İŞGALCİ ÇİN’İN DOĞU TÜRKİSTAN’DA KURDUĞU ÇİN NAZİ KAMPLARININ KRONOLOJİK TARİHİ
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Ağustas 2016
Tibet’teki insanlık dışı acımasız ve vahşi uygulamaları ile Tibet Canısı olarak anılan Etnik Çinli Faşist Çen Çüvenggou Urumçi’ye ÇKP Bölgesel Genel Sekreteri olarak atandı
Eylul 2016
Doğu Türkistan’in dış dünya ile bağlantısı tamamen kesildi.Telefon ve internet başta olmak üzere bütün haberleşme sistemleri ile Türklerin dış ülkelerdeki akraba ve yakınları ile iletişim kurmaları tümden yasaklandı.
Pekin’in Urumçi’deki ÇKP Gestaposunun ele kanlı Çetebaşısı kanlı Diktatör Çen, bir genelge yayınlayarak halkın ellindeki mevcut pasaportlarını Polis Merkezlerine teslim etmelerini istedi.
“Hatıre Kalduruş = Durum tesbit= İtirafname ” adı ile dış ülkelere seyahat edenler ve Camilere giderek cemaat ile namaz kılanları polis merkezlerine çağırılıdılar.Onların eylemleri ve yaşamları ile ilgili geçmişe dönük ifadeleri kayıt altına alındı.
Şubat – 2017
Pasaportlarını teslim etmeyenler hakkında takip başlatıldı ve teslim etmedikleri takdirde ağır cezalara çarptırılacakları tehdidi ile uyarıldılar.Pasaportlar zorla toplandı.
Mart-2017
“Eğitim Merkezleri “ adı altında Toplama kampları kurulma başlandı. İlk önce geçmişte yurt dışına seyahat edenler gözaltına alınarak bu kamplara kapatıldı.
Haziran-2017
Müslüman Türklerin başka yerlere göç etmeleri ve yer değiştirmeleri yasaklandı.Yollarda kurulan kontrol noktalarında nüfus kayıtları ve adresleri gitmek istedikleri yerde olmayanlara izin verilmedi.
Başka yere göç etmek veya seyahat etmek isteyenler tutuklanarak polis nezaretinde kendi yaşadıkları yerleşim birimlerine zorla geri getirildi.
Akraba ziyaretleri,iş seyahatleri hatta ve hastaların tedavileri için büyük şehirlere gitmelerine dahi izin verilmedi. Sosyal yaşam ile ticaret ve ekonomik hayat tamamen durdu
Eylul-2017
Geçmişte yurt dışında bulunanların kaldıkları ülkelerdeki hayatları faaliyet ve hareketleri için ifadeleri alındı ve Siyasi Eğitim verilmeye başlandı.
Bu arada ifadeleri alınanlardan, Türkiye başta İslam ülkelerinden başka devletlere gidenler serbest bırakılmaya başlandı.
Kamplarda eğitime tabi tutulanlara ÇKP ideolojisi ile Kızıl Şarkılar(ÇKP Komünizmini öven) öğretilmeye başlandı.
Kamplarda tutulanlara baskı,zulüm ve işkenceler başladı.
Tutuklulara tuvalet ihtiyaçları 24 saatte bir kez ile sınırlandırıldı.
Tuvalete giden tutukluların başlarına siyah torba geçirilmesi ve ellerine kelepçe ve ayaklarına pranga takılarak götürülmesi uygulaması başlatıldı.
Tuvalet ihtiyaçlarını zamanında gideremeyen çoğu yaşlı tutuklularda zehirlenmeler ve çeşitli bulaşıcı hastalıklar görülmeye başlandı.
Serbest bırakılmaları uygun görülen Tutuklulara serbest kalabilmeleri için her tutuklunun en az 5 kişi hakkında bilgi vermesi (jurnal etmesi) şartı konuldu.
Serbest bırakılacak tutukluların haklarında bilgi verecekleri ve jurnalleyeceklerin şu kişilerden olmaları gerektiği şartı getirildi ; Bu kişiler şunlardan olmaliydi ;
din adamları bilim sahibi aydınlar geçmişte hac ve umre ziyaretine gidenler.sürekli namaz kılanlar, sakal ve bıyık bırakanlar dini nikah törenlerine katılanlar, tesettürlü giyinenler.dini eğitim,vaaz ve dini içerikli faaliyetlere katılanlar
Aralık-2017
Bu tarihe kadar tutuklulardan ve toplum katmanlarından toplanan bilgilere göre Türkler toplu şekilde tutuklanarak kamplara hapsedilmeye başlandı.
Her konum ve derecediki Polis birimlerine bağlı bulundukları bölgeden tutuklayacakları insan sayısı hakkında ayrı ayrı talimatlar gönderilmeye başlandı.
Her,köy,Kasaba ve yerleşim biriminden tutuklanacakların isim Listeleri yollandı.
Tutuklananlar işlemedikleri cinayet ve suçlarını itiraf etmeleri için zorlandı.Kabul etmeyenlere her türlü psikolojik ve fiziki işkenceler uygulandı ve itiraf ettirildi.
Zorla itirafçı olanlara 5- 20 yıl arasında ağır hapes cezalarına çarptırıldılar.
.
Ağustos 2018
Toplu tutuklama kampanyası Doğu Türkistan genelinde uygulanmaya başlandı.
Her dereceli idari ve yerleşim bölgelerinden binlerce,onbinlerce ve yüzbinlerce kişi tutuklanarak Kamplara hapsedilmeye başlandı.
Kamplarda kalanlarda bulaşıcı hastalıklar görülmeye başlandı.
İlk ölümler başladığında ölenlerin cenazeleri sahiplerine teslim edildi.
Kamplarda önceleri günde 1-2 kişi can verirken, daha sonra ölüm olaylarının sayısı artmaya başladı.
Kamplarda her gün onlarca kişi can vermeye başladı.
Kamplardaki kötü yaşam şartları yüzünden kamplarda toplu ölümler başladı.
Toplama kamplarında tutukluların sorguları esnasında yapılan işkencelerdern ölenlerin cenazelerine hiçbir adli işlem yapılmadı. Cenazeler ailelerine gösterilmedi.Polisler işkenceden ölen bu cenazeleri kendileri gömdüler.
Sorgu esnasında yapılan işkencelerde vucudunda işkence izi olmayanlar veya yaraları iyileşenlerin cenazeleri ise polis nezaretinde ailelerinin gömmelerine izin verdiler.
Tutuklanarak bu Toplama Kamplarına kapatılan genç kızlar ve kadınlara taciz edilerek tecavüz edildikleri bildirildi.
Bu genç kız ve kadınların bir çoğu hamile hali ile ailelerine teslim edildi.
Eylul-2018
Toplama kamplarında tutulan tutuklular merkezi Çin’deki
Hapishanelere rakledilmeye başlandı.
Onbinlerce Müslüman Türk tutuklular özel trenlerle Çin’in iklimi sert,dağlık ve kurak olan yüksek ırtıfalı Tibet ve Siçuven gibi ülkelere gönderildi.
Kaynak : Sosyal medya’da 10.05.2019’de Uygur Türkçesi ile yayınlan”Vatandan Gelen Mektup” adlı bir yazı.