Çinli İşgalcılarınDoğu Türkistan’ın Kaşgar vilayetine bağlı Barın Kasabasında 5 Nisan 1990’de gerçekleştirdiği Barın Katliamının 33. yıl dönümü Çin’in İstanbul başkonsolosluğu yapılan protesto gösterisi ve ardından yapılan basın açıklaması ile protesto edilerek lanetlendi.
Çin işgal yönetiminin 5 Nisan, 1990 yılında Doğu Türkistan’ın Kaşgar vilayetine bağlı Aktu(Aktag) İlçesine bağlı Barın kasabasında gerçekleştirdiği ve Barın katliamı olarak tarihe geçen acımasız Çin vahşeti Sarıyer’de bulunan Çin’in İstanbul başkonsolosluğu önünde yapılan gösterileri ve ardından yapılan basın açıklaması ile lanetlendi.
Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği öncülüğünde 5 Nisan 2023 İstanbul’un
Sarıyer İlçesi -Tarabya sahilinde gerçekleşen eylemde ellerinde Ay yıldızlı Al ve Gökbayraklar ve çeşitli slogan ve mesaj yazıları ve Çin toplama kampları ile Çin zindanlarında hapiste tutulan aile ve yakınlarının resimlerini taşıyan kalabalık Doğu Türkistanlı gurup, İşgalci Çin’in baskı,zulüm ve insanlık dışı soykırım cinayetlerini “Doğu Türkistan’a özgürlük – Tek kurtuluş bağımsızlık- Zalim Çin, soykırımı durdur!” ve benzeri sloganlarla yüksek sesle söyleyerek Çin’in işgalindeki ülkeleri Doğu Türkistan’daki insanlık suçları ile etnik soykırım protesto ederek telin ettiler.
Daha sonra hazırlanan basın açıklaması Doğu Türkistan insan hakları izleme Derneği Sekreteri Abdulahat Udun tarafından okndu
AÇIKLANAN BASIN AÇIKLAMASINDAN BAŞLIKLAR :
- İşgalci Çin’in 5 Nisan 1990 tarihinde Doğu Türkistan’ın Kaşgar İline bağlı Aktu ilçesinin Barın kasabasında masum Kardeşlerimize yönelik gerçekleştirdiği acımasız katliamın acısı hafızalarımız ve yüreklerimizde artarak devam ediyor.
- Kahraman Barın halkı, Çin’in Uygurların varlığını yok etmeye yönelik “Aile Planlaması” adı altında soykırım uygulamaları, “Aile Planlaması- Doğum yasağı -Mecburi Kürtaj ” uygulamalarının kaldırılması ve etnik Çinlilerin Doğu Türkistan’a demografik asimilasyon
- amacı ile göçmen olarak yerleştirilmesi transfer ettiği gayri meşru göçü ile iskanının durdurulması gibi meşru ve haklı taleplerini dile getiren barışçıl taleplerde bulunmuştur.
- Bu yasal talepler işgalci Çin rejimi tarafından isyan olarak tanımlanarak sivil halkın üzerine ağır silahlarla ateş ederek onlarca kişi katletmiş ve yüzlercesini yaralamış ve binlerce kişiyi tutuklamıştır.
- Çinli işgalcıların sivil halka karşı sergilediği bu acımasız vahşet üzerine Zeyiddin Yusuf Liderliğindeki Mücahitler Çin işgal ordusuna karşı direnişe geçmişler ve günlerce Çin Ordusu ile kahramanca savaşmışlardır.
- Barın Ayaklanması önderlerinden Zeyiddin Yusuf, İshak Hoşur, Mehmet Turdi, Mehmet Tursun başta olmak üzere onlarca mücahit ağır silahlı ve kendilerinden onlarca kez kalabalık İşgal ordusu ile günlerce savaşarak şahadet mertebesine ulaşmışlaradır.
- Çin işgal yönetimi Barın direnişinden çok büyük endişe ve korkuya kapılmış Barın’in yönetim merkezi olan Artuş başta olmak üzere Kaşgar,Yarkent Hoten gibi bir çak kent, ilçe ve kentler aylarca İşgal Ordusu tarafından kuşatılmış ve intikam amaçlı acımasız Çin devlet terörü uygulanmıştır.
- Barın halkının bu şanlı direnişi 20.yüzyıldaki Doğu Türkistan kurtuluş mücadelesinin dönüm noktası olarak tarihe geçmiştir.
Doğu Türkistan’da Güncel Mevcut Durum
- Süper güç olma iddiası ile uluslararası düzeyde siyasi ve ekonomik etkisini arttırmaya çalışan Çin, Çin emperyalizminin 21.yüzyıldaki taşma,yayılma,nüfus ve ekonomik gücü kullanmak suretiyle dünyada ÇKP Hegemonyasını bir an önce kurmak için”Bir Kuşak-Bir Yol” adını verdiği bir küresel projesini 2013’de uygulamaya koymuştur.
- Çin işgal yönetimi parlak vaatlar, içi boş yalanlarla bu sözde projesi ile dünyayı aldatmakta Doğu Türkistan’da Çin devlet törününü kullanarak büyük bin insanlık ve soykırım suçu işlemektedir.
- İşgalci Çin yönetimi ” Aşırılıkçılar ile Terörcüleri Yok ederek İstikrarı korumak” adı altında 2017 tarihinde “Eğitim Merkezleri” aldatmacısı ile ülke genelinde yüzlerce Çin tipi Toplama Kampları kurmuştur.
- Bağımsız kaynaklara göre 1-3 milyon arasında tahmin edilen Doğu Türkistan Türklerini toplu gözaltılarla tutuklanarak bu Çin Toplama kampları ile Çin zindanlarına hapsetmiştir.
- ÇKP Yönetimi Hitler faşizminin 1940’lı yıllardaki Toplama kampları uygulamasını örnek alarak kurduğu bu Çin tipi Nazi/Toplama kamplarında tutuklulara çeşitli fiziksel ve psikolojik işkenceler yapmakta, beyin yıkama, Kadınlara sistematik taciz ve toplu tecavüz, Köle/İşçi olarak zorla çalıştırma, çeşitli işkenceler, bilinmeyen ilaçlar yedirilmesi ve iğneler enjekte edilmesi, tutukluların tıbbi denek olarak kullanılması, genç ve sağlıklı tutukluların organların zorla çalarak zengin yabancılara fahiş fiyatlarla satma başta olmak üzere ve diğer tüm insanlık dışı insanlık ve soykırım uygulamalarını ÇKP’nin bir resmi devlet politikası olarak icra etmektedir.
- Çin Nazilerden örnek alarak kurduğu bi işkence kamplarında bütün bu cinayetleri uygularken, diğer taraftan Doğu Türkistan halkının tüm temel insanı haklarını gasbetmiştir.
- Doğu Türkistan Türklerinin ana dillerini konuşma öğretme ve öğrenebilme haklarını yasaklamıştır. Etnik ve dini kimliklerini açıklama ve yerine getirebilmelerine engeller koymuştur.
- Müslüman Türklerin evlerindeki bulunan Kurani Kermi ve dini kitapları dini sembolleri ve diğer her türlü dini ve etnik kimlikleri sombolize eden objelerin evlerinde bulundurmayı yasaklamıştır. Bu kitap ve objelere zorla toplayarak meydanlarda yakarak yok etmiştir.
- Doğu Türkistanlıların Seyahatleri kısıtlanmış, fikir ve düşünce özgürlüğü yasaklanmıştır.
- Toplumun temel bir sosyal kurumu olan aileler bir birlerinden zorla uzaklaştırılarak dağıtılmış ve ortadan kaldırılmıştır.
- Yok edilen ailelerin ortada kalan çocukları Çocuk kamplara kapatılarak kendi kimliğinden uzaklaştırılmıştır.
- Çin yönetiminin tüm bu soykırım politikalarının amacının sadece Çin’in siyasi ve ekonomik çıkarlarını garantiye almak olduğu ve bunun ise için aslında Çin’in tüm insanlık için ne kadar tehlikeli bir korkutucu rejim olduğunu ortaya koymaktadır.
- Çin Doğu Türkistan’ın demografisini değiştirmek için planlı olarak bölgeye büyük çapta Çinlileri yerleştirmekte ve teşvik etmektedir. Yanı sıra zorla kürtaj, kısırlaştırma ve yerleşimci Çinliler ile Müslüman Türkleri zorla evlendirme gibi yöntemlerle Doğu Türkistan’dakiTürklerin nüfusunu azaltarak soykırım ve asimilasyon uygulamaktadır.
- Kanaat önderleri, âlimler, aydınlar, yazarlar, iş insanları ve sanatçılar da toplama kamplarına alınmış, beyin yıkama ve köle işçiliğe tabi tutulmuş, birçoğu ise işkence edilerek şehit edilmiştir
- Çin işgal rejimi her kademedeki yönetim birimlerini işe salarak 74 yıldır aynı strateji ile yürütülen ve bir devlet politikası halını alan bu uygulamalarla işgalci Çin, Doğu Türkistan halkının sosyal yapısını bozmaya ve çökertmeye çalışmaktadır.
- ABD başta olmak üzere, Batı ülkelerinin Doğu Türkistan’daki soykırımı tanıması, köle işçiliğe karşı yaptırımların artması, müstakil Uygur mahkemesinin soykırım kararını vermesi, insan hakları örgütlerinin tüm tarafları acil harekete çağırması ve BM toplantılarında Türkiye dahil 43 ülkenin Çin’e karşı ortak suçlama açıklamasında bulunması umut verici gelişmelerdir.
- Bütün bu acımasız vahşet uygulamaları karşısında Türk- İslam Dünyası hala kayıtsızlık ve suskunluğunu devam ettirmektedir.
- Türkiye’ye şükranlarımızı sunmakla beraber tüm Türk-İslam alemini Doğu Türkistan’da devam eden soykırımın durdurulması için somut adımları atmaya davet ediyoruz.
Biz Doğu Türkistan İnsan Hakları İzleme derneği olarak, Doğu Türkistan’da yaşanmakta olan Soykırımın durdurulması ve soykırımın asıl sebebi olan işgalin sonlandırılması için tüm meşru yollarla mücadelemizi sürdüreceğiz. Doğu Türkistan halkının bağımsızlığının ve can güvenliğinin sağlanması için diasporadaki tüm Doğu Türkistanlılar ve kardeş kuruluşlar ile birlik ve beraberlik içinde hiç geri adım atmadan mücadele azmimizi devam ettireceğiz.
Bugün Doğu Türkistan’da yok olma tehlikesinde olan halkı kurtarmak için tüm insanlık alemini harekete geçme çağrısında bulunuyoruz.
İslam İş birliği Teşkilatı, Türk Devletleri Teşkilatı, Birleşmiş Milletler ile diğer uluslararası ve yerel kurumların da kuruluş amaçlarına sadık kalarak sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
İşgalci Çin’in acımasız vahşet ile Barın Katliamında hayatını kaybeden şehitlerimiz başta olmak üzere insanlık onurunu korumak için hayatını kaybeden tüm insanlara Allah’tan rahmet diliyor; Çin’in insanlık dışı uygulamalarını şiddetle kınıyor ve mücadelemizde bizim yanımızda duran bütün kardeş STK’lara, desteklerini eksik etmeyen tüm Türk halkına ve bugün burada bulunan herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz.
” Yaşasın Hürriyet! Yaşasın Adalet! Yaşasın Bağımsız Doğu Türkistan! ”
Daha sonra Şehitlerin ruhu için Kurani kerim ve yapılan dualardan sonra kalabılık sessezce dağıldı.
KAYNAK : https://www.koridorgazetesi.com/dunya/barin-katliami-33-yilinda-protesto-edildi/( Serdar Akyol haberi