Çin işgal yönetiminin Doğu Türkistan genelinde Faşist Lider Hitlerden ilham ve örnek alarak  açtığı yüzlerce Çin tipi Toplama kamplarında haksız ve hukuksuz olarak hapiste tuttuğu  sağlıklı ve genç Uygurların   canlı organlarını zorla çıkararak yabancılara fahiş fiyatlarla satması  ve bu uygulamanın artış ihtimalının yüksekliği insan hakları ve hukuk organlarını derinden endişelendirdiği ve infial yarattığı   bildirildi.

New Arab Network  Sitesinde  10 Nisan’da yayınlanan bir rapora göre, Çinli doktorlar  göaltında  veya hapishanede tutulan sağlıklı ve genç Uygurlar ve Falung Gong müritlerinin   onlar daha canlı iken,iç organlarını zorla çıkararak fahiş fiyatlarla yabancılara sattığını bu yöntemde iç organları zorla alınana dönerlerin büyük çoğunluğunun hayatlarını yitirdikleri açıklandı.

Haberde, geçen hafta yayınlanan bir bilimsel raporda iki araştırmacının  organları zorla çıkarılan  tutuklu veya hükümlülerin   bir  çoğunun Uygur Türklerinin  oluşturduğunu  bildirdi.

Avustralya Eyalet Üniversitesi’nde siyaset ve uluslararası ilişkiler profesörü olan Mathew Robertson ve İsrail  kerkezli İnsan Organlarının  Nakil Derneği üyesi Prof.Dr. Jacob Lavee, akciğer ve kalp nakli cerrahisi hakkında 2.800’den fazla Çince makale yayınladığını açıkladılar. Bu bilimsel makalelerin  büyük bir kısmının   insanların hayatı ve temel  iç organlarının(kalp,Karaciğer,Böbrek ve göz vs.) canlı bir kişinin vücudundan  nasıl alınarak diğer canlı kişiye transfer edileceği konusunda olduğu bildirildi. Raporda, şu çarpıcı cümlelerin yer aldığına dikkat çekildi : ” yayınlanan bilimsel 71 makaleden elde edilen kanıtlar, hastaların beyinlerinin organ naklinden önce henüz ölmediğini açıkça gösterdiğini ve  vericilerin tamamının bunların tamamının  tutuklu ve mahkumdan oluşturuyor.” denildi.

Bu Raporun yayınlanması,  Çin’in işgalindeki Uygur bölgesindeki milyonlarca  Toplama Kampı tutuklusu ile  on binlerce  mahkumun her an organlarının  zorla alınması esnasında  hayatlarını kaybettikleri ve Kamp tutukluları  ve mahkumların  bilinçli olarak  öldürülmesi  yolundaki  endişelerini artırıyor.

Çin işgal yönetimi geçtiğimiz yıllarda Uygurların  tamamının DNA, kan gurupları ile diğer biyolojik verilerini zorla toplamış ve oluşturdukları  bu  bilgilerinin doğrudan Çin’in  resmi  Biyolojik Depolama ve arşivleme sistemine entegre ettikleri  haberleri basına yansımıştı.  Çin yönetiminin canlı organ ticareti için bu Arşivleme ve biyoloji Depolama sisteminden yararlanmış olabileceği ihtimalını güçlendirdiği  gelen bilgiler arasında.

Gözlemciler, Çin’in 2014 yılından beri sağlıklı ve genç Uygurları  sudan suçlamalarla göz altına alarak tutukladıklarını  ve bunların organlarını zorla çalarak fahiş fiyatlardan canlı organ bekleyen yabancı zengin hastalara sattıklarını  belirterek : ”  Çin yönetimi bu insanlık dışı vahşet içerikli  organ hırsızlığını terk ettiklerini açıklamalarına rağmen, bu kez   ölüm cezasına çarptırılanların   infazlarından önce  organlarını  almaya devam ettikleri biliniyor. Ayrıca Uygurlardan  çalınan canlı organların özellikle  zengin Arap hastalara  “helal organ” olarak fahiş fiyattan satarak Çin bütçesine  gelir sağladıklarını bu organ   ticaretinin  halen sürdürmesinin,  çok iğrenç ve   kanlı  bir cinayet olduğunu  bu acımasız vahşetin asla kabul edilebilir  olmadığını belirtiyor.”