Bundan tam 85 yıl önce Doğu Türkistan topraklarında kurulan ilk İslam Cumhuriyeti olan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti, İslamî anayasa ile kuruldu. Para basmaktan vatandaşlarına pasaport dağıtımına kadar normal bir devletin her türlü faaliyetini yerine getiren Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti, işgalci Çinlilere karşı modern çağda MüslümanTürklerin nasıl devletleşebileceğinin en güzel göstergesi oldu.
Dünyanın ilk İslam Cumhuriyeti tarihte bugün12 kasım 1933 kuruldu. Türklerin Ata yurdu Doğu Türkistan topraklarındaki Müslüman Türkler, modern dünyaya varlıklarını kurdukları devletle kabul ettirdiler. Bundan tam 85 yıl önce kurulan Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti, Emevilik, Abbasilik ve Osmanlı gibi imparatoryal hilafet yönetimlerinin ardından kurulan ilk İslam Cumhuriyeti oldu. Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüne kadar hutbelerin Osmanlı padişahlarının adına okunduğu bölgede, Türk Müslümanlar Osmanlı hilafetine dinî olarak bağlı idiler. Osmanlı hilafetinin çöküşünün ardından ise siyasi boşluğun da hissedildiği bölgede Türkiye’de laik bir yönetim kurulurken, başta Mısır ve Pakistan olmak üzere Afrika ve Asya’daki Müslüman halkların yaşadığı ülkelerde ise sömürgeye dayalı İngiliz yönetimleri kuruldu.
Doğu Türkistandaki Çin işgaline karşı ayaklanan Müslüman Türkler, 12 Kasım’da Kaşgar merkezli olarak kurdukları Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ile kendi devletlerini kurdular.
Müslüman Hui askerî hiziplerin bir kolu olan Ma Zhongying’ın ordusu Urumçi’ye kadar genişlemeye başladı. Buna karşın Müslüman Doğu Türkistan halkı önce 1931’de Kumul’da sonra da 1932’de Turfan’da isyan başlattılar. Kumul’lu Hoca Niyaz önderliğindeki direniş gücü Eyalet ordusunun hücumuna uğrayarak batıya çekilmek zorunda kalmıştır.
Ma Chungying ordusunun saldırıya uğramamış Tarım havzasının güneyindeki Hotan’da da 1933’te Mehmet Emin Buğra işgalci Çinlere karşı başkaldırdı. İsyancılar Hanlı memurları kovarak Hotan’ı aldıktan sonra Yarkand ve Kaşgar’a ilerleyerek Kumlu ve Turfan’dan sağınmış güçleriyle birlikte 12 Kasım 1932’de Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan ettiler.
MECLİS DUALARLA AÇILDI, VEKİLLER KUR’AN’A YEMİN ETTİ
Doç. Dr. Alimcan Buğda’nın “Tarihi Vesikalarda 1933 Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti ve Anayasası” isimli kitabı, Doğu Türkistanlıların nasıl devletleştiğini anlatıyor. Türkiye’de laiklik uygulamalarının had safhada uygulandığı bir dönemde dualarla açılan Kaşgar Meclisi’nde Kur’an-ı Kerim’ler okunarak dualar edildi. 23 Recep Cumartesi (14 Kasım 1933) Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin milletvekilleri Kur’an-ı Kerim’i öperek yemin ettiler. Meclis’in açılmasından sonraki Pazar günü ise asker, komutanlar, mülkî erkan ve Yarbağ Taşı’ndaki köprü önünde toplandı ve 41 adet top atışı yapıldı. Devlet’in resmî bayrağı olarak ise asırlardan beri bölgede kullanılmakta olan Gök bayrak kabul edildi. Yemin töreninin üzerinden çalışmalarına acil olarak başlayan Meclis, daha önce Çinliler tarafından yayımlanan gazetelerin yayınına son vererek, İslamî ve millî kültürün korunması için ‘Şerkî Türkistan Hayatı’ (Doğu Türkistan Hayatı) adıyla gazete yayınlarına başladılar. Bununla beraber bağımsızlıklarının nişanesi olarak Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti, ‘pul’ adı verilen para bastırarak bölgede Çin paralarının kullanımı yasaklandı. Ülke, vatandaşlarına pasaport dağıtımından nüfus cüzdanına kadar her türlü hizmeti verdi. Doğu Türkistan’da kurulan bu İslam Devleti’nin adalet işlerini ise Şeyhü’l İslamlık makamındaki isim bakıyordu. Ülkede kısa sürede şer’î esaslara dayalı Mahkemeler kuruldu. Ülkenin milli marşı ise 1933 yılında Muhammet Ali Tevpik (Tohtu Hacı) tarafından yazılmış, aynı yıl Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyetinin kuruluşunda devlet töreni ile okunarak Doğu Türkistanlılarca ulusal marş olarak kabul edildi.
ON YILLARDIR SÜREN İŞGAL
Turfan’ı işgal eden Ma Chungying ordusunun tehdidine karşı Urumçi’deki ‘Sincan Eyalet hükûmeti’ Sovyetler Birliği’nden yardım ve müdahalesini istedi ve bunun ardından 1934’de Kızıl Ordu’ya bağlı iki tugay Urumçi’ye girdi. Kızıl Ordusu’ndan kaçan Ma Chnagying ordusu Hotan’a saldırmış ve Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti ordusunu katlettiler. Bunun sonucunda 6 Şubat 1934’de cumhuriyeti yıkıldı.
LAİK TÜRKİYE, TÜRKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ’Nİ TANIMADI
Türkiye’de bu dönemde hakim olan zihniyet ise atayurdunda kurulan İslam Cumhuiryeti’ni tanımadı. Hicri 1352 yılında Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti devleti tarafından “Türkiye Devleti’ne” başlığıyla yazılan mektuba Türkiye cevap vermeyip, işgalci Çin ile Türkistanlıların iyi geçinmelerini tavsiye etti.
Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin acil eylem planı
Bağımsızlığını ilan eden Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından hükümetin vazifeleri belirlendi. Hükümetin vazifeleri belirlenirken insanların can, mal, namus, din ve vicdan özgürlüğünü garantiye alan ifadeler yazıldı. Emanetin ehil kişilere verilmesi istenen hükümet vazifelerinde bugün ‘sıfır sorun politikası’ olarak bilinen stratejiye de gönderme var. İşte Meclis’in kurulmasının ardından hazırlanan metin:
“Hükümetin vazifeleri:
Bu hükümetin özellikle birinci vazifesi aylardan beri şehir, köy ve memleket işlerinde devam etmekte olan hükümetsizlik ve tertipsizliği yok etmek, halkın genel asayişini temin etmek.
Askeri ve mülki vazifeleri emin kişilere teslim edersek devletin istihkâmı ve halkın istiklaline yakışır bir şekilde meşru hukuklarını himaye etmek ve muhafazasını kendi zimmetine almak.
Komşu devletler ile tam dostluk ve münasebeti mükemmel hale getirerek tüm hudut devletlerin resmi memurları aracılığıyla tüm halkın himayesi ve meşru menfaatlerini muhafaza ettirmektir.
İnşallah Teala, şimdi memlekette hukuklu ve intizamlı bir hükümet-i milliye kararı alınarak saadet-i umumiye devri başlandı, diye umutlar var…”
DOĞU TÜRKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİNİN BAKANLAR KURULU:
Cumhuriyet Basbakani Sabit Damollam
Başvekil: Hacı Sabit Abdulbaki
Dâhiliye: Saidzade Yunusbek
Hariciye Vekili: Kasımcan Hacı
Maarif Vekili: Abdülkerimhan Mahdum
Sır Asker (Savunma): Orazbek
Evkaf Vekili: Zarif Kârî Hacı
Ziraat ve Ticaret Vekili: EbulHasan Hacı
Maliye Nazırı: Ali Ahundbay
Hey’eti Vükelâ’ya genel müfettiş: Hacı Muhammed Niyaz Alem Ahund
Sıhhiye Vekili: Abdullah Hanî
İŞTE DOĞU TÜRKİSTAN İSLAM CUMHURİYETİ ANAYASASININ İLK ÜÇ MADDESİ:
Madde: Doğu Türkistan Cumhuriyeti, İslam şeriati esasına göre kurulmuş olup, bizim saadet ve mutluluğumuzun kaynağı, kıyamet gününe kadar tahrif, tebdil olmayanve ilahî yol gösterici olan Kur’an-ı Hakim’in hükmüyle amel edilir.
Madde: Doğu Türkistan devleti, Cumhuriyet usulüyle kurulmuş olup, halkın refahı ve devletin asayiş içinde olması için halkı her türlü zahmet ve nizadan korumak, milletin dini, millî, medenî iktisadî işlerinin yoluna konulmasını temin etmek ve bunun gibi milletin taleplerini gerçekleştirmek için Nankin hükümeti ve uluslararası birleşme cemiyetler ve akvama müracaat ederek istiklali elde etmek için elinden gelen her türlü çareleri görür.
Madde: Devlet idaresinin merkezinde (Emiru’l- Mü’minin) Reis Cumhur Hazretleri bulunarak, hükümeti İslam şeriatinin ahkâmına uygun idare eder.
Doğu Türkistan İslam cumhuriyetinin yıkılmasında Rusyanın büyük rolu vardır.Bu ülke kendi içinde yer alan büyük çoğunluğu Müslüman Türk olan Müslüman kökenli halkların, Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’ni örnek almalarından ve isyan etmelerinden korkuyordu.Bu devletin yıkılması için Çine destek verdi. . İngiltere ise Hindistan ve Pakistan Müslümanlarından korkarak, Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti’nin yıkılması için Çin’e destek verdi. Hatta Çin’e maddi yardım yaptı.
Doğu Türkistan Cumhuriyeti;
1944 yılında Gulca’nın Nilka nahiyesinde ki Avral Dağlarında patlayan Gani Batur önderliğinde ki ayaklanma 7 Kasım 1944’te Gulca şehrine sıçramış ve nihayetinde 12 Kasım 1944’te Alihan Töre’nin başkanlığında mücahitler Doğu Türkistan Cumhuriyeti ilan etmişlerdir.
1944 yılında 3 vilayeti ele geçiren Doğu Türkistan Ordusu, Urumçi’ye doğru yola çıkmış ancak Manas Irmağı kıyısında 3 sene boyunca beklemek zorunda kalmıştır. Resimde Manas Irmağı kıyısında bekleyen Doğu Türkistan ordusu.
Yeni kurulan Cumhuriyet 5 yıl içinde kendi düzenli ordusunu kurmuş, devlet bankasını faaliyete geçirmiş ve bir çok devlet dairesi açarak tam bağımsız bir devlet halinde gelmiştir. Özellikle ordunun iyice güçlenmesinden sonra Çinlilere karşı savaş devam ettirilmiş ve zafer üstüne zafer kazanılmıştır. Tarbagatay ve Altay vilayetleri ele geçirildikten sonra Urumçi’ye doğru sefere çıkılmıştır.
Doğu Türkistan Cumhuriyeti, kendi Merkez Bankasını kurarak kendi parasını basmıştır.
1944 yılında 3 vilayetin ele geçirilmesinin ardından Urumçi’ye doğru yola çıkan Doğu Türkistan ordusu, Manas Irmağı kenarında Rusya ve Çin’in barış teklifleri sebebi ile durmuştur. 3 sene boyunca burada bekleyen ordu Stalin ve Jang Ji Jung’un diğer ayak oyunları sebebi ile başarıya ulaşamamıştır ve Haziran 1947’de buradan ayrılmıştır.
Doğu Türkistan Ordusu çağının en modern silah ve teçhizatları ile donatılmıştı. Resimlerde Doğu Türkistan Ordusu’na ait silahlar gösterilmiştir.
Ağustos 1944’te Ahmetcan Kasım ve diğer Doğu Türkistanlı liderler Rusya’nın davetini kabul ederek Moskova’ya gitmek için uçakla yola koyulmuşlardır. Gani Batur ise uçağa binmeyi reddederek;”Ben atımla gideceğim” demiştir. Ahmetcan Kasım ve diğerlerinin içinde bulunduğu uçak Moğolistan üzerinde çok esrarengiz bir biçimde düşmüştür. Bu liderlerin tamamının hayatını kaybettiği açıklanmış ardından tanınmayacak durumda ki cesetler Doğu Türkistan’a getirilmiştir. Ancak daha sonra liderlerin uçakta olmadıkları, liderlerin tamamının diktatör Stalin tarafından Moskova civarindaki bir hapishanede hayatinin sonuna kadar işkence ederek öldürdükleri öğrenilmiştir. Gani Batur ise bu hadiseden sonra Kazakistan’a yerleşmiş ve hayatının sonuna dek burada kalmıştır. Olayda ordu kumandanları da şehid edildiği için 60.000 kişilik Doğu Türkistan ordusu kumandansız kalmıştır.
Bu elim hadiseden sonra, Rusya ve Çin işbirliği yaparak Seyfettin Azizi, gibi komünistleri Doğu Türkistan yönetimine getirmişlerdir. Seyfettin Azizi Devlet Başkanı olup, Çin ile bir anlaşma yapmıştır. Anlaşmaya göre Çin 2 sene süre ile Doğu Türkistan’da kalacak ve yeni kurulan devlete yardım edecektir. Halk tarafından çok tepki gören bu anlaşma sonucunda tek kurşun dahi sıkılmadan Çin Doğu Türkistan’ı işgal etmiştir. Wang Jin’in komutasındaki Çin ordusu Doğu Türkistan’a girmiş ve kısa bir sürede 2 milyona yakın din ve devlet adamını idama mahkum etmiştir. 1955 yılında ise Çinliler Doğu Türkistan İsmini değiştirererek buraya Xinjiang(yeni kazanılmış) Otonom Bölgesi adını vererek bu kadim Türk yurdunu tamamen sömürgeleştirmişlerdir.
Tarihi delillere baktığımızda kurulan her iki devletinde Sovyetler Birliği’nin siyasi oyun ve menfaatlerine kurban gittiğini açıkça görmekteyiz. Ancak tarihin tekerrürden ibaret olduğunu ve defalarca bağımsız olmayı başarmış Doğu Türkistan’ın yakın gelecekte istiklalini kazanmasının hiçte şaşırtıcı bir sonuç olmaması gerektiğini Çin işgalcilerine hatırlatırız.
Bu bağımsız Cumuhuriyetlerimizin kuruluşunda aziz canlarını feda eden mübarek Şehitlerimizi rahmet ve minnet ile anıyoruz.
Çin,devasa nüfusuna rağmen Doğu Türkistan Bağımsızlık hareketini engeleyemez,Çin halk cumhuriyeti denen uluslar hapishanesinin sonuda Sovyetler birliği gibi olacak,Çin halk cumhuriyeti tarihe gömülecek,Çin işgali altında Doğu,Türkistan,Tibet, İç Moğolistan özgür olacaktır.Bu bir realitedir.