logo

trugen jacn
10 Mart 2014
Genel

KUNMİNG OLAYI,ESKİ HUSUMETİN YENİDEN YANSIMASIDIR.

 

Hamit Göktürk

Çin Komünist Partisi güdümündeki Çin medyası her olayda olduğu gibi,Son Kunming olayında  da  tamamen hükümet  yanlısı bir tutum sergilemiştir.  Kunming olayını  şiddet ve terör olayı olarak  tanımlamakta, tek taraflı  ve yanlı propaganda  yapmayı sürdürmektedir.

Buna karşılık uluslar arası bağımsız medya,   Çin’in resmi açıklamalarına yer vermekle birlikte, olayın  nedenleri ile gerçek mahiyeti ve perde arkası gibi  temel sebep ve amiller  üzerinde durmaktadır.  Olayı gerçekleştirdiği iddia edilen 8 kişilik   gurubun  bunu neden yaptıkları  üzerinde  fikir yürütmekte . Bağımsız basının bu olay üzerindeki ortak görüşü ise, Çin hükümetinin işgalı altında tuttuğu Doğu Türkistan’da yaşayan   Müslüman Uygurlara karşı yaptığı baskı,zulüm ve   hukuksuzluk, ve buna karşı  günden güne artan karşı koyma eylemleri üzerinde yorumlar yapmakta ve sonuçları hakkında  tahminler yürütmektedirler.

The Washington Post gazetesi  bu olayın tesadüfi olmadığını özellikle belirterek şöyle yazmaktadır ; “ Doğu Türkistan’ın milli isyanlar ve karşılıklara sahne olması yeni bir olay değildir. Yıllardan beri süregelen bir  durumdur. Ancak,Kunming ve Pekin’de meydana gelen  son olaylar  diğerlerinden çok  farklı gözükmektedir.  Bu iki olay Uygurların Çin yönetimine   ihtar amacıyla yaptıkları çok özel eylemlerdir.Kunming olayı çok hassas  bir zamanda  meydana geldi.Yanı Çin’in yüksek dereceli  yetkilileri ile  Çin’in her bölgesinden  Pekin’e gelen   kukla halk vekillerinin toplantısına denk gelmesi dikkat çekicidir.  Bu olay Çinliler ile Müslüman Uygurların  karşılıklı ilişkilerinin zaten kötü olduğu bir zamana denk gelmiştir. Bu olayın durumu daha da kötüleştireceğini yani,Çin yönetiminin  Uygurlara karşı baskı ve zulümlerini daha da  arttıracağını,aynı derecede  Uygurların karşı hareketlerinin  çapının  daha de büyüyeceğinin tahmin edildiğini ve  bunun de  büyük endişe  yarattığı dile getiriliyor.

New York Times gazetesi ise şu ifadelere  de yer veriyor ;   “ Çin hükümeti sürekli olarak Milletlerin Kardeşliğinden dem vurur ve var gücü ile bunun propagandasını yapar. Kunming olayında akan kanlar bu  propagandaların  gerçek olmadığının en açık kanıtı olarak ortadadır.

Çin’in söylemlerini  Kunming’da akıtılan kanlan inkar etmiş ve yalanlamıştır.  Çin hükümeti yıllardan beri  “sert şekilde bastırma,kafasını kaldıranı derhal ezme,hiç acımama ve  sıfır tolerans ve  merhamet”  gibi faşist sloganlar ile  Uygurları sindirmeye ve yok etmeye çalıştı. Ancak,Kunming olayından sonra Çin medyasında “yumuşak Ses”lerin  çıkmaya başladığına şahit oluyoruz. Çin,  Merkez Tv.(CCTV.)haber portalında  Çin halkına seslenirken ; “ Olayın gerçek mahiyeti ne olursa olsun, sevgiye ve iyi niyete olan  inancınızı yitirmeyin. Adaletin gücüne inanın” ifadelerini kullanıyor.

Çin Komünist Partisinin resmi organı konumundaki “Halk” Gazetesi ise, “ Öfkenizi  bir bütün Millete (Uygurlara) değil, sadece Teröristlere  yönlendirin” ifadelerine yer veriyor.

Avustralya Gazetesi” Güçlenmekte Olan Uygurların Direnişi  Xi Jing Ping’i Zor durumda Bıraktı.”  Başlığı ile yayınladığı haber yorumda ;  Başkan Xi’nın milli gerginlikleri ortadan kaldırmaya çok ihtiyacı olduğu kesindir. Kunming’deki korkunç olayda  33 kişinin bıçak darbeleri ile  öldürülmesi,gerçekte Çinliler ile Uygurlar arasındaki eski Husumetin günümüzde yeni  yansıması ve durumun daha de korkunç ve karanlık mecralara yönelişinin bir göstergesidir.Uygurlar kendi Vatanlarında azınlık durumuna düşürüldü.Ülkedeki ekonomik gelişmelerden sadece göçmen etnik Çinliler yararlanmakta. Uygurlara reva görülen benzer dramatik  uygulamalar,  etnik ayırımcılık ve aşağılanmalar  bardağı taşırmakta. Onlara sözde verilen “Otonom Hak ve Hukuk” hiçbir zaman gerçeğe dönüşmemiş ve uygulanmamıştır. Çin,  5 türlü güçle mücadelesini sürdürdüğünü ifade ediyor ;  Bunlar  Tibetliler, Tayvan Bağımızlık yanlıları, Falunggung’cular, (Milyonlarca Çinlinin inandığı yeni bir mezhep) Demokratik Çinliler ve Uygurlardır.  Bunların içinde Çin’in güvenliğini en fazla tehdit eden  ise Uygurlardır.  Uygurlar Kunming saldırısı ile Çinli diktatörlere son ikazını iletmiş oldular. Bu  çok önemli mesaj yüklü ikaz,  Çinli Liderleri Kurultay’da okuyacağı nutuklarını değiştirmeye ve  yeniden yazmaya  mecbur bıraktılar.”

Gazete Pekin’de bulunan    siyasi Tarihçi  Jim Leopold’ın   şu ifadelerine yer veriyor ; “  Çin yönetimi, şimdi çok zor durumda.Olay nedeniyle Uygurları daha fazla  suçlarlarsa  etnik  gerginlik  daha da artar ve durum kontrolden çıkabilir.Eğer olayın  etnik  gerginlikten çıktığını itiraf ederse,Parti’nin hizmetlerini yanı kendi rejimini  ve Milliyetler politikasını  inkar etmiş olurlar.”

İngiliz Guardian gazetesi Kunming olayını gerçekleştirenler hakkında özellikle durmakta ve şunları yazmaktadır; “ Biz olayın gerçek delillerinin daha ortaya çıkmadığı böyle bir aşamada   şunları söyleyebiliriz; Erkek ve kadınlardan oluşan olayın faillerinin esas amacı  hakkında ancak,yorum yapabiliriz. Çin Hükümeti bu tür olaylar vuku bulduğunda,her zaman olayı dini radikalızm ve  ve Milli Bölücülük olarak açıklar. Şu bir gerçektir ki; Uygurların  büyük bir kısmı kendi  durumundan hiç de memnun değiller. Onlar gündelik yaşamında,etnik aşağılamalardan  tutun da yönetimin dini ve milli  ve kültürel faaliyetlere karşı koyduğu yasak ve kısıtlamalar başta bir çok yasal olmayan uygulamalardan  çok müzdarip ve şikayetçidirler. Ayrıca.Doğu Türkistan’a akın halinde  göç ettirilen Çinli göçmenlerden de hiç hoşnut değiller. Uygurların  kahir ekseriyeti  bağımsızlık  yanlısıdırlar. Ama,onların  bütün bu arzu ve şikayetlerini Talibanlara bağlamak ve onlar  gibi  İslami bir devlet  kurma arzusunun bir ifadesi olarak algılamak   doğru değildir. Çin,Şanghay  İşbirliği Teşkilatını kullanarak Uygurları,  komşusu Türkistan Cumhuriyetleri, Pakistan  ve Afganistan’dan gelecek destek ve yardımlardan mahrum bırakmıştır. Kunming olayı Uygur-Çin ilişkilerinin ne kadar gerginleştiğinin açık bir ifadesidir. Uygurların bağımsızlık hareketleri 19 ve 20.yüzyıllarda da hiç durmadan devam etmiştir. Uygurlar, 1863, 1933 ve 1944  yıllarında bağımsız Doğu Türkistan devletlerini kurmayı başarmışlardır. Komünist Çin Yönetimi  bölge’yi işgal ettikten  sonra, mevcut Doğu Türkistan Cumhuriyetini hile ile yutmuş ve ortadan kaldırmıştır.  Uygurlara karşı Çin Halkı ve devletinin    eskiden beri  bakış açısı hiç te olumlu değildir.(kötü gözle bakagelmiştir.) Bundan sonra da  bu bakış açısının daha de olumsuz yönde seyredeceğini   tahmin etmek zor değildir.”

Etiketler:

Share
1084 Kez Görüntülendi.