Ahmet Doğan İLBEY(Gazeteci-Yazar KAHRAMANMARAŞ)
Siyasette üst görevlerde bulunmuş bir zat siyasetin kemiksiz ve omurgasız diliyle “Türk Devletleri Teşkilâtının sayısını gelecek yıllarda artıracaklarını, Rusya ve Çin’in bu topluluğun doğal üyesi olduğunu beyan etmiş.
Allah akıl fikir versin. Tarih şuurundan ve tarihten bugüne Türklerin düşmanı kim, dostu kimdir bilgisinden mahrum bu zatın ölçüye gelmez bu sözlerine havada kargalar, yerde karıncalar bile istihza ile gülmüşlerdir. Ahmaklığın ve cehaletin bu kadarına pes doğrusu!
Siyasetin kemiksiz dili Çin ve Rusya’yı Türk Devletleri Teşkilâtlarının doğal üyesi yaptı
Siyaset dilinin kemiksizliği bilinmeyen bir şey değil. Kemiksiz dil laçkalaşmış siyasetin orta malı olduğu için söyleyenin de söylenenin de bir ciddiyeti olmuyor, kimse de ciddiye almıyordu. Fakat bu kadar kemiksiz bir dil Türk dünyasına alenen hakaret sayılan “Rusya ve Çin Türk teşkilâtlarının doğal üyesidir” sözünü söylememeliydi. Mesele Türklük ve Türk dünyası olunca, kemiksiz dilin söyledikleri izzetimize dokundu. Türkî kavimlere asırlardır zulmeden, soykırım yapan Çin ve Rusya Türk Devletleri ve Akraba Topluluklarının nasıl “doğal üyesi” olabilir?
Çin ve Rusya’nın Türk Devletleri Teşkilâtının doğal üyesi olması, hâşâ, İblis’in Âdem Aleyhisselâm ile ortaklık edebileceğini iddia etmek gibi mümkünü olmayan mümkünsüzlüktür
Çin’in ve Rusya’nın Türk Devletleri Teşkilâtları Birliğinin “doğal üyesi” olması, hâşâ, İblis’in Cenabı Allah’a biat etmesi ve Âdem Aleyhisselâmı kıskanmayıp kardeş olması gibi akla ve mantığa aykırı ve mümkünü olmayan bir mümkünsüzlüktür…
Çin’in ve Rusya’ nn Türk Devletleri Teşkilât Birliğinin doğal üyesi olduğunu söylemek, İblis’in Âdem Aleyhisselâm ile hâşâ ortaklık edebileceğini iddia etmek gibi aklımızla alay etmenin daniskası… Rus ve Çin, Türklerin ezelî düşmanlarıdırlar ve kıyamete kadar da düşman olacakları aşikârdır. “Haktan ve hayırdan ayrılmak, muhalefet ve düşmanlık etmek, öfkesinde yanıp tutuşma yoldan çıkmak, inançsız olmak…” mânâlarına gelen İblis’e yâni Şeytana nasıl güvenilmezse Rus ve Çin’ e de (diğerleri de Amerika ve Avrupa) güvenilmez. Çünkü vasıfları aynıdır.
Kırım Türklerini iki asırdır yapılan zulüm ve soykırım ve sürgünler, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Azerbaycan’daki yüzelli yıllık zulüm ve işgaller yok mu sayılıyor da Rusya Türk Devletleri Teşkilâtları Birliğinin “doğal üyesi” olabiliyor. Türk tarih şuurunuz dumura mı uğradı? Sovyetler Birliğinin Türk düşmanı Devlet Başkanı Stalin’in emriyle Kırım Türklerinin 1944’de bir gecede evlerinden çıkarılarak kamplara sürgün edilmesinin, iki yüz binden fazla Kırım Türkü’nün yollarda açlık, susuzluk ve hastalıktan yarısının hayatını kaybetmesinin hiç mi anlamı yok?
Kızıl Çin işgali altındaki Doğu Türkistan’da yaşananların bir anlamı yok mudur?
Çin zulmü altında inim inim inleyen Doğu Türkistanlı karındaşlar buharlaştılar mı?
Kızıl Çin’in soykırım yaptığı Doğu Türkistan diye bir vatan, Uygur Türkleri diye bir kavmi yok edilirken, Çin, Türk Devletleri Teşkilâtlarının “doğal üyesidir” diyebiliyorsunuz? İdrakiniz kapanmış ve mankurtlaşmışsınız. Veyl size!