Son Dakika
Hükümetten Çin’e Doğu Türkistan’daki Soykırım uygulamalarına karşı geç de olsa ilk tepki geldi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu TBMM’de Doğu Türkistan’daki toplama kamplarının varlığını ve asimilasyon uygulamalarını Çin Kararnamesine atıfta bulunarak açıkladıktan sonra, “hukuksuz uygulamalardan duyulan kaygıları ve Uygurlar konusundaki hassasiyeti” Çinli yetkililere “kuvvetli bir şekilde” ilettiklerini açıkladı.
TBMM’de HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun soru önergesine 18 Ocak 2018 günü yazılı bir cevap veren Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, kamuoyunun tartıştığı “Doğu Türkistan’daki toplama kampları ve hak ihlalleri” konusuna net bir açıklama getirdi. Mecliste okunan açıklamaya göre, Çin daha önce mevcudiyetini inkar ettiği “yeniden eğitim kamplarını” 9 Ekim 2018 tarihinde yürürlüğe giren bir kararname ile resmen kabul etti. “Çin Halk Cumhuriyeti Terörle Mücadele Kanunu’nun Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Uygulama Usulünün Gözden Geçirilmesi Hakkında Karar” ismiyle yasaya eklenen metin, toplama kamplarının varlığını ve buralarda ‘eğitilen’ insanlara asimilasyon uygulandığını teyit ediyor.
Dışişleri Bakanlığı’nın herhangi bir yorum yapmadan aktardığı “Terörle Mücadele Kanunu’na ek Karar” metnine göre “terör örgütlerince kandırılan Çin vatandaşlarına Çin tarihi, Çin kültürü, Çince ve aşırılık karşıtı mevzuat ve en az bir meslek” öğretildiği ileri sürülmektedir. “İleri sürülmektedir” ifadesi de Dışişleri Bakanı’na ait. Bakan’ın açıklamasında ayrıca “kamplardaki Uygurların ve diğer müslümanların sayısı hakkında bir açıklama yapılmamıştır” denildi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun HDP’li Gergerlioğlu’nun sorusuna verdiği cevapta, BM’de Çin’deki durumun görüşüldüğü İnsan Hakları Konseyi’nin EPİM (Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması) Çalışma Grubu toplantısında Türkiye tarafından “bireylerin hiç bir hukuki zemini olmaksızın hapsedilmeleri, aileleri ve toplumla ilişkilerinin kesilmesi gibi temel hak ve hürriyetleri kısıtlayıcı idari uygulamalara ilişkin kaygılara dikkat çekildiği” ve “tüm Çin halkı için evrensel insan haklarını tanımasının teşvik edildiği” ifade edildi. Ayrıca ikili görüşmelerde de “terörle mücadelede hukuka riayet edilmesinin” ve “masum insanların teröristlerden ayırt edilmesi gerektiğinin” “kuvvetle vurgulandığı” belirtilmiş.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu açıklamasında Uygurlarla tarihi, dini, kültürel ve akrabalık bağlarımız bulunduğunu, SUÖB (Sincan Uygur Özerk Bölgesi)’teki gelişmelerin takip edildiğini belirttikten sonra, Türkiye’nin Uygurlar konusunda hassas olduğunu şu sözlerle ifade etti: “Uygurlar hakkındaki görüşlerimiz ve duyarlılığımız, tarafımdan ve diğer üst düzey yetkililerimizce her vesileyle Çin makamlarına aktarılmaktadır”.
Cevabi açıklamanın sonunda “son 10 yıl içerisinde siyasi gerekçelerle Çin makamlarına iade edilen Uygur Türk’ü bulunmadığı” belirtildi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklaması, Türkiye’nin Doğu Türkistan’daki durumdan kaygılarının ve “Uygur hassasiyetinin” resmi olarak en üst düzeyde ifade edilmesi anlamına geliyor.
Çin Terörle Mücadele Kanunu’nun Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygulamasına Ek Kararname’nin, artık gizlenemeyen toplama kamplarına ve asimilasyona yasal zemin oluşturmak amacıyla çıkarıldığı düşünülüyor. Aslında Doğu Türkistanlılar genelde Çince biliyorlar, ama asimilasyon politikası, onların Uygurca veya Kazakça konuşmalarını engellemeyi ve Türkistan kültürünü yok etmeyi amaçladığı için Çince ve Çin kültürü eğitimi uygulanıyor. Türk lehçelerini konuşmakta ısrar edenler “sakıncalı vatandaş” sayılıyor. Doğu Türkistan’da dinî uygulamaların tamamı “aşırılık” olarak kabul edildiği için “aşırılık karşıtı mevzuat”ın ‘tam anlamıyla özümsendiği’ anlaşılana kadar, Türkistanlılar zorunlu eğitim kampında tutulmaya devam ediyor.
Kaynak : mef.gov.
BENZER HABERLER