Son Dakika
(3.BÖLÜM)
Doç.Dr. İlham TOHTI
Kaynak : Özmeşrep Wechat salonu
Türkçeye aktaran : Hamit Göktürk(hgokturk50@gmail.com)
ÇİN MERKEZİ HÜKÜMETİ, HUKUK’UN MERKEZİLEŞTİĞİ GÜÇLÜ BİR HAKİMİYET
Çin Halk Cumhuriyeti anayasası ve ilgili yasalarında Çin’deki bütün “Özerk Bölgelerin” ve “Özerk Vilayetlerin” imtiyazlarına,mahalli özelliklerine ve bağımsız kalkınma yöntemlerine saygı gösterilecektir.” İfadeleri yer almakta. Merkezi Hükümetin “Ozerk Bölge” ve “Vilayetlerin” idari işlerine karışamayacakları ancak,devlet işlerinden sorumlu olacakları belirtilmekte. Merkezi Hükümetin Özerk Bölge ve Vilayetlerin işlerine müdahale edemeyecekleri, hatta Özerk Bölge Hükümetlerinin Merkezi Yönetimin karar ve yönergelerini iptal edebilecekleri ve uygulamalarını değiştirebilecekleri ve hatta uygulamayabilecekleri teyit edilmekte.Fakat,realitede yanı uygulamalarda bu teorilerle belirlenen yöntem ve prensiplere hiç de uygulamamaktadır.Çünkü,Merkezi Hükümet hukukun merkezileştiği bir hakimiyettir.Bu hakimiyet kuruluş itibariyle büyük olmakla sınırlı olmayıp,yasaları yapma-uygulama veya uygulamama gibi belirleyici ve icra merci konumundaki en yüksek yetkiye sahip bir hakimiyettir. Merkezi Hükümet bunun yanında devletin bütün maliyesini ve vergi sistemini kontrol etmekte ve Özerk Bölgeler dahil Çin’deki bütün bölgelerin ve ülkelerin zenginlerinden yararlanmaya kendini yetkili olarak belirlemiş ve bu konuda her türlü hak ve hukuka sahip bir organ olduğunu deklare etmiştir.
ÇİN’DEKİ BÜTÜN EYALETLER VE ÖZERK BÖLGELER MERKEZİ HÜKÜMETE ŞARTSIZ İTAAT ETMEK DURUMUNDADIR.
Çin’deki eyalet ve Özerk bölgelerinin hiç birinde kendine özgü bir mali sistem ile hukuk sistemi yoktur.Eyalet bütçesi ve gelir giderler, vergilere ait taslaklar Merkezi Hükümet tarafından belirlenir ve hesap edilir. Mahalli idarelerin Merkezi Hükümete her konuda itaat etmesi zorunluludur. Mahalli yönetimler Merkezi Hükümete itaat etmezlerse Merkez’ce cezalandırılmaları mukadderdir. Çin’in devlet yapısında hukuk Merkezileştirildiği için merkezi hükümet ile eyaletler ve Özerk Bölgeler arasında devamlı bir sürtüşme mevcuttur. Merkezi hükümetin yapısında da çeşitli Milliyetlere özellikle yer verildiği yazılıdır. Ancak,Merkezi Hükümetin Devlet Başkanı, Başbakanı,Bakanları ve diğer yüksek düzeydeki idareciler mutlak çoğunlukla etnik Çin Milletinden”Seçilirler.”
“UYGUR ÖZERK BÖLGESİ” TAMAMEN MERKEZİ HÜKÜMETİN İDARESİNDEDİR.
“Milli Sınırlara Sahip Uygur Özerk Bölgesi” sınırları içerisinde bulunan ve direkt merkezi Hükümete bağlı Üretim ve İnşa Ordusu(Bingtuen)’nun tamamı etnik Çinlilerden kurulu olup,bunların esas görevi Özerk Bölgede Merkezi Hükümetin her türlü çıkarlarını korumaktır. Bu duruma göre Uygur Özerk Bölgesi pratikte,Çinlilerin yönettiği ve liderlik hak ve hukukun tamamen Çinlilerin
hakimiyetinde olduğu Bir mahalli hakimiyettir.Teorik olarak ülkenin çok uluslu bir devlet ve Özerk Bölgeler düzeninin devletin temel politikası olarak belirlenmesine reğmen, siyasi hukuk yönünden ele alındığında, netice itibariyle,Çin bütün hak ve hukukun merkeze bağlandığı Merkezi fakat Tekil Düzene bağlı bir devlet olarak tarif edilebilir.
ÇİN’İN MİLLİYETLER POLİTİKASINDA “MİLLETLERİN HAK VE HUKUKU” HİÇ BİR GÜVENCE VE TEMİNATA SAHİP DEĞİLDİR.
Dr.İlham Tohtı konuşmasının özet ve son bölümünde Çin yönetiminin Milliyetler Politikasını eleştirerek, Hükümete Milliyetler Politikasını yeniden düzenlemesi ve iyileştirmesi için çağrıda bulunuyor. O,konuşmasına kendi görüşlerinin yanında ,Marksizm öğretisindeki “ KOMÜNİST MENİFESTO”den örnekler vererek şöyle sürdürüyor; “Günümüzde dünya’da global olarak Terörle Mücadele ön plana çıkmış durumdadır.Hal böyle iken, Terörün meydana gelmesine fırsatlar ve pazarlar yaratan Milli siyaset ile Kalkınma politikasının tez elden mutlaka reforme edilmesi gerekir. Diktatörlük(Hakim-i Mutlak’lık) ve çürüme(Rüşvet ve yolsuzluk) her zaman orta ve Taban’daki Halk kitlelerinin gelecekten ümitlerini kesmelerine sebep olur.Halk,kendi zenginliklerinden ve ekonomik kaynaklarından yararlanma yollarının engellenmesi ve kapatılması halinde ve kendi hak ve özgürlüklerinin seviyesinin asgari seviyelere düşürüldüğünde ve geleceğinden ümidini kestiği zaman Terör kendine “Yeni Pazarlar”bulma ortamına kavuşur.
Bazı Çinli Araştırmacılara göre, etnik Çinlilerin Tibetliler ve Uygurlara bu kadar ekonomik yardımlar yaptığı bir ortamda Uygurlar ve Tibetliler Çin Milletine teşekkür etmeleri gerekir.Onun için bu Çinli Araştırmacılar Yerli Halkların niçin Çinlilerden nefret ettiklerini ve kin duyduklarını ve aralarındaki sürtüşmeleri anlayamıyorlar. Ama,bunlar birçok bölgelerde insanların manevi zenginliğini,maddi zenginlik ve zorla dönüştürülen aklı zenginlik ve çürüyen sosyal ortamdan ve toplumdan daha üstün görebileceklerini duygusal olarak hissetmemiş olabilirler.Bu hususlar Marks ve Englis gibi önderlerin ortaya koyduğu Komünist Manifesto’da da açık olarak yer almıştır. Biz şimdi,Çin Milletini “Sömürgeciler” olarak nitelememizin pek uygun olmayacağını düşünüyorum. Ama,Uygur Bölgesinde etnik Çinlilerden kurulu Yöneticiler Uygurların duygu ve düşüncelerine hiç önem vermediler.Onların ne düşündüklerine de itibar etmediler. (BİTTİ)
BENZER HABERLER