logo

trugen jacn

ÇİN’İN DİJİTAL HAPİSHANESİ DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ KÜLTÜREL SOYKIRIMIN PERDE ARKASI

 Sadi ÖZGÜL(Yazar)

Doğu Türkistan, kadim İpek Yolu’nun kalbinde kültür kavşağı iken, bugün küresel elitlerin sinsi planlarıyla Müslüman Uygur halkının kimliğini, inancını ve varlığını hedef alan acımasız teknolojik ve kültürel soykırımın laboratuvarına dönüştürülmesi, kullanılan teknolojileri, ekonomik motivasyonları, kültürel yıkım stratejilerini ve uluslararası sessizliğin ürkütücü nedenlerini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermektedir. 

Elitlerin İnşa Ettiği Elektronik Toplama Kampları

Elitlerin teknoloji iş birliğiyle Doğu Türkistan’da Uygur Müslümanları, yüz tanıma, biyometrik veri toplama ve dijital fişleme ile sürekli izlenmekte, Batılı teknoloji devleri ve yapay zeka şirketlerinin algoritmalarıyla kimlik tespiti yapılırken, küresel sağlık şirketlerinin DNA örnekleri toplaması gelecekteki ürkütücü senaryoları mümkün kılmaktadır; telekomünikasyon şirketleri mobil cihazlara sızarak “şüpheli” davranışları yapay zeka ile belirlerken, mimarlık firmaları gözetim altında distopik yaşam alanları inşa ederek Uygur toplumunun muhalefetini bastırmayı hedeflemesi, elitlerin insan haklarını hiçe sayarak totaliter rejimlerle kurduğu karanlık ortaklığı göstermektedir.

Küresel Elitlerin Uygur Kanı Üzerinden Yükselişi

Küresel kapitalizmin yükselişi, Doğu Türkistan’ın kaynak zenginliği ve ucuz iş gücü üzerinden şekillenirken, “Bir Kuşak, Bir Yol” gibi projelerle bölge kaynakları küresel pazarlara taşınıyor, Uygurlar modern köleliğe mahkum ediliyor; enerji, tekstil, elektronik ve teknoloji sektörleri gizli anlaşmalar, zorla çalıştırma kampları ve nadir toprak elementleri sömürüsüyle Uygur topraklarını yağmalıyor, tarım şirketleri ise verimli arazilere el koyarak Uygurların geçim kaynaklarını yok ediyor, böylece elitlerin açgözlü kontrolü, insan hakları ihlalleri ve teknolojik üstünlük arayışı artıyor.

Küresel Elitlerin Kimliksizleştirme Operasyonu

Elitler, Doğu Türkistan’da Uygur kimliğini yok etmeyi hedefleyen asimilasyon politikaları uygulayarak dil, din, kültürel miras ve kimlik üzerinde baskı kurmak politikaları, Uygurca’nın yasaklanması, dini yapıların tahrip edilmesi, dini liderlerin tutuklanması, kültürel yapıların yok edilmesi ve Uygurların “yeniden eğitim” kamplarında asimile edilmesini içermektedir; küresel örgütlerin yetersiz tepkisi, elitlerin kültürel soykırımı görmezden geldiğini, dini değerleri maniple ettiğini ve totaliter rejimlerle iş birliği yaptığını göstermektedir.

Uluslararası Sessizliğin Karanlık Perdesi Elitlerin Suç Ortaklığı

Doğu Türkistan’daki insanlık dramına uluslararası sessizlik, elitlerin ekonomik ve siyasi çıkarlarının insan haklarını gölgede bırakması, BM’nin yetersizliği, batılı hükümetlerin çekinceli duruşu, küresel ticaretin ve Çin ekonomisine bağımlılığın insan hakları ihlallerini görmezden gelinmesine neden olması, şirketlerin Çin pazarındaki çıkarları Uygurların feryatlarını bastırması, jeopolitik rekabetin ve güç dengelerinin bazı ülkeleri sessizliğe itmesi veya Çin’in söylemlerini desteklemesi, küresel medyanın Çin hükumetinin etkisiyle gerçekleri çarpıtması ve BM gibi kuruluşların etkili yaptırımlar uygulayamaması, elitlerin suç ortaklığını ve uluslararası hukuku maniple etmesini gözler önüne seriyor.

Teknolojinin Kötüye Kullanımı: Elitlerin Totaliter Kontrol Aracı

Doğu Türkistan’daki ileri gözetim teknolojileri, küresel totaliter kontrolün habercisi olup, elitlerin vatandaşlarını izleme ve kontrol etme potansiyelini artırmaktadır. Çin’in teknolojilerini otoriter rejimlere ihraç etmesi, küresel gözetim ağını genişletirken, güvenlik şirketleri insan hakları ihlallerine zemin hazırlamaktadır. Yapay zeka destekli sosyal kredi sistemleri gibi mekanizmalar, bireysel özgürlükleri tehdit ederken, toplanan kişisel verilerin kötüye kullanılması küresel veri mahremiyeti krizine yol açmaktadır. Algoritmik önyargılar ise ayrımcılığı derinleştirerek teknolojinin tarafsız olmadığını ve elitlerin önyargılarını derinleştirebileceğini göstermektedir.

Bilgi Manipülasyonu ve Dezenformasyon Savaşları

Elitler, Doğu Türkistan’daki çıkarlarını korumak için karmaşık bilgi manipülasyonu ve dezenformasyon taktikleriyle uluslararası kamuoyunu yanıltmayı, Uygur diasporasını bölmeyi ve eleştirel sesleri bastırmayı amaçlayarak sosyal medyada yayılan sahte haberler ve maniple edilmiş içeriklerle durumu çarpıtırken, elitlerin kontrolündeki platformlar dezenformasyona göz yummakta, Uygur aktivistleri ve insan hakları savunucuları küresel kara propaganda ve karalama kampanyalarının hedefi olmakta, akademik sansür ve araştırma kısıtlamaları bağımsız araştırmaları engellemekte ve siber saldırılar insan hakları ihlallerini belgeleyenleri hedef alarak gerçeğin ortaya çıkmasını zorlaştırmaktadır.

Çin Huawei'n yüz tanıma sistemiyle Uygur Türklerini fişliyorlar - YouTube

Geleceğe Yönelik Tehditler Küresel Kontrolün Yeni Boyutları

Doğu Türkistan’daki baskıcı uygulamalar ve teknolojiler, küresel totaliter kontrolün yaygınlaşmasına zemin hazırlayarak zorunlu biyometrik veri toplama ve sosyal kredi sistemleriyle bireyleri sürekli gözetim altında tutabilir, muhalif sesleri bastırabilir ve yapay zeka destekli otonom gözetim sistemleriyle distopik geleceğe kapı açabilir.

Elitlerin insanlık dışı planlarının örneği olarak dijital gözetim, ekonomik sömürü ve kültürel soykırımı içerirken, karanlık projeye karşı uyanış, dayanışma ve kararlı direnişle karşılık vermek, uluslararası kamuoyunu bilinçlendirerek Uygur halkının haklı davasına destek olmak hepimizin sorumluluğundadır, zira Doğu Türkistan’daki mücadele tüm insanlığın özgürlük ve adalet arayışının parçasıdır.

Kaynak :https://kureselifsa.com/dogu-turkistan-muslumanlarina-yonelik-sinsi-planlari/?fbclid=IwY2xjawJP

Share
170 Kez Görüntülendi.