logo

trugen jacn

İDARİ MAHKEME’DEN ŞOK VE SKANDAL UYGUR KARARI:”DOĞU TÜRKİSTAN’DA ÇİN ZULMÜ YOK!”

karargazetesi.jpg

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

İstanbul 16. ve 18.idari Mahkemeleri  Çin’in işgalindeki ülkeleri Doğu Türkistan’daki etnik ayırımcılık, ırkı soykırım ve diğer insan hakları ihlallerinden kaçarak  Türkiye’ye sığınan 2  Uygur Türkü’nün açtığı Çin’e iade edilmemesi yolundaki davayı ” Çin’in işgalindeki Ülkeleri “Doğu Türkistan’a gönderilmemeleri/Çin’e teslim edilmeleri halinde  Zulme maruz kalacakları konusunda somut maddi delil yok” gerekçesine dayandırarak  iade edilebileceğine karar verdi. Doğu Türkistan gerçeklerine  tamamen aykırı bu  skandal karar Uygur Türkleri üzerinde şok etkisi yarattı. Doğu Türkistanlılar bu kararın uygulanması halinde  onlarca yıldır Türkiye’de yaşadığı halde halen T.C.Vatandaşı olamayan  Uygur Türklerine  de  bu kararın  emsal olarak  uygulanabileceğini ve  kaçtıkları Çin’e iade edilebilecekleri  korku ve endişelerine  sebep oldu. 

Karar gazetesinin bugünkü(13.03.2025 tarihli) sayısında Feyza Nur Çalıkoğlu imzası ile yayınlanan haber/yorumda Çin zulmünden kaçan iki Uygur Türkü’nün “Ülkelerine iadesi halinde zulme maruz kalacakları konusunda ciddi, somut maddi delil yok” gerekçesiyle Pekin’e iadesine karar verildi. Mağdur Doğu Türkistanlıların avukatı, hükümetin “Çin’e iade asla yok, olamaz’ taahhüdüyle çelişen ve uluslararası sözleşmelere aykırı kararın iptali için AYM’ye başvurdu.

İstanbul 16. ve 18. İdari Mahkemeleri, Çin’in zulmünden kaçan iki Uygur Türkü’nün üçüncü ülkeler yerine doğrudan Pekin hükümetine iadesine karar verdi. Sınır dışı hükmü “Zulme maruz kalacakları konusunda somut maddi delil yok” gerekçesine dayandırıldı. Emsal oluşturması bakımından önem taşıyan kararın uluslararası sözleşmelere ve Türkiye’nin taahhütlerine aykırı olduğu belirtiliyor.

İLK KEZ DİREKT İADE KARARI

İstanbul 16. ve 18. İdari Mahkemeleri’nin Çin zulmünden kaçarak ülkemize sığınan iki Uygur Türkü hakkında verdiği karar şaşkınlık yarattı. Mahkeme, daha önce üçüncü ülkeler üzerinden yapılan sınır dışı uygulamasının dışına çıkarak ilk kez mağdurların doğrudan Çin’e iade edilmesini istedi. Gerekçe olaraksa “Ülkelerine iadesi halinde zulme maruz kalacakları, hayati tehlikelerinin olacağına dair ciddi, somut maddi delil olmadığı” gösterildi. Anayeti ve Abuduwaili’nin avukatları deport kararının temyiz yolunun da kapalı olduğunu bildirdi.

Mahkemeye göre Doğu Türkistan’da zulüm yokmuş! Uygur'a Çin şoku

ÇİN’DE BASKI VE ZULÜM VAR

Çin hükümetinin Uygur Türklerine yönelik soykırıma varan baskıları BM, AB, Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi kurumlar tarafından dile getirildi. Türkiye’nin de aralarında olduğu 43 ülke tarafından 2022’de imzalanan bir Birleşmiş Milletler bildirisinde “işkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele, cinsel şiddet” uygulamalarına atıf yapılarak “Uygurlar ve diğer azınlıkların orantısız bir şekilde hedef alındığı” belirtildi. Doğu Türkistan’da Çin polisince gözaltına alınan çok sayıda kişiden bir daha haber alınamadı.

Mahemuti Anayeti ve Aierken Abuduwaili, Doğu Türkistan’daki Çin zulmünden kaçarak çeşitli tarihlerde ülkemize sığındı. İstanbul 16. ve 18. İdari Mahkemeleri, bir süredir geri gönderme merkezinde tutulan iki ismin ülkelerine sınır dışı edilmelerine hükmetti. Gerekçe olarak ise “İade halinde zulme maruz kalacakları konusunda ciddi, somut maddi gerçekler yok” denildi. KARAR gazetesine  konuşan Anayeti ve Abuduwaili’nin avukatları Abdullah Tıkıç “Uygur Türklerinin menşe ülkelerine iade edilmelerinin onaylanması, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, BM Medeni ve Siyasi Hakları Sözleşmesi, İşkenceyi Önleme BM Sözleşmesi ile Cenevre Sözleşmesi’nin ihlalidir” dedi.

TEMYİZ YOLU KAPALI: Daha önce üçüncü ülkelere gönderilen bazı Uygurların, o ülkeler tarafından Çin makamlarına teslim edildiği ileri sürülmüştü. Alınan karar, bu defa Doğu Türkistanlı iki kişinin doğrudan Pekin hükümetine iade edilmesini öngörüyor. İdari Mahkemeleri tarafından verilen sınır dışı kararlarının kesin olduğunu ve hiçbir kanun yolu başvuru hakkının olmadığını vurgulayan Tıkıç “Sınır dışı uygulamalarını durdurmanın tek yolu Anayasa Mahkemesi tarafından tedbir kararı verilmesi” ifadesini kullandı.

TÜRKİYE’DE BİR İLK: Uygur Türklerine yönelik hak ihlalleri ile ilgilenen aktivist Burhan Kavuncu ise “Ülkemizde ilk defa böyle bir kararla karşılaşıyorum. Emniyet ve Göç İdaresi zaman zaman Uygurlara yönelik operasyonlar yapıyor ancak böyle bir karar Türkiye Cumhuriyeti’nde alınamaz. ‘Çin’de ölüm tehlikesi olduğuna dair yeterli delil ortaya konmamıştır’ ifadeleri kabul edilemez. Başta ABD, Kanada, Avustralya ve birçok Avrupa ülkesi, Çin’in soykırım yaptığına dair parlamentolarında karar aldı. Soykırım defalarca belgelerle kanıtlandı. Soykırım yapılması, herhangi bir suça veya kişiye bağlı olmaksızın sadece bir ırka mensup olmaktan dolayı insanların işkenceye uğraması, hapsedilmesi veya öldürülmesi anlamına geliyor” tepkisini gösterdi.

Çin Yüzlerce Toplama Kampında Esir Tuttuğu  Milyonlarca Uygur’a Sistematik Zulüm ve İşkenceler Yapıyor  

75 yıldır Çin işgali altında yaşayan Uygur Türkleri; dinleri, dilleri, kültürleri nedeniyle insanlık dışı hak ihlallerine maruz kalıyor. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 43 ülke tarafından 2022’de imzalanan Birleşmiş Milletler bildirisinde “İşkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet ve çocukları zorla ayırma” uygulamalarına atıfta bulunularak “Uygurlar ve diğer azınlıkların orantısız bir şekilde hedef alınmaya devam ettiği” belirtilmişti. Resmen ateist olan Çin, 2017’de “Dini Aşırılıklarla Savaş ve Yok Etme Yönetmeliği” adlı bir yasayı hayata geçirerek Doğu Türkistanlıların dini yaşama özgürlüğünü ellerinden aldı. Devlet, 5 milyon Türk’ü esir kamplarında ücretsiz köle gibi çalıştırıyor. Tam sayısı bilinmemekle birlikte yaklaşık 1200 esir kampı olduğu söyleniyor. İHH’nın hazırladığı insan hakları raporuna göre; şu ana dek Çin zulmü nedeniyle 35 milyon Uygur Türkü hayatını kaybetti.

 

Share
131 Kez Görüntülendi.