Gelecek partisi Muğla Milletvekili Sayın Doç.Dr.Selçuk Özdağ, “Gelecek partisi olarak TBMM’de Doğu Türkistan’ın sesi ve Türk Milletinin vicdanı olacağız!” » açıklamasında bulundu.
Gelecek Partisi Milletvekili Sayın Selçuk Özdağ Özgür Asya radyosu Ankara Temsilcisi Erkin Tarım’ın Doğu Türkistan sorunu ve Gelecek partisinin bu meseleye bakışına ait sorularını cevaplandırırken şunları söyledi:
” Ben öğrenciliğimden beri Dış Türkler meselesi ve özellikle en zor ve sıkıntılı durumda olan Uygur Türklerinin sorunları ile ilgilendim. Sayın Ahmet Davutoğlu tarafından kurulan Gelecek partisinin kurucularından biri olarak ve bu Parti’de Politikaya atıldıktan sonra da bu ilgimi devam ettirdim. Doğu Türkistan ve Uygur meselesini başta Milletvekili olarak üyesi TBMM’de ve Türkiye’deki çeşitli mahfillerde ve uluslararası forumlarda gündeme getirmeye çalıştım. 28.dönem Milletvekili olarak “TBMM’de Doğu Türkistan halkının sesi ve Türk Milletinin vicdanı olmayı bundan sonra da sürdürmeye devam edeceğiz. ” dedi.
Çin’in Uygurlara karşı İnsan Hakları İhlalleri “İnsanlık Suçu-Etnik Soykırımdır. “
Çin’in işgalindeki Uygur bölgesinde yaşayan Uygurlar, Kazaklar başta diğer halklara yönelik insan hakları ihlalleri birer “İnsanlığa Karşı İşlenmiş bir Suç-Etnik Soykırım” uygulaması olduğu açıktır. Gelecek partisi olarak biz bu insan hakları ihlallerini ve Türklere karşı yürüttüğü baskıcı politikalarını TBMM’nin gündemine taşıyacağız. Önümüzdeki günlerde diğer batılı 10 ülke parlamentolarında olduğu gibi Uygurlara yönelik bu insan hakları ihlallerini “İnsanlık ve Soykırım Suçu” olarak kabul edilmesi için çalışacağız. Bizim Parti olarak bu konuda tek başımıza karar çıkarmamız mümkün değildir. Ama Doğu Türkistan Meselesine önceleyen ve ilgi duyan diğer partiler ve Milletvekilleri ile birlikte bu konuda işbirliği yapacağız. “dedi.
Doğu Türkistan Biz Türklerin Ana Vatanımızdır
“Doğu Türkistan biz Türklerin anavatanıdır. Çin zulmünden kaçan binlerce Uygur Türkü anavatanları olan Türkiye’de yaşıyorlar. Doğu Türkistan sorununa gelecek olursak ; bu sorunun bir siyasi yönü, bir kültürel yönü, bir de beşeri yönü vardır. Doğu Türkistan’daki insanlık dramının sona erdirilmesi konusunda Çin’e çağrılarımızı sürdürüyoruz. Bu faciayı tekrar tekrar vurgulamaya devam ediyoruz. Etnik Han Çinlisi Çinlilerin Çin’de sahip olduğu hak ve haklara Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurların, Kazakların ve Kırgızların, Doğu Türkistan’daki Hristiyan ve Budistlerin de aynı hak ve haklara sahip olması gerektiğini vurgulamaya devam edeceğiz.
Doğu Türkistan Sorunu Aynı Zamanda Bir İnsanlık Meselesidir !
“ Doğu Türkistan meselesi Müslüman Türkler olarak elbette bizlerin asli bir sorunumuzdur. Ancak, bu sorun aynı zamanda bir insanlık sorunudur da. Demokrasi değerlerine bağlı ve İnsan haklarına saygılı tüm demokratik ülkelerin Doğu Türkistan meselesinde yapacakları çok şeyler vardır. Bunları ise şöyle sıralanabilir ;
- Çin’in Doğu Türkistan Türklerine yönelik insanlık ve etnik soykırım uygulamalarını durdurması için Çin’e ekonomik ve ticari baskı uygulamak.
- İkili ve Uluslararası ilişkilerde bu konularda sürekli siyasi baskı yapmak.
- BM. insan hakları Evrensel Beyannamesindeki hususlara bağlı kalması konusunda Çin’i sürekli uyarmak, çağrılarımızı yinelemek ve sürekli baskı yapmaktır.
Uygurlar Dillerine,Kimliklerine ve etnik değerlerine Sahip Çıkmalı
“Uygur Türklerini bekleyen zorluklar hakkında yeterli bilgim olduğunu düşünüyorum. Doğu Türkistan’da yaşayan Türk Kardeşlerimiz adeta üstü açık bir ceza evinde yaşıyorlar. Çin işgal yönetimi onların dilini, dinini, kültürünü yok etmeye, asimile etmeye çalışıyor. Ayrıca, Çin, ” Doğu Türkistan kadim tarihten beri benim toprağımdır. Bu ülkenin tüm yer altı ve yer üstü kaynakları bana aittir.” “iddiasında de buluyorlar.
İkinci olarak ta Çin zulmü sebebiyle Doğu Türkistan’dan ayrılmak zorunda kalan Türkiye ve Batı ülkelerine ve diğer ülkelere giden Uygurları bekleyen zorluklar vardır. Çin Doğu Türkistan’daki baskı ve zulmünü yurt dışında yaşayan Uygurlar üzerinde de sınır ötesi “Kara Kolları” aracılığı ile sürdürmek istiyor. Uygurlar Doğu Türkistan’da ve yurt dışında gerçekten büyük sıkıntılar ve zorluklar içindeler. Bunları çok iyi biliyorum.
Özellikle yurt dışında yaşayan Uygurlara büyük görevler düşmektedir. Diğer yandan Türkiye’de ve diğer ülkelerde yaşayan Uygurlar kendi ana dillerini öğretmek ve geleneklerini korumak için çok çalışmak zorundadır. Aynı zamanda anavatanı Doğu Türkistan’ı da unutmamalı ve Doğu Türkistan halkının özgürlüğü için mücadele etmelidir.
Dil, bir milletin kültürünü nesilden nesile aktarmanın önemli bir aracıdır. Bu nedenle yurtdışındaki Uygurlar ana dillerini unutmamalıdır. Kültürün ne olduğu hakkında konuştuğumuzda, kültür, bir ulusun kuruluşundan bu yana inşa ettiği her şeyi içerir. En önemlisi, Doğu Türkistan halkının yurtdışındaki Çin zulmünü dillendirmenin yanı sıra Uygur kimliğini korumaya ve Uygur milli ruhunu güçlendirmeye odaklanması gerekmektedir .
Uygurlar Çok Eski ve çok medeni Bir Türk Boyudur
Uygurlar Türk Milletinin ilk yerleşik hayata geçen.Türk kültür ve medeniyetinin şekillenmesinde önemli bir yeri olan çok uygar bir boydur. Uygurların 5 bin yıllık bir tarihi var. Uygurlar beş bin yıldır müziklerini, dillerini, sanatlarını, tarihlerini, mimarilerini, yemek kültürlerini ve geleneklerini yaşatmışlardır. Gelecek nesiller de bunu nerede yaşarlarsa yaşasınlar mutlaka bu değerleri devam ettirmeli ve yaşamalı ve yaşatmalıdırlar. Uygur Türkleri hangi ülkede yaşarlarsa yaşasınlar, Uygur kimliğini ve Uygur Türklerini diğer etnik gruplardan ayıran tüm unsurları unutmamalı ve gelecek kuşaklarına ve torunlarına öğretmelidirler. Uygurlarla kardeş bir ülke olan Türkiye, Türk kültürünün ayrılmaz bir parçası olan Uygur kültürüne sahip çıkmak için Uygurlara maddi ve manevi destek vermelidir.
GP Genel Başkanımız Sayın Davutoğlu’nun Selam ve İyi Dileklerini İletiyorum
” Ben özgür bir Türkiye Türkü ve Bir TBMM üyesi Milletvekili olarak, Özgür Asya radyosu aracılığı ile Doğu Türkistanlı Kardeşlerimize başta Gelecek Partisi Genel Başkanı ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ve şahsımın selamlarını ve iyi dileklerimi gönderiyorum. Uygurlar en zor dönemlerini yaşarken Güneydoğu Asya Üzerinden Türkiye’ye sığınmak isteyen şimdiki Genel Başkanım ve o zamanki Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yardımcısı olarak görev yapıyordum. O dönemde Uygur Türklerinin Türkiye’ye gelişini kolaylaştırmak için çok çalıştık ve bir çok zorlukları aştık. Çünkü, bu Kardeşlerimizi kurtarmak bizim görevimizdi. Çünkü Uygur Türkleri bizim kandaşımız, soydaşımız ve ayanı zamanda akrabamızdır. Anavatanımız Doğu Türkistan’a karşı görevimizi yerine getirdiğimizi düşünüyorum. Bundan sonra da TBMM’de üzerimize düşen görevi yerine getirmeye çalışacağız. TBMM’de her iki partinin milletvekilleri grubu başkanı olarak Doğu Türkistan halkının sesi ve vicdanı olmaya devam edeceğim. Milliyetleri veya dinleri ne olursa olsun Uygur kardeşlerimize yardım eden her ülke veya kişiye teşekkür ediyor ve onlarla işbirliği yapmaya hazır olduğuumuzu tekrar ifade etmek istiyorum.” şeklinde konuştu.