UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Almanya merkezi Dünya Uygur Kurultayı(DUK)Başkanı Dolkun İsa :”Uygur Türkleri olarak özgürlük ve bağımsızlık yolunda çok ağır bedeller ödedik ve bu değerler için bundan sonra da ödemeye hazırız!” açıklamasında bulundu.
DUK Başkanı Dolkun İsa bu ifadeleri Fransa’nın “ARTE” televizyon kanalının kendisi ile yaptığı raportajinde dile getirdiği bildirildi. URT Tv.kanalının 30 Ocak’ta yayınlanan canlı programında DUK Başkanı İsa kendisine yöneltilen Çin’in Uygur dilinin yasakladığını bildiklerini kendisinin bu tehdit altındaki dili ana dilini kendisinin ağzından duymak istediğini raportajin başında ana dili Uygurca ile birkaç kelime konuşmasının istenmesi üzerine izleyicilerini Uygurca selamladı ve onlara hitaben ” İyi akşamlar Teşekkür ederim. Sizlerle burada birlikte olmaktan ve sizlere hitap etmekten çok mutluyum. Fransa’da bulunduğum için de ayrıca sevinçliyim. ” diyerek başladı. Sunucu da Uygurca bu sözleri Fransız diline çevirerek Fransız seyircilere bu dilin Çinceden tamamen farklı olduğunu Uygurların da Çinlilerden tamamen farklı bir Ulus olduğunu ve Çinlilerden tamamen ayrı bir kimliğe sahip Millet olduğunu bildirdi. açıkladı.
DUK Başkanı İsa bu girişten sözlerine kendisini kısaca tanıtarak başladı ve kendisine yöneltilen Sorular Şöyle cevaplandırdı :
- Özgeçmişim : 1985 yılında Urumçi’de Üniversite öğrencisi iken, Uygurların etnik kimliklerini korunması, bölgede yapılan nükleer denemelerin durdurulması, Çinli göçmen yerleştirme uygulamasına son verilmesi başta olmak üzere yasal insanı haklarının verilmesi talep eden Uygur öğrenci Hareketinin Liderlerinden biri olarak hak arama faaliyetlerine başladım. Bunun üzerine tutuklandım ve okuldan uzaklaştırılarak cezalandırıldım. 30 yıl önce 1994 yılında ülkemi terk etmek zorunda kaldım ve Türkiye’ye geldim. 1996’da Almanya’ya sığındım, Şu anda Alman vatandaşıyım ve 2017 yılında Dünya Uygur Kurultayı Başkanı olarak seçildim. Yurt dışında yürütülen Doğu Türkistan milli hareketinin devamı olan DUK. Başkanı olarak Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’daki Uygurlar başta diğer Türk halklarına yönelik baskı, zulüm ve etnik soykırım uygulamaları,toplu tutuklamalar ve Çin tipi Toplama Ceza kampları, zorunlu çalıştırma başta Uygurların insani sorunlarını uluslararası topluma anlatmak ve Uygur soykırımının durdurulması için uluslararası düzeyde çalışmalar yapıyorum.
- Bir gün Ülkeniz Doğu Türkistan’a Dönebilmeyi Düşünüyor musunuz ?
Programda Uygurlar başta diğer Türk halklarının birlikte yaşadığı toprakların tarihi ve öz adı olan “Doğu Türkistan” olarak anıldığı için öncelikle teşekkür ediyorum. Bir gün Doğu Türkistan’a dönüp ailem, yakınlarım, dostlarımla birlikte öz halkım ile buluşacağımıza ve onlarla tekrar birlikte olacağımıza yürekten inanıyorum. Biz ilk Çin işgalinin başladığı 1759’dan beri işgalcilere karşı ülkemizi haklarımızı ve milli varlığımızı kahramanca savunduk ve bu uğurda ağır bedeller ödedik. Günümüzde de Halkımız temel insanı hakları ve Özgürlükleri için ağır bir bedeller ödemektedir. Özgürlüğümüz ve bağımsızlığımız için bundan sonra ağır bedeller ödemeye her zaman hazır olduğumuzu özellikle vurgulamak istiyorum. Bizim onurlu mücadelemiz Bu bedeller özgür ve bağımız Doğu Türkistan kuruluncaya kadar devam edecektir.
- Fransa’nın Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’daki insanlık suçları ile etnik soykırım suçlarına Yönelik Tutumu Yeterli Buluyor musunuz ?Fransa Parlamentosu 20 Ocak 2022’de Uygur soykırımını resmen tanımış olması çok önemlidir. Ancak, Fransız hükümetinin Uygur soykırımının durdurulmasına yönelik tutumunun yeterince olumlu, caydırıcı ve halledici olmadığını düşünüyorum. Özgürlükler ve demokratik bir ülke olarak Fransa yönetiminin daha aktif olması gerektiğine inanıyorum. Bu konuda öncelikli olarak Fransız medyasının Uygur soykırımı konusunda Çin’e karşı etkin kullanılması Çin’in Uygur soykırımına son vermesi için atılacak önemli ve ilk adımlardan biridir. AB.’nin önemli Lider ülkelerinden biri olan Fransa bu konuda önemli adımlar atabilir aslında. Öncelikle Fransız medyasında Uygur soykırımını daha geniş çapta tanıtılması gerektiğine inanıyorum. Avrupa Birliği’nin müttefiklerinden biri olan Fransa’nın AB.Ülkelerine Çin’e karşı uluslararası düzeyde harekete geçirmek için hareket geçmeli ve Uygurların temel insanı hakları için bu meseleye sahip çıkmalıdır. Ayrıca, Fransa şu anda Avrupa’nın siyasi ve ekonomik stratejisini belirleyen ana ülke konumunda. Fransa ile Çin arasında çok güçlü bir ekonomik bağlar var ve son dönemde bu bağın giderek zayıfladığını, Fransa’nın Çin’e karşı tutumunun değişmeye başladığını görmek umut verici ve sevindiricidir. Bu olumsuz değişimin neden ve etkenlerinin başında Çin’in Uygur soykırımı ve Uygurların insanlık trajedisi olduğunu düşünüyorum.
DUK Başkanı İsa’dan Şok Sözler
Öte yandan 28 Ocak’ta Fransa’nın önde gelen gazetelerinden L’express’te DUK Başkanı Dolkun İsa’nin sözlerinin özellikle vurgulandığı “DUK Başkanı İsa’dan Şok Sözler : Batı Demokrasileri Çin’den Gelen Büyük Tehditlerle Karşı Karşıya” başlıklı bir makale daha yayınladı. Yazının içeriğinde DUK Başkanı İsa’nın “ARTE” TV kanalında yayınlanan “Fransa Uygur Soykırımında Fazlaca Çiftstandartli mi?” başlığı ile yayınlanan programdaki sözlerine de yer verildi. Bu makalede Çin’in Dolkun İsa hakkında uluslararası polisin(İnterpol’un) kırmızı bülten çıkararak tutuklama emri çıkardığını bilgisine de yer verdi. Ayrıca, kendisinin 21 yıldır Batı ülkelerini dafalarca dolaşarak Uygurların çektiği acıların anlattığı ve kaleme aldığı “Çin’in Özgürlük Tuzağı” kitabının içeriğine çokça yer verildiği görüldü.