Son Dakika
Mehmet Emin HAZRET
2 Bin senedir vatansız yaşayan Yahudilerden “vatanın neresi?” diye soranlara, Yahudiler hep “Vatanım Tevrat’tır” diye cevap vermişler.Tevrat’ı okuyabilmek için İbrence dili bilmek zorunda olan Yahudiler,dilini kaybetmediği için sonunda bir araya gelmiş,vatanını bulmuştur. Dünya dil bilimcileri,ölmüş bir dilin tekrar dirilmesini konu alan araştırmalarında İbranice’yi örnek dil olarak gösterirler.
Bugün Dünyada İngilizce konuşan 56, Fransızca konuşan 54 ülke bulunmaktadır.Fransa 1994’de Fransa Parlamentosundan “Fransız Dilini Koruma Yasası” çıkartmıştır. “Ana yasada,Cumhuriyetin dili olarak kabul edilmiş olan Fransız dili,Fransız kişiliğini ve ata mirasını gösteren temel unsurdur.Eğitim,çalışma,kamu ilişkileri ve hizmetleri için kullanılacak dil Fransızcadır.” şeklinde başlanan yasada medya, reklam, tercüme,yazışma,tabela, konuşma vebenzeri dille ilgili tüm alanları kapsamaktadır. Fransa dil ihraç eden,yabancı dile karşı tarihten beri mesafeli duran bir ülkedir.K endi ülkesinden başka 53 ülke Fransız dilini devlet dili olarak kullanmasına rağmen yine de dil koruma yasası çıkartmıştır.Fransa ,Avrupa Birliğ resmi dilinin İngilizce değil,Fransızca olması için de uzun yıllardan beri etkili lobi faaliyetlerini yürütmektedir.
Ukrayna’da nüfusun üçte ikisinin Rusça konuşmasına, pek çok radyo ve televizyonun Rusça yayın yapmasına rağmen, 2004 yılında ulusal televizyon ve radyolarda Rusça yayınlara yasak kararı getirilmiştir.
Ukrayna, Sovyetler Birliği’nden ayrıldığını ilan ettiğinden bu yana Ukraynaca’yı resmi dil haline getirmeye çalışıyor. 2005 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Bizzat Meclis başkanı da dahil Ukrayna’da nüfusun yüzde 65’i günlük yaşamında Rusça konuşuyordu. Rusça ile Ukraynaca aslında Türkiye Türkçesi ile Azerbaycan Türkçesine veya Özbekçe ile Uygurcaya kadar yakın akraba dillerdir.Ukrayna eğitimden,medyaya resmi dairelerden sokak diline kadar Ukrayna dilini koruma yolunda disiplinli bir adımla ana dil politikasını sürdürmektedir.
Kazakistan Biz Uygurların yakın akrabası ve komşusudur.Kazakistan parlamentosu,Kazak dilini koruma ve geliştirme konusunda 1992’de bir yasa çıkarmıştır.Bu yasa gereği 1993 yılından başlayarak Kazakça bilmeyen Kazakistan Vatandaşları için Milletvekili seçilme hakkı verilmemektedir. Kazakistan hükümetinin bütün çabalarına rağmen 2015 yılı verilerine göre Kazakistan nüfusunun %77.7 si Rusça konuşmaktadır. Şu anda Rusya Üniversitelerinde okumakta olan Kazak öğrenci sayısı ise, 20 binden fazladır.Kazakların çoğunluğu hala Moskova televizyonlarını seyrediyorlar.Ailelerde,sokaklarda Rusça konuşuyorlar.Kazakça konuşanların bile her 3 kelimeden biri Rusça kelime karışıyor.Kazakistan’ın Kazak dilini yaşatabilme süreci çok çetin sancılar içinde geçmektedir.Dil kaybedildikten sonra geri olma süresi çok uzun ve sancılı olmaktadır.
Sovyetler Birliği’nden ayrılan Baltık ülkelerindeki dil yasaları ve Uygulamalarını Uygurlar mutlaka bilmelidir. Çünkü bu konu çok önemlidir.Estonya,Letonya,Litvanya da ülke nüfusunun % 35-40’ı Ruslardan oluşuyordu.Bu ülkelerdeki Rusların çoğu bu ülkelerde doğup büyümüş,ülkeyi kendi vatanı bilen insanlardı.Ülkelerin bağımsızlığı için yapılan referandumda Rusların çoğunluğu “evet” oyu kollanmışlardır.Ancak Rusça konuşuyorlardı.Bu küçük Baltık ülkeleri dil kanunu çıkarttılar.Kanun gereği ülke dilini bilmeyenlere vatandaşlık hakkı verilmeyecekti.Böylelikle Estonya,Letonya,Litvanya’da 1,5 milyon Rus vatandaşlık haklarından mahrum kaldılar.Ruslar bu ülkeleri yöneten millet olduğu için yerli halkın dilini öğrenme ihtiyacını hiç his etmemişlerdi.Birden vatansız duruma düşen Ruslar şaşkınlık içinde kaldılar.Genç Ruslar dil kurslarına gittiler, dil imtihanından geçerek diploma alanlar tekrar vatandaşlık kazandılar.Dil öğrenemeyenler uzun yıllar yaşadığı,sevdiği bu vatanındaki ev barkını satarak Rusya’ya gittiler.Hala kimliksiz,pasaportsuz yaşamaya mecbur olan Ruslarda vardır.Avrupa Birliği üyesi olan bu Baltık Ülkeleri,Avrupa Birliğinin insan haklar konusundaki itirazlarına rağmen tavırlarını değiştirmediler.Estonya dil konusundaki tavizsiz kararlılığını daha ileri götürmektedir.Estonya sokaklarında sivil dil polisleri vardır.Otobüste,mağazalarda,sokakta Estonya dilinde değil,Rusça konuşanlara para cezası yazıyorlar,cezada çok ağırdır.
Bu ülkeler,Sovyetler birliği devrinde ağır tahribata uğrayan ana dillerini korumak ve yaşatmak için sert tedbirleri almaya devam etmekte,Rusya’nın ve Avrupa birliğinin uyarılırına pek kulak asmamaktadır.Doğu Türkistan’da bugün uygulanan Uygur diline yönelik sert yasaklamalar,gün gelir ters yöne çevrilebilir.
Biz Uygurlar insanlık alemine şöyle haykırmakla yüzdeyüz haklıyız; Yer küre özerinde tükenmekte olan hayvan,böcek ve bitki türlerini koruma altına almak için organize olan sivil toplum kuruluşları ve çevre – ekoloji gönüllüleri vardır.Bu projelere Devletlerin ayrdığı bütçeleri vardır.Günümüzdeki Doğu Türkistan’da Bir medeniyet,bir dil ve bir insan türü yok olma tehlikesi ile kar karşıya bulunmaktadır. 21.Yüzyılda işgalcı Çin’in bu barbarlığına ,dur,diyecek insanlık nerede?Nerede bu Birleşmiş Milletler? Nerede bu Örgütünün adaleti? (5. Bölümün sonu-devam edecek.)
Etiketler: Çin » Dünya » Eğitim » Genel » Gündem » Kültür Sanat » Makale Analiz » Siyaset
BENZER HABERLER