Son Dakika
Hamit Göktürk
Japonya’da sürgünde yaşayan rejim muhalifi Çinli Edebiyatçı Lu Yen Zi Japanya’nın önde gelen gazetelerinden Sankın Şimbon gazetesine yazdığı bir makalede “Uygur Meselesinin Filistin’lileşme tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğunu öne sürdü. Siyasi analiz şeklinde kaleme alınan makalede yazar “Komünist Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da günden güne derinleşen Uygur krizini Terörizme bağlayarak Ortadoğu’daki Filistin meselesine dönüştürmek istediğini,bu durumun ise, daha büyük bir sosyal kriz ve patlamaların habercisi olabileceğini dile getirdi.
O makalesinde “ Doğu Türkistan(Xinjiang)zaten hassas bir bölge ve Uygur meselesi de çok teferruatlı ve derin bir sorun. Bölgedeki Çin Otoritesi “Yüksek Davarların ardında varlığını sürdüren bir yönetim. Bu yönetim, meseleye yaşadıkları bölgeyi tecrit eden yüksek duvarların üstünden dışarıyı gözetleyerek bakmazlar. Çinli muhalif ve demokrat aydın Vang LiSung’un ifadesi ile Uygurların duygularını bastırmak,onları etnik olarak aşağılamak ve uyguladığı diğer yöntemler,susuz kalan bir insana zehirli su içirmeye benzer.Günümüzdeki en büyük tehlike meseleyi halletmek yerine kanlı bastırmak suretiyle bölgeyi Filistin’e dönüştürmektir.”diye sürdürdü.
ABD.merkezli Hür Asya Radyosu Muhabirinin “Siz Uygur ve Doğu Türkistan sorununun gerçekten Filisitin meselesi ile aynı olduğuna inanıyormusunuz ? sorusuna ; “ Ben Uygur meselesine bir Filisitin meselesi ile aynı olarak bakmıyorum.Ancak, Uygur meselesinin halı için gerekli bir çıkış yolu bulunmadan Flistin meselesine dönüşmesinden ciddi olarak endişe ediyorum.Bu sebeple ben Çinli aydınların ve Çin Yönetiminin Uygurlarla ve onların Temsilcileri ile dialog kurmalarını ve barış görüşmelerine başlamalarını istiyorum.
Çinli Muhalif Lu Uygur meselesinin çözümü noktasındaki soruları ise şöyle cevapladı ; “ Uygur sorununun çözümünde en önemli ve halledici aktörün Çin Komünist Partisinin olduğunu düşünüyorum.Çünkü ÇKP. İktidarın mutlak hakimidir. Ancak,ÇKP. Bütün yönetimi kesin olarak ele geçirdiği ve diktöryel yöntemler kullandığı için bizim ve diğer Çinli demokrat aydınların Uygur dostlarımız ve aydınları ile dialog kurmamız şu aşamada mümkün görülmemektedir.Ben Uygur dostlarımız ve aydınlarımız ile barışçıl dialologlar kurmaya ve görüşmenin çok önemli olduğunu düşünüyorum.Bu dafa Pekin Merkezi Milletler Üniversitesi öğretim üyesi ve Uygur İnsan hakları amtivisti Doç.Dr.İlham Tohtı aniden yönetim tarafından tutuklandı.Bu durum ise,çok akıl dışı bir yöntem.Dr.Tohtı dialoj kurulabilecek ve kendisine zor da olsa ulaşılabilecek yegane Uygur aydını idi.”
Çin yönetimi altında yaşayan başta Uygurlar ve diğer azınlık tabir edilen milletlerin kendi takdirlerini kendilerinin tayin etmesi gerektiğine inanıyorum.Onlarla barışcıl görüşmeler yapılmalıdır .Onlar Federasyon şeklinde birlikte devam etmek mi isterler ? Onu Uygurlar kendileri belirlemeli ve karar vermelidir. Uygurların bağımsız olarak yaşama düşüncesini çok iyi anlıyorum.
5 Temmuz 2009 Urumçı olayları ile geçen 28 Ekim’de Pekin’in kalbi Tienanmin meydanındaki patlamalarla ilgili olarak şunları ifade etti. “ Çin’deki bu tür protesto eylemlerini Çin yönetimi terör olarak nitelendiriyor.Çin yönetimi Uygurları uluslar arası topluma terörist,Bölücü ve radikal İslamcı olarak lanse ediyor.Uluslar arası toplumun ortak düşman olarak kabul ettiği terörizmin içinde göstermekte ve çok ustaca kullanarak Uygurları vahşice ve kan dökerek bastırmaktadır.Çin yönetiminin bu yöntemi Uygurların kin ve nefretini adeta patlamaya hazır bir bombaya dönüştürmüştür.
Japonlara göre romantik ipek yolunun merkezinde yer alan Doğu Türkistan’ın günümüzde korkunç bir yangın yerine dönüştüğünü, ifade eden yazar, Xinjiang adının bile bu bölgenin sömürgeleştirilen,Çin’e yeniden ilhak edilen bir toprak parçası anlamına geldiği belirtti. Burada yaşayan Müslüman Türkler ecdatlarından kalan ana topraklarına Doğu Türkistan olarak adlandırmaktadır. Uygurlar 1933 ve 1944 yıllarında kendi bağımsız cumhuriyetlerini kurmuşlardır.Ancak,bu bağımsız devletleri komşuları olan büyük devletlerin siyasi entrikaları yüzünden ortadan kaldırılmıştır. Komünist Çin Kuvvetlerinin ülkeyi ele geçirdiği 1949 ‘da ülke nüfusunun % 90’ni Uygurlar oluştururken,günümüzde bu oran %50’ye gerilemiştir.Ülkedeki Çinli nüfusun oranı ise, %40’e yükselmiştir.
Yazar makalesinin sonunda Asya’da demokrasi ile idare edilen yegane devlet olan Japonya’nın ve Japon halkının Çin’deki Milliyetler problemine eğilmesini,bu problemlerin hallı ve taraflar arasında yapıcı dialog kurulmasında önemli rol üstlenmesini ümit ettiğini belirtti.
Çinli muhalif yazar ve aktivist Bayan Lu Yen Zi tutuklanan Dr.İlham Tohtı’nın ve kendisi gibi Japonya’da sürgünde yaşayan Çinli muhalif yazar ve aydın Vang Lişung’in ortak ve yakın dostlarındandır.
Vang Li Şung halen Çin’de ve diasporoda yaşayan Çinli ve Uygur aydınlar ve çeşitli milletlere mensup hümanist aydınlar ile birlikte Dr.Tohtı’nın serbest bırakılması için imza kampanyası başlatanlardan biri. Bayan Lu Vang Li Şung’un “Benim Batıdaki diyarım,Senin Doğu Türkistan’ın !” adında Tayvan’da nesrettiği kitabını de Japonca’ya tercüme ederek yayınlamıştı.
Etiketler: Genel » kÖŞE YAZARLARIBENZER HABERLER