UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Raporda Çin’in, din özgürlüğü konusunda günden güne durumunun kötüleştiği bir ülke olarak değerlendirilmekte ve Çin hükümetinin İslam ve Hristiyanlık gibi büyük dünya dinleri “Yabancı İdeolojik Sistemler” olarak eleştirdiği ve bu dinleri yasaklamaya devam ettiği belirtildi. Ayrıca bu semavi dinlerin Çin Komünist Partisi’nin sistem ve ideolojisine göre ” Dinlerin Çinlileştirilmesi” adı ile tahrip edilmek istendiği de Çin tipi sosyalist sisteme uyarlanmak ve dönüştürmek istendiği de özellikle vurgulandı.
Çin’in Doğu Türkistan’daki Dini Yasaklamaları Şu Başlıklar halinde belirtildi :
- Çin yönetimi işgalindeki Uygur bölgesinde islam dinini tahrip etmek için ” İslam’ın Çinlileştirilmesi” adı ile yok etme politikası uyguluyor
- Çin hükümeti bölgede yaşayan yerel Müslümanları zorla asimile etme politikası uygulamaktadır
- Milyonlarca Uygur,Kazak,Kırgiz ve diğer Müslüman Türk halklarını topluca tutuklayarak Çin tipi tipi Toplama Kamplarına hapsediyor
- Çin yönetimi insan hakları evrensel bildirisindeki temel insan haklarını çiğneyerek Kamplarda tuttuğu tutukluları Köle/İşçi olarak zorla çalıştırıyor.
- Müslüman Türk tutuklulara zorla siyasi eğitim adı ile baskı yaparak onların beyinlerini yıkamaya çalışıyor
- Müslüman inancına sahip Uygurların kadınlar hiç bir dine inanmayan ateist Çinli erkeklerle evlenmeye zorluyor
- Çin yönetiminin bu baskıcı zorla evlendirme uygulamaları Mayıs 2022’de sızdırılan “Sincan Polis Belgeleri” ve diğer kanıtlar ile belgelenmiştir.
- BM. İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet tarafından 31 Ağustos 2022’de açıklanan Uygur insan Hakları raporu ile ; Çin hükümetinin Uygurlar ve diğer Müslüman etnik gruplara yönelik keyfi tutuklama, etnik ve dini ayrımcılık, haksız ve hukuksuz hapis cezasına çarptırma ve zorla Köle/İşçi olarak çalıştırma gibi uygulamalarının insanlığa karşı suçlar olmak üzere uluslararası suçlar teşkil edebileceğini bir kez teyit ediyor.
ABD.Uluslararası Din Özgürlükler Kommitesinin Doğu Türkistan asıllı Uygur Türkü Başkanı Dr.Nuri Türkel 2022 yılı Dini Özgürlükler Raporunun açıklanması ile ilgili olarak Özgür Asya radyosuna açıklamalarda bulundu. Dr.Türkel açıklamasında Çin yönetiminin Uygur bölgesinde yaşayan ve Çinli olmayan Müslüman Türk halklarına yönelik İşlediği insanlık ve soykırım suçları için hesap vermesi gerektiğini belirterek şunları ifade etti : ” Dini Özgürlükler Komitesi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Konseyi ile birlikte Çin hükümetinin Uygur bölgesinde uyguladığı etnik soykırım ile birlikte dini zulüm suçları da dahil olmak üzere devam eden soykırımının soruşturmalı ve bunun hesabını sorgulamalıdır.
Yayınlanan 2022 Dini Özgürlükler raporunun önemli bir özelliğinin Çin Yönetiminin İslam ve Hristiyan dinlerini ” Çinlileştirmek- Çin sosyalizmine Uyarlamak/Dönüştürmek” söylemleri ile bu semavî dinlerin dinsel ahlakını ve değerlerini yok etmeye çalıştığının özellikle vurgulanmış olmasıdır.
Ayrıca, Çin yönetimi bu dine inan inanç sahiplerine inandıkları dinin yerine Komünist Çin ideolojisini aşılamaya çalıştığı ve dinlerini dönüştürerek /değiştirerek yok etmeye çalıştığı hususu yer almaktadır.
Çin’in uluslararası semavi dinleri ötekileştirme ve Çin Sosyalizmine uydurma girişiminin, aslında bu uygulamaları ile insan hakları ve demokrasi değerlerine ve dolayisiyle Batı dünyasına karşı çıkması ve kendisini Dünya Lideri olarak konumlandırma çabasından başka bir şey değildir. “şeklinde değerlendirdi.
Çin Yönetimi, Çin’in İçinde ve Dışında Dini Özgürlükleri Bastırıyor
ABD. Uluslararası Din Özgürlüğü Komitesi başkan yardımcısı Abraham Cooper, 2022 Dini Özgürlükler raporunu şu sözlerle değerlendirdi : “Otoriterizmin yükselişte olduğu günümüz dünyasında,Uluslararası Din Özgürlükler Komitesi olarak, Çin hükümetinin Yurt içinde ve yurt dışında dini özgürlükleri bastırma ve inanç sahiplerine baskı ve zulmettiği kanıtları ile yer almaktadır. Çin hükümeti Uygur Müslümanlarına karşı soykırım uygulamaya, onları haksız ve hukuksuz olarak hapsetmeye, Köle/İşçi olarak zorla çalıştırmaya beyinlerini yıkamaya, onların günlük yaşantılarını 7/24 aralığı ile gece gündüz gözetlemeye, evlerinde zorla tutmaya, kadınlara cinsel taciz ve saldırmaya ve onları hamile bırakmaya, hamile kadınlara zorla kürtaj yaparak çocuklarını öldürmeye ve benzeri iğrenç baskı ve zulümler ve insanlık suçları işlemeye devam ediyor.
Raporda ayrıca Çin’in etnik azınlıkları ve inançlı insanları, insan hakları aktivistlerini ve yurtdışında yaşayan aydınları hedef aldığı ve onları şantaj ve tehditle susturmaya çalıştığı hususları da yer almaktadır.
Raporun öneriler bölümünde şu önemli Hususlar teklif olarak sunulmaktadır :
- Çin’in Amerika Birleşik Devletleri’ndeki etkisinin sınırlandırılması
- Çinli yetkililerin ve din özgürlüğüne ciddi şekilde zarar veren Çinli Şirket ve işletmelerin ABD’deki varlıklarını dondurulması
- Dini özgürleri kısıtlayan, engelleyen ve yasaklanmasında sorumlu olan Çinli Yetkililere ABD’ye giriş vize verilmemesi öneriliyor.