Son Dakika
Erkam Han(erkamhan.gmail.com)
Doğu Türkistan sözde de olsa özerk bir bölgedir. Ancak özerklik hak ve yetkileri ağır biçimde çiğnenmektedir.
Çin’in bölgeye yönelik göçü teşvik politikası devam etmektedir. Bölgeye yerleştirilen Çinli göçmenler, Doğu Türkistan’ın nüfus dengesini Türkler aleyhine bozmakla birlikte, çok ciddi sosyal sorunlara da yol açmaktadır.
Bu sorunlar şunlardır:
Yoğun göç nedeniyle Doğu Türkistan Türkleri verimli arazilerinden mahrum kalmakta; bu durumun sebep olduğu işsizlik başta olmak üzere sosyal sorunlar giderek ağırlaşmaktadır.
Yoğun göç nedeniyle Uygur Türkleri arasındaki işsizlik sorunu giderek ağırlaşmaktadır. Kamu kurumlarının özelleştirilmesi neticesinde pek çok çalışan işten çıkarılmaya devam etmektedir.Üniversite mezunlarının işe girmesi çoğu zaman imkansız olmaktadır.Bu durum işsiz gençlerin çoğalmasına; işsizliğe bağlı olarak toplumda fuhuş, uyuşturucu, hırsızlık, dolandırıcılık gibi suçların artmasına sebep olmaktadır.
Uygur gençlerinin Çinlileştirilmesini hızlandırmak amacıyla Çin’in iç bölgelerine zorla nakledilen Uygur gençleri ile Çinli gençler arasındaki sürtüşme gün geçtikçe şiddetlenmekte, potansiyel bir toplumsal çatışmanın zemini hazırlanmaktadır. 5 Temmuz 2009 Urumçi olaylarını tetikleyen Shaoguan’daki Uygur işçilerle Çinli goztepe escort bayan gulbag escort bayan fatih escort bayan işçiler arasındaki çatışma da bu politikanın neticesidir.
Bir taraftan Han Çinlilerin göçü yoğun olarak devam ederken, diğer taraftan bölge halkına uygulanan doğum kontrol politikası tüm itirazlara rağmen acımasızca sürdürülmektedir.
Çin yönetimi doğum kontrol politikasını “milletin yaşam kalitesini yükseltmek için”, “bölge halkının refahı için”, “bölgenin kakınması için”, “Uygur Türklerinin iyiliği için” yaptığını iddia etmekteyse de, asıl amacının Uygur Türklerinin nüfusunu kontrol altında tutup Çinli (Han) nüfusu
artırmak olduğu açıktır.
Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da bilinçli olarak yaptığı nükleer denemeler bölgede çeşitli hastalıklara yol açmakta; kanser ve sakat doğum gibi ciddi sağlık sorunlarında önemli artışlar görülmektedir.
Çin yönetimi 1990’lı yıllara kadar uygulamada olan Uygurca eğitimi ortadan kaldırıp Çince eğitimi yürürlüğe koyarak Doğu Türkistan Türklerinin eğtim hak ve imkânlarını kısıtlamaktadır. Çin yönetimi her ne kadar Çince eğitim uygulamasıyla bölge halkının eğitim ve kültür seviyesini yükseltmeyi hedefledi ğini ileri sürse de, asıl amacın asimilasyon sürecini hızlandırmak olduğu bellidir.
İbadet özgürlüğü kısıtlanmaktadır. Çin anayasasına göre her vatandaşın dine inanma veya inanmama hakkı vardır. Ama bu hak Doğu Türkistanlılara tanınmamaktadır.
Doğu Türkistan Türk nüfusunun tamamı Müslüman’dır. Dinî ibadetlerini yerine getirmede özgür değillerdir Devlet memuru olan Müslümanların namaz kılması ve oruç tutması yasaklanmış durumdadır .
Aşırı göçün sebep olduğu işsizlik, ahlaksızlık, fuhuş, içki ve uyuşturucu belasına karşı dinî telkin ve İslami yaşam, köktencilik ve terör bahanesiyle engellenmektedir.
Giderek yükselen Çin milliyetçiliği dolayısıyla Uygur Türkleri ağır aşağılanmalara maruz kalmaktadır. Otellere alınmama, keyfî tutuklanma, terörist muamelesi görme, bürokratik işlemlerde zorluk (mesela pasaport işlerinde) bu uygulamalardan bazılarıdır.
Doğal kaynaklar talan edilmekte, bölge halkı varlık içinde yokluk çekmektedir. Oysa özerklik hak ve yetkilerine göre, bu doğal kaynakların kullanım hakkı özerk bölgeye aittir.
Doğu Türkistan, Çinlilerin iddia ettiği gibi “ezelden Çin toprağı” değil, Türk toprağıdır Ancak Türk kültürünün beşiği ve bir medeniyetler havzası olan bu topraklar, 19. yüzyılda Çin işgaline maruz kalmıştır. İşgalden sonra Çin yönetimi bölgeyi Çin’e entegre etmek, Uygur Türklerini Çinlileştirmek için sistematik bir biçimde asimilasyon politikası uygulamıştır. Bugün Doğu Türkistan’da yaşanan pek çok sorunun temelinde Çinlilerin Uygur Türklerine yönelik asimilasyon ve yoketme politikası yatmaktadır.
Çinliler (Hanlar) eskiden beri Çinli olmayan diğer etnik grupları hep potansiyel tehlike telakki etmiş, bu tehlikenin ortadan kaldırılmasının tek yolunu da asimilasyonda görmüşlerdir. Bugün de Çin yönetimi çeşitli siyasi ve sosyal projelerini asimilasyon hedefine yönelik olarak belirlemekte, bu hedefe ulaşmak için, kendi anayasa ve kanunlarında azınlıklara tanıdığı özerklik hak ve yetkilerini sözde ve göstermelik olarak uygulamakta ana dili kullanma, ana dilde eğitim, düşünce ve inanç özgürlüğü, çoğalma hakkı gibi temel insan haklarını hiçe saymaktadır.
Uygur Türkleri ise Çin yönetiminden azınlıkları eritme asimile etme ve yutma politikasından bir an önce vazgeçmesini; insan haklarına azınlık haklarına, kültürel haklara saygı göstermesini, kendi kaderlerini belirleme hakkının verilmesini istemektedir.
Kaynak : http://www.karacabeyhaber.com/yazi/2300/dogu-turkistanin-guncel-sorunlari-ii.html
Etiketler: Genel » Görüş Yorum » Gündem » kÖŞE YAZARLARIBENZER HABERLER