logo

trugen jacn

ÇİN ULUSU’NUN KADİM FELSEFİ DÜŞÜNCESİ :” ÇİNLİ GİBİ OLMAYAN VE FARKLI OLAN TEHDİTTİR”

ÇİN FELSEFESİ: ‘‘FARK TEHDİTTİR!’’

Dilek YILMAZ(Eğitimci-Yazar ve Türklük bilimcisi- Bursa)

Çin felsefesi ‘‘Fark tehdittir!’’ üzerine kuruludur. Bu düşünce doğrultusunda Çin Komünist Partisi, işgal ettiği topraklardaki ırklara karşı tarihten beri asimilasyon politikası yürütmektedir. Doğu Türkistan Türkleri başta olmakla baskı altına aldığı her ulusun ırk, dil, din, kültür özelliklerini ortadan kaldırıp ‘tek tip bir Çin milleti’ oluşturmayı amaçlamaktadır.

Çin Komünist Partisi’nin yıllardır Doğu Türkistan’da Türklere özgü her türlü yaşam alanını sistematik bir biçimde yok ettiğini biliyoruz. ‘‘İslamiyet’i Çinlileştirme’‘ projesini başlatan Çin Hükümeti hızla camileri yıkmaya başlamıştı. Dünya çapında gelen tepkiler üzerine inkar politikasına sarılan Çin, yayınlanan uydu görüntüleri karşısında köşeye sıkışmış, camilerin yenileneceğini iddia etmişti. Ancak bölgede yenilenen cami yok. Hem olsa dahi gidecek insan kalmadı. Ya köle işçi olarak Çin’deki fabrikalarda, ya toplama kamplarında işkence ve soykırım altında yaşam savaşı veriyor soydaşlarımız.

Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada Çinli Müslümanların yaşadığı bölgedeki bir caminin, Çin Komünist Partisi tarafından yıkılışına ve Çinli Müslümanların isyanlarına şahit olduk. Çinli Müslüman bir kadın ‘‘Camilerimizi yıkabilirsiniz ama inancımızı yıkamazsınız!’’ diye haykırıyordu. Çin kendi milletinden olan Müslümanlara dahi hak hukuk tanımıyor.

Toplama kamplarını da önce inkar eden Çin daha sonraları, Doğu Türkistan Türklerini olası suçlardan, terörizmden, aşırıcılıktan kurtarmak ve meslek edindirmek için ‘‘yeniden eğitim kampları’’ adı altındaki toplama kamplarına aldıklarını savunmuştu. Bu kamplarda kalan soydaşlarımızın suçlarına bakacak olursak;

‘‘Türk olmak, Türkçe konuşmak, evine iş yerine Doğu Türkistan bayrağı asmak, Türk gibi giyinmek, inancını ve kültürünü yaşamak, çocuk doğurmak, çocuğunu Türk kültürüne göre yetiştirmek, Türk ile evlenmek, yurt dışına çıkmak, Türkiye’de okumak, kitap çıkarmak; vatan sevgisi, özgürlük, bağımsızlık gibi düşüncelere sahip olmak, Çin’in baskıcı politikalarına itiraz etmek’’ şeklinde özetleyebiliriz. Görüldüğü gibi Çin 21. yüzyılda tüm insan haklarını ve hukukunu hiçe saymaktadır.

Çin bir yandan da gözünü yeni topraklara dikmiş durumda. Çinli bir generalin; ‘‘Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Tacikistan Tanrı’nın Çinlilere lütfettiği topraklardır. Batı politikamızda en büyük rakibimiz, Amerika ve Rusya değil Türkiye olacak.’’ sözleri oldukça düşündürücüdür. Bu söylemden de anlaşıldığı üzere Çin’in yayılmacı politikasının ucu Türkiye’ye uzanıyor. Atamız Bilge Kağan asırlar önce bugünleri görür gibi öğütlerini taşa kazıtmıştı:

‘‘Çin halkının sözleri tatlı, ipekli kumaşları yumuşak imiş. Tatlı sözlerle, yumuşak ipekli kumaşlarla uzaklarda yaşayan halkları kandırıp kendilerine yaklaştırırlar imiş. Bu halklar yaklaşıp yerleştikten sonra da Çinliler kötü niyetlerini o zaman düşünürler imiş. İyi ve akıllı kişileri, iyi ve cesur kişileri ilerletmezler imiş. Çinlilerin tatlı sözlerine ve yumuşak ipekli kumaşlarına aldanıp ey Türk bodun, çok sayıda öldün! Ey Türk beyleri ve bodunu, bunu işitin! Türk bodun, senin dirilip nasıl devlet sahibi olacağını taşlara kazıyarak işledim; yanılıp nasıl öleceğini de buraya işledim.’’

Tarih tekerrürden ibarettir. Çinlinin yalanı, dolanı, aldatmacası, ikiyüzlülüğü, pişkinliği; bir de ona kanan Türk milleti hiç değişmedi…

KAYNAK : https://egemenmilletinsesi.com/cin-felsefesi-fark-tehdittir/?fbclid=IwAR0HjzzsC

Share
421 Kez Görüntülendi.