Son Dakika
Hamit Göktürk
Çocukluğumuz ve gençliğimizde Anne-Babamızdan ve aile büyüklerimizden ve sohbetinde bulunduğumuz Aksakallarımızdan Doğu Türkistan’ı işgal eden Çinlilerin ,Müslüman halka büyük işkence ve zulümler yaptığını,insanların el ve ayaklarını kırarak, parçalayarak sakat bıraktıklarını,Müslüman Türkleri itiraf ettirmek ve ölüm fermanlarını imzalamaları için ayak ve ellerinden tavana astıklarını,burunlarına acı biber koyduklarını,kadınlara donlarının içine sokak kedisi koyarak onları sopa ile döverek mahrem yerlerini tırmalattırarak işkence ettiklerini ,bu işkencelere maruz kalanlardan bazılarının aklını kaçırdıklarını,bazıların diri diri gömülerek öldürüldüklerini,kulak ve burunlarının kesildiklerini ve gözlerinin çıkarılarak kör edildiklerini duyar ve dehşete kapılırdık. Bu anlatılanlara bir az de şüphe ile bakardık. Çünkü,insan oğlunun bu kadar acımasız, onursuz ve vahşi hayvanlardan daha vahşi olabileceğini tahmin edemezdik.
Ancak,geçtiğimiz günlerde Eski Arşiv Görevlisi Gülnur Hanımın anlattıkları, bütün bu duyduklarımızın hayal olmadığını ve bize anlatılanların de şüpheye yer bırakmayacak kadar açık, net ve doğru olduğunu gösterdi.
Washington merkezli Hür Asya Radyosu Haber Sitesinde yer alan bir habere göre ; Çin Komünist Partisi’ne direkt bağlı olan Parti ve Emniyet arşivlerinin bulunduğu özel bölümde çalışan Uygur Gülnur Hanım Arşiv’de saklanan gizli belge ve resimleri incelerken, bazı resimlere bakamadığını ve dehşet içinde kaldığını açıklamıştır. Bugünkü işgal yönetimden önce Doğu Türkistan’a hükümran olan ve şimdiki Çinli işgalcılerin Ataları ve Ağabeyleri Komindang(Mareşel Cang Key Şek devrindeki)rejime bağlı Polislerin de işkence ve devlet teröründe şimdiki evlatlarından hiç de aşağı kalmadığını , eski Çin rejimin işkenceci Çinli Polisilerin Uygur siyasi mahkumların gözlerini işkence ile oyduklarına ait resimleri arşivde bizzat gördüğünü açıklamıştır.
Eski Arşiv Görevlisi, bunların yanında Doğu Türkistan Cumhuriyeti (Üç Vilayet) Hükümetine ve onun Milli Ordusuna ait belgeleri de incelediğini söylemiştir. Milli Ordu Başkomutanlık Karargahının yayınladığı bir emirnamede İşgalci Çin Ordusuna mensup Çinli esirlere insani muamele edilmesi emrediliyor. Gulnur Hanım, işgalcı Çin Yönetiminin vahşi ve insanlık dışı uygulamalarına ait belgeler ile Doğu Türkistan Cumhuriyeti Hükümetinin yazışmaları arasındaki bariz farkın,kendisinin iç ve duygu dünyasında şok etkisi yarattığını de ifade etmiştir.
Yasal olarak,eski arşiv belgelerinin 50 yıl sonra açıklanması gerekirken, Doğu Türkistan Cumhuriyeti Hükümeti ve Onun Milli Ordusuna ait arşiv belgelerinin açıklanmaması ve hala gizlenmesinin Çin yönetiminin kendi çıkardığı yasaları kendilerinin çiğnemesi anlamına gelmekte.
Etiketler: Genel
BENZER HABERLER