Son Dakika
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
İSLAM DÜNYASI ÇİN’İN MÜSLÜMAN UYGUR SOYKIRIMINDA NEDEN ÇİN ZALİMİNİN YANINDA VE SESSİZ KALIYOR?
İslam dünyası ve islam ülkeleri Çin’in işgalindeki Doğu Türkisan’da din kardeşleri olan Müslümanlara yıllardan beri baskı ve zulmettiği etnik soykırıma tabi tuttuğu,”İslamın Çinlileştirilmesi = Çin tipi Sosyalist İslam ” ve benzeri sapkınlıklarla kutsal dinimize hakaretler ederek aşağılarken, Oruç, namaz ve hac ibadeti yasaklarken, yüzlerce yıllık Cami ve ibadet yerlerinin yıkarak yok ederken, Kur’an-ı Kerimleri ve dini kitapları yakarken, kadınların islama uygun kıyafetler giymelerini suç sayarken, Müslüman kadınlar zorla kısırlaştırarak ve mecburi kürtajla soyları yok edilirken elbette Müslüman dünyası ve islam ülkeleri Çin’in bu acımasız vahşetini mutlaka gelişen medya aracılığıyla mutlaka duymuş ve görmüştür.
Dünyanın şahit olduğu bu acımasız vahşete özellikle Arap-İslam ülkeleri ile Doğu Türkistan’in komşuları Türkistan Cumhuriyetleri ve Pakistan kayıtsız kalarak bu anlaşılmaz tutumu ile Çin mezaliminin zulüm ortaklığını sürdürmektedir. Endonezya ve Malezya ve bazı Müslüman Afrika ülkeleri halkları zaman zaman Çinli işgalcıların bu baskı ve zulmünü protesto gösterisi düzenleyerek lanetlemelerine rağmen, hükümetleri bu katliamı sessizce geçiştirmeyi tercih ederek “Kurani Kerim’in “Tüm Müslümanlar kardeştir” hükmünü çiğnemektedirler.
İşin acı tarafı ise bu Müslüman ülkelerin Uygurlara Çin’in gözünden bakmaları, Çin’in yalan propagandalarına kanmaları ve Uygur soykırımı konusunda Çin’in söylediklerini papağan gibi tekrarlamaları olmuştur. Ayrıca,İslam ülkeleri yönetimleri ABD’nin ve Batılı ülkelerin “Etnik Uygur Soykırım” konusundaki açıklamalarını bu ülkelerin Çin’e karşı “siyasi bir oyunu” olarak değerlendirmiş; Çin’in yaptığı gibi insan hakları, demokrasi ve özgürlüğe karşı tavır almayı sürdürmüşlerdir. Buna karşılık islam ülkeleri Çin ile siyasi, sosyal ve ekonomik ve diplomatik bağlarını güçlendirmeye devam ettirmektedirler.
Soykırımcı Çin’in En Yakın İşbirlikçisi . İran ve Suudi Arabistan
Çin’in Ortadoğu’daki etkisini güçlendirmesi, İran ile Suudi Arabistan’ı uzlaştırması ve Suudi Arabistan’ın Şanghay İşbirliği Örgütü’ne gözlemci üye olarak katılması Suudi Arabistan’ın ve bu ülkenin takipçisi ve uydusu konumundaki Körfez bölgesindeki Müslüman ülkelerin Çin ile daha yakın ilişkiler ve stratejik iş birliği kuracağı anlamına gelmektedir.
Dış Politika Dergisi: Müslümanlar Çıkarları İçin Uygur Soykırımına Göz Yumuyor
Geçtiğimiz günlerde ABD’de yayınlanan ” Dış Politika=Foreign Policy” dergisinde “Dünya Uygurlar konusunda Neden İlgi Göstermiyor ve Yeterince Endişe duymuyor ?” başlıklı bir çarpıcı makale yayınlandı. Makale, bugün uluslararası toplumun Uygur soykırımını görmezden gelmesinin, özellikle Müslüman Uygurların din Kardeşleri olan İslam dünyasının yıllardır bu insanlık dramını görmezden gelerek kaçmasının ve hatta Çin’in bu acımasız suçlarına göz yumarak Çin zulmüne ortak olmasının nedenleri şu başlıklar halinde açıklıyor :
ABD’li Çinli Müslüman Ma : “Ümmet Kavramı” Siyasi Bir Köpüğe Dönüştü
ABD’de yaşayan Çinli bir Müslüman(Tungan/Hui asıllı) siyasi analizci Ma Ju İslamın emri olan “tüm Müslümanlar kardeştir” çağrısının artık bir işe yaramadığını belirterek şunları söyledi : ” Bizim inancımızda Bütün Müslümanlar/İslam Ümmeti bir birlerinin kardeşidir hükmü bulunmaktadır. Buna göre biz Müslümanlar dinimize bir bütün gövde olarak bakar ve öyle inanırız. Bunlar pratikte gerçekten doğru mu? Bu destur İslam’ın ilk zamanlarında böyle olmuş olabilir ama Peygamberimizin vefatından özellikle dört halifeden sonra böyle bir birlik bir daha gerçekleştirilemedi. Daha sonra ise, bunun yerini siyasi mücadeleler takip etti. “İslam Ümmeti” fikri bir balon veya köpüğe dönüştürüldü. İster İslam’da , ister Hristiyanlıkta olsun ümmet fikri bir arzu ve gayeden ibaret bir hale geldi. Bunun yerine, milliyetçilik fikri ve ekonomik ve siyasi çıkarlar hakim olmaya başladı.” şeklinde değerlendirdi.
İslamfobi Uzmanı Werleman : Müslüman Ülkeler Çin Zulmünün Ortağı
“İslamofobi” konusunda uluslararası düzeyde bir uzman ve aynı zamanda yazar ve gazeteci CJ Werleman geçtiğimiz günlerde Twitter hesabında Dış Politika Drgisinin bu yazısı ile ilgili bir mesaj yayınladı. Werleman paylaşımında Pakistan’ın eski Başbakanı Imran Han, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Mohammad Bin Salman , Birleşik Arap Emirlikleri Emiri Muhammad bin Zayed başta bir çok Müslüman ülke Liderlerinın Müslüman Kardeşleri olan Uygurları kendi çıkarları karşılığında Çin’e kurban ederek sattıkları bildirdi. Gayrimüslimler ise, Uygur Müslümanların ve diğerlerinin sorunlarını görmezden gelerek onlara olan mevcut ilgilerini tamamen kestiler. Bazı Müslüman devletler ise, Uygurları savunmaya çalışan ABD başta bazı batılı ülkelerin bu konudaki dipolaması ve uluslararası girişimlerine karşı çıktılar ve Çin’in acımasız baskı ve zulmünün yanında yer alarak Çin’in zulüm ortağı olmayı tercih ettiler.
Mackinnon : Çin’in Propagandası Uygurlara Desteğin Azalmasına Yol Açıyor
Porign Policy Dergisinin Dış, Dış Politika Ulusal Güvenlik ve İstihbarat Muhabiri Amy Mackinnon Amerikan Uluslararası Din Özgürlüğü Komitesi Başkanı Nuri Türkel ile geçtiğimiz günlerde yaptığı bir raportajindan sonra kaleme aldığı ” Çin’in Uygur Soykırımı Tarihte Uluslarararası düzeyde En Kapsamlı Bir Etnik Soykırımdır.” başlıklı yazısında şunları yazdı : “Çinli Komünistlerin Müslüman Uygurları bastırması tarihteki en büyük ve kapsamlı soykırım uygulamasına karşı uluslararası öfke ve tepkilerin şiddeti gün geçtikçe azalmaktadır.
Uluslararası toplumun ve özellikle başta İslam dünyası ve Müslüman toplumun Uygurların maruz kaldığı soykırıma yönelik olumsuz tavrı düşündürücü ve endişe vericidir.En korkutucu yanı ise, uygur dünyanın Çin’in Uygurlara uyguladığı zulmünü durdurmak istememesidir.
Eski ABD Başkanı Donald Trump, Çin ile yeni ticaret anlaşmaları imzalarken, kendi ekonomik çıkarı uğruna 2017’den beri Uygurların toplu olarak tutuklanarak Toplama kamplarına hapsedilmesi ve kaçırılmasına(gizlice yok edilmesine)karşı hiçbir yaptırım uygulamamıştır.
Mısır, Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Müslüman ülkeler yönetimleri Çin’in taleplerini kabul ve yerine getirilmesi konusunda çok aktif rol oynadılar.
Bu ülkeler ülkelerinde yaşayan veya ülkelerine seyahat eden suçsuz Uygurları tutuklayarak Çin’e teslim etmeye ve Çin’in isteği ile Hapiste tutmaya başladılar. Pek çok Müslüman ülke Çin’in ekonomik imkanlarından mahrum kalacağı endişesi ve ekonomik gücünden korkarak suskun kalmak ve gözmezden gelmek yolunu seçtiler.
Çin, terörle mücadele bahanesiyle Uygurlara sistematik olarak saldırıyor ve onları toplu olarak tutuklayarak Çin tipi Toplama kamplarında “yeniden eğittiğini” iddia ediyor ve bu baskı ve zulüm uygulamalarını uluslararası topluma meşru ve doğru bir politika olarak göstermeye ve bunu kabul ettirmeye çalışıyor. Yazar, yazısında Nuri Türkel’in “Çin yönetimi terörle ve radikalleşmeyle mücadele bahanesiyle bir Müslüman topluluğa toptan saldırırsa ve zulmederse, bu sizin Uygurlara yardım etme fikir ve düşüncenizi derinden etkiler ve sizin onlara yardım etme ihtimalinizi ortadan kaldırır. Çin’in Müslüman Uygurları “Terörcüler, Radikal Unsurlar ” olarak suçlaması ve bunu resmi propaganda ile dünyaya yayması, başta Müslüman ülkeler olmak üzere uluslararası toplumun Uygurlar konusundaki düşüncelerinde kafa karışıklığına, tereddütlere ve onları elbette yanılmaya sevk edecektir.” şeklindeki dikkat çekici sözleri ile yazısını sonlandırıyor.
BENZER HABERLER