Son Dakika
Aziz İsa Kelkun, Doğu Türkistanlı bir Uygur Türkü Sanatçı. Aynı zamanda şair yazar ve Uygur insan hakları Aktivisti. Ülkesindeki İşgalcı Çin’in baskı ve zulmü sebebiyle yaklaşık 20 yıl önce doğup büyüdüğü ülkesinden ayrılmak zorunda kalmış. Türkiye ve Almanya üzerinden İngiltere’ye sığınmacı olarak gelmiş. Halen başkent Londra’da eşi ve çocukları ile birlikte yaşıyor. Bir yandan işgalci Çin’in halkına yönelik insan hakları ihlallerinin sona erdirilmesi için mücadelesini sürdürüyor.
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
Aziz İsa Kelkün’ün Doğu Türkistan’ın Aksu kentinde yaşayan Annesi ile 2017’ye kadar her hafta telefonla görüşebiliyordu. O tarihten beri onun annesiyle iletişimi o yıl yaz aylarında koptu:
“2017 yazında telefonla görüşürken annem ‘Oğlum artık bizi arama, sen her aradığında polis evimize geliyor ve bize telefonu açmayın’ dedi. Sonra bir daha kendisine ulaşamadım.
Aynı yılın kasım ayında Türkiye’deki bir arkadaşından babasının vefat ettiğini öğrenen Elkun, yine Şayar’daki annesine ulaşmaya çalışsa da sonuç alamamış.
Aradığı cep ve ev telefonlarının artık kullanılmadığını fark etmiş.
Geçen yıl, Google Earth’ten babasının defnedildiği mezarlığa bakarken bir değişiklik olduğunu gören Uygur akademisyen, Fransız haber ajansı AFP ile temasa geçip durumu iletmiş. AFP’nin bölgeye gittiğini anlatan Elkun, ajansın geçtiği fotoğrafları “Eski mezarlar yıkılmış, her tarafa kemikler saçılmış. Yerlerine 80 santimetrelik beton kutu gibi mezarlar yapılmış ama içlerinde ne olduğunu kimse bilmiyor” sözleriyle yorumladı.
Elkun’un babasının mezarına ne olduğunu anlama ve annesiyle konuşabilme mücadelesi giderek uluslararası bir haber haline geldi.
Bu mücadelesini, ocak ayında CNN’e verdiği röportajda da anlattı. CNN röportajına yanıt ise Çin devlet televizyonu CCTV’den geldi.
Çin televizyonu şubatta yayımladığı haberde Elkun’un annesiyle görüştü ve mezarlığın yeni görüntülerini yayımladı. Elkun’un annesi eski mezarların kuvvetli yağmur ve rüzgarda sık sık dağıldığını söylerken mezarların taşınmasından memnun olduğunu dile getirdi.
Bu haberin yayınlanmasından iki ay geçtikten sonra Aziz İsa Elkun’un hiç beklemediği bir gelişme yaşandı.
Tanımadığı bir numaradan gelen telefonu açtığında karşıdaki ses annesinindi: “‘Anne, nasıl oldu? Doğrudan mı arıyorsun bu bilinmeyen numara nedir?’ diye sordum. O da, ‘Sağ olsunlar buradaki polisler gelip oğlunu arayabilirsin dediler’ dedi. Ben de kendisine ‘özgür insanlar olduğumuzu, anne ve oğlunun konuşması için arada polise gerek yok’ dedim. Ve hat bir anda kesildi.”
Aziz İsa Elkun, kendi yaşadığının ötesinde Çin’in Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yıllardır büyük trajedilerin yaşandığını savunurken, “Çin, 3 milyondan fazla Uygur Türk’ünü toplama kamplarına kilitledi. 2016’ya kadar hiçbir haber alamıyorduk ama modern teknoloji sayesinde artık orada neler olup bittiğini öğreniyoruz” dedi.
Türkiye’ye de çağrı yapan Elkun, “Türkiye, baskı altındaki Filistinli ve Arakanlı Müslümanlar için çok şey yaptı. Ama bizler Türk ve Müslüman olduğumuz halde Türkiye’den Uygurlar için pek fazla bir şey duymadık” dedi.
BBC’nin geçen yıl temmuz ayında yaptığı bir araştırma Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde son iki yılda çok sayıda büyük ölçekli yatılı okulun kurulduğunu göstermişti.
Çin yetkilileri Uygur Türklerinin, radikal eğilimlerle mücadele kapsamında “dil öğretim merkezlerinde” eğitim gördüğünü savunuyor.
Pekin yönetiminin “eğitim kampı” adını verdiği tesislerde, yaklaşık 1 milyon Müslüman Uygur Türkünün tutulduğu sanılıyor.
BBC’nin geçen yıl özel izinle girdiği bu tesislerden elde edilen görüntüler ve yapılan röportajlar, kurulan sistemin “cezaevine daha yakın olduğunu” göstermişti.
Kaynak : https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-52985901?SThisFB&fbclid=IwAR0
BENZER HABERLER