Son Dakika
M.Azat
Biz Uygurlar olarak, cehaletin karanlığından daha kurtulamadık. Aydınlığa çıkmamız için daha ne kadar yol almamız gerektiğini tahmin etmek çok zor görünmekte.
Asırlardır, yolda olan ve yürümekten yorulan bu milletin bir kısım üyeleri karanlıkta yaşamaya alıştı. Bunlar aydınlığa çıktıklarında gözleri bozulmakta, karanlıkta alıştığı belli belirsiz gölgeleri fark etmek şansından tamamen ayrılma endişesinden dolayı korkmakta.
Milletimizin bir kısım mensupları aydınlığa çıkmak için yüzlerce guruplara bölünüp çeşitli yönlere gitmek zorunda kaldılar. Gece karanlığında uzaktan gördükleri ışıkların, aslında terk edilmiş mezarlıklardaki açığa çıkmış insan kemiklerinin dönüşmüş fosfor olduğunun farkına vardı. Kendi aralarındaki nedamet merkezli suçlamalar ve hararetli tartışmalar,bölünmüş olan gurupların daha da saçılarak gurupçuklara bölünmesi sonucunu ortaya çıkardı.
Milletimizdeki bu bölünme ve dağılmalar, bitkilerde zuhur etse idi, dünya yeşilliklere bürünmüş olurdu.Ama,insanlardaki,özelde biz Uygurlar arasındaki bu parçalanma, insani ruhumuzu çölleştirmekten başka hiçbir fayda getirmedi. Gücümüzün,mesaimizin ve zamanımızın yersiz ve boş yere harcanması ,Milletimizin umutlular Ordusunun sayısını azalttı ve UMUTSUZLAR takımının çoğalmasına sebep oldu.
Kör için Dünya, tanın hiç atmadığı, dünyanın hiçbir zaman aydınlanmayacağı sonsuz bir gecedir. Gece demek,karanlık demek, ümitsizlik ve esaret demektir.
Cahaletin karanlığından, Marifetin aydınlığına çıkmamız için tekrar birlikte saf tutmamız ve tek bir ordu olmamız gerekmektedir.
Bir Rus Efsanesinde ; Danko adlı bir halk kahramanı,kavmini aydınlığa çıkarabilmek için kalbini meşale yaparak halkına yolbaşçılık yapar. Karanlık Tayga ormanlarında aç, susuz ve yorgunluktan bitap düşmüş bir Kavim,gece karanlığında Danko’nun meşaleye dönen yüreğinin aydınlığında , çorak ve verimsiz sazlıklar arasında ilerler ve sonunda aydınlığa kavuşurlar. Bu esnada Danko yorgunluktan bitap düşerek yıkılmıştır.Onun Kavmi ise,uzaktan berrak suları ve dallarında parlayan envayi çeşit mevyaları fark eder ve “Hurra” sesleri ile ileriye doğru atılırlar.Bu esnada Danko, kurtuluşa doğru koşan binlerce halkının ayakları altında ezilerek ölmüştür. Yolbaşçısını ayakları altında ezerek öldüren kavmi ise, sonunda aydınlığa ve hayata tekrar kavuşmuştur.
Bizde de böylesi Danko’lar mevcuttur.Biz bunların bazılarını bizlere meşale görevi yapan kalbi ile birlikte onu ayaklarımız altında ezerek öldürdük. Bazılarını ise, ayaklarımızın altına aldık,ezmeye çalışıyoruz. Onlar ölmemiş olsa de can çekişmekteler. Gelecekte ortaya çıkacak Danko’lar da bu durumu görerek öne çıkma düşüncesinde tereddüt etmekteler.
Karanlığın zülmetinden Milletini korumak isteyenlerin, Milletinden kendisini müdafaa etmeye mecbur kalmasından daha büyük bir felaket var midir ?
Hiç kimseyi suçlamaya dilim varmıyor. Ben ancak, bizi bu karanlığa mahkum eden cehaleti lanetleyebilirim. Çünkü,insan bilmediği ve anlamadığı nesnelerin düşmanıdır. Suç, bizim aklımızı ve mantığımızı kör eden cehalettedir.
Allah Taala biz kullarını saf ve günahsız yaratmıştır. Dünya’da bizi kışkırtmaya hazır bekleyen karanlık ve cehalet, sonunda bizi yuttu.Tekrar saf ve günahsız halımıza dönmek için karanlık ve cehalet duvarını yıkmamız ve aydınlığa çıkmamız gerekiyor.
Aydınlık, hayat demektir.
Ama, Aydınlık ne tarafta ? ve Nerede ?
Kur’an-i Kerim “OKU” ayeti ile nazil olmaya başladı.
Onun için ben, ilk önce “OKUMUŞ”lara hitap edeceğim !
Ey kalem sahipleri ! elinizdeki kalem(eğer kıymetini bilirseniz !) bir meşaledir ! Onu derhal yakınız !
Onun ışığı ilk önce sizi ve sizin kalbinizi aydınlatsın !
Ulaşmaya çalıştığınız Hedef, aydınlık ve açık olsun !
Etiketler: Genel » Makale AnalizBENZER HABERLER