Son Dakika
Kırkağaç Eğitim Bir-Sen üyeleri düzenledikleri gösteride, Filistin ve Doğu Türkistan’a destek verirlerken, İsrail ve Çin’e ise lanet yağdırdılar.
Cuma namazının ardından Cumhuriyet Meydanında toplanan kalabalık sloganlar eşliğinde Türkmenlere ve Filistinlilere yapılan zulmü bir kez daha protesto ettiler, bu anlamlı davranışlarıyla vatandaşların takdirini topladılar.
Eğitim Bir-Sen Yönetim Kurulu Üyesi Muhammet Nurullah Yeşil’in okuduğu basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi.
“Mazlumun Yanında Olduk, Olmaya da Devam Edeceğiz. İsrail, karakterine uygun bir şekilde insan haklarını ihlal etmeye ve öldürmeye devam ediyor. Diğer tarafta Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize Çin Devletinin uyguladığı baskılar sonucu Ramazan ayında oruç tutmaları geçen yıl olduğu gibi bu yıl da yasaklandı.
Terör devleti İsr ail Ramazan ayında başlattığı kuşatma ile katliamlarına ara vermeden devam etmektedir. İşgal güçleri evleri basıyor, gençleri topluyor, Filistin üyelerini hukuksuz bir şekilde tutukluyor. On yedi gündür sahur ve iftar vakti sivillerin üstüne bomba yağdırıyor, seyir halindeki otomobilleri havaya uçuruyor, meskenleri buldozerlerle yıkıyor, küçücük çocukları vuruyor, camiden çıkan insanlara kurşun yağdırıyor… Bu saldırılar sonucunda şu anda yüzlerce şehidimiz ve binlerce yaralımız var.
Ramazan ayında tüm insani değerleri İsrail bir kez daha ayaklar altına almıştır. Katliamlar zincirine bir yenisini daha eklemiştir. Siyonist İsrail insanlığın ortak utancıdır. Katil İsrail’i kınıyor ve lanetliyoruz.
Gazze ateş altındayken, uluslararası camianın tepkisiz kalması her yönüyle utanç vericidir. Mahzun ve masum Gazzeli kardeşlerimize vahşice bomba yağdıran İsrail, zulme maruz bırakılan da Müslümanlar olunca; sessiz kalan batı, ikiyüzlü olduğunu bir kez daha belgelemiştir. AB ülkelerinden bazıları ve ABD öldüreni değil, öleni kınamışlardır.
İsrail’i kınayacaklarına Filistin tarafını kınadıklarını açıklamışlardır. Bu tam bir komedi. Bu tam bir rezalet ve kepazeliktir.
Siyonistler kendinden olmayan herkese ve kendilerine ait olmayan her şeye karşı kin ve nefretle hareket etmektedir. Bu gerçeğe rağmen İsrail’in rutine bağladığı terör olaylarına karşı tepkisiz kalmak zulme ortak olmaktır. ABD, AB, BM insanlık ayıplarının suç ortağıdır. Vahşete sessiz ve duyarsız kalmak, dilsiz şeytanlığı kabul etmektir.
Yapılanlara ve yaşananlara suç ortağı olmaktır. Saldırıları bertaraf etmeye yönelik girişimlerde bulunmayan İslam İşbirliği Teşkilatı da suç ortağıdır ve en az diğer kuruluşlar kadar sorumludur.
Hem ABD’yi hem BM’yi hem AB’yi hem de İslam İşbirliği Teşkilatını insanlık suçuna ortak olduklarından dolayı kınıyoruz.
Diğer tarafta Doğu Türkistanlı Kardeşlerimiz Çin’in yıllardır uyguladığı baskı ve işkence ile birlikte yaşamaya zorlanmakta ve zor günler geçirmektedir. Binlerce Uygur Türkü, Çin zulmünden kurtulmak için Türkiye, Vietnam, Tayland, Kamboçya, Malezya başta olmak üzere farklı ülkelerde kaçak olarak yaşıyor. Uygur Türklerinin, kaçak yaşadıkları ülkelerde maddi ve manevi birçok sıkıntısı sürmektedir.
Kimlikleri bulunmayan Uygurluların hastaneye gidememesi, iade edilme korkusuyla Birleşmiş Milletlere müracaat edemedikleri için her türlü insani haktan yoksun kalarak yaşam mücadelesi vermesi bizim açımızdan kabul edilebilir bir durum değildir. Batı ikiyüzlü bir tutum içerisindedir.
“BM’nin yapısı, dünyanın kaderini beş ülkenin iki dudağı arasına hapsetmiş vaziyette. Adaletsizlik, hukuksuzluk bunların kanına işlemiş. Yaşanan zulümler karşısında uluslararası kamuoyu her zamanki gibi üç maymunu oynamaktadır.
Birkaç duyarlı ülke ve halkları dışında Gazze’ye, Irak’a, Suriye’ye, Arakan’a göz yuman, kulak tıkayan AB, ABD, BM, İİT doğal olarak Doğu Türkistan söz konusu olunca da vicdanını duvara asıyor. Fakat tüm dünya sussa da biz susmayacağız! Yeryüzünde tek başımıza bile kalsak mazlumun ve mağdurun yanında yer almaktan asla vazgeçmeyeceğiz. Onların haklarını savunmaktan katiyen geri durmayacağız. Büyük Eğtim-Bir Sen ailesi olarak biz var oldukça Doğu Türkistan zulmünü, Gazze cinayetlerini, Suriye vahşetini gözlerine sokmaya devam edeceğiz.
Gözlerinizi kapayarak vicdanlarınızın sizi rahat bırakmasına asla müsaade etmeyeceğiz.” Müslüman bir bireyin en temel hakkı olan oruç, inanç hürriyeti kapsamında derhal serbest olmalıdır. Çin, Doğu Türkistan’a baskı uygulamaktan, vicdanları yaralamaktan, insan haklarını çiğnemekten, din ve vicdan hürriyetini gasp etmekten bir an önce vazgeçmelidir. Çin Devleti’nin Doğu Türkistanlı kardeşlerimize yasakladığı orucu bizler hamdolsun tutabiliyoruz. Fakat yüreğimiz yaralı.
Gönül rahatlığıyla iftar edemiyoruz. Son sözümüz şudur; 20. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren terör örgütü olarak Müslüman kanı akıtmaya başlayan, insanlık onurunu ayaklar altına alan katil İsrail’i ve destekçilerini, Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin en temel haklarını kısıtlayıp baskı altına alan Çin Devleti’ni de buradan kınıyor ve lanetliyoruz.
Buradan İnsanlığa sesleniyoruz;
Buradan Ümmete sesleniyoruz;
Buradan milletimize sesleniyoruz;
Vakit, Mescid-i Aksa ve Kudüs için ayağa kalkma vaktidir!
Vakit, Doğu Türkistanlı Kardeşlerimiz için ayağa kalkma vaktidir!
Dün olduğu gibi bugün de kan ağlamaya devam eden kardeşlerimize sahip çıkma vaktidir!
Hepimizin onurunu korumak için şehit düşen kardeşlerimizin yanında olma vaktidir!
Baskılara rağmen inancına sahip çıkan ve özgürlüğünü isteyen kardeşlerimizin yanında olma vaktidir.
Karada, Denizde, İntifada her yerde. Diren Gazze, Diren Doğu Türkistan, Kahrolsun İsrail, kahrolsun işbirlikçileri, Kahrolsun Çin ve kahrolsun sessiz kalan kukla devletler, yaşasın
Filistin direnişi, yaşasın Doğu Türkistan özgürlük mücadelesi…
Kalabalık atılan sloganların ardından mitinge son verdi.
HABER-FOTOĞRAF-KAMERA: HAKAN DEMİR(İHA)
Etiketler: Genel » Görüş Yorum » Gündem » HaberBENZER HABERLER