ÇİN, UYGURLARA YÖNELİK 7 NO.LU GİZLİ GENELGE’Yİ UYGULAMAYI SÜRDÜRÜYOR (1.BÖLÜM)
ÇKP.Merkez Komitesi’nın Çıkardığı 19.03.1996 tarih 7 No.lu Çok Gizli Genelgenin Uygurca l.Sayfası
Hamit Göktürk / Uygur Haber ve Araştırma Merkezi(UYHAM)
Çin işgal yönetimi, Doğu Türkistan Türklerine yönelik Han şövenizmi ve Çin faşizmi temelli 1996 yılında kabul ettiği “Çok Gizli – ÇKP.7 No.lu Gizli Siyaset Belgeseli” hükümleri gereğince insanlık dışı uygulamalarını ısrarla uygulamayı adım adım sürdürüyor.
Çin komünist Partisi’nin 21 üyeden Escort Ankara
oluşan ÇKP,Politbüro üyeleri ÇKP. genel Sekreteri ve zamanın Çin devlet Başkanı Jiang Zemin başkanlığında 16 Mart 1996 tarihinde özel bir gündemle toplanmıştır.Özel gündem maddesi ise,”Doğu Türkistan(sözde Xinjiang’da ) Istikrarın Korunması Özel Raporu” olarak belirlenmişti. ÇKP.Siyası-Kanun Komitesi tarafından kabul edilen bu rapor 10 madde’den oluşuyor ve Doğu Türkistan’in siyasi ıstıkrarınin korunması için yapılması gerekenler ile takip edilecek yöntemler açık olarak bu rapor’da belirtiliyordu. 10 maddeden oluşan bu rapor çok gizli(Kat’i Mehfi) ibareli ve iç genelge = İçkiri Höccet olarak hazırlanmış ve ÇKP.’nin İlçe dereceli Üyelerine imza karşılığı okutturulduktan sonra geri toplanıyor .
Doğu Türkistan’in tamamen etnik Han Çinlilerinin yaşadığı bir Çin toprağına dönüştürülmesi ve bunun uygulanması ve Türkistan Cumhuriyetleri,komşu diğer ülkeler ve Türkiye’de yaşayan Uygur Türklerine yönelik uygulamalara ait genel hükümler içeren bu gizli belge’de Çin’in ve dolayisiyle Doğu Türkistan’in istikrarı ve geleceği için esas büyük tehlike ve tehdit algısı açıkça belirtiliyor. Bu tehdit ve tehlikelerin önlenmesi için “ BEDELİ NE OLURSA OLSUN HER TÜRLÜ TEDBİR VE ÖNLEMLERİN ALINMASI ” kesin bir talimat olarak açıkça işaret ediliyor. Doğu Türkistan topraklarının ebedi olarak Çin’in işgal ve egemenliğinde kalabilmesini temin için alınacak tedbirler ve izlenecek yollar hakkında duruluyor .
19.03.1996 tarih ve 07 No.lu Çok gizli ve belgenin giriş bölümünde özetle şu ifadelere yer veriliyor ;
Ankara Escort
- Uygur bölgesi’nin istikrarının korunması, bir “İdeolojik Mesele” olarak kabul edilecektir.Bu konuda siyasi bilincin sürekli yükseltilmesi ve güçlendirilmesi için gerekli her türlü tedbir alınacaktır.
- Bölge’nin istikrarı için en büyük dayanak ve güç Uygur bölgesi’nde konuşlu tamamen etnik Çinlilerden oluşan sözde “ İnşaat ve Üretim Ordusu = Bingtuen’dir.Bu temel dayanak ve silahlı güç merkezi Çin’den ÇKP.ideolojisi ve anlayışı çok güçlü etnik Çinli öğrenciler ve göçmenlerden sürekli şekilde takviye edilmelidir. Bingtuen’den güvenilir savaşçılar ve bu uygulamalar için öncülük yapacak Lider kadrolar yetiştirilmelidir.
ÇKP.Politbüro(Gou Viyen)su tarafından yayınlanan 19 Mart 1996 tarih ve 19 Numaralı bu İç Hizmete özel ÇOK GİZLİ raporun dikkat çekici ve en can alıcı noktası, yanı Han şövenizmi ile Çin Faşizmi kokan maddeleri şöyle sıralanıyor ; .
9. Madde : Uygur bölgesinin istikrarı Kizilay Escort
için en büyük tehlike,Kazakistan,Kırgizistan ve Türkiye’dir. Çin günümüzde büyük ve güçlü bir devlettir.Çin devleti olarak bu siyasi ve ekonomik gücümüzü sonuna kadar kullanılmalıdır. Bu ülkelere bu Çin’in mevcut bu gücü her konuda hissettirilmelidir. Bu ülkelerde yerleşik Uygurların bölge’nin istikrarına yönelik faaliyetleri her türlü çarelere başvurularak durdurulmalı ve mutlaka önlenmelidir.
10.Madde : Bölge’nin istikrarı ve güvenliği için tehdit ve tehlike teşkil eden adı geçen ülkelerdeki “Bölücü Doğu Türkistan “ Teşkilatlarının içine Çin’in elemanlarının dahil olması mutlaka sağlanmalıdır. Bu teşkilatlar arasında ve içinde her türlü parçalayıcı ve yıkıcı hizmetler gösterilerek ( aralarına fitne ve fesat sokularak) kendi aralarında birleşmeleri ve birlikte hareket etmeleri mutlaka önlenmelidir.Bu teşkilatların birlikte hareket ederek “Doğu Türkistan Sorunu”nun uluslar arası mesele haline gelmesi BEDELİ NE OLURSA OLSUN kesinlikle ve mutlaka önlenmelidir.
Bu Çok Gizli genelgenin yayınılanmasından 20 yıl geçmiş bulunmaktadır . Çin’in son 20 yıldaki uygulamalarını dikkatle incelediğimiz zaman bu gizli genelgeninin gereklerinin adım adım yerine getirilip uygulandığını söyleyebiliriz. Yurt dışındaki Doğu Türkistan milli hareketlerinin seyrine baktığımız zaman İşgalcı Çin’in bu genelgenin hükümlerini özenle ve israrla uyguladıkıları ve büyük oranda da başarılı olduklarını görebiliyoruz. Şöyle ki ;
- Çin Nisan/ 1996’da Şanghay’da başlattığı Şanghay Beşlisi uluslar arası bir hareket,daha asonraki yıllarda Şanghay İşbirliği Örgütü adı ile Siyasi ,güvenlik ve askeri bir teşkilat haline dönüşmüştür. Bu örgütün üye ve gözlemci sayısı günümüzde yaklaşık 20 ülke’ye ulaşmıştır.
- Çin Doğu Türkistan’in batı komşuları olan dini,kültürel ve tarihi bağları bulunan ve aynı kaderi paylaşan Kazakistan, Kırgizistan,Tacikistan ve Özbekistan ile çok sıkı bir işbirliği kurmuştur.Şanghay İşbirliği Örgütü içinde adeta dikte ettiği bir çok iç içe geçmiş anlaşmalarla bu ülkeleri Çin’in arka bahçesi konumuna dönüştürmüştür.
- Bu ülkelerde yaşayan yaklaşık bir milyon civarındaki Uygur Türklerinin kurdukları, faaliyet gösterdikleri teşkilatlar adeta kuşatılmış ve esir alınmış durumdadır. Sosyal ve Kültürel amaçlı bu Teşkilatların yasal faaliyetleri kısıtlanmış ve kanunsuz olarak yasaklanmıştır.Değil açık hava toplantıları yapmak, salon toplantılarına dahi izin vermemektedirler. Uygur STK.larının başkan ve yöneticilerinin faaliyet hareket ve seyahataları kontrol altına olup,sürekli takip vee kontrol altında tutulmaktadır. Türkistan Cumhuriyetleri arasındaki ve seyahatları dahi kısıtlanmış ,engellenmiş veya yasaklanmıştır.
- ŞİÖ. örgütü’nün Güvenlik Biriminin merkezi ve karargahı Kırgizistan’in başkenti Bişkek’te kurulmuştur. Çin, Kırgizistan başta anlaşma içerisinde yer alan Türkistan Cumhuriyetleri, Kardeş Pakistan ve Afganistan’da güvenlik yönünden çok rahat ve hatta Çin’de imiş gibi hareket edebilmektedirler.
- Çin güvenlik elemanları bu ülkelerde Şanghay Örgütü’nün Güvenlik iş birliği anlaşmalarını öne sürerek bu ülkelerde yaşayan veya bu kardeş Cumhuriyetlere siyasi sebepler ve can güvenlikleri nedeniyle gelerek yerleşen Uygur Türklerine karşı baskı yapmakta ve bunların bu ülkelerdeki yaşantılarına kendi demokratik ve insan haklarını temel alan yasalarını çiğnemek suretiyle müdahaleler yapabilmektedir.
- Çin yönetimi, Doğu Türkistan asıllı bu ülke vatandaşları olan STK. Yöneticileri ve kanaat önderleri ile can güvenlikleri nedeniyle bu ülkelerde yaşayan Doğu Türkistanlı aydınları hatta bunları ortadan kaldırmak için cinayetler dahi işleyebilmektedir.
- Bunları birkaç misalle örnek verebiliriz ;
- 1999 yılının Nisan ayında Uygur Türkü Aydın ve aktivist ve aynı zamanda ünlü bir eğitim ve bağımsızlık mücadelesi önderi olan , Mehmet Ali Tevfik’in torunu Uygur Aktivisit Abdüşşekur Tevfik,yaşadığı Bişkek’teki evinden kaçırılmıştır. Ailesi tarafından kendisinin kaybolduğu yolunda Kırgiz makamlarına baş vuruda bulunulmuştur. Bir yıl sonra bu kişinin cenazesi Urumçi’de Hapishane yönetimi tarafından ailesine teselim edilmiştir.
- 2000’lı yıllarda Kazakistan Uygur Medeniyet Merkezi Başkanı Diliberim Samsakova gece yarısı evinden zorla kaçırılmış ve bir süre sonra cesedi Alma-Ata yakınlarındaki bir gölde bulunmuştur. Bayan Samsakova’nın katilleri hala yakalanabilmiş değilidir.Ayrıca,Kazakistan yönetimi 1999 yılı Ağustos ayında kendilerine sığınan 3 Uygur Türkü’nü tutuklayarak Çin’e iade etmiştir.Bu durum halen sürdürülmektedir.
- 2002’de Kırgizistan Parlamento üyesi ve Kırgizistan’da yaşayan Uygur Türklerinin bir üst STK.olan, Uygur İttifak Derneği Genel Başkanı Nimet Abdulkadir Bosakov evinin önünde tabanca ile vurularak öldürülmüştür. Parlamento üyesi olmasına rağmen cinayetin araştırılması için yeterince ve ciddi olarak durulmamıştır. Bugüne kadar katilleri de bulunamamıştır.
- Kırgizistan Sınır Muhafaza birlikleri 2914 yılı Ocak ayında yine kendilerine sığınmak isteyen 3’u Kırgiz Türkü toplam 13 Doğu Türkistanlı’yı daha sınırı geçmeden vurarak öldürmüştür. Böylece Kırgiz Ordusu kendi Kardeşlerine karşı büyük ve dramatik bir katliama imza atmıştır.
- 2005 yılında Özbekistan yönetimi Kanada’da yaşayan ve bu ülke vatandaşı olan ve ailesini ziyaret amacı ile Taşkent’e gelen Hüseyincan Celil adlı bir Uygur Türkü’nü tutuklamış ve Çin’e teslim etmiştir. Bu kişi Çin’de yargılanmış ve ömür boyu hapis cezasına çarptırılımıştır. Halen Urumçi’de hapiste bulunmaktadır.
- 2011 yılında Tacikistan yönetimi T.C.Vatandaşı iken,başkent Duşembe’de ticaret ile uğraşan 3 Doğu Türkistan asıllı Uygur Türkü’nü tutuklamış ve Türkiye’nin bütün ısrarlı girişimlerine rağmen Çin’e iade etmiştir.
- Doğu Türkistan’in tarihi komşusu ve din kardeşi olan Pakistan, bu ülke’deki Medrese ve Yüksek öğrenim kurumlarında tahsil gören Uygur öğrenciler ile bu Ülke’ye gelerek yerleşen Doğu Türkistanlıları Çin’in talebi ile sürekli olarak Çin’e teslim etmektedir. Bu iadelerin en dramatik olanı ise, Nisan 1997’de meydana gelmiştir.Pakistan’de medrese eğitimi gören 13 Uygur öğrenci Pakistan gizli servis elemanlarınca tutuklanarak Sus sınır kapısından Çin’e teslim edilmiştir.Bunlardan biri hariç diğer 12 kişi sınırı geçtikten hemen sonra kurşuna dizilerek infaz edilmişlerdir. Ayrıca,bu ülkenin başkenti İslamabat’ta bulunan ve Doğu Türkistanlılar tarafından satın alınarak vakfedilen 2 misafirhane (Takke) 2003 yılında kapatılmıştır. Bu tesislerde düğün,ölüm ve mevlüt gibi sosyal amaçlı faaliyetlere dahi müsaade edilmemektedir.
- Doğu Türkistan Türklerinin diğer komşusu olan Afganistan’da aynı durum devam etmektedir. Taliban rejiminin ABD. ve müttefikleri tarafından yıkılmasından sonra bu ülke’de yaşayan Uygur Türkleri sürekli baskı altına alınmışıtır. Geçtiğimiz yıl bu ülke yönetimi toplam 22 Uygur Türkü Çin’e teslim etmiştir .
- Türkistan Cumhuriyetleri ile Müslüman Kardeş Pakistan ve Afganistan yıllardan beri kendilerine sığınan Uygur Türklerini sürekli olarak iade etmektedirler. Bu iadeler artık olağan hale gelmiştir.Kamu oyuna bile yansıtılmamaktadır.(1.bölümün sonu-devam edecektir.)
Etiketler:
Çin »
Dünya »
Genel »
Görüş Yorum »
Gündem »
Haber »
Makale Analiz »
Siyaset