UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)
Komünist Çin’in yaklaşık 60 yıl önce işgalindeki Doğu Türkistan’ın Teklemakan bölgesinde ilk atom bombasını patlattığı ücra çölde, bir sondaj kulesi kısa bir süre önce en az bir milin üçte birine kadar indiği tahmin edilen derin bir dikey kuyu açtı. Bu durum, Pekin’in hızla genişleyen füze gücünün ölümcüllüğünü artırabilecek yeni nesil nükleer silahları test edip etmeyi değerlendirdiğine dair şimdiye kadarki en güçlü kanıt olarak kabul ediliyır..
ABD hükümet raporları ve bağımsız uzmanlar yıllardır Çin’in eski Nükleer Deneme üssü
Lop Nur ile ilgili belirsiz endişelerini dile getiriyorlar. Raporlar yıl boyu sürecek operasyonlar için olası hazırlıklara ve “şeffaflık eksikliğine” işaret ediyor.
Ancak şimdi uydu görüntüleri, askeri üssün yeni açılan sondaj kuyularının -büyük nükleer patlamalardan kaynaklanan ölümcül radyasyon fırtınalarını gizlemek için ideal- yanı sıra yüzlerce başka yükseltme ve genişletme yaptığını ortaya koyuyor.
ABD hükümet raporları ve bağımsız uzmanlar yıllardır eski üs Lop Nur ile ilgili belirsiz endişelerini dile getiriyorlar. Raporlar yıl boyu sürecek operasyonlar için olası hazırlıklara ve “şeffaflık eksikliğine” işaret ediyor.
Ancak şimdi uydu görüntüleri, askeri üssün yeni açılan sondaj kuyularının -büyük nükleer patlamalardan kaynaklanan ölümcül radyasyon fırtınalarını gizlemek için ideal- yanı sıra yüzlerce başka yükseltme ve genişletme yaptığını ortaya koyuyor.
Carnegie Endowment for International Peace Teşkilatı’nde nükleer uzman olan Tong Zhao, “Lop Nor bölgesindeki tüm kanıtlar Çin’in nükleer testlere yeniden başlamasına olanak sağlayacak hazırlıklar yaptığına işaret ediyor” dedi.
New Mexico’daki Los Alamos silah Laboratuarının eski müdürü Siegfried S. Hecker, Çin’in Lop Nur’daki nükleer deneme Tesislerini yeniden inşa etmesini olağan dışı bir durum olarak nitelendirdi ve “Ruslar ve Amerikalılar test sahalarında faaliyetlerini sürdürüyorlar. Ama bunun Çin’in yaptığı ile bir ilgisi yoktur.” şeklinde değerlendirdi.
Analistler Lop Nur’daki nükleer test faaliyetleri Çin’in nükleer tesislerinde geniş çaplı bir modernizasyona gittiğinin bir işareti olduğunu söylüyor ve bunun silahlanmayı hızlandırarak yeni bir atom rekabeti çağını başlatabileceği uyarısında bulunuyor.
Çin’in hamlelerinin, diğer nükleer güçlerle birlikte, 1996’da başlayan küresel test yasağını baltalayabileceğini de ekliyorlar. Dünyanın nükleer güçleri, Soğuk Savaş sonrasında kontrolden çıkan ve maliyetli bir nükleer silahlanma yarışını engellemek amacıyla bu yasağı kararlaştırmıştı.
Doğu Türkistan’in Lop Nur bölgesinde ulaşılan yeni kanıtlar, Pentagon’un bir kolu olan Ulusal Jeo-uzamsal-İstihbarat Ajansı’nda eski bir analist olan Renny Babiarz tarafından ortaya çıkarıldı. Pekin’in nükleer programının yanı sıra uydu keşifleri konusunda da uzman olan Dr. Babiarz, derin kuyulardaki patlamaların ülkenin hızla büyüyen cephaneliği için yeni nükleer silah türlerini mükemmelleştirme çabalarını hızlandırabileceğini söylüyor. Uydu görüntülerini ve Dr. Babiarz’ın analizlerini inceleyen bağımsız uzmanlar da Babiarz’ın endişelerini paylaşıyor.
Lop Nur’daki hareketlilik ABD-Çin ilişkilerindeki en hassas anlardan birine denk geliyor. ABD Başkanı Joe Biden, giderek daha çekişmeli hale gelen ilişkileri “istikrara kavuşturmaya” çalıştığını söylüyor. Geçen ay ABD’de yapılan Xi Jingping ve Biden zirvesi görüşmelerinde Çin’in bu yeni nükleer test girişimleri konusunda da uzlaşma arayışları sürdürüldü.
Amerikalı istihbarat yetkilileri Lop Nur’un yeniden canlanışını yıllardır takip ettiklerini söylüyorlar. İnşaat aşikâr olsa da, amacının farklı olduğunu belirtiyorlar ve Çin’in bir nükleer teste hazırlanıyor olabileceğini kabul ediyorlar. Ancak Bay Xi’nin ABD ya da Rusya önce davranmadığı sürece ilerlemeye niyetli olmayabileceğini de ekliyorlar. Yetkililer Bay Xi’nin, gerektiğinde Çin’in hızlı hareket edebilmesi için derin dikey şaftlar açarak riskten korunuyor olabileceğini ifade ediyorlar.
Pazartesi günü Çin Dışişleri Bakanlığı, Çin’in Lop Nur’daki nükleer deneme tesislerindeki iyileştirmeleriyle ilgili sorulara yanıt verdi ve bu iddiaları “olmayacak duaya amin demek, asılsız bir şekilde ‘Çin nükleer tehdidi’ söylemini körüklemek” olarak niteleyerek reddetti. Bakanlık bu tür iddiaların “tamamen sorumsuzca” olarak nitelendirdi. Bakanlık ayrıca Pekin’in nükleer deneme yasağına uyma konusundaki kararlılığını da vurguladı ve bu tutumun “uluslararası toplumdan büyük övgü aldığını” ekledi. Açıklamada Çin’in “nükleer silahların kapsamlı bir şekilde yasaklanması ve tamamen ortadan kaldırılması yönündeki asil arzusunu gerçekleştirmek için hiçbir çabadan kaçınmayacağı” belirtildi.
Eski Bir Hafiye ve Yeni Keşifleri
Eski bir istihbarat analisti olan Dr. Babiarz, doktora tezini Çin’in nükleer programının kökenleri üzerine yazdı. Şu anda sivil uydu görüntülerini analiz eden bir şirketin operasyonel kolunu yönetiyor, Johns Hopkins Üniversitesi’nde jeo-uzamsal analiz üzerine bir ders veriyor ve yakın zamanda uydu görüntülerinin yorumlanması üzerine bir ders kitabı yazdı.
Dr. Babiarz, devlet hizmetinden ayrıldığından beri Lop Nur’un görüntülerini analiz etmek için çok zaman harcadı. Üssü değerlendirirken sadece en güncel görüntülere değil, aynı zamanda alanın gelişiminin görsel bir tarihini sağlayan daha önceki görüntülere de baktı.
Bu yıl yayınladığı bir raporda, yaklaşık 10 mil karelik bir alanı kapsayan yeni bir test alanını belgeledi. Dr. Babiarz, çorak arazide derin sondaj kuyularının yanı sıra yeni yollar, elektrik hatları, bir elektrik trafo merkezi ve çok sayıda binanın bulunduğu bir destek alanı bulunduğunu söyledi.
Bir röportajında “Genel göstergeler test etmeye hazırlandıkları yönünde” ifadelerini kullandı.
Lop Nur, Çin’in uzak kuzeybatısındaki kurak Uygur bölgesinde bulunan bu tesis, kabaca Virginia’nın kara kütlesi kadar geniş bir askeri üs. Çinlilerin anlattıklarına göre bölge nükleer testler için seçildi çünkü çok çorak ve izole bir yerdi ve kalıcı sakinleri yoktu. Ancak daha geniş olan Uygur bölgesi, son zamanlarda kitlesel gözaltılara ve yaygın güvenlik kontrollerine maruz kalan büyük ölçüde Müslüman bir etnik grup olan Uygurlara ev sahipliği yapıyor.
Uygurlar, Mao’nun nükleer bomba yapmaya karar vermesinin ardından 1964 yılında başlayan nükleer denemelerden kaynaklanan sağlık tehditlerini uzun süredir protesto ediyor. İlk testler mantar bulutları ve radyoaktif serpintiyle sonuçlanmıştı. Çin ilk yeraltı nükleer denemesini 1969 yılında gerçekleştirdi.
Pekin ilk başta sığ yatay tüneller kullandı. Özellikle büyük patlamalar için ölümcül radyasyonu güvenilir bir şekilde kontrol altına alabilecek derinlikte dikey şaftlar açma konusunda görece geç kaldı. Bu tür ilk şaft testi 1978 yılında yapıldı.
Çin Lideri Mao atom bombasını önceleri meşhur sözü ile “kağıttan kaplan” olarak küçümsemişti. Çin, daha sonraları Fransa ve Birleşik Krallık’ın toplam atom gücünden daha küçük bir nükleer cephanelik inşa etti. Soğuk Savaş’tan sonra Lop Nur test sahası büyük patlamalara son verdi ve göreceli olarak geri planda kaldı.
Bu durum Bay Xi’nin iktidara geldiği 2012 yılından sonra değişmeye başladı. Çinli lider 2015’in sonlarında kurduğu Roket Gücü’nü en büyük zaferlerinden biri olarak görüyordu. Çin’in nükleer silahlarının koruyucusu olan bu seçkin yapı, Xi’nin ülkesini ABD’ye karşı durmaya hazır, saygı duyulan ve korkulan bir büyük güç haline getirme arzusunu somutlaştırıyordu.
Bay Xi’nin siyasi yükselişinin Lop Nur’un yeniden doğuşuyla aynı zamana denk geldiği ortaya çıktı. Gizli faaliyetler, yeni bir tür açık gözetim yoluyla kamuoyuna ifşa edildi.
Dünya yörüngesindeki en güçlü sivil görüntüleme uyduları, yerdeki bir ayak çapındaki nesneleri ayırt edebiliyor. Analistler, uzay araçları ve teleskoplarının yüzlerce mil yukarıdan insanları, araç tiplerini ve hatta uçak kuyruk numaralarını bile tesbit ve ayırt edebildiğini söylüyor.
Dr. Babiarz’ın birkaç yıl boyunca sivil görüntülerde yaptığı analizler Lop Nur’un geçirdiği değişimin öyküsünü anlatıyor. 2017 yılına gelindiğinde, bir avuç binadan oluşan eski bir alan, güvenlik çitleriyle çevrili kaygan, ultramodern bir komplekse dönüşmüştü. Yeni yapılar arasında toprak setler, paratonerlerle korunan ve yüksek patlayıcıların taşınması için ideal olan bir sığınak da bulunuyordu.
Lop Nor Bölgesi’nde olanlardan şüpheleniliyordu ancak, tam Net Değildi( belirsizdi.)
Nükleer silahlar zincirleme reaksiyonlarını başlatmak için konvansiyonel patlayıcılar kullanır. Ancak küresel test yasağı anlaşmasının izin verdiği daha küçük deneyler olan kritik altı testler de öyle. İhtiyatlı bir yaklaşımla Dr. Babiarz kompleksi atomik cihazların hazırlanması için olası bir alan olarak nitelendirdi.
2018 yılına gelindiğinde Lop Nur’daki bir sonraki büyük proje, ana pisti üç mil uzunluğunda olan dev bir hava üssünün hızla genişletilmesiydi. Uydu görüntüleri inşaat halindeki bir düzine büyük binayı gösteriyordu.
Buna paralel olarak Trump yönetimi 2018’de “ABD’nin nükleer testlere yeniden başlamaya hazır olması gerektiğini” ilan etti. Çin Dışişleri Bakanlığı 2019’da ABD’yi sadece test yasağını değil “küresel stratejik güvenlik ve istikrarı” da baltalamakla eleştirdi.
Yine de, Mayıs 2020’de üst düzey Trump yetkilileri “atomik testlere yeniden başlama”nın yararlarını tartıştı. Toplantıya ilişkin haberler sızdı. Kısa bir süre sonra, Senato Silahlı Hizmetler Komitesi’ndeki Cumhuriyetçiler, bir atom bombası testi yapmak için gereken süreyi azaltmak için 10 milyon dolar harcanmasını onayladı.
Artan gerilimin ortasında Dr. Babiarz, Çin’in Lop Nur’un test bölgelerini -başlangıçta yatay tünellerini- yenilemeye ve genişletmeye başladığını keşfetti. Yüzeye oldukça yakın olan bu tüneller Soğuk Savaş sırasında mütevazı test patlamalarıyla sarsılmıştı. 2020 yılına ait bir uydu görüntüsü, girişi kamyonlar, buldozerler ve kazılmış toprak yığınlarıyla çevrili, kapsamlı yeni kazı ve inşaat çalışmaları yapılan bir ana tüneli gösteriyordu.
Ancak yüksek güvenlikli bölge gibi tüneller de belirsizdi. Kayalık derinlikleri küçük atom bombalarının ya da büyük kritik altı testlerin patlamalarını gizlemek için kullanılabilirdi.
Sonra, beklenmedik bir şekilde, ipuçları daha rahatsız edici hale geldi. 2021’in başlarında Dr. Babiarz yeni Lop Nur görüntülerini incelerken büyük yol yapım ekipmanlarını fark etti: Bir greyder ve bir yükleyici. Dr. Babiarz “Hiçliğin ortasındaydılar.” diye konuşuyor.
Dr. Babiarz yeni yolu takip etti. Bir düzine mil boyunca, onlarca yıl önce dikey şaft patlamaları için kullanılan düz bir bölgeden, hızlı bir gelişme gösteren tepelik bir bölgeye doğru ilerledi.
Kanyonlardan oluşan bir labirentte büyük bir sondaj kulesinin kurulmakta olduğunu gördü. Neredeyse 90 metre boyundaydı. Bu 2021 yılının Temmuz ayıydı. Bir sonraki ay, sadece sondaj kulesini değil, sondaj boruları yığınını ve sondaj ucunun daha da derine inmesini sağlamak için bitişik bir yağlama sıvısı çukurunu gösteren yeni bir görüntü elde etti. İpuçlarından yola çıkan Dr. Babiarz, sondaj kuyusunun en az bir milin üçte biri kadar aşağı iniyor olduğunu tahmin etti.
Buna karşılık, ABD hükümetinin Nevada test sahasındaki dikey bir kuyunun maksimum derinliği 2500 feet ya da yaklaşık yarım mil. Dolayısıyla Çin’in sondaj kuyusunun tahmini derinliği ABD’nin aralığıyla aynı seviyeye giriyor gibi görünüyor.
Lop Nur’un düz alanlarının aksine, yeni bölgenin engebeli arazisi büyük teçhizat için iyi bir gizlenme olanağı sağladı. Buna rağmen Dr. Babiarz geçen yıl ikinci bir sondaj sahası buldu. “Engebeli arazinin daha derinlerine sıkışmıştı” diye ekledi. Sondaj makinesinin destek teçhizatı titizlikle örtülmüştü.
Atom uzmanlarına göre derin delikler büyük nükleer testler için tasarlanmış gibi görünüyordu. Nevada test alanındaki sondaj operasyonlarının eski yöneticisi Patrick Rowe, “Dikey şaftlarda asla kritik altı testler yapmadık. Bu mantıklı değildi çünkü delikleri açmak çok pahalıydı.” şeklinde konuştu.
Sondaj makinelerinin sürpriz keşfi Dr. Babiarz’ı daha geniş bir alana bakmaya sevk etti. Son zamanlarda, genişleyen bir destek üssüne odaklandı. Tarihsel görüntülerini inceleyerek, 30’dan fazla binanın büyük tadilat veya yeni inşaat olduğunu tespit etti.
Beklenmedik bir şekilde, kuyu sondajcıları için bir eğitim sahası gibi görünen bir yer de buldu. En büyük teçhizat, yüz mil ötede yeni test bölgesinde gözlemlediği uzun teçhizata benziyordu. Dr. Babiarz askeri üs için “Sonuç olarak oldukça aktif.” dedi.
Çin’in Kuru Gürültü Çıkarma ve Krizi Tırmandırma Siyaseti
Nükleer uzmanlar Çin’in yakın zamanda bir deneme yapacağına dair bir işaret görmediklerini söylüyor ve Pekin’in hiçbir şey yapmayabileceğini savunuyorlar. Askeri üssün yeniden inşasının Batı’ya yönelik bir uyarı olabileceğini söylüyorlar. Çinli uzmanlar da bu iddiaları tekrarlıyorlar.
Çin’in bir nükleer deneme yapıp yapmayacağı rakiplerinin ne yapacağına da bağlı olabilir. Yakın zamanda Rusya ve daha önce de Amerikan yönetimleri tarafından gönderilen sinyaller Pekin’i endişelendirebilir.
Çin’i sık sık ziyaret eden ve üst düzey bilim adamlarıyla bir araya gelen önde gelen nükleer fizikçi Richard L. Garwin, Lop Nur’un yeniden inşasının teknolojik bir önlem olduğunu söyledi. “Bir başkası önce davranırsa hazırlıksız yakalanmak istemiyorlar” dedi.
Carnegie Endowment’tan Dr. Zhao da aynı fikirde: “Çin en kötü senaryoya hazırlanmak zorunda olduğunu hissediyor.”
Sandia Ulusal Laboratuarlarının eski direktörlerinden Stephen M. Younger, Çin’in bir açıklama yapmak için tek taraflı olarak bir test yapmasının akıl almaz bir şey olmadığını ifade etti.
Bazı analistler Çin’in büyük patlamalar planlamadığını, bunun yerine kendi kendine devam eden zincirleme reaksiyonlar üretmekten uzak duran kritik altı deneyler programını hızlandırdığını savunuyor. Hem Rusya hem de Amerika Birleşik Devletleri bu deneyleri mevcut silahlarını değerlendirmek için kullanıyor.
Diğer analistler ise bu görüşe katılmıyor ve Çin’in yeni bombardıman uçakları, denizaltılar ve füze silolarından oluşan filolarının yeni silahlanmanın habercisi olduğunu savunuyor.
Pentagon, Çin’in mevcut güç artırma hızıyla 2035 yılına kadar 1500 nükleer savaş başlığına sahip olabileceğini öngörüyor. Bu seviye, Çin’in yarım yüzyıldan fazla bir süredir sahip olduğu “asgari caydırıcı güç”ten beş kat daha fazla olacaktır.
Amerikalı uzmanlar Çinli bilim adamlarının şu anda bu silahlanma için en uygun gördükleri silahları planladıklarını ve Soğuk Savaş sırasında çok daha fazla patlama gerçekleştiren Moskova ve Washington’un aksine test patlamalarından çok şey öğrenebileceklerini söylüyorlar.
Çin’in nükleer deney programını uzun süredir inceleyen eski Los Alamos yöneticisi Terry C. Wallace, “Geride kaldıklarına inandıklarını biliyorum.” dedi ve ekledi: “Test bilgisinde o kadar geride olduklarını düşünüyor olabilirler ki egzotik bir şeyler yapmak istiyorlar.”
Büyük Bir Risk ve ödül Meselesi
Nükleer testler bilim adamlarının kusurları ortaya çıkarmasına ve yeni silah tasarımlarına ince ayar yapmasına olanak tanıyor. Soğuk Savaş sırasında Çin 45 test patlaması yaptı. Buna karşılık Fransa 210, Rusya 715 ve Amerika Birleşik Devletleri 1030 patlama gerçekleştirdi.
Test yasağı anlaşması 187 ülke tarafından imzalanmış olmasına rağmen, Çin, ABD ve diğer altı ülke onaylamadığı için hiçbir zaman yürürlüğe girmedi. Yine de analistler uzun zamandır bu anlaşmanın Washington’un lehine olduğunu çünkü anlaşmaya sadık rakiplerin nükleer silahlarını daha da geliştirmelerini engellediğini savunuyor.
Uzmanlar Çin’in en çok istediği şeyin “küçültme” olduğunu söylüyor. Hedefleri tam olarak belirleyen yeni, daha isabetli füzelerle bilim adamları savaş başlıklarının gücünü, boyutunu ve maliyetini azaltabilir.
Dünyanın ilk hidrojen bombasını tasarlayan kişi olarak tanınan Dr. Garwin, “Mükemmel şekilde kullanılabilir nükleer silahlara sahipler. Ama onları daha küçük yapmak isteyebilirler.” dedi.
Uzmanlar “küçültme”nin Çin’in denizaltı füzelerini çok daha ölümcül hale getirebileceğini söylüyor. Her birinin en fazla üç savaş başlığı taşıdığı düşünülüyor. Buna karşılık, ana Amerikan denizaltı füzesi Trident II sekiz savaş başlığı taşıyor.
“Küçültme” aynı zamanda Çin’in ABD savunmasından kaçmak için zikzak çizen hipersonik savaş başlıkları geliştirmesine de yardımcı olabilir. Pentagon’a göre Pekin bu silahlara nükleer bir üstünlük kazandırmak istiyor.
Bu sonbaharda, küresel sivil toplum liderleri test yasağına yönelik “artan tehditler” konusunda uyarıda bulunmuş ve deneysel patlamalara karşı tabuyu güçlendirmenin yollarını önermişti.
Çinli yetkililer herhangi bir test planını inkar etmekte hızlı davranırken, Washington’u eleştirmekte daha da hızlı davranıyorlar.
Çin Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasında “test yasağını gerçekten önemsiyorsanız ABD’nin tutumuna ciddi bir şekilde dikkat etmelisiniz” denildi. Örneğin Çinli uzmanlar Washington’u küresel yasağı desteklerken, yasakları delebilecek teknolojiler arayışında çifte standart uygulamakla suçluyor.
Geçen yıl Amerikalı bilim insanları, bol miktarda temiz enerjiye doğru bir adım olarak karşılanan bir füzyon buluşunu duyurdular. Ertesi gün Çin’in milliyetçi Komünist Parti gazetesi Global Times, dev lazerle ilgili az bilinen bir gerçeğin altını çizdi: “Asıl görevi nükleer silah geliştirmeyi ilerletmek.”
Son zamanlarda Çin, ABD’nin nükleer atılımlarına örnek olarak Soğuk Savaş’tan bu yana geliştirilmekte olan ilk yeni Amerikan nükleer savaş başlığı W93’e işaret etti. Ordu, yenilikçi silahın hiçbir test patlaması gerektirmeyeceğini söylüyor.
Yine de Çinli uzmanlar testlerin yeniden başlaması tehdidinin ABD’den geldiğini düşünüyor. Eylül ayında Çin devlet televizyonunun askeri işler kanalı, eski bir subay olan Teng Jianqun’un Washington’un “kısıtlamaları aşmaya çalıştığını” söylediği bir program yayınladı.
Amerikalı uzmanlar ise Lop Nur’un modernizasyonunu Çinlilerin ne kadar ileri gidebileceğinin bir işareti olarak değerlendiriyor.
Los Alamos’un eski direktörü Dr. Wallace, “Geçmişte muhafazakâr bir duruşları olduğunu fark etmeliyiz.” dedi ve ekledi: “Bu değişiyor.”
KAYNAK : https://www.mepanews.com/analiz-cin-dogu-turkistanda-nukleer-denemelere-yeniden-basliyor-64110h.htm