Son Dakika
Yeni ulaşılan Uydu görüntüleri, Çin işgal yönetiminin Doğu Türkistan’da aralarında yüzler yıllık Müslüman Türklere ait kadim mezarlıklar,Camiler,dini yapılar Türbeler ve ibadet mekanlarını tahrip ederek yok etmeyi sürdürdüğünü ortaya koyuyor.
Eklenme Tarihi: 09.10.2019 15:26:00 – Güncellenme Tarihi: 09.10.2019 15:29:24
UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)
Fransız AFP ajansının çevre konusunda faaliyet yürüten Earthrise Alliance isimli sivil toplum kuruluşundan uzmanlarla yürüttüğü ortak araştırmaya göre Çin, son iki yıl içinde Doğu Türkistan’da onlarca mezarlığı yıktı.
Ajans muhabirleri, Doğu Türkistan’ın Aksu ilinin Şayar ilçesinde en az 3 mezarlığı ziyaret ederek son durumu yakından görüntüledi.
Muhabirler mezarlıklardan birinin ‘temizlendiğini’ ve insan kemiklerini ortalığa saçılmış halde gördüklerini aktardı.
Diğer yerleşkelerde ise mezarlar tuğla tepecikleri haline getirilmiş, toprak da düzlenmişti.
Uygurlar: Amaç tarihle bağlarımızı koparmak
Çinli yetkililer, özellikle eski mezarlıkların “kentsel dönüşüm kapsamında standardizasyona tabi tutulduğunu” dile getiriyor.
Aktivistler ise Pekin yönetiminin uygulamasının Uygurlara ait kültürün silinmesi çabalarının bir parçası olduğunu belirtiyor.
Büyük dedesinin gömüldüğü mezarlığın yıkıldığını söyleyen Doğu Türkistan Milli Uyanış Hareketi Genel Başkanı Salih Hudayar, “Bu, Çin’in bizi biz yapan tüm kanıtları tamamen ortadan kaldırma çalışmalarının bir parçası. Bizi de tam anlamıyla Han Çinlilere dönüştürmek istiyorlar.” diye konuştu.
Hudayar, “Bizi tarihimizden ve atalarımızdan ayırmak için tarihi mekanları ve mezarlıkları yok ediyorlar. Mezarlıklar bizi tarihimize, geçmişimize ve atalarımıza bağlayan yerler. Çin şu anda halkı Çinlileştirmek için beyin yıkama faaliyetleri yürütüyor. Geride herhangi bir kanıt bırakmak istemiyorlar. Bizim Çinli değil Uygur ve Türk olduğumuza dair tüm kanıtları yıkıp, yok etmek istiyorlar.” ifadelerini kullandı.
Ayrıca Hudayar, “Doğduğum şehir Atuş’ta dedelerimin gömülü olduğu mezarlıklar yerle bir edildi ve tüm kalıntılar başka bir yere taşındı. Naklettikleri yer çok daha küçük ve aynı mezara çok sayıda naaşı doldurdular. Çin otoriteleri bunu yer kazanmak için yaptıklarını savundu.” dedi.
Çin bazı bölgelerde katlı mezarlar yaparak Uygurlara ait kalıntıları toplu halde buralara naklediyor.
2014’ten bu yana en az 45 mezarlık yok edildi
Çin hükümeti, Earthrise Alliance ve Afp tarafından analiz edilen uydu görüntülerine göre, 2014 yılından bu yana, Uygurlara ait en az 45 mezarlığı yıktı.
Bu yıkımlardan 30’u son iki yıl içerisinde gerçekleştirildi.
Doğu Türkistan’ın Yengisar kentinden olan ancak şu anda Avustralya’da yaşayan Nurgül Sawut, “Yıkım sadece dini açıdan bir zulümle ilgili değil.” diyor.
Ailesinin en az 5 kuşaktır Yengisar’da gömülü olduğunu belirten Sawut, “Eğer o mezarlığı yok edersen o topraktakileri ve o topraklara bağlı olanları da yok ediyorsun.” sözleriyle Çin’in Uygurları tarihlerinden ve vatanlarından koparmak istediğini dile getirdi.
İşgalci Çin yönetimince vücudu doğranarak şehit edilen Doğu Türkistanlı Ünlü Vatan ve Hürriyet Şairi Lütfullah Muttalip’in de gömülü olduğu Aksu kentin’deki mezarlık de tahrip edilerek yerine Panda heykelli park yapıldı.
Pekin yönetimi, türbelerin yanı sıra tanınmış kişilerin mezarları dahil hiçbir yeri ayrım yapmaksızın yok etti.
Yerel yönetim, 1945’te yaşamını yitiren ve Aksu kentinde gömülü ünlü Uygur şair Lutpulla Muttelip’in (Lütfullah Muttalip) mezarını sahte pandalar ve yapay gölün bulunduğu bir parka dönüştürdü.
Oyun alanına dönüştürülen mezarlıktan bozma yerleşkenin adı da ‘Mutluluk Parkı’ kondu.
Lutpulla Muttelip’in mezarı, vatansever ve hamiyetperver Uygurlar tarafından modern çağın ziyaretgahı gibi görülüyordu.
Muttelip’in mezarını ziyaret eden İlşat Kokbore, “Oradaki bekçi, ‘Mutluluk Parkı’ projesi nedeniyle buradaki mezarda bulunan Uygurların kalıntılarının alınıp çölde sanayi bölgesine yakın bir yere taşındığını gördüğünü belirtti. Ancak Muttelip’in kalıntılarının akıbetini bilmediğini söyledi.” diye konuştu.
Başkent Urumçi’de, kentsel dönüşüm ve “yeniden yapılanma” projesi bahane edilerek tahrip edilerek yok edilen Urumçi uluslararası hava alanına yakın bölgedeki bir tarihi mezarlık yok edildi.
Tarih yok ediliyor
Çin’de kentsel dönüşüm ve ekonomik gelişim projeleri kapsamında başkent Pekin’deki avlusu bulunan tarihi evlerin yer aldığı geleneksel Hutong sokaklarından Yunan’daki Dali antik kent surlarına kadar birçok tarihi ve kültürel mekan yerle bir edildi.
Bu durum Pekin’in kabul ettiği bir konu.
Ayrıca Pekin hükümeti, Doğu Türkistan dışındaki bölgelerde de geleneksel merasimlerin aksine halkı cenazeleri yakmaya zorladığı gerekçesiyle eleştirilerin hedefinde yer almıştı.
Araştırmacı Rahel Harris: Yıkım, tarihle insanlar arasındaki ilişkiyi yok ediyor
Ancak aktivistler Çin’in özellikle Doğu Türkistan’daki yıkım faaliyetlerinin korkunç olduğunu zira bu faaliyetlerin diğer kültürel ve manevi alanların yok edilmesine paralel şekilde yürütüldüğünü kaydediyor.
Çin yönetimi 2017’den bu yana uydu görüntülerine göre, onlarca tarihi camiyi de yerle bir etti.
Uygur kültürünü araştıran Londra Üniversitesi Doğu ve Afrika Çalışmaları bölümünden araştırmacı Rachel Harris, “Mezarlıkların imhası, Çin’in sürdürmekte olduğu daha geniş ölçekli yıkım politikasının bir parçası.” diyor.
Harris, “Türbelerin, mezarlıkların, tanınmış kişilerin mezarlarının ve aile kabristanlarının yıkılması.. Bunların hepsi insanlarla tarih arasındaki ilişkiyi yok ediyor. İnsanlarla yaşadıkları toprakları arasındaki ilişkiyi bitiriyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Mezarlıkların kaldırılması veya farklı yere nakledilmesi için yapılan resmi açıklamalar ise bölgeden bölgeye değişiyor.
Örneğin başkent Urumçi’de, kentsel bir “yeniden yapılanma” projesine yer açmak için uluslararası havaalanına yakın yerdeki bir tarihi mezarlık yok edildi.
Şayar kentinde ise standardizasyon yani tek tipleştirme kapsamında eski mezarlıklar imha edildi. Yerine tek tip beton yığınları yapıldı.
Yeni inşa edilen ve 18’inci yüzyıldan kalma mezarlığın da bulunduğu alanın taşındığı yerin kapısına ise, “yeni yer kazandırıldı”, “ekosistem korundu” ve “daha medeni” ifadeleri yazıldı.
Kaynak: euronews
BENZER HABERLER