de Çin ile Mısır  arasındaki ticaret hacmi 7.93 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir. Mısır’ın Çin’e ihracatı 329 milyon dolar olup, bu rakam adeta   devede kulak mertebesindedir. Hatta ondan  dahi  küçüktür. Mısır’ın Çin’den kaynaklanan  ticaretteki cari açığı 7,27 milyar dolardır. Çin, Mısır’dan elde ettiği karının  bir kısmını   Çin sermaye şeklinde bu ülkeye yatırım yapmak   zorunluğu hissetmiştir. 2015  yılında Çin’in Mısır’daki yatırımı 3 milyar dolara ulaşarak 2014 de göre % 90  mertebesinde artmıştır. Çin’in Mısır’dan yararlanmak istediği  kolayca anlaşılabilir. Çünkü, 1933 de Kaşgar’da kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin   fikir babaları  El-Ezher mezunu alimler ve Mücahitlerdir.  Ancak,  Doğu Türkistan Müslümanları için bu kadar tarihi bir öneme sahip olan Mısır’ın  son zamanlarda kendi onurunu ayaklar altına alarak, Müslüman  din  kardeşleri olan Uygur öğrencileri dinden çıkmaya  ve Ateist ve işgalci  komünist Çin’e ajan olmaya zorlaması,   bu alçaklığı ve ihaneti kabul etmeyenleri zorla Çin’e teslim etmesi ve  kendisinin de bağımsız bir ülke olarak Çin’in adeta bir peyki durumuna düşmesinin anlaşılabilir  bir tarafı bulunmamaktadır.

Mısır hükümetinin yaptıklarından dolayı bu ülkedeki 3 bin Uygur öğrenci sayısı  son yıllarda üç haneli rakamlara inmiştir.  Mısır yönetimi  Uygur Öğrencilerin bu ülkeye gelmelerini tamamen yasaklarsa Çin’e satacak  ortada Uygur kalmayacaktır. Uygurlar  biterse  Mısır ,Çin’e kimi satabilecek  ?

Türkistan Cumhuriyetleri yönetimleri İşgalcı Çin’in baskı ve  zulmünden  kaçarak kendilerine sığınan Uygur Kardeşlerini   derdest ederek kaçtıkları düşmanlarına ; yanı Çin’e  teslim ediyorlar. Aynı yüz kızartıcı ve affedilmez ihaneti    30 yıl Komünist Rusya ile savaşan Afganistan de yapıyor. İslam Cumhuriyeti Pakistan ise, yakaladıkları ve bir şekilde ele geçirdikleri  Müslüman Uygur Türklerini  (Umre, hac, ziyaret ve ticaret için bu ülkeden transit  geçen Uygurları )  Para karşılığı ABD.’ye satıyor ve Komünist  Çin’e  de pazarlamaktan hicap duymuyor. Mazlum ve çaresiz Müslüman Uygurları kendi çıkarları için kullanan ve  kolay Paraya çevirme ihaneti   yarışına giren ülkeler kervanına  dünyanın en zengin ülkelerinden Bileşik Arap Emirliği, Müslüman Malezya Krallığı ile dünyada en çok Müslümanın yaşadığı  Endonezya da katılmıştır. Tayland Krallığının 09 Temmuz 2015 gecesi  Çin zulmünden kaçarak kendilerine sığına 109 Müslüman Uygur’u  bütün dünyanın ve  ülkesinde yaşayan  Müslüman vatandaşlarının tüm itirazlarına rağmen Çin’e teslim ettiğini bütün dünya canlı yayında dehşet içinde izlemiştir. Tayland Krallığına uçakları ile gelen  Çinliler kendilerine teslim edilen bu Uygurları önce elleri ve ayaklarını bağladılar ve daha sonra onları aşağılayarak numaralandılar ve başlarına  siyan torbalar geçirerek Çin’e götürdüklerini bütün dünya canlı olarak  şahit oldu. Doğu Türkistanlılar için  ise, tam bir  manevi yıkım ve adeta  küçük bir kıyamet oldu.Mübarek Ramazan günü Diaspora Uygurları  ailece  sabaha kadar Allah’a yalvararak kanlı göz yaşları döktüler.  Daha sonraları ise, Tayland’ın bu insanlık dışı  hiyanetinin bedelinin  Çin’den alacağı milyar dolar karşılığı olduğu  basına yansımıştır.

Son 10 yıl içinde AB,ülkeleri, ABD, Kanada ve Avusturalya 20 binden fazla siyasi sığınmacı Uygur’u  mülteci ve göçmen olarak kabul etmiş bulunmaktadır.  Bu ülkeler sığınmacı Uygurlardan tek kişiyi dahi Çin’e   geri vermemiştir.  Aksine, ülkelerindeki Uygurların arasına fitne fesat sokarak bu ülkelerde karışıklık çıkarmak ve onlar hakkında  istihbarı bilgiler toplamak için çeşitli isimler altında bu ülkelere gelen  Çin ajanlarını tutuklayıp adalete teslim etmiştir. Bugün Japonya’da 3 bin Uygur  yaşıyor. Japon yönetimi şimdiye kadar bir tek Uygur’u Çine teslim etmemiştir.  Uygur sivil toplum kuruluşları batı ülkelerinde kendi milli davalarını hiç bir kayıt ve engele maruz kalmadan temel haklar,demokrasi ve ifade özgürlüğü bağlamında serbestçe  yürütebilmektedirler. Gayrimüslim  dediğimiz  bu Hıristiyan dinine mensup ülkelerin yönetimleri  Müslüman ülkeler gibi  kendilerine sığınan Uygurları Çin’e  satmıyor, üstelik de onları Çin’e karşı   koruyor. Neden Müslüman ülkelerin yöneticileri  Müslüman Kardeşleri Uygurları Çin’e  satıyorlar ?

Uygurları  Koruyan  Müslüman  Türkiye, Satanlar Kadar  Zengin Değildir 

Müslüman Uygur Kardeşlerini menfaat ve para karşılığı  Çine satarak geçinmeye çalışan Müslüman ülkelere  şöyle bakalım !  Hepsinde  de bol  miktarda ve yeterince yer üstü, yer altı kaynaklar  ve servetleri vardır. Ama bu ülkelerin Müslüman halkı yoksul, devleti ise  perişan bir durumdadır.  Uygurları satmak bir yana,  onlara kucak açarak aksine bağrına basan  tek Müslüman ülkesi  vardır,o da AZİZ TÜRKİYE’mizdir. Türkiye son 10 yılda tüm batı ülkelerinin kabul ettiğinin toplamından  daha fazla siyasi sığınmacı Uygur’u kabul etmiştir. Türkiye devletimiz  yıllardan beri Çin’in ısrarlı taleplerine rağmen, istenen hiçbir Uygur Türkü’nü  Çin’e teslim etmemiştir. Anadolu’muzun bağrı yanık, kalbi şefkat ve merhametle  dolu Müslüman Türk insanı    onlara barınacak ev, giyecek giysi, yiyecek gıda temin ederek hayatlarını  ülkemizde huzur içinde  karnı tok ve sırtı pek bir tarzda hayatlarını sürdürmelerini temin etmektedir. Kimsesiz ve yetimlerine sahip çıkmakta ve onlara ve diğer  ailelerin çocuklarının eğitimini  sürdürmelerini ve bu ülkede yararlı birer Müslüman Türk olarak yetişmelerini sağlamaktadır. Her türlü sosyal yardımı yarış için de, seve, seve yapmaktadırlar. Türk Milleti  Uygur Kardeşlerine  ve ülkemize sığınan 3  Milyon Suriyeli Mülteci Kardeşlerimize bütün bu yardımları yaparken   yokluk ve yoksulluktan asala şikayet etmemiştir. bu7ndan ötürü asla yoksullaşmamıştır. Türkiye’mizde  ABD.Bankalarında milyarlarca doları olanlar gibi  “Bizde bu kimsesiz Uygurları Çine teslim edelim,bunları  paraya çevirelim” diye düşünen hiç bir kişi veya merci yoktur.Müslüman Türk Milletinin örfünde ve geleneğinden kendisine sığınanları düşmanına teslim etmek zilleti asla varit değilidir.  Sığınmacı Uygurları satan ve Çin’e teslim eden Müslüman Ülke yöneticilerinin ellerinde  Kuranı Kerim  vardır. Sığınmacı Uygurları bağrına basan, koruma altına alan  Türkiye gibi Müslüman ülkelerin  elinde de aynı  Allah’in Kelamı bulunmaktadır. Türkiye’ye karşı yapılan ve yapılmakta olan  Çin baskısı diğer Müslüman ülkelere göre kat kat fazla ve ağırdır. İman, bazı Müslümanlar için giyilecek güzel bir  elbise ve kendisini güzel gösterecek  takılar ve  süs eşyası gibidir. Bazı Müslümanlar için ise, İman  asla vaaz geçilemez  bir ahlaki değerdir.

İran – Çin İlişkileri ve  Uygurlar 

İran.  İslamın Şii inancına ve Müslüman Uygurlar ise,Sünni-Hanefi mezhebine aittir.  İran- Çin ilişkisi çıkara dayalı köklü bir ilişkidir. Çin için,  İran  her hangi bir Suni Müslüman ülkesine tercih etmeyecek kadar önemlidir. İran’ın Çin’e  çok daha fazla ihtiyacı vardır. İran ileri silah teknolojisini Çin’den almaktadır. Uluslararası şartlarda başka tercihi de yoktur. Bu yüzden İran –Çin uzun yıllardan beri stratejik ortaktırlar. 2013 de Çin-İran ticaret hacmi 40 milyar dolardır. 2014 de Çin, İran’a 17.2 milyar dolar yatırım yapmıştır. Yanı Çin, İran ile olan ticaretinde büyük miktarda cari açık veriyor. Çin,  yatırımı   büyüklüğü  bakımından Müslüman ülkeler içinde ilk sırada yer alıyor. Ocak 2016 de Çin -İran gelecek 10 yıl için  toplam 600 milyar dolar tutarında  çeşitli  ticari antlaşmalar yapmıştır. Ancak, İran, siyasi sığınma veya ticari amaçla kendi sınırları içerisinde bulunan bir tek Uygur Müslüman’ı Çine teslim etmemiştir.Mecbur kaldığında Çin tutuklanıp iade edilmesini talep edilen Uygurları 3. Bir ülkeye göndermeyi tercih etmiştir. Çin’in 5 Temmuz 2009’da gerçekleştirdiği  Urumçi katliamında Türkiye’den sonra Çin’e  en üst düzey sert tepki gösteren yegane ülke İran olmuştu. İran’ın mezhebe değil, Kur’ana bağlı olduğunu gösteren  bu ahlaki erdemini  Müslüman Uygur Türkleri  minnet ve şükranla yad edecek ve asla unutmayacaktır.

Biz  Müslüman Uygur Türkleri Olarak Hiç Kimseye Üzgün ve Küskün Değiliz

Biz Müslüman Uygur Türkleri, bize gösterilen bütün ilgisizlik, vefasızlıklara ve yapılan  ihanetlere rağmen, Allah’ın “ Şüphesiz müminler birbiri ile kardeştirler.” emri  gereğince  hiç bir müslüman Kardeşimiz olan Milletlere ve Ülkelere küskün değiliz.  Bütün Müslüman Kardeşlerimizin hayrı,selameti ve bekası için  dua etmekten ve dilekte bulunmaktan asla  vazgeçmeyeceğiz.  Türk- İslam tarihinde İlk Müslüman Türk devleti olan Karahanlıların Varisleri ve Dünyada ilk İslam  Cumhuriyetini kuran  kahramanların   evlatları olarak onlara layık olmaya gayret edeceğiz. Özgürlük ve  Bağımsızlığımıza tekrar ve kesinkes ve mutlaka Allah’in izni ve yardımı ile  kavuşacağız. Ay yıldızlı gök  bayrağımızı tekrar ve mutlaka  Doğu Türkistan semalarında dalgalandıracağız. Bizim  hür ve bağımsız Doğu Türkistan devletimiz, geçmişte olduğu gibi   başı derde giren her  Türk’ün ve Müslümanın sığınma dergahı  olacağını  bütün dünya  bir kez daha görecek ve şahit olacaktır. Biz kimseye üzgün ve  küskün değiliz. Üzgün ve Küskün olduğumuzdan  değil, bu gerçeklerin tarihe  bir not olarak düşülmesi için   yazıyorum. Çin  asla sevinmesin. Biz Uygurlar asla yalnız değiliz. İnsanlık Alemi,  Türk ve Müslüman halkların  bizimle   beraber ve hemdert  olduğunu  mutlaka bir gün göreceklerdir.

ÇKP.’nin İnsanlıktan nasibini almamış kanlı,Faşist ve Hitayist rejimi son günlerini yaşamaktadır.Bu nedenle de Doğu Türkistan’da en son baskı,zulüm asimilasyon ve soykırım uygulamalarını gerçekleştirmek için can cekişmektedir.

Faşist Hitler’in Nazi  Almanyası, Katil Stalin’in Sovyetler Birliği dağılarak tarihin karanlıklarında yok olup gittiği gibi,  Mao’un Vampir Çin’i de dağılacak ve ebedi olarak yok olacaktır.

Çünkü, insan onur ve haysiyetini ayaklar altına alan rejimler yok olmaya mahkumdurlar.

(2.bölümün sonu – Yazı devam edecektir)

 

Etiketler: » » » » » » » » » » » » »
Share
1248 Kez Görüntülendi.