Son Dakika
Doç.Dr.Erdem ÖZDEMİR (Uludağ Ün.Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı öğretim üyesi)
Uygur Türk’ü Dünyaca ünlü Dutar ustası ve besteci Abdurrahim Heyit ile ilgili ortaya atılan ölüm haberi ve ardından Çin hükumeti tarafından yayınlanan video sonrası, konu hiç bir şey olmamış gibi kapandı. Yani Heyit ölmedi evet ! açıklama yaptı “ulusal güvenliği ihlal ettim” dedi ve biz sustuk. Hatta içimizden!!! birileri, bizim ölüm haberine karşı gösterdiğimiz tepkiyle alay etme gafletinde bile bulundu. Onların gözünde sazan bile olduk. Bir sanatçının, hiç bir terör fikri ve faaliyeti olmasa da, ulusal güvenliği ihlal etmesi elbette kabul edilemez, elbette yıllar boyu hapis cezası almalı elbette buna pişman edilmeli!!!
Öncelikle şunu söyleyeyim olay bir manüplasyon olabilir fakat Türkiye’deki sonuçları itibarı ile gayet faydalı oldu. Dışişlerinizin temkinsizliği iyi olmadı ama kampların kapanmasını istemesi yerindeydi. Ne yani hem soydaş hem de dindaş olduğumuz toplumun kitlesel bir işkenceden geçirilmesine de mi ses çıkarmayalım !
Gelelim bizimkilere; Heyit iki yıla yakın süredir tutuklu. Ne yüzünü gördük ne sesini duyduk, ne mahkeme haberi ne ifade gördük. Ne diyor ? ”ulusal yasaları ihlal etmişim” diyor.
Ne yaparak etmiş ? Türkü söyleyerek.
Nerede ? Yurt dışında ya da kendi “özerk” yurdunda. Yani biz bu haksızlığa ne tepki verdik de şimdi öldürmediği için çkp’ye alkış tutacağız!
Bizim güruh bir de “aydın” sanat sevici falan geçinir. Hiç mi vicdanınız zorlamıyor sizi ? Bu video sizi tatmin mi etti ? Burada biraz sorun yok mu ? Yani bir insanlık dramı okuyamadınız mı bu görselden ? Hadi biz zaten zalimlere nefret doluyuz, sıcak kanlıyız, duygusalız tepkimizi açık açık verdik, siz de bu duruma yürüyüp bizi tenkit ettiniz, tabii ki haksızsınız da haklı sayalım! Çin uygulamalarına de iki sözünüz yok mu ? Bu nasıl bir ideolojik körlüktür. Adamın suçu neymiş ? Türkü söylemek! Pir Sultan’ın karşısında Hızır paşanın destekçisi olmaktan başka nedir bu ?
Yani şimdi her şey yolunda mı Heyit için. Videoyu bir daha, mümkünse tarafsız izleyelim bakalım, nasıl bir psikoloji göreceğiz. Siz, biz videoyu bir elimizde kahve diğeri belki de çocuğumuzun başını okşayarak izlerken, durumunun”gayet iyi” olduğunu iddia ettiğiniz ozan, dört duvar arasında yarı aç, baskı altında, çocuğundan, evinden, dutarından ayrı bir şekilde yaşam sürüyor. Suçu türkü söylemek. Ve bu size insani geliyor öyle mi ? Bir sanatçının enstrümanından ayrı kalması dahi tek başına bir işkencedir. Bunu her gerçek müzisyen bilir. Bazıları bilmeyebilir. Bu ideolojik bir körlüktür ve ideoloji bazen gerçeğin önündeki en büyük engeldir.
Sonuç olarak Türk milleti tek bir soydaşının hayatı için neler yapabileceğini göstermiştir. Bu biraz da müziğin ve sanatın gücüdür. Bugün bir başka Uygur Türk’ü aydın Nur Muhammed Tohti’nin ölüm haberini aldık. Evet yarın bu da yalanlanabilir. İnşaallah da öyle olur. Ancak yanımda yöremde ailesinden yıllardır haber alamayan onlarca Uygur genci varken, kampların varlığı ve kayıp insanların halen haber alınamaz durumu ortadayken, insanlığımız adına, biz bu gerçeği söylemekten beri duramayız.
“Hoca sen işine bak”!…
şu işe bak ki sen, işim de bu benim. Çünkü insanım önce. Bu, kimin işi değilse o aynaya baksın.
Ancak yine de gönlüm beni yanıltmaz. Milletimin ve yurdumun her bir ferdi insanın hasıdır. Doğru ifade edilen her şeyi anlar ve haksızın yanında olmaya ölmeyi tercih eder. Biz bu haklı davamızda kimseyi ötekileştirmeden yürüyecek ve güçleneceğiz.
Sağların bir an önce selamete ulaşmasını, şehitlerle, ruhlarımızın Tanrıdağlarında buluşmasını diliyor ve bekliyorum.
Kaynak : Sayın Doç.Dr.Erdem Özdemir’in kişisel sosyal medya(facebook)hesabi
Etiketler: Çevre Sağlık » Çin » Din » Dünya » Edebiyat » Ekonomi » etnik Çatışma » Genel » Gündem » insan hakları » kÖŞE YAZARLARI » Makale Analiz » Orta Asya » Röportajlar » Tabii KaynaklarBENZER HABERLER