Son Dakika
Mehmet Emin Hazret
2 Haziran 2016 tarihinden beri Uygurca sosyal medyada “ Huawei – 华为“ telekomünikasyon şirketinin Urumçideki şubesi tarafından çıkarılan eleman alımı hakkındaki iş ilan ciddi tartışmalara yol açmaktadır.
Huawei, iş ilanında, Doğu Türkistan’da işe baş vuracaklar için 3 maddeli ön şart koymuş olup, 3. Maddesinde “ Nüfus kaydı Şinjiang ( Doğu Türkistan) olmaması gerekir.” Diye net yazılmıştır. Bu madde Uygur, Kazak, Kırgız, Tatar, Özbek… gibi yerli Türk ahalisinin öfkesine neden olmaktadır. Ancak sesler çok cılız. Ses çıkaranlar, Urumçi başta olmak üzere Doğu Türkistan’da yıllardır iş bekleyen eğitimli gençler veya onların aileleri değil, Çinin iç bölgelerinde okumakta olan Uygur öğrencilerdir. Nedeni belli. Doğu Türkistan sınırları içerisinde kendi görüşünü sosyal medyada açıklayan kimse, o gece Çin polislerince götürülecek ve izi bir daha bulanamayacaktır.
Huawei şirketinin bu ilanından birkaç gün önce Şangay’daki bir deterjan fabrikası, kendi deterjan reklamında; çamaşır makinesine konulan bir siyahi Afrikalı gencin bu deterjan ile yıkandıktan sonra beyaz ve yakışıklı Çin erkeğine dönüşüyor. Bu reklam Çin’de tam tuttu derken, Çin’deki Afrika ülkeleri büyük elçilikleri ve Çin’de iş kuran Afrika kökenli şirket sahipleri tarafından şiddetli bir şekilde protesto edildi. Konu, deterjan fabrikası sahibi televizyona çıkıp tüm dünyadaki siyahı toplumlardan özür dilemesi ile kapanmış oldu. Ancak, Huawei şirketi şimdiye kadar Doğu Türkistan Türklerinin tepki ve protestolarına hiçbir cevap vermiş değil.
Tarihte, Avrupalılar, Afrika kıtasından siyahi insanları yakalayıp, Amerika kıtasına götürüp köle olarak çalıştırıyordu. Çalıştığı için yiyecek ekmek, barınacak yer veriyordu. Güney Afrika’da da beyazlar siyah insanların maden ocaklarında çalışmasına izin veriyordu. Doğu Türkistan’da, Çinlilerden daha iyi Çince eğitim almış, çalışmaya azimli, hatta modern ve özgür köleliği kabullenmiş gençlere bile çalışma hakkı verilmiyor.
Aynı zamanda, Doğu Türkistan’daki Çin devlet şirketlerinin bu tür ilanları hakkında en ciddi eleştiriler yapan, Pekin yönetimini, durum hakkında defalarca uyaran, Pekin Milletler Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Dr. İlham Tohti idi. İlham Tohti dinlenmemekle kalmadı, ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Uygurların yegane yürekli sesi susturuldu:Uygurların Vicdanı Çin zindanlarına hapsedildi. Buna rağmen, Çinli İşgalcıların Türklerin kendi topraklarında işe alınmayacakları konusundaki iş ilanları hala devam ediyor.
Uygurlar başta olmak üzere Orta Asya ve diğer dünya Türkleri hiçbir tarihi devirde, hiçbir yabancı milletin köleliğine düşmemiştir. Düştüğünde ise, şiddetle karşı koymuş ve mücadele etmiştir. Türkler, her zaman canları pahasına hep hürriyetini korumuşlardır. Yaradanımız Yüce Allah Taala,Kuranı kerimi insanlığa bir kurtuluş reçetesi olarak lütfetmesi ve Peygamber Efendimiz tarafından yorumlanarak tebliğ edilmesinden sonra önce İslam dünyasında, sonra dünyanın diğer bölgelerinde kölelik ortadan kalkmaya başlamıştır. 21. Yüz yılda Çin sınırları içerisinde esir olarak tutsak kalan Müslüman Türk boyları; Uygurlar,Kazaklar,Kırgizlar,Özbekler ve diğerleri Çin tarafından Zenci/Siyahi ırkı olarak tanımlanmakta ve etnik ve dini ayrımcılığa tabi tutulmaktadır. İşgalcı Çin’in bu ırıkıçı ve nefret uygulamalarındaki en korkunç tarafı şudur ; tarihte, siyah kölelerin sahipleri olan beyaz insanlar, kölelere iş veriyor, çocuk sahibi olmasına yanı neslinin devamı için üremesine izin veriyordu. Bugün Doğu Türkistan Türklerini köle yapan Çin, onları işsiz, aşsız bırakıyor, Türk soyunun tamamen yok olmasını sağlamak için onların çocuk sahibi olmalarını engelliyor,yasaklıyor ve üremesine de izin vermiyor.
Huawei şirketi, Çin’in sıradan bir şirketi değildir. Merkezi Çin’in Shenzen şehrinde bulunan global düzeyde faaliyet yürüten ve çok uluslu bir şirkettir. Çin’de ve dünyada 170 binden fazla çalışanı bulunmaktadır. Türkiye dahil Batı ülkelerinin hepsinde AR-GE merkezleri olan ve yıllık AR_GE kazancı (2014) 6.4 milyar dolar ‘dır. Yanı dünyayı çok iyi tanıyan bir şirkettir. Bu Çin’in Küresel Şirketi, faaliyet gösterdiği dünyanın hiçbir ülkesinde Urumçi’de yaptığı gibi ırkı ayrımcılık yapan diğer ırkları aşağılayan bir iş ilanı vermemiştir.
Huawei adlı Çin Şirketi Neden Urumçi’de böyle bir Ayırımcı,Dışlayıcı ve Aşağılayıcı bir ilan vermekte tereddüt etmedi?
Çin’de etnik Han Çinlilerin, Müslüman Türkleri “Çin’in zenci köleleri” olarak görmesine cesaret veren Çin komünist partisidir. Doğu Türkistan’da 1950 tarihinden bugüne kadar etnik milliyetçilik gibi suçlamalar ile idam edilen, hüküm giyen, sürgüne gönderilen, işten atılan ve her çeşit ceza alan Türklerin sayısı 2 milyondan fazladır. Ancak, şimdiye kadar tek bir Çinli bile ırkçılık suçundan yargılanmış değildir. Çin devleti ve devlet desteğini arkasına alan şirket adındaki ÇKP.Kodamanlarının emrindeki çeteler, Doğu Türkistan’da bu toprakların tarihi ve asıl sahipleri olan Müslüman Türklere karşı saldırmaktan,onların mal mülklerini gasp ederek çalmaktan,Çin’e kaçırmaktan ve onlara karşı alçakça suçlar işlemekten hiç çekinmediler. Urumçi sokaklarında yere düşen bir kuruş parayı eğilip eline alan Çinli göçmenler, yere düşen bir Uygur’u her taraftan çullanıp gelip tekmelemekten zevk almakta ve ırkçılık ve şövenist duygularını tatmin ederek haz almaktadırlar. Ekmeğini Uygur Türklerinin toprağında bulan bu göçmen Çinliler insanlık değerini nasıl kaybetti? Bunlara kim cesaret veriyor? Elbette Pekin yönetimi.
Acılar olgunlaştırır.Tarihte çektiğimiz tüm acılar milletimizin olgunlaşmasını sağlamıştır.
Çin, Uygur toplumunun aklını ve kendini tutsak olarak tutmayı,fiziki olarak boyun eğdirmeyi başarmıştır. Ancak başaramadığı ise, Uygur toplumunun özgürlük özlemini unutturamayışıdır.
Her görünen şeyin arkasında görünmeyen bir hakikat vardır. Çinliler şunu bilmeli ki, köleliği kabul etmiş gibi görünen Uygur toplumunda, köleliği ret eden milli ruh hala canlıdır. Çünkü damarlardan kan, pınarlardan su akar. Tutsak milli akil suretle özgürleşiyor. Fiziki tutsaklıktan kurtuluşun ilacı, özgürleşen akildir.
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 1. maddede şöyle yazılıdır: “Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar…”
Hür olmadan onur ve haysiyet korunamaz. Hür olmayan insan Yaradanı’nın kendisine doğuştan bahşettiği ve doğuştan var ettiği eşit haklara sahip olamaz.
Bugün dünyadaki siyah ırka mensup toplum ve milletler arasında özgür olmayan kimse kalmadı.
Neden biz Uygurlar 21.yüz yılda Çinin siyah ırk olarak yaftaladığı hakaret ve aşağılamalara maruz kaldık ve bu duruma düştük?
Bu acıklı durum, hem biz Müslüman Uygurların, hem de tüm insanların ve küresel olarak insanlık aleminin ortak acısı ve kanayan yarasıdır.
Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türk toplumunun onur ve haysiyeti ile alay edenler,oynayanlar,hakaret ederek aşağılayanlar, yaptıklarının bedelini misli ile ödemeye mecbur kalacaklardır.
Pekin’de tarihsel baskı,zulüm,Çin işkenceleri ve karanlık Saray entrikaların semebolü Cung Nen Hey saraylarında oturan ÇKP.’nın Mültimilyarder Diktatörler Çetesi, Nazi Lider Hitler’in,Faşist Lider Mossolini ile Romanya’nın Cüce Mao’ya özenen Diktatör görünümlü soytarısı Çavşesko’nun kanlı akıbetlerini hiç bir zaman akıllarından çıkarmasınlar. Akıbetleri eninde sonunda onların akıbetlerinden daha kötü ve beter olacaktır.
Bütün okuyucu ve gönüldaşlarımız ile Aziz Doğu Türkistanlılar başta Aziz Türk Milletinin bir birlerinden değerli mensuplarının mübaret Ramazan ayını kutlar,sağlık,esenlik ve huzur içinde aileleri ile birlikte hayırlı ve bereketli bir Ramazan geçirmelerini niyaz eylerim.HEH.
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Ekonomi » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » Gündem » kÖŞE YAZARLARI » Kültür Sanat » Makale Analiz » SiyasetBENZER HABERLER