DOĞU TÜRKİSTAN’A GİDECEK HEYETTE ÜLKÜCÜLER DE YER ALMALIDIR !

Ömer Faruk ACAR

‘’Ben Doğu Türkistan’ım duyan var mı sesi mi?’’

Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) Dışişleri Bakanları Toplantısı katılan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu toplantı’nın ardından AA muhabirine Uygur Türklerinin sorunlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak “Cumhurbaşkanımızın ziyareti sırasında Çin Devlet Başkanı, Türkiye’den bölgeye bir heyet göndermemizi teklif etmişti. Daha sonra 24 Temmuz’da Çin Büyükelçiliği Bakanlığımıza gelerek bu daveti resmi bir şekilde iletti. Bugün de bu konuyu konuştuk. Bu davete Cumhurbaşkanımız prensip olarak olumlu yanıt vermişti. Şimdi o bölgeye Çin’in daveti üzerine değişik kurumlardan oluşan yaklaşık 10 kişilik bir heyetimizi göndereceğiz ve oradaki durumu arkadaşlarımız yerinde görecekler.” dedi.

Doğu Türkistan ve Çin İşgali

Çin, 1949 yılında Doğu Türkistan’ı işgal edip bölgeyi “Sincan” (Kazanılmış Topraklar) olarak adlandırdığı tarihten bu yana, Müslümanlara yönelik etnik temizlik ve asimilasyon politikası uygulamakta. İşgalden bu yana 35 milyon Doğu Türkistanlı Müslüman Uygur Türk’ü soydaşımızı katletmiştir.

Toplama Kampları (İşkence Kampları)

Son yıllarda ise Çin, insanlık tarihinin en vahşi uygulamalarından olan toplama kamplarını kurarak milyonlarca Müslüman Uygur Türk’ünü çoluk çocuk, genç yaşlı ayırmadan bu kamplara doldurarak işkence, baskı, tehdit, beyin yıkama, dinsizleştirme gibi insanlığımızdan utanacağımız yöntemler ile Doğu Türkistan’dan Müslüman Uygur Türk’ü varlığını silmek istemektedir. Milyonlarca Müslüman Uygur Türk’ü kardeşimizden haber alınamamakta, yetim kalan çocuklar Çin tarafından asimile edilmek üzere tutsak edilip bir Çinli gibi yetiştirilmekte ve binlerce Doğu Türkistanlı ağır işkenceler dayanamayıp, bu kamplarda şehit edilmektedir. Toplama kampı dışında kalan Müslüman Uygur Türk’ü kardeşlerimizin evlerine Çinliler yerleştirilerek ırzlarına ve namuslarına kastedilmektedir.

Çin Tiyatrosu

Çin, 2016’dan bu yana dünya gündeminde olan toplama kamplarını uluslararası kamuoyuna açtı. Ancak çağrılan gazeteciler, 5 yıldızlı otel benzeri bir kampta dolaştırıldı. Buralarda tutulan Müslüman Uygur Türklerinin pinpon oynayıp resim yaptığı anlatıldı.

Uluslararası ajanslar, önceden seçilen bir kampa götürülerek aslında bu merkezlerin ne kadar ‘faydalı, eğitici ve eğlenceli’ olduğunu aktarılarak göz boyama operasyonu Çin tarafından yapılarak, uluslararası kamuoyunu yanıltmak istemektedir.

Dünyanın gözleri önünde, basit gerekçelerle milyonlarca Müslüman Uygur Türk’ünü toplama kamplarına dolduran, korkunç işkencelerden geçiren Çin hükümeti 21. yüzyılın en büyük insanlık suçlarından birini aklamak için büyük bir kampanya başlattı.

Bu kampanyaya Türkiye’de ulusalcı, komünist sevici sözde aydın, Müslüman Türk düşmanı oluşumlar destek olup, Çin propagandası yapmaktadırlar.

Doğu Türkistan Davasının Sancaktarı Ülkücüler

Bilindiği üzere Milliyetçi-Ülkücü hareket varlığının başlangıcından beri Doğu Türkistan davasını samimi bir şekilde sahiplenmiş, binlerce eylem yapmış, Türk Milletini Doğu Türkistan’da yaşanan insanlık dramına karşı bilinçlendirmiş, Doğu Türkistanlı kardeşlerimizle yakın ilişkiler kurmuş, herkesin sustuğu, sindiği zamanlarda o gür sesleriyle yiğitçe zalimlerin karşına dikilmiştir. Ve Doğu Türkistan denildiğinde Milliyetçi Ülkücü hareket akıllara gelmiştir.

Doğu Türkistan’a Gidecek 10 Kişilik Heyet

Yazımın başında belirttiğim gibi Doğu Türkistan’da ki işkence kamplarına Türkiye’de ki çeşitli kurum ve kuruluşlardan 10 kişilik gözlemci heyet gönderilecektir. Bu heyetin hangi kurum ve kuruluşların temsilcileri olacak, henüz belli değildir. Çin bu gözlemci heyet teklifini yapınca aklıma Çin Tiyatrosu geldi. Geçtiğimiz aylarda Çin uluslararası medya kuruluşlarından Doğu Türkistan’a gözlemci heyet davet etmiş ve bu heyete önceden hazırlanmış, kurgulanmış toplama kamplarına götürülmüş, o kamplarda ki Doğu Türkistanlı Müslüman Uygurların tehdit, işkence sonucu rol yapmaları sağlanmış ve göz boyamaya çalışılmıştır. Muhtemelen aynı Çin Tiyatrosu Türkiye’nin belirleyeceği heyete de gösterilecektir. Bu oyuna alet olunmamalıdır.

10 Kişilik Heyette Ülkü Ocakları Genel Merkezinden En Az İki Kişi Olmalıdır

Türkiye’ye hiç bir siyasi ve sosyal cemiyetler Doğu Türkistan hakkında herhangi bir bilgi sahibi değilken bile Ülkücü Hareket, var olduğu günden bu yana Doğu Türkistan davasının sesi olmuş, her türlü meşru eylemlerde bulunarak Doğu Türkistan davasının sancaktarlığını yapmıştır. Bu bağlamda Doğu Türkistan’a ata topraklarına gönderilecek 10 kişilik heyette en az 2 ülkücünün bulunması şarttır ve gereklidir.

Doğu Türkistan davasının sancaktarlığını yapan Milliyetçi-Ülkücü Hareketin gençlik yapılanması olan Ülkü Ocakları Genel Merkezi, Doğu Türkistan davası ile alakalı çok kapsamlı akademik çalışmalar yapmış, binlerce eylem gerçekleştirmiş, Doğu Türkistan’da ki insanlık dramını gözler önüne sererek, en güvenilir, en donanımlı, kurum ve kuruluşların başında yer almıştır. Bahsettiğim haklı sebeplerden ötürü 10 kişilik gözlem heyetinde en az iki kişinin Ülkü Ocakları Genel Merkezinden olması Doğu Türkistan’da ki işkence kamplarının ortaya çıkarılması noktasında hayati önem taşımaktadır. Heyette yer olacak olan Ülkü Ocaklılar, Çin Hükümetinin yalanlarına, göz boyamalarına, boyun eğmeyecek eğitime, kabiliyete ve tecrübeye sahip şahsiyetler olacaktır. Netice de bu heyetin görevi Çin Tiyatrosunu izlemeye değil, Dünyanın görüp görebileceği en büyük katliama maruz kalan Doğu Türkistanlı Müslüman Uygur Türklerinin asimilasyonunu deşifre etmek, İslam dininin ve Türk kimliğinin yok edilmesi operasyonu Türk ve Dünya kamuoyuna duyurulması görevi olacaktır. Bu kritik görevi ise ancak Milliyetçi-Ülkücü Hareketin mensupları başarabilir.

Kimse unutmasın ki Doğu Türkistanda ki insanlık dramına, katliamlara, işkencelere, asimilasyonlara sessiz kalanları Yüce Allah affetmeyecektir.

Bizler Hz. Ali (ra)’nin dediği gibi zulme engel olamıyorsak zulmü dünyaya duyurmakla mükellefiz…

KAYNAK : https://www.asikurtlar.com/dogu-turkistana-ulkuculer-mi-gitmeli.html?fbclid

Etiketler: Çin » Din » Dünya » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » insan hakları » kÖŞE YAZARLARI » Kültür Sanat » Makale Analiz