Son Dakika
Çin işgal yönetiminin Doğu Türkistan’da kurduğu yüzlerce Çin Nazi Tipi/Toplama Kamplarında yıllarca İşkenceci olarak görev yapan Çinli Polis Toplama kamplarda tutuklu Uygur Türklerine nasıl baskı, zulüm ve işkenceler yaptığını ve uyguladıkları bu acımasız şiddetin detaylarını anlattı. Her polisin Uygurları yakalaması gereken bir ” Uygur Türkü Kotası’ olduğunu söyleyen eski işkenceci, dayak, cinsel saldırı, uykusuz bırakma ve sürekli uyanık kalmaya zorlama ve elektrik verme gibi insanlık dışı işkence yöntemlerini tutuklulara bizzat uyguladığını açıkladı.
Şinjang’a Yardım için Gönderileceğim Söylendi
Merkezi Çin’de 15 yıl süre ile Çin polis teşkilatında görev yapan Jiang Çin yönetiminin kendisini ve diğer Polis arkadaşlarını “Sincan’da Güvenliğin Sağlanmasına Yardım- Devletin Terör İle Savaşına Destek ” adı ile zorunlu olarak Uygur bölgesine getirdiğini anlattı. Bu konuda kendilerine verilen bir resmi hükümet bölgesinde( Xinjiang Hizmetine Özel Belgede) ilk olarak Çin Çumhurbaşkanı Xi JingPing’in terörle mücadele raporu yer alıyordu. Bu belge ayrıca,bize verilen özel eğitim ve kursta de Öğretmenlerce sesli bize tekrarlandı. Bu önemli talimatlara göre, Pekin,Merkezi Çin’de görevli 15 bin Polisi Sincan’da kamu güvenliği ve ülkenin “terörizme karşı mücadelesinde” görevlendiriyordu.
Bize Verilen Emir : Bölücüler Çin’i Bölmek İstiyor, Hepsini Öldürün
Amirlerim benim de (Jiang’ın) de bu görevi katılmamı emretti. Bize verilen talimatname ve emirlerde ” Şinjiang’daki Bölücü güçler ülkeyi bölmek istiyor . Siz bu bölücülerin hepsini öldürmelisınız ve asla acımamılısız” yazıyordu. Ayrıca,Sinjiang’da bize verilecek maaş Çin’de aldığımız maaşın tam 2 misli idi. Fazla maaş bir bakıma beni Bölge görevini severek kabul etmeme yol açtı. Sincan’a vardığımızda her şey zaten önceden planlanmış ve sistematize edilmiş durumda idi” Gelen her Polis memuruna belirli oranda Uygurları tutuklamak emrediliyordu. Yanı Tutuklama Kotası vardı.B u kotayı mecburen yerine getirmek zorunda idik.
Uygurların Evlerini İstediğimiz Zaman Arıyor ve Onları Keyfi olarak Tutukluyorduk
Ben Urumçi’ye geldikten sonra 4 farklı şehir ve bölgeye görevli olarak gönderildim. İstediğimiz zaman Uygurların evlerini arıyor ve keyfi olarak onları tutukluyorduk. Şüpheli Uygurların evlerindeki bilgisayar ve cep telefonu gibi cihazlardan veri indirme hakkına sahiptik ve onlara el koyabiliyorduk. Ayrıca Uygur mahalle ve köylerdeki halkı zorla toplayıp toplantı yapıyor ve onlara şantaj ve tehdit ile korkutuyorduk. Bu toplantı esnasında da bir çok Uygur’u gözaltına alarak götürüyorduk.
ÇKP Uygur Bölgesini Savaş Bölgesi Olarak Tanımlıyor
Eski işkenceci Polis Jiang, bölgede bulunduğu zamanları “savaş zamanı” olarak nitelendirdi ve yerel yetkililerin Sincan’ı bir savaş bölgesi olarak gördüğünü ve Uygurları devletin tüm düşmanları olarak nitelendirdiğini söyledi. Yılda toplam 900 bin Uygur veya diğer Müslüman azınlıkları tutuklaması talimatı verilmişti. Tutuklamaları reddeden Polisler suçlu ilan ediliyor ve onlar da tutuklanıyordu.
Uygur bölgesinde yürütülen sözde “terörle mücadele” operasyonunun yoğun olduğu dönemlerde, Sincan’ın farklı bölgelerine üç veya dört kez gönderildi. Bu görevleri esnasında Uygurlara yapılan baskı ve zulüm karşısında şakına döndüğünü anlatan Jiang, ÇKP’nin gerçek amacının Uygurları hayattan kopararak yok etmek olduğunun farkına vardım. Amirlerimizin bize emri şu idi ” tutuklanan her Erkek, kadın ve hatta 14 yaşındaki Uygur çocukları de dahil olmak üzere her yeni tutukluya sorgulama sırasında dövülecek ve çeşitli işkenceler yapılarak suçlarının itiraf ettirilecek.” şeklinde idi. Tutuklu Uygurları farklı şekillerde dövüyorduk. Bazılarını ise elektrikli cop veya zincirlerle dövüyorduk. Bazılarının ise cinsel organlarına elektrik vererek işkenceler yapıyorduk. Onların bazılarını ise tamamen çelikten yapılan ve tüm vücudu bağlı şekilde Arslan Koltuğu adı verilen çelik sandalyede saatlerce hareketsiz tutuyor ve çeşitli işkenceler yaparak sorguluyorduk.
Onlar bu işkencelere dayanamayarak ağlamaya başlarlardı
Uygur tutukluları bayılarak yere düşene Onların ve vücutları şişene kadar tekmeliyor ve dövüyorduk. <<onların yüzlerine özellikle ayakkabılarımızla basıyordur ve tekmeliyorduk. Onlara sürekli hakaretler ediyor ve aşağılıyorduk. Kafalarını suya sokarak nefessiz bırakarak işkence ediyorduk.Yere düşen ve bayılanlara tekrar ayılana kadar işkenceye devam ediyorduk. Uygur tutuklular bu ağır işkencelere dayanamayarak ağlamaya başlarlardı. Bunun üzerine onları tekrar dövüyor ve işkenceler yapardık. Şüpheli Uygur tutuklu bütün bu işkencelere dayanamayarak en sonunda “Suçlarını ” itiraf ediyorlardı. Suçlarını itiraf eden bu ” Sözde şüpheliler hapishanelere veya toplama kamplarına gönderiliyorlardı.
Tutuklulara İşkence Yöntemleri Farklı İdi
İnsanları tavandan bağladıklarını, elektrik verdiklerini ya da cinsel saldırıda bulunduklarını söyleyen Jiang, “Onlara yemek ve su verilmiyordu ve bazen günlerce uyanık kalmaya zorlanıyorlardı. Herkesin farklı bir metodu vardı. Bazıları levye kullanıyordu diğerleri de üzerinde asma kilit olan demir zincir” ifadesini kullandı.
İşkenceci Polisler bu işi normal bir görev olarak görüyordu.
Bu insanların “terör” suçlarından yakalandığını dile getiren Jiang, “Fakat bu kişilerin hiçbirinin suç işlediğini sanmıyorum. Bunlar sıradan insanlardı” yorumunu yaptı. CNN’e polis üniformasını, belgeleri, fotoğrafları ve videoları gösteren Jiang, “İşkencecilerden bazılarının bazılarının yaptıkları bu işkenceleri normal iş olarak görüyordu fakat bazı İşkenceci Polisler ise, sıradışı,anormal ve psikopattı.
İşkenceci Çinli Polis Jiang açıklamalarında şunları de söyledi : ” Sincan’a gitmeden önce Çin Komünist Partisi içindeki yolsuzluğu zaten tanıdığını ve bu durumdan hayal kırıklığını dile getirdi: “Giderek artan şekilde yozlaşan Çin Komünist Partisinden vazgeçtim, bu yüzden her şeyi açıklamaya karar verdim. Komünist Parti çoğu zaman sahte bir şekilde “halka hizmet etmek” konusunda ısrar ediyor ve aslında sadece diktatörlüklerini sürdürmek istiyorlar. “Komünist Parti’nin değil, halkın yanında olmayı seçtim.” Çin’e gidememesiyle ilgili olarak şunları söyledi: “Açıkçası dönersem tutuklanacağım ve sonra vatana ihanet ve vatan hainliği ile suçlanacağım. Sonunda öldürür ve yok eder.
Vicdan Azabı Çekiyor ve Kendimi Suçlu Hissediyorum
CNN Muhabirinin tutuklularla karşılaştığında ne hissedeceği sorusunu şöyle cevaplandırdı: ” Yaptıklarımdan dolayı çok Vicdan Azabı Çekiyor ve Kendimi Suçlu Hissediyorum . Çok korkuyorum. Suçluyum, bir daha böyle durumların yaşanmasını istemiyorum, Umarım işkence yaptığım insanlar beni affederler ama şunu da en başından biliyorum. Bu kadar zulüm yapanları affetmek çok zor.
Eski Polis Jiang Geceleri uyuyamıyorum ve uykusuzluk çekiyorum. Sorgulama sırasında ciddi şekilde işkence gören insanların görüntülerinin aklından hiç çıkmıyor. Bu insanlarla nasıl yüzleşebilirim? ” bu çok zor.” dedi.
Bunun üzerine CNN Muhabiri İşkenceci Çinli Polise “İşkence yaptığınız insanlar(Uygurlar) eğer size karşı savaşan bir asker olsalar bile bunu yapamazsınız ve yine de bütün bunlardan bir insan olarak sorumlu olmalısınız .” sözleri ile kendisini eleştirdi.
Çinli Polisin Anlattıkları Uygur Kamp Mağduru ve Tanıkların İfadelerini Doğruluyor
CNN muhabiri Çinli Polisin anlattıklarını şu cümlelerle yorumladı : ” Çinli Polis’in anlattıkları Norveç’te yaşayan Uygur araştırmacı ve aydını Abdulveli Eyyup ile Hollanda’da yaşayan Çin Toplama Kampı mağduru entelektüeli olan Bay Abduwali Ayub ve Hollanda’da yaşayan Ömer Bekali’nin başından geçen trajik olayları doğrulamaktadır.” dedi.
CNN Muhabiri Çin yönetimine de şu çağrıda bulunduğunu bildirdi : ” Eski polis memurunun ifadeler hakkında elbette Çin hükümeti bir açıklama yapması gerekir. Ancak, daha önceki v çağrıları Çinli yetkililer cevapsız bırakmıştır. ” şeklinde sözlerini tamamladı.
Çinli eski Polis Jiang, ÇKP İşgal yönetiminin Doğu Türkistan’daki Çin baskı,zulüm ve işkenceleri ilk elden ifşa eden ilk Çinli yetkili olarak tarihe geçiyor.
Kaynaklar :
BENZER HABERLER