Son Dakika
Türkiye’nin önde gelen düşünce adamı ve şair ve yazarlarından merhum Atilla İlhan’ın Cumhuriyet gazetesi başta olmak üzere çeşitli yayın organlarında Doğu Türkistan ile ilgili kaleme aldığı bazı yazıları ” Türkistan” Deyince Başlayan Filim ” başlığı altında Atilla İlhan Bilim, sanat ve kültür Vakfı kurumsal internet sayfasında yayınlanmıştır.(https://tilahan.org/turkistan-deyince-baslayan-film/)Merhum Atilla İlhan’ın vefatına yakın günlerde dahi Doğu Türkistan meselesine içten ilgi duyduğunu ve bu konuda düşüncelerini kaleme alarak yayınladığı görülmektedir. Merhum’a Allah’tan rahmet ve mağfiret diler,yazılarını bilgilerinize sunuyoruz.(UYHAM)
( Çağrışım/1. ”…gazetesine göre, ifâdesi ve önemi değişen, başlıklar atılmıştı; özeti şudur: ”Doğu Türkistan Hükümeti Kuruldu!” ; gazetenin ‘ulusal’ ya da ‘küresel’ oluşuna göre, cümlenin başına bir kelime daha ekleniyor; ‘ulusal’ sa, ‘Kukla’ kelimesi, ‘küresel’ se, ‘Sürgünde’ kelimesi. Bu kadarı bile, bu işin içinde kaç iş olduğunu göstermiyor mu?..”
”…oysa ben, ‘Doğu (Şarkî) Türkistan’ sözünü duyar duymaz; yedi sekiz yaşlarında bir çocuğum; bu kelimeler, evin içinde dolaşıp duruyor; hele Vesil’ânım Teyze’ ler misafirliğe gelince, annemle konuştukları hep bu; Şarki Türkistan ‘da müsteşar filân olan Dr. Mustafa Bey (Kentli), İzmir ‘e haber uçurmuş; ülkenin yönetiminde görevlendirmek için, Türk aydınlarını oraya bekliyormuş! Vesil’ânım, İzmir ‘de ‘münteşir’ ‘Hizmet’ gazetesinin, sahibi ve başmuharriri Zeynel Besim Bey ‘in (Sun) , ‘refika-i muhteremesi’; Zeynel Besim , bir zamanlar mapushanelerin elinden düşürmediği ‘Çakıcı Efe’ romanının ‘müellifi’; ‘Serbest Fırka’ cı bir zat; babam, aynı gazetenin ‘müdir-i mes’ûl’ü; zaten bu yüzden, ‘fırka’ kapatılınca, her ikisi de, cezaevini boyluyor…”
*******
”… ‘Şarkî Türkistan Efsanesi’ , bu olaydan önce miydi, sonra mı; orasını hatırlamıyorum; hatırladığım, Vesil’ânım Teyze ‘nin, muhtemel Türkistan macerasında, neler giyip neler yiyeceğimiz hakkındaki tahminleri; şen şakrak kahkahaları!.. Belki bu hatıra, o ülkenin işgali üzerine; Dr. Mustafa Kentli ‘nin bilâhara, İzmir ‘e dönerek; DP/MP serencamına iştirak etmesi yüzünden!.. ‘Şarkî Türkistan’ , belki de bu yüzden, hafızamda zamanla adeta bir çağrışım tetikleyicisine dönüşmüştür; bu defa da aynı şey oldu: Çin Halk Cumhuriyeti idaresindeki Uygur Özerk Bölgesi ‘ndeki ahaliyi temsil iddiasıyla, Amerika ‘da ‘Sürgünde’ Doğu Türkistan Hükümeti ‘nin kurulduğunu duyar duymaz, çocukluğumun o ilginç ‘filmini’ görmeye başlıyorum.”
*****
” …İyi de, acaba hangisi doğru bunların? Bu hükümet ‘Kukla’ mı, yoksa ‘Sürgün’ de mi?..”
İşin rengi ne zaman değişiyor?
( Tesbit/1. ”…bu yüzden haber, kamuoyunda -eski deyimle- tereddüt yarattı; bunu en ilginç şekilde, Erzurum Anadolu Haber gazetesinden, Kenan Biliz özetlemiş, diyor ki…
”…sevinmeli miyiz, yoksa endişe mi etmeliyiz? Dünya’nın ‘süper gücü’ Amerika’da kurulan ‘sürgündeki’ hükümet, Doğu Türkistan’daki ‘kanı bir, canı bir’ insanımızı, nasıl etkiler? Onları galeyana getirir mi? Çin baskısı artar mı? Çin, daha çok cana mı kıyar? Böyle hükümet iyi midir, yoksa kötü mü? Yoksa son ata, son fişeğe kadar, savaşmak mı gerekir? Irak’ta kadınlara tecâvüz eden, bir ‘medeniyet’; Türkmenler’i bombalayan, ‘zihniyet’; Türk askerinin başına çuval geçiren bir ‘illet’, gerçekten Türk dostu mudur?..”
*****
”…’Sürgündeki Doğu Türkistan Hükümeti’ ilk açıklamalarında; ‘mandacı olmadıkları’nın, Amerika’nın ‘güdümünde bulunmayacakları’nın, altını çizip durdu. Bütün bu açıklamalara karşın, hükümet için ‘enformasyon merkezi’ne bakınca, işin renginin biraz değiştiğini söylemeliyiz. ‘Enformasyon için: Jo Ann Davis /ABD Kongre Üyesi (540) 548-1086. D.J. McGuire /ABD China e- Lobby Bşk. (540)845-1335. Richard J. Kennedy /E.T. National Freedom Center Genel Sekreteri (571) 344- 3885.’ Yâni ‘sürgündeki Hükümet’le ilgili bilgilenmek, ‘ilişki kurmak’ için, Davis, McGuire, Kennedy isimleri bulunuyor. Ee, bu nasıl olacak? Bağımsız bir hükümet için, neden Amerikalılardan bilgi almak gerekiyor?..” (Aydınlık, 3 Ekim 2004, s.2).
*****
” Çin’e Göre Ayrılıkçı’ ve ‘şeriatçı’ terör!..
Tesbit/2. ”…Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi, Siyasi Büro üyesi ve ÇKP. Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Genel Sekreteri, Wan Le Quan, ‘ayrılıkçı ve şeriatçı terör’ün, Batı’dan kaynaklandığını açıkladı. Urumçi’de, yabancı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Wan, ‘ayrılıkçıların ve teröristler’in, 1990’lı yıllardan 2003 yılına kadar Sincian’da 160’tan fazla ‘din adamı’ öldürdüklerini; 400’den fazla kişiyi yaraladıklarını; buna karşılık, bu yıllar içinde 110 teröristin öldürüldüğünü ve 560 grubun çökertildiğini açıkladı. Wan, bölgedeki terör faaliyetlerinin, 1990’lara göre azaldığını, ama sona ermediğini; bu yılın ocak/ ağustos ayları arasında 22 grubun çökertildiğini belirtti…” (Aydınlık, 25 Eylül 2004, s.25)
”…işte tam burada, gel de savaş sonrası Paris ‘inde, o şaşırtıcı dostum Margot ‘nun, Amerikalılar için söylediklerini hatırlama! ”-
…hayal güçleri sıfır: Kesinlikle yaratıcı değil bunlar!” Haksız mıdır? ‘Yaratıcı’ olsalar, Rusya’da Çeçenler’le Ruslar’a karşı oynadıkları ‘oyunu’; Çin’de Uygurlar’la oynamaya kalkışırlar mı? İnsanın içini elbet, Çeçenler ‘in de, Uygurlar ‘ın da, soydaşımız olması sızlatıyor;
Hele benim için, ‘Şarkî Türkistan’ denilir denilmez, başlayan o ‘film’ yok mu…”
Cumhuriyet, 15.10.2004
Kaynak : https://tilahan.org/turkistan-deyince-baslayan-film/
=============================================
Editörün Notu :
Merhum Atillah İlhan’ın yukarıdaki yazısının Çağrışım-1 bölümündeki adı geçen İzmirli Dr.Mustafa Kentli 12 Kasım 1933’de Kaşgar merkezli kurulan Doğu Türkistan İslam Cumuhuriyeti yönetimine Atatürk tarafından özel görevle yollanan 2 kişiden biridir. Diğeri ise Özbek Türklerinden olan Dr.Mecdettin Ahmet’tir. Bu Cumhuriyetin Rus-Çin işbirliği sonucunda yıkılması ile her iki Doktorumuz Türkiye’ye dönmüştür. Dr.Mecdettin Ahmet Bey Doğu Türkistan’da kaldığı yıllarda benim memleketim Yarkent’e bağlı Kargalık İlçesinden bir hanımla evlenmiş ve ondan Tursun Mecdettin ve Hatiçe Mecdettin adlarında 2 çocğu olmuştur. Dr.Mecdettin Ahmet Beyin bu çocukları 1970’lı yıllarda yanı Türkiye-Çin diplomatik ilişkileri kurulduktan sonra bize bir mektup yazarak Babaları hakkında bilgi talep etmiştir. Ben merhum Prof.Dr. Tahir Çağatay başta bir çok kişiye Dr.Mecdettin Ahmet’ı sormuş ancak, hayatı hakkında bilgi elde edememiştim. Daha sonra Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Genel Türk Tarihinde Yüksek Lisans öğrencisi Fedai Küpoğlu Kardeşim ile Mustafa Çokay’in “Yaş Türkistan” dergileri üzerinde kendisine yardım etmek için birlikte çalışırken, derginin 1934 yılındaki bir sayısında Dr.Mecdettin Ahmet Beyin Hindistan üzerinden Türkiye’ye döndüğü bilgisine ulaşmıştım.
Atilla İlhan’ın yukarıdaki bu yazısından Dr.Mustafa Kentli’nin Atilla İlhan’ın akrabası ve kendisinin Doğu Türkistan’dan Türkiye’ye dönmüş olduğunu böylece öğrenmiş olduk. 1930’lu yıllarda kelle koltukta ve ölümü göze alarak bin bir türlü tehlikeler ve büyük zorluk ve mahrumiyetlere göğüs geren ve Himalayaların olmayan ölüm yollarını aşarak Doğu Türkistan Türklerine yardım için koşan bu idealist ve cesur Kahramanlarımızı bir kez daha minnet ve şükranlarımızla yad ediyor, Allah’tan rahmet ve mağfiret diliyoruz. Mekanları Cennette olsun. Amin(HG)
BENZER HABERLER