Son Dakika
Ömer Faruk ÇOLAK(Ekonomi Atlası)
Geçen hafta ekonomide2.kez ABD.Başkanı olarak seçilen Donald Trump rüzgârı esti. ABD başta Çin, Kanada ve AB olmak üzere birçok ülkeye ek gümrük vergisi koydu. Trump bu tavrı ile ABD’de ticari kapitalizm dönemini yeniden başlattı. Trump bir tüccar. ABD tüccar başkanlardan bizim tüccar bakanlarımızdan çektiğimiz kadar çekti. Bu da normal çünkü devlet farklı, şirket farklı. Devleti şirket gibi yönetirseniz bedeline de katlanırsınız.
Ancak Trump’ın haklı olduğu nokta Çin’in elde ettiği dış ticaret fazlasından kısmen dahi olsa vazgeçmemesi. Aslında ABD bunu hak etti. Zira 2005’te Çin’in DTÖ’ye üyeliğine en büyük desteği verendi. ABD’nin hayali bu yolla Çin’i batı cenahına çekebileceğiydi. Çin bunu kabul etmedi, Çin komünizminden devlet kapitalizmine geçti.
Türkiye’nin dış ticarette sorunu ABD değil, Çin
Çin hiç şüphesiz Mao Zedong sonrası ekonomide büyük bir atılım gerçekleştirdi. Ülkede açlık sorununu çözdü fakat yoksulluk sorunu ağırlaşarak devam ediyor. Çin gelir dağılımının en fazla bozuk olduğu ülkeler arasında. Çin’in dış ticarette elde ettiği üstünlüğünde ücretlerin düşük olması, işçi haklarının olmaması (sosyal damping) başat rol oynamakta. Ülkedeki otoriter yönetim, ekonomiyi oligarklar vasıtasıyla yönetiyor. Buna rağmen sistemde oligarkların bile mülkiyet güvencesi yok.
Türkiye, ABD’nin yeni dış ticaret politikasından çok fazla etkilenmeyecek. Hatta Çin ile benzer malların ihracatında avantaj bile yakalayabilir. Türkiye’nin dış ticarette sorunu ABD değil, Çin. Türkiye’nin en fazla ithalat yaptığı ülkelerin başında Çin ve Rusya geliyor. Rusya ile olan dış ticaret açığı kısmen hoş görülebilir. Çünkü petrol ve doğalgazın ithal talebi az esnek. Yani bu iki maldan vazgeçmek mümkün değil. Ancak Çin ile dış ticarette böyle bir durum söz konusu değil. Çin’den sarımsak bile ithal ediyoruz. Çin sarımsağı düşük fiyattan geldiği için de Taşköprü sarımsağı rekabet edemiyor. Kaybeden Türk çiftçisi oluyor.
Türkiye’nin en fazla ithalat yaptığı ülkeler ve AB arasında dış ticaret açığı (milyon $) |
2024 | 2923 |
Çin | 41.542 | 41.741 |
Rusya Federasyonu | 35.455 | 34.693 |
Almanya | 6.652 | 7.604 |
İtalya | 6.358 | 2.622 |
ABD | (124) | 900 |
AB | 1.889 | 1.767 |
Kaynak: TUİK veri tabanı kullanılarak tarafımızca hazırlanmıştır. Parantez içinde olan dış ticaret fazlasını göstermekte.
Çin, Türkiye’yi işgal ediyor Hükümet Önlem Almıyor
2005 sonrası Çin ile dış ticaret açığı sürekli arttı. Çin ile Türkiye’nin cari açığın üzerinde bir açık verildi. Daha önce de bu köşede yazmıştım. Çin sessiz sedasız Türkiye’yi işgal ediyor. Buna rağmen hükümet hiçbir önlem almıyor (Bu arada Çin’in Uygur Türkleri üzerinde soykırıma varan politikasına da hükümet sesiz kalmakta). Çin ile dış ticarette 2023’te 41.741, 2024’te 41.542 milyon dolar açık verdik. Çin’in toplam ithalatımız içindeki payı 2023’te yüzde 12,4, 2024’te yüzde 13,1 iken, ihracatımızdaki payı her iki yılda da ancak yüzde 1,3 olabildi.
Çin ile olan bu dengesiz dış ticarete karşın batı yakası ile yani AB ülkeleri ve ABD ile dış ticarette Türkiye düşük düzeylerde açık vermekte. Hatta kimi yıllarda fazla bile verdik. AB ile dış ticarette 2022 yılında 9.763 milyon dolar, ABD ile 2024’te 124 milyon dolar fazla verdik.
ABD ve AB ile dış ticaret savaşına giren Çin’e karşı Türkiye de sanayisini, tarımını korumak için Çin’e karşı ek gümrük tarifesi getirmeli. Bu önlem yurtiçi üretimi ve istihdamı olumlu yönde etkiler. Unutmayalım ki her gümrük tarifesinin ticaret saptırıcı ve yaratıcı etkisi vardır. Alacağımız böyle bir önlem AB ile ticaret hacmini artırır ve tam üyelik görüşmeleri yaptığımız birliğe bizi biraz daha yaklaştırır.
Okuma önerisi: Vural Fuat Savaş, Bilmediğimiz Çin.
Kaynak : https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/cine-ek-vergi-uygulanmali/810811?fbclid=
BENZER HABERLER