Çin’in Türklere Karşı Acımasız, Arsız ve Yüzsüz Zulmü
Çin’in işgalindeki Doğu Türkistan’da yaşayan yaşayan, Müslüman Türkleri, akıl almaz zulme maruz kalmaktadır. Çin hükümeti, Uygurların 7/24 sürekli kontrol ve gözetim altında tutmak için kitlesel gözetleme, keyfi gözaltı, Köle/İşçi olarak zorla çalıştırma ve etnik asimilasyon gibi kültürel ve dini kimliklerini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir dizi baskıcı politika uygulamaktadır. Türk aileler zorla dağıtılıyor ve aile bireyleri bir birlerinden zorla koparılıyor. Dini inançlarından kültürel değerlerinden vazgeçmeye zorlanıyor. Temel insanı haklarından yoksun bırakılarak psikolojik baskılar ile beyin yıkama kampanyaları uygulanıyor. Çin’in bu sistematik baskı, zulüm ve işkenceleri temel insan haklarının gasbıdır asla kabul edilemez bir durumdur.
Zulmün boyutu şok edicidir. Şu anda 1-3 milyon arasında olduğu tahmin edilen Uygur Türkünün, üstü kapalı bir şekilde “yeniden eğitim merkezleri” olarak adlandırılan toplama kamplarında esir olarak tutuluyor. Bu Çin tipi Toplama Kamplarında zorla tutulan Uygur Türklerine her türlü fiziksel ve psikolojik işkenceler,Uygur kadınlarına ise, sistematik taciz ve saldırılar yapılıyor. Kamplarda tutuulanlar ise küresel tedarik Zincirleri için üretim yapan tesislerde köle/işçi olarak zorla çalıştırılıyor. Kadınlar Zorla kısırlaştırmaya tabu tutuluyor. Sağlıklı gençlerin organları zorla alınarak canlı organ Pazarında zengin Arap Müşterilere yükseek fiyatlar satılarak Çin hazinesine gelir olarak kaydediliyor. Uluslararası bağımsız insan hakları ve hukuk kuruluşlarının raporlarında bu vahşetin boyutları tüm çıplaklığı ile gözler önüne seriliyor. Bu durum ise, Çin’in Uygur Türklerine karşı işlediği insan hakları ihlallerinin ve baskı/zulmün boyutu uluslararası toplumda ciddi endişelere yol açıyor. Çin’in b.u acımasız vahşeti artık göz ardı edilemez boyutlardadır.

Uluslararası Toplum Küresel Dayanışmanın Gücünü Artık Ortaya Koymalıdır
Uygur Türkleri güçlü bir zalime karşı yalnız bir mücadele veriyor. Ancak küresel dayanışma içinde birleşerek seslerini yükseltebilir ve acıları için adalet talep edebiliriz. Bireylerin, hükümetlerin ve uluslararası kuruluşların bir araya gelerek Çin’in Uygur Türklerine yönelik zulmünü kınaması büyük önem taşıyor. Çin hükümetine baskıcı politikalarına son vermesi ve hukuka aykırı olarak gözaltına alınanların serbest bırakılması için baskı yapmalıyız.
Farkındalığı artırmak değişim yaratmanın ilk adımıdır. Uygur Türklerinin içinde bulunduğu zor duruma ilişkin bilgileri sosyal medya gibi çeşitli platformlarda paylaşarak hikayelerinin daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayabiliriz. Bu konuya ışık tutmak için yorulmadan çalışan saygın haber kaynakları, insan hakları örgütleri ve aktivistlerle iletişim kurmak çok önemli. Ayrıca barışçıl protestolar düzenleyebilir, hükümet yetkililerine mektuplar yazabilir, Uygur Türklerinin haklarını savunmak için sesimizi kullanabiliriz.
Adaletsizliğe Karşı Harekete Geçmek: Uygur Türklerini Desteklemenin Yolları
Eğer gerçekten bir fark yaratmak istiyorsak dayanışmamızı somut eylemlere dönüştürmeliyiz. Uygur Türklerini desteklemenin bir yolu da onlara yapılan zulme ortak olan firma ve ürünleri boykot etmektir. Yaygın olarak kullanılan ürünlerin tedarik zincirlerini araştırarak ve zorla çalıştırma veya Uygur baskısıyla bağlantılı olanlardan kaçınarak, hem Çin hükümetine hem de bu insan hakları ihlallerinden kazanç sağlayan şirketlere güçlü bir mesaj gönderebiliriz.
Bir diğer etkili yöntem ise siyasi temsilcilerimizin Çin hükümetinin Uygur Türklerine yönelik zulmüne karşı daha güçlü bir duruş sergilemeleri için lobi yapmaktır. Hükümetlerimizi yaptırım uygulamaya, ticaret kısıtlamaları uygulamaya ve diplomatik kanalları kullanarak Çin’e baskıcı politikalarına son vermesi yönünde baskı yapmaya teşvik edebiliriz. Dünya çapındaki hükümetlerin bu insan hakları ihlallerini kamuoyu önünde kınaması ve Çin’i eylemlerinden sorumlu tutması hayati önem taşıyor.

Ayrıca Uygur Türklerine yardım ve destek sağlayan kurum ve girişimlerin desteklenmesi hayati önem taşıyor. Uygur mülteci desteğine odaklanan, hukuki yardım sağlayan veya insan haklarını savunan hayır kurumlarına bağış yapmak, etkilenenlerin hayatlarında somut bir fark yaratabilir. Bu kuruluşların önemli çalışmalarına devam etmek için ihtiyaç duydukları kaynaklara sahip olmalarını sağlamak çok önemlidir.
Çin’de Uygur Türklerine yönelik zulüm göz ardı edilemeyecek kadar ağır bir insan hakları ihlalidir. Onların durumunu kabul ederek, dayanışma içinde olarak ve adaletsizliğe karşı harekete geçerek bu masum bireylerin acılarının hafifletilmesine yardımcı olabiliriz. Çin hükümetine baskı yapmak, farkındalık yaratmak ve Uygur Türklerine destek sağlamak için küresel topluluk olarak bir araya gelmeliyiz. Birlikte bir fark yaratabilir ve Çin’deki zulüm mağdurları için adaletin hakim olmasını sağlayabiliriz.
KAYNAK : https://binlercepresets.shop/uygur-turkleri-cindeki-zulmun-magdurlari -ve-nasil-yardim-edebiliriz