logo

trugen jacn

UYGUR DİASPORASI ÇİN’İN BASKI,ZULÜM SOYKIRIMINA SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN DİRENİYOR

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (UYHAM)

Halmurat Harri Elsoy, 2018’in ilkbaharında, Sincan’da yaşayan anne ve babasının Çin’deki toplama kamplarına gönderildiğini öğrendiğinde, onları kurtarmak için yapabileceği tek şeyin sosyal medyanın gücünü kullanmak olduğunu düşünmüş.

İlk başlarda Çin’in misilleme yapmasından korktuğunu söyleyen 35 yaşındaki Elsoy, “Annem ve babam gözaltına alındıktan ve Çin’in bu gözaltıları sürekli inkar ettiğini gördükten sonra kaybedecek bir şeyim olmadığını anladım” diyor.

Elsoy, yaklaşık iki yıl boyunca, Uygur diasporasını örgütlemek ve Çin’in kuzeybatısında özerk Sincan bölgesinde yaşayan ve çoğunluğu Türk olan Uygurlar’ın durumu hakkında farkındalık yaratmak için sosyal medyayı kullanmış. Annesi ve babası 2018 yılının Aralık ayında serbest bırakılan Elsoy, Çin hükümeti Uygurlar’a baskı politikasını sona erdirene kadar Internet üzerinden yürüttüğü örgütlenme faaliyetlerine devam edeceğini söylüyor.

Amerika’nın Sesi’ne konuşan Elsoy, “Çin’in Uygurlar üzerindeki baskısı sürdükçe, ailem ve diğer yakınlarım Çin zulmünden kaçamayacaklar” şeklinde konuşuyor.


Keyfi Tutuklamalar ve Gözaltılar

Elsoy, Sincan’ın doğusundaki Turpan kentinde büyümüş. Tıp fakültesinden mezun olduktan sonra, 2008’de Urumçi’de bir hastanede doktorluk yapmaya başlamış. Ancak kariyerinde daha birinci yılını doldurmadan, çok fazla yabancı arkadaşı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınmış.

Elsoy, “Bir gün iş çıkışı evimden alındım. Gözaltına alınmamın nedeni, emaille iletişim kurduğum çok fazla yabancı arkadaşım olmasıydı. Beni 10 gün alıkoydular. Sonra ailem 15 bin dolar kefalet ödedi ve serbest bırakıldım. Bu olaydan sonra, Çin’den ayrılmaya karar verdim” diyor.

2010 yılında Finlandiya’ya taşınan Elsoy, 2014’te ilk çocuğunun doğmasının ardından Finlandiya vatandaşı olmuş. Elsoy, sosyal medyada başlattığı “MeTooUyghur” gibi eylemlerin ve medyaya verdiği röportajların, anne-babasının özgürlüğe kavuşmasına yardımcı olduğunu düşünüyor.

Annesinin ve babasının devlet memuru olduğunu söyleyen Elsoy, “Çin hükümetinin terörle ve aşırı dincilikle mücadele için şart koştuğu mesleki eğitim kriterlerine uymuyorlar. Dindar bile değiller ve hiçbir mesleki eğitime ihtiyaçları yok” şeklinde konuşuyor.

Çin hükümetinin resmi haber kanallarından biri olan Global Times, 2019 yılının Aralık ayında, Elsoy’u Doğu Türkistan ayrılıkçı örgütlerinin üyesi olmakla ve Uygurlar hakkında yanlış bilgi yaymakla suçlamış. Haber kanalı, İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi örgütleri de “bu iddiaların yayılmasında aktif rol almakla” suçlamış.

Bir milyon Uygur’a keyfi gözaltı

2017 yılından beri, uluslararası toplum Çin’i bir milyondan fazla Uygur’u keyfi olarak gözaltına alıp toplama kamplarına kapatmakla suçluyor. İnsan hakları örgütleri, gözaltına alınanların beyin yıkama programlarına tabi tutulduklarını ve Müslüman olduklarını reddetmeye zorlandıklarını söylüyor.

Suçlamaları kabul etmeyen Çinli yetkililerse, uyguladıkları programın radikalleşmeyi önleme amaçlı olduğunu veya Sincan sakinlerinin Çince öğrenmelerine ve mesleki beceri kazanmalarına yardımcı olan bir mesleki eğitim program olduğunu öne sürüyor.

Yetkililer, geçtiğimiz haftalarda, kamplardaki bütün “öğrencilerin mezun olduğunu” ve iş bulduğunu söylediler. Ancak uluslararası hak örgütlerine göre, bu kişiler ya daha uzun süre hapse mahkum edildiler ya da ucuza çalıştırılmak üzere sanayi bölgelerine yollandılar.

Elsoy, Nisan ayının başında, Sincan’daki bir arkadaşından, 45 yaşındaki teyzesinin serbest bırakıldıktan sonra çalışmaya başladığı bir pamuk fabrikasında öldüğünün haberini almış.

“Teyzemin eşi 15 yıl hapse mahkum edildi ve teyzem bir süre toplama kampında tutulduktan sonra Turpan’daki bir pamuk fabrikasında asgari ücretle çalışmaya zorlandı” diyen Elsoy, teyzesinin 2017’den beri kaybettiği dördüncü yakını olduğunu belirtiyor.

Görüntünün olası içeriği: 9 kişi, Anti-Nazi China dahil, yazı



Uygur kültürünün geleceği tehdit altında

Merkezi Washington’da olan Uygur İnsan Hakları Projesi’nin üst düzey yetkililerinden Elise Anderson, Uygur diasporasının Çin’deki Uygurlar’ın kültürel ve diğer kayıpları için kaygılandığını söylüyor.

Amerika’nın Sesi’ne konuşan Anderson, birçok Uygur’un, anneleri ve babaları veya diğer yakınları ortadan kaybolduğu için sesini yükselttiğini ve geride bıraktığı Uygurlar adına konuştuğunu söylüyor.

Bazı Uygur aktivistlere göre, Çin hükümeti Uygur diasporasının yürüttüğü küresel kampanyaların gücünü çoktan fark etti. Bu aktivistlerden biri de Arslam Hidayat. Hidayat, dünyanın dört bir yanında yaşayan Uygur aktivistlerin Çin tarafından izlendiğini ve sistemli bir çabayla susturulmaya çalışıldığını söylüyor.

Bahreyn’de yaşayan 32 yaşındaki Uygur kökenli Avustralyalı müzik öğretmeni Hidayat, “Çin’in dünyadaki Uygur aktivistlerine karşı yürüttüğü propaganda gerçek” diyor.



Troller

Hidayat, sosyal medyadaki örgütlenme hareketini 2018 yılının Kasım ayında, Sincan’da ünlü bir Uygur komedyen olan kayınpederi Adil Micit’in toplama kampına gönderilmesinden sonra başlatmış. Facebook’ta oluşturduğu Talk to East Turkestan – Doğu Türkistan’la Konuşun sayfasının binlerce takipçisi var. Hidayat’ın bu hareketini, milliyetçi Çin trolleri ve hükümet kanalları sık sık tehdit ediyor.

‘’Facebook sayfamız sürekli Çin Komünist Partisi’nin saldırısına uğruyor. Saldırılar öyle bir boyuta ulaştı ki, Çin’deki Global Times gazetesinde bizim hakkımızda bir makale yayınlandı’’ diyen Hidayat, Çin devlet medyasında ‘’yurtsever Çinli Internet kullanıcıları Facebook’taki Doğu Türkistan teröristlerinin Facebook sayfasını istila etti” şeklinde manşetler çıktığını söylüyor.

Hidayat’ın geçen hafta Abdugheni Sabit adlı başka bir Uygur aktivistle birlikte başlattığı #HearUyghurs (#UygurlarıDuyun) adlı kampanyanın amacıysa, Uygur diasporasını Corona virüsü salgını sırasında Sincan’da haber alamadıkları yakınlarıyla ilgili bilgileri paylaşmaya teşvik etmek.

Hollanda’nın Amsterdam kentine kaçan 40 yaşındaki Uygur işadamı Sabit, Corona virüsü krizinin, Çin’in baskı politikasını sürdürdüğü Sincan’daki Uygurlar’dan haber alınmasını daha da zorlaştırdığını söylüyor.

Sabit, “Dünyanın dört bir yanındaki Uygur aktivistler, onlarca yıldır Komünist Çin’in baskısı altında yaşayan Uygurlar’ın durumuna dikkat çekiyor, ancak Çin ekonomik ve siyasi gücünü kullanarak bizi susturmaya hatta yalancı konumuna düşürmeye çalışıyor” diyor.

KAYNAK : https://www.amerikaninsesi.com/a/uygur-diaporası-baskılara -sosyal-medyada-direniyor-/5395997.html?

Etiketler: » » » » » » » » » » »
Share
725 Kez Görüntülendi.