Son Dakika
Hamit Göktürk
Doğu Türkistan Vakfı eski Başkanı ve Uyghurnet.org Haber Sitesi Yayın Yönetmeni Hamit Göktürk Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’daki baskı,zulüm ve etnik soykırım uygulamaları karşısında suskun kalmanın insanı, vicdanı ve ahlakı olmadığını belirterek:” Türk İslam ülkelerinin Çin’in etnik Soykırımı ve insanlık suçlarına suskun kalması, sebebi ne olursa olsun, asla kabul edilemez!” dedi.
Özgür Asya(rfa.Org/Uyghur) Radyosunun 40 Uygur Türkünün Tayland tarafından Çin’e teslimi ile son zamanlarında gelişen Türkiye Çin ilişkileri hakkındaki sorularını şu sözlerle değerlendirdi : şöyle cevaplandırdı : ” Merhum Liderimiz İsa Yusuf Alptekin her konuşmasını ” Türkiye Mazlumların yegane sığınağı ve istinatgahıdır. Allah aziz Türkiye’mizi ilelebed korusun ve daima payidar eylesin!” duası ile tamamlardı. Türkiye tarihi boyunca dini ırkı ne olursa olsun tüm mazlumlara daima kucak açmış, bağrına basmış ve sığınak olmuştur. Ben de 1965 yılında kaçtığımız Afganistan’dan Devletimizin engin şafkati ve ilgisi ile Türkiye getirilen ve Kayseri’ye iskanlı göçmen olarak yerleştirilen bir Uygur Türkü’yüm. Ülkemiz son zamanlarda batı ile yaşadığı sorunlar nedeniyle Çin’i bir denge unsunu olarak görmekte ve ilişkileri günden güne arttırmaktadır. Elbette ki Ülkemizin çıkarları bizim için de çok önemlidir. Türkiye güçlü olarak varlığını devam ettirirse Doğu Türkistan başta tüm mazlum Türk İslam Milletleri davaları ile birlikte var olabilecektir. Ancak, bugün Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri BM. başta 11 batılı ülke ve uluslararası hukuk ve insan hakları kuruluşlarının raporlarında ” İnsanlığa Karşı işlenmiş ve Etnik Soykırım suçu ” olarak tanımlanmış ve Çin yönetimi ağır ve sert şekilde eleştirilmektedir.
Çin işgal yönetimi 2017’den beri Doğu Türkistan’ı adeta Fani Dünyanın cehennemine dönüştürmüştür. Türkiye başta yurt dışında yaşayan Doğu Türkistanlılar ülkelerindeki aile ve yakınları ile hiç bir şekilde iletişim kuramamaktadır. Çünkü, Çin telefon, internet ve diğer iletişim araçlarını kullananları terörcü olarak suçlamakta ve ağır cezalara çarptırmaktadır. 8 yıldır, karşılıklı ziyaretler yasaklanmıştır. Doğu Türkistan’da bu kadar ağır bir zulüm sürerken ve Çin Türkleri toptan yer yüzünden tamamen silmek ve Türklerden temizlenen bu ata topraklarımıza etnik Çinlileri iskan ederek Çin ana karasına katmak istemektedir. Bugün Doğu Türkistan’da tarihin hiç şahit olmadığı ve kaydetmediği bir etnik soykırım ve insanlık faciası yaşanmaktadır. Ülkemizin çıkarları için Çin ile ilişkilerimiz elbette daha da geliştirilerek devam ettirilsin. Ancak, ülkemizin çıkarları gerekçe gösterilerek Doğu Türkistan’daki bu soykırıma ve bu insanlık trajedisine sessiz kalmak, görmemek ve suskun kalmak en azından insanı ve ahlaki bir tavır olmayacaktır elbette. Devletimiz Doğu Türkistan sorunu için Kırım konusunda uyguladığı politikayı uygulayabilir. Türkiye, Rusya ile son yıllarda çok yakın ilişkiler kurmuştur ve bu ilişkiler günden güne gelişerek sürmektedir. Ancak, 2014’de işgal ettiği Kırım’ı Rusya topraklarına ilhak etmesini asla tanımamakta ve bunu her fırsatta gündeme açıkça getirmektedir. Çin ile ilişkileri arttırırken, Kırım için gösterilen tavır Doğu Türkistan için de gsterilsin. Uygurların kendi ana vatanları Doğu Türkistan’da Çinli göçmenler gibi temel insanı haklarından yararlanarak huzur ve barış içinde baskısız bir şekilde yaşamalarını talep etsin. Türkiye, Doğu Türkistan konusunda suskun kalmamalı bir şekilde bu insan Hakları ihlalleri konusunda tepki göstermelidir.
Doğu Türkistan Türklerinin Uluğ Yaradanı’mızdan sonra tek umudu, teselli kaynağı ve güvencesi Türkiye Devleti ve Anadolu Türkleri Soydaşlarıdır. Doğu Türkistan Türklerinin “Işık Bize Batı’dan/Türkiye’den Gelir!” inancı asla boşa çıkarılmamalıdır.” sözleri ile değerlendirdi.
BENZER HABERLER