logo

trugen jacn

DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYETİMİZİ ÖNCELİKLE KALPLERİMİZDE KURALIM !

Abdurehim Gheni's speech on the commemoration of the East Turkestan Republic Day in Amsterdam Dam Square | SUPPORT UYGHURS

Abdurehim Gheni UYGHUR ( Yazar ve  İnsan Hakları Aktivisti- Hollanda)

 

 ” KAHRAMANLIRINI UNUTAN, TARİHİNİ  MİLLİ GÜNLERİNİ KUTLAMAYAN  VEFASIZ BİR MİLLET, YOK OLMAYA MAHKUMDUR ! “                                                                                                                                                                                                                                                                                                                   (Anılarımdan)

 

23 Haziran 2018 tarihinde Amsterdam şehir meydanında başlayan tek kişilik protesto eylemim dünyanın  dört bir yanından   bu ülkeye gelen çeşitli Milletlerden turistlerin  ve Hollanda  halkının derin ilgisini çekmektedir.    Sayıları  on binleri bulan Ziyeretçilerimiz ile yapılan çeşitli temas ve bire bir  görüşmelerimizde  onlar da İşgalci  Çin’in  Doğu Türkistan’da yaşayan Türk halklarına  yönelik işlediği  ağır insan hakları ihlallerinin “Hitler Nazizmi” için tarif edilen  insanlık suçları tanımına  giren  etnik bir soykırım cinayeti olduğunu belirtmektedirler.

Dünyanın en  üçra ve uzak bir bölgesinden  gelmiş olan  ziyaretçiler t bile Tibet’in Çin hükümeti tarafından işgal edilen bir ülke olduğunu biliyorlardı ama  Tibet’in komşusu , kader arkadaşı olan Doğu Türkistan’ı  bu vatanın sahibi olan  bizlerden  dahi  haberleri yoktu. Hatta ana vatanımız Doğu Türkistan’ın adını ve milletimizin adını söylerken bile telaffuz etmekte bile zorlanıyorlardı. İnsanlar  Türkmenistan, Özbekistan diyerek çağırmaya çalışıyorlardı ve ben bir doğu Türkistanlı olarak bu duruma çok üzülmüştüm. O yüzden o günden sonra her protesto yaptığımda ilk onlara ana vatanımız Doğu Türkistan’ın haritası üzerinden   onlara Doğu Türkistan’ın  yerini göstererek ana vatanımızın  Çin hükümeti tarafından  nasıl işgal edildiğini ve adını Sincan  olarak değiştirildiğini anlattığımda gözlerindeki şaşkınlıklar çok hüzün vericiydi. Yine onlara elimdeki ana vatanımız olan Doğu Türkistan’ın tarihi yazılı olan  Hun devletinden başlayan  ve son olarak  kurulmuş olan Cumhuriyetimizin tarihini anlattığımda hepsi ağzı açık dinliyorlardı .Bazıları Uygur  Türklerinin  tarihini bildiğini , bu milletin eski zamanlardan beri mücadeleci ,  derin bir kültüre sahip bir Türk halkı  olduğunu anlattığında kalbimdeki heyecan  ve mutluluk artıyordu.

Protesto  eylemi sırasında  her zaman Amsterdam’  meydanında da farklı mililetten insanlar ve olaylarla karşılıyordum.  Bir gün Almanya’dan gelen bir turist Uygur katliamı ile ilgili olan  fotoğraflar sergisini uzun uzun inceledikten  sonra yanıma gelip  beni eylemimden dolayı beni kutladı ve bana şunları  söyledi :

Başındaki  Doppadan senin Uygur olduğunu  hemen anladım. Bundan tam 15 sene önce ana vatanın olan Doğu Türkistan’ın  Urumçi ,Turfan ,Gulca ,Kaşgar , Aksu gibi şehirleri gezerek siz Uygurların  kültürünü  çok yakından tanıma şansım oldu. Siz  Uygurlar yabancı ülkeden gelen turistlere  misafir gözü ile bakıyor onlara  karşı çok nazik, misafirperver ve çok saygılı davranıyorsunuz. Uygurlar   gibi  gerçekten uygar ve misafirperver bir  halkı benim gidebildiğim onlarca  ülkenin hiç birinde  henüz  rastlayamadım.  Gerçekten çok güzel ve doğallığını çok iyi koruyabilmiş kadim  bir Müze Kent görünümünde olan  kadim  Kaşgar’a gittiğimdeki duygularımı sana nasıl ifade edebileceğimi bilemiyorum. İpek Yolunun  düğün noktası olan  bu ülkede yaşayan siz Uygur Halkının  kültür ve medeniyetin  beşiği olduğunuzu, çok uzun ve destansı bir tarihi olan bir milletin şimdilerde tek kuşak yol politikasının kurbanı olarak Çin hükümetinin soykırıma uğramasını senin protesto için hazırlayıp sergilediğin şu  fotoğraf ve   çok anlamlı yazılarından  ve bizzat anlattıklarından  daha iyi bir şekilde anladım. Senin bu meydandaki resim sergisi ile tek başına sergilediğin bu olağanüstü cesur  eylemini gördükten sonra Uygurların  muhteşem geçmişi ve kadim tarihi gözümün önünde tekrar  bir kez daha canlandı. Senin ne hissettiğini çok iyi anlıyorum ve sakın üzülme ve asla ümidini de asla kaybetme .Bir milletin  özgürlük için yaptığı mücadelesi  daima  hatırlanacak. Bu tarih kan ve gözyaşıyla yazılmış ve yazılmaya devam edecektır.  Şanlı mücadeleniz  gelecek nesillere şeref ve gururla ders olup onlara aktarılacak. Ben Uygurların tarihini onların şanlı mücadelesini hep  hatırlayacağım ve acınızı her zaman kalben  paylaşmaya devam edeceğim.” yolundaki beni teselli eden ve moral veren   sözlerinden çok etkilendim ve  gözyaşlarıma engel olamadım .

Atalarımız Hunlar,Göktürkler ve en son  7.yüzyılda kurulan Orhun Uygur devletimiz  7.yüzyılda   Moğolistan bozkırlarında kuruldu ve daha sonra   Orta ve Kuzey Asya’daki topraklarına kadar genişleyerek   Türk yurdu yaptı. Bu suretle   kendi kültür ve medeniyetinin  bu topraklarda da  derin izlerini bıraktılar. Orhon bengu taşları bunun en büyük en açık ve net kanıtı olarak günümüze kadar ulaşmıştır.

618 yılından 907 yılına kadar Çin’de  hüküm süren Tang hanedanı  755. yılında  kendisine karşı isyan eden  An luşan önderliğindeki asiler  başkent olan Çagen kentini  kuşattığında,  Tang İmparatoru Orhun Uygur Kağanından  yardım istedi ve   Hanedanlığını isyancılardan koruyup  kurtarması için yardım talep etti.  Uygur Devleti  Kağanı Bayan Çor  Tang topraklarını işgal etme imkanına sahipken bunu yapmadı ve  Bayan Çor  5000 kişilik askeri bir ordu göndererek yardım etti.  Yardıma giden Uygur askerleri kısa sürede isyancıları tamamen ortadan kaldırarak Tang hanedanını parçalanmasına engel olmuştu. Uygurlar bu isyan esnasında Tang hanedanını işgal ederek Çinlileri köle yapabilirdi lakin  öyle yapmadılar. Bu olayla birlikte Uygur milletinin ne kadar insani  ve sözünün eri ve mert  bir millet olduğunu anlıyoruz.’’yolundaki satırları okurken  diyerek Uygurların örnek ve  onurlu  tarihini bana tekrar hatırlattığı için  kendi milletimle bir kez daha gurur duydum.

 

Ne yazık ki 1949 yılında komünist Çin devleti kurulduktan hemen sonra, “Uygurların Sosyalist devlet kurmasına yardımcı olacağız, ülkeyi Milliyetçi Çin rejiminin (Guo Min Dang) ardıllarınından temizleyip 5 sene sonra ülkeyi asıl sahipleri olan Doğu Türkistanlılara bırakıp geri çekileceğiz” diye yalan vaatlerle ordu göndererek Doğu Türkistan’a ayak basan Komünist Çin rejimi, bu toprakları sonsuza dek işgal etmek amacıyla soykırıma devam etmektedir. Sen bu gösterinde Uygurların şanlı tarihi ile bugünkü 21. Yüzyılda maruz kaldıkları acımasız soykırım tarihini çok iyi bir şekilde harmanlayarak dünyanın dört bir yanından gelen turistlere deliller ile sergileyip, dünya halkının Uygurların bu içler acısı trajik durumdan ders çıkarması için ve Uygurların bugünü sizin yarınlarınız olmasın diye çağrıda bulunmuşsun. Ben Uygurların bağımsızlığını tekrar geri kazanmak için giriştiği bu haklı davasını canı gönülden destekliyorum. İşgalden tez zamanda kurtulup bağımsız devletinizi kurabilmenizi umut ediyorum. Komünist Çin rejiminin Sovyet rejimi gibi tarih sahnesininden silinmesi için kalan günler sayılıdır. Bağımsızlığınıza kavuşmanız an meselesidir. Bağımsızlığa, özgürlüğe olan inancınızı sakın kaybetmeyiniz, ümitvar olunuz diyerek beyaz kumaştan yaptığım dövizime “ Doğu Türkistan’a özgürlük! Çin işgali altındaki Doğu Türkistan’daki toplama kampları kapatılsın” diye yazı yazarak benimle hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra vedalaştı.

4 yıl önce tek kişilik barışçıl protestoma başladığım günden beri Uygurların Doğu Türkistan’ın bağımsızlığını geri kazanmak için yaptığı mücadelelerin haklı bir mücadele olduğunu tasdik eden ve her zaman desteklediklerini belirten turistler ile bu tarz sohbetlere çok şahit oldum. Onların özellikle belirttiği ortak konu ise “Uygurların maruz kaldığı soykırımın nedeni Çin’deki insan haklarının kötü olduğundan değil, aslında sizin ülkenizin Çin tarafından işgal edildiğinden dolayıdır.” Doğrudur, çünkü işgalci, çoğu zaman işgal ettiği topraklarda yaşayan insanları kendine baş kaldırmaya cesaret edemeyecek hale getirmeyi ve kökten yok etmeyi amaçlar. Üstelik söz konusu Çin rejimi ise bilindiği üzere herkesten bin kat daha açgözlü ve acımasızdır. Çin rejiminin amacı ise Uygurları sonsuza dek başını bile kaldıramayacak hale getirmek ve nihayi olarak kökten yok etmektedir. Özgür dünyada yaşayan Uygurların özgür ruhlu  ve güçlü olmamız gerektiğini, bağımsızlık umutlarımızı artık bir inanca dönüştürerek evlatlarımızı bu inanç ve milli şuur ile yetiştirmemiz gerektiğini öğütleyen çok insan oldu. Onların tavsiyeleri arasında öne çıkan örnek ise Doğu Türkistan Cumhuriyetlerini anma gününü gelenek haline getirmek, bunun diasporada doğup büyüyen çocukların milli şuurunu canlı tutmada oynayacağı rolün çok büyük olacağıdır. Çin işgali altındaki Doğu Türkistan halkının kendi bağımsızlığını geri kazanmak için yaptığı mücadelelerinin haklı bir mücadele olduğunu onların ağzından duyduğumda çok sevindim ve gururlandım. Onlar benim uzun yıllardır Amsterdam Dam meydanında yürütmekte olduğum tek kişilik barışçıl gösteri eylemimin, Uygurların Doğu Türkistan’ın bağımsızlığını tekrar geri kazanma mücadelesinin toplumsal alt yapısını oluşturmada çok büyük rol oynayacağını belirttiler. “Sen bu eylemlerini imkanların elverdiği müddetçe sekteye uğratmadan devam et, mümkünse batılı ülkelerin büyük şehirlerinde bu tarz eylem yapacak daha çok Uygur aktivist çıkmalı, eğer her Uygur Doğu Türkistan’ın bağımsızlığı geri kazanacağım diyorsa devleti önce kendi kalbinde kurmalıdır. Bunun gereği olarak Doğu Türkistan Cumhuriyetlerinin kurulduğu 12 Kasım gününü her yıl düzenli bir şekilde anmak suretiyle diasporadaki Uygurların, özellikle de Uygur çocukların zihinlerine devletçilik düşüncesini iyice yerleştirmeyi, onlardaki Uygur milli şuurunu canlandırmayı ve bu konu üzerine sürekli çalışma yapmayı kendinize görev edinmelisiniz….” Onların bu güzel öğütleri beni derinden etkilemişti. O yüzden her yıl 12 Kasım günü, Uygurlara bağımsızlık bahşedilen bu güzel günü Amsterdam Dam meydanında kutlamayı milletim için yerine getirmem gereken görev ve sorumluluk olarak kabul ettim. 2022 yılı Doğu Türkistan Cumhuriyet gününü anma etkinliğini diğer yıllara göre biraz farklı bir şekilde organize ettim. Bu sefer Komünist Çin rejiminin işgali altında olan, bizim de kader ortaklarımızdan Tibetli, Güney Moğolistanlı, Hongkonglu ve Kantonlu aktivistleri davet ettim. Onlar da anma etkinliğimize iştirak edecek ve konuşma yapacaklardır. Hatta Çin Demokrat Partisi’nin kurucusu ve yurt dışındaki reisi sayın Chen Zhonghe da kendisinin bu etkinliğe katılmak istediğini belirterek konuşma videosu gönderdiler. Amsterdam Dam meydanından tüm dünyaya Uygurların bağımsızlığını kazandığı ve özgürlük iradesini haykırdığı o muhteşem günü hatırlamakta olduğumuzu Uygurca, Hollandaca, İngilizce, Türkçe, Arapça ve Çince olarak ilan edeceğiz ve Uygurların bağımsızlık iradesini tüm dünyaya duyuracağız.

Doğu Türkistan Cumhuriyet gününü anmak her Doğu Türkistanlının vicdani görevidir.

Doğu Türkistan Cumhuriyet Bayramı’nı Amsterdam Dam Meydanı’nda Anma Töreni 16-11-2019

https://www.youtube.com/watch?v=JrJOtpvzVZk

Doğu Türkistan Cumhuriyet Bayramı anma ve bayrak dikme töreni Amsterdam Dam Meydanı’nda yapıldı 15-11-2020

https://www.youtube.com/watch?v=3QPa2po0EJs

Doğu Türkistan Cumhuriyet Bayramı’nı Amsterdam Dam Meydanı’nda Anma Töreni 14-11-2021

https://www.youtube.com/watch?v=SiwGOoJaDvY

 

Share
2604 Kez Görüntülendi.