logo

trugen jacn

İŞGALCİ ÇİN,UYGUR KADINLARI KISIRLAŞTIRARAK SOYKIRIMINI TAMAMLAMAK İSTİYOR !

bira-shahit-1.jpg

UYGUR HABER VE ARAŞTIRMA MERKEZİ(UYHAM)

İşgalci Çin’in Doğu Türkistan’daki Çin tipi Toplama kamplarında  aylarca esin tutulan, baskı, zulüm ve çeşitli  işkencelere maruz kalan, daha sonra uyruğu olduğu ülkelerin girişimi ile bu ölüm kamplarından kurtulan  Çin  tipi Toplama Kampları mağdurları  Kadınlar  Çin işgal yönetiminin  esas hedefinin Uygur kadınlarını kısırlaştırarak onların neslinin devamını kesmek suretiyle etnik soykırımını bir an önce bitirmek olduğunu açıkladılar.

Çin tipi  Nazi Kampı mağdurları  Doğu Türkistanlı Kadınlar bu  açıklamalarını Özgür Asya(rfa.org/Uyghur)  Radyosuna  08 Mart dünya Kadınlar günü nedeniyle verdikleri  raportajlarında dile getirdikleri bildirildi.  Çin toplama kampı mağduru Doğu Türkistanlı kadınların açıklamalarında Çin işgal rejiminin  Çin hükümetinin kadın hakları konusunda yürüttüğü propagandalarının tamamının ÇKP iktidarının baskı ve zulüm uygulamalarının üzerini kapatmaya yönelik  “En Büyük Yalanlar Menzumesinden ibaret ” olduğunu, İşgalci Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da yaşayan Uygurlar, Kazaklar başta olmak üzere diğer Türk halklarına mensup   kadınların temel insani haklarının  sürekli ihlal edildiğini, özellikle de Uygur kadınlarının, Çin hükümetinin Uygurları  hedef alan “etnik temizlik ve Soykırım ” politikalarının  en  mağdur kurbanları olduğunu  Çin’in  esas hedefinin Uygur kadınlarını zorla kısırlaştırarak  onların  nesillerini keserek etnik Türk soykırımını bir an önce tamamlamak olduğunu açıkladılar.

Çin Toplama Kampı Mağduru Doğu Türkistanlı Kadınların açıklamaları şöyle ;

Zümrüt Davut – ABD : Eşim ve çocuklarımla   birlikte yaşadığım Pakistan’dan Urumçi’deki ailemi ziyaret amacı ile ülkeme gittim.  Ancak,Çin işgal rejimi hiç bir suç işlemediğim halde beni haksız ve hukuksuz olarak tutukladı  Çin tiipi Toplama Kampına hapsetti.  2017-2018 yılları arasında 18 ay  süre ile Çin’in “Yeniden Eğitim Merkezleri” olarak tanımladığı çok büyük bir Çin Toplama kampında esir tutuldum.  Benim ile birlikte hapiste tutulan  Uygur kadınların büyük çoğunluğunun suçu,  kontenjan dışı  fazla çocuk sahibi oldukları için  kendilerine verilen büyük miktarda  para cezasını  ödeyemeyen, Namaz kılan ve çocuklarına din eğitimi veren, sözde aile planlaması kurallarını ihlal eden kişilerdin oluşuyordu. Hatta bu Kadınlarımızdan bazıların suçu  yabancı ülke vatandaşları ile  evlenip başka bir ülkeye taşınmaları ve    işgal yönetimince belirtilen asıl ikamet  yerlerinde yaşamadıkları  içindi.” şeklinde konuştu.

Çin Toplama Kampı mağduru Zümrüt Davut Hanım  kendisinin Çin’in sosyal medya platformu  Douyin’de yayınlanan  Uygur kadınlarına ait bazı  kısa  video görüntülerini  kopyalayıp  sosyal medya hesabında yayınladığını  belirterek “Yayınladığım bu videolarda Uygur kadınlarının Çinli erkeklerle  arzuları dışında işgalcilerin zorlaması ile evlendirildiğini Çin rejiminin daha sonra bu Uygur kadınlarını eşlerinden ve çocuklarından kopararak  küresel Firmalar için üretim yapan işletme ve Fabrikalarda Köle/İşçi olarak zorla çalıştırdıklarını bazıların ise evlendikleri için işgal rejiminin  gösterdiği zorunlu ikamet  yerlerinde olmadıkları bahanesi ile bu Kamplara hapsediklerini de” bildirdi.

Zümrü Davut Hanım, Uygur kadınların kutsal ramazan ayında oruç tutmalarını  ve  diğer ibadetlerini yapmalarını  engellemek ve  onları sürekli kontrol ve gözetim altında tutabilmek için Ramazan ayında onları kocalarıyla birlikte  tarlalarda hendek kazma, tarla sürme ve seraları temizleme gibi ağır fiziksel  çalışmalar  yapmaya zorladıklarını   Çin işgal rejiminin yalan propagandalar ile Uygur kadınlarının haklarının Çin propagandalarının  iddia edildiği gibi hiç bir şekilde  korunmadığını, aksine en ağır baskı, zulüm ve  cinsel  ve  ırki hakaret ve  aşağılanmalara maruz bırakıldıklarını da vurguladı.

Tursunay  Ziyauddin- ABD :  yaşadığım Kazakistan’dan Doğu Türkistan’daki  Aile ve yakınlarını ziyaret amacı ile gittiği ülkesinde  dünya Kadınlar günü olan 8 Mart’ta göz alatına alınarak Çin tipi Toplama  kampına hapsedildim.   Yargı önüne çıkarılmadan aylarca esir tutuldum.  Çin işgal rejiminin bu lanetli ve iğrenç Çin tipi  toplama kampında hayatımda asla karşılaşmadığım en ağır baskı, zulüm ve işkencelere ve sistematik  cinsel saldırılara ve ırki  hakaret  ve  aşağılanmalara  maruz kaldım.Benim için  “8 Mart Kadınlar Günü”  hayatımda asla unutmayacağım en karanlık ve acı günlerden biridir.  Uluslararası toplum ve özellikle kadınlar kendisi gibi ezilen Uygur kadınlarının  durumuna seyirci kalmamalılar.   işgalci Çin rejiminin bu insanlık dışı zulümlerine karşı ses vermeleri insanı ve vicdanı bir sorumluluktur.  ÇKP rejiminin sahte ve yalan propaganda ve söylemlerine asla inanmaları gerekir.  Dünya kadınları Çin’in  “kadın haklarını koruduğu” yönündeki yalan  propaganda ve iddialarına asla itibar etmemeli ve   asla inanmamalıdır.

Kalbinur Sıddık- Hollanda :  Çin yönetimi 2017 yılında “Aşırılıkla ve Terörcülerle Savaş” adı ile  Uygurları hedef alan  toplu tutuklamalar ve büyük ölçekli Çin tipi  Toplama Kamplarına hapsedilmesi kampanyası başlattı. Bu  kampanyadan asıl amaç,  Uygur halkının  kitlesel bir soykırım politikası ile yok etmekti. Bu kamplarda tutulan Uygur kadınlarının en temel insan hakları dahi yoktu ve sürekli baskı ve zulüm altında  idi. Çin’in bu Soykırım kampanyasında en ağır ve büyük bedeli ödeyen Uygur kadınları olmuştur.

2017-2018 yıllarında Urumçi’deki  Çin tipi Toplama Kampının  kadınların tutulduğu bölümünde  öğretmen olarak çalıştım.  Çin işgal rejiminin Uygur kadınlarına yönelik  sistematik cinsel  taciz ve saldırılar, onlara  karşı yapılan ırkı  aşağılama ve  aşağılık hakaretlerine içim kan ağlayarak  çaresizce  tanık  oldum. Toplama kampında  baskı, zulüm  ve çeşitli işkenceler sonucu hayatlarını kaybeden  Uygur kadınlarının bedenlerinin Çin polisi gözetiminde  geceleri gizlice götürüldüğünü gördüm.” şeklinde konuştu.

ÇKP  Doğu Türkistan’da İnsanlığa Karşı Suç İşliyor ve  Soykırım Yapıyor

Mart 2025’in başlarından itibaren, ÇKP  rejimine bağlı resmi  Xinhua Haber Ajansı, Halkın Günlüğü Gazetesi ve Merkez Televizyonu( cctv) gibi Çin devlet medyasında, Çin’de kadınların mümkün olan en iyi şekilde korunduğunu öne süren yalan  haberlerle doldu taştı.  Ayrıca ÇKP İşgal rejiminin sözde “Uygur Özerk Bölgesi Hükümeti “‘nin propaganda organı Tengritag, Sincan Gazetesi ve Sincan Televizyonu başta ÇKP’ye bağlı tüm medya organlarında  6 ve 7 Mart tarihlerinde sürekli olarak  sözde “Sincan’daki tüm etnik grupların kadınlarının haklarının korunması”, çeşitli alanlarda  eşit ve adil iş imkânı,  Kadınların toplumsal kalkınmaya katkıları  ve bu suretle  ekonomik kazançlar yaratan sözde “Azınlık kadınlarının Hakları”, iş yerlerinde kendi alanlarında başarı elde eden “girişimci kadınlar” ve “ulusal birliğin modelleri” olarak kabul edilen kadınlar ve diğerleri hakkında şiddetli bir Propaganda kampanyası  yürütmeye başladılar. Ayrıca,  Çin Komünist Partisi’nin  Uygurlara yönelik Çinlileştirme politikasını savunan ve Çin soykırımının  propaganda  aracı olan İşbirlikçi  sözde Uygur Sanatçı Dilnar Abdullah ve  benzerlerini öne çıkararak onları “sözde Örnek  Uygur Kadınları ” ilan etti. 5 Mart’tan bu yana Pekin’de  devam eden sözde “Halk Kongresi” ve ” ÇKP Siyasi  Danışma Konseyi” toplantılarında bu işbirlikçi sözde sanatçıları   Halk Vekili ve Konsey üyesi olarak  ihanetlerini sözde “örnek kadınlar”  olarak  övgü dolu haberlerle göklere çıkardılar.

Share
657 Kez Görüntülendi.