Memleketi Hotan’dan 10 yıl önce Türkiye’ye yerleşen Muhammed Ubulhasen, yurtdışındaki diğer Uygurlar gibi anavatandaki akrabalarına dair hiçbir iz bulamayanlardan biri. Uygur halkının soykırımla karşı karşıya kaldığı ve her şeyin yok edildiği bir dönemde Uygur kültürünün önemli bir parçası olan şapka yapımını sanatıyla korumaya ve geliştirmeye kararlı olduğunu söyledi.
Şapka dikmeye başlayalı 3 yıldan fazla zaman olduğunu söyledi. Bu süreçte, şapkalarında Çin’de üretilen malzemeleri kullanmamak için katı kalite güvencesi uyguladı. Ayrıca Uygur eski şapka versiyonlarını kullanmak ve bunları Uygurlara özgü tarzlarda ve gurbetçi Uygurların ihtiyaçlarına göre pazarlamak için çaba sarf etti.
Ancak Çin hükümetinin Uygur topraklarında soykırımı başlatmasından bu yana Uygur şapkaları da dahil olmak üzere Uygur ulusal ve dini kimliğine bağlı olan tüm kültürel unsurlar ve geleneksel zanaatlar ciddi zorluklarla karşılaşmaya başlamıştır. Bu durum Uygur zanaatkarlarını ve Uygur kültürü alanında uzman olanları büyük endişelendiriyor.
Bugün Çinli yetkililer, Uygur şapkaları da dahil olmak üzere Uygur kültürüne karşı yıkıcı eylemlerde bulunuyor.
Bu yılki Ramazan Bayramı’nda yurt dışındaki Uygurlar kendi ülkelerinde çeşitli bayram etkinlikleri düzenlediler. Bayramla ilgili sosyal medyada paylaşılan video ve fotoğraflarda, dünyanın dört bir yanından gelen Uygurların birbirinden güzel badem başlıklarının, baca başlıklarının ve diğer şapkaların rengarenk ve farklı versiyonlarını, hatta Doğu Türkistan’ın yeni tip ay ve yıldızlı şapkalarını giydiği görülüyor. üzerlerine güvercin bayrağı ve ulusal sınır işlenmiştir.
Yurtdışındaki Uygurlar arasında popüler olan bu şapkalar, gök mavisi dukhawa veya kadife zeminli Chiman ve Badem şapkalar şeklindedir; Beyaz ipek iplikte, ay ve yıldız veya ulusal sınır altın iplikle işlenir; Kenarlarındaki çiçekler de beyaz ipek iplikten yapılmış olup, kenarları siyah kadife ile dikilmiştir.
Uygur şapkalarının bu yeni versiyonlarının dikiş tekniği ve yapısı, profesyonel zanaatkarların elinden çıktığını gösteriyor. Mevcut olağanüstü koşullarda bu şapkaların Uygur bölgesinde yapılması imkansız. Peki bu şapkaları kim yaptı ve yurtdışındaki Uygur toplumunun tüketimine sundu?
Bu konuyu takip ederek ve çeşitli ülkelerden vakalar alarak şapkaların bu yeni versiyonunun İstanbul’daki Hotan ustası “Muhammed Doppici”nin eşsiz bir ürünü olduğunu belirledik. Muhammed Doppichi Usta bu konuda radyomuzdaki röportajı memnuniyetle kabul etti.
Muhammed Ubulhasen Usta, Uygur şapkalarının artık Çinli şirketlerin tekelinde olduğunu, fabrikalarda seri üretildiğini ve kalitesiz şapkaların Çinli tüketicileri hedef alarak turistik hediyelik eşya olarak Çin eyaletlerine atıldığını söyledi. Bu duruma üzülen Uygur aktivist Muhammed Ubulhasan Ustam, Qaf Niyaz gibi siyasi fırsatçıları Uygur şapkalarına Çin harflerinin veya Çin motiflerinin işlenmesini savundukları için şiddetle kınadı.
20 yıl önce Uchturpan İlçesine bağlı İmamorim köyünde Çince eğitim veren bir ilkokul kurarak Çin’in asimilasyon politikasının uygulanmasında tanınan bir aktivist oldu. – “Çin ulusal topluluk bilinci” ve hatta “Çin kültürü” olarak adlandırılan Uygurların geleneksel başörtülerini, şapkalarını yansıtma girişimini de ortaya koymuşlardır. Niyaz’ın soykırımla karşı karşıya kalan Uygur halkının daha da Çinlileşmesinin habercisi olduğu biliniyordu. Çin kültürünü Uygur şapkalarına yansıtma konusundaki aşırı girişimi, yalnızca yurtdışındaki Uygurlar arasında değil, Çin kontrolündeki sosyal medyada da protestolara neden oldu.
İstanbul’da bir usta olan Muhammed Obulhasen, bu acil durumları göz önünde bulundurarak Uygur şapkaları ve şapkacılık işine sahip olmaya kararlıdır.
23 Nisan’da Uluslararası Doğu Türkistan Kuruluşları Birliği’nin İstanbul’da düzenlediği kutlamaya katılan Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya baca şapkası hediye ettiğini söyledi.
Muhammed Obulhasen ziyaretimizin sonunda Uygur şapka kültürünün yaşatılması için şapkacılık zanaatının yani şapkacılık sanatının geliştirilmesi ve gelecek nesillere öğretilmesinin önemine vurgu yaptı. Zanaatı öğrenmek isteyenler varsa, yurtdışındaki Uygur soyuna öğretmekten onur duyacağını söyledi.