Son Dakika
Mehmet Emin HAZRET
Çin işgal ve Sömürge yönetimi, 2016 yıl sonu itibari ile Doğu Türkistan’da 120 milyon metreküp doğalgaz üretmiş ve bu doğal gazın % 90’ne nakil boru hatları ile Çin’e taşımıştır. Ondan başka Çinin “Çinghua” enerji şirketi tek başına Doğu Türkistan kömüründen elde ettiği 6 milyar metreküp gazı yine boru hatları ile Çine göndermektedir. Doğu Türkistan’daki günlük doğalgaz üretimi, Türkiye’nin günlük ortalama doğalgaz tüketiminin toplamına eşittir. Çin,toplam enerji ihtiyacının % 40’ni Doğu Türkistan’dan sağlanmaktadır. Ayrıca, Batı Türkistan Cumhuriyetlerinden satın aldığı yıllık 40 milyar metreküp doğalgaz ve 20 milyon ton ham petrolü de yine nakil hatları ile Doğu Türkistan üzerinde Çin’e göndermektedir. Ancak,Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı sömürge siyaseti nedeniyle Uygur Türklerini kendi topraklarından çıkan bu zenginliklerden mahrum bırakmakta ve işsizlik ve yoksulluğa mahkum etmiştir. Dini ve Milli duyguları bastırılmış,ekonomik yönden etnik ayırımcılık ve dışlamaya uğramış baskı altındaki Doğu Türkistan halkı, her zaman patlamaya hazır bir nükleer bomba gibi Çin’e korku salmaya devam etmektedir.
Çin ordusu 27 şubat 2017 tarihinde Doğu Türkistan’ın Urumç, Aksu, Kaşgar, Hoten gibi Uygur nüfusunun çoğunluğu oluşturduğu büyük şehirler başta olmak üzere tüm bölgede askeri manevralar ve geçit törenleri gerçekleştirmiştir. Çin İşgal ordusunun Doğu Türkistan’daki bu korku salama ve güç gösterisine katılan asker ve polis sayısı 300 bin olarak açıklanmıştır.
Resmi rakamlara göre, 5 Temmuz 2009 Urumçi katliamından sonra Çin’in Doğu Türkistan’da işe aldığı polis sayısı 90 bin civarındadır. Doğu Türkistan’ın değişik bölgelerinde “Halka kolaylık İçin polis Noktası = Seyyar Karakolu” adında yeniden tesis edilen karakol sayısının bin 200 den fazla olduğu belirtiliyor. Son 5 sene içerisinde Pekin, Doğu Türkistan’daki güvenlik bütçesini % 365 oranında artırmıştır. Doğu Türkistan’daki Çin işgal yönetiminin tek yetkilisi olarak yanı ÇKP genel sekreterliğine Chen Çhuanggou ‘yu 29 ağustos 2016 günü tayin etmiştir.Bu yeni Çinli ÇKP.genel Sekreteri Urumçi’de İşgal yönetiminin tahtına oturduktan günümüze kadar geçen yaklaşık 7 ay içerisinde yine 30 bin İşgal polisini merkezi Çin’den Doğu Türkistan’a takviye olarak getirtmiştir. Bu Polislerin çok az bir kısmı ise Uygur bölgesinden istihdam edilmiştir. Çin’in resmi medyası 5 Nisan 2017 tarihinde Aktu kasabasında 600 yeni polisin göreve başlatıldığını duyurmuştur. Doğu Türkistan genelinde bütün yerleşim birimleri ile yönetim merkezlerinde yeni polis alımları için kadro verilmektedir.
Dengşiaopeng 1997 de Hongkong’u İngilizlerden teslim alırken “ Bir ülke, iki sistem.” demişti. Şu an Çin’de yanı aynı ülkede 3 ayrı sistem mevcuttur. Bunlar ;
Çin, dünyanın ikinci büyük ekonomisi olarak yükselen ve nükleer silahı olan, denizde, karada, havada büyük bir askeri güce sahip bir ülkedir. Çin günümüzdeki bu muazzam gücüne Doğu Türkistan’ın sömürerek ve gasp ederek elde ettiği maddi kaynakları kullanarak erişmiştir. Ancak Pekin, buna rağmen, Doğu Türkistan’da tarihte hiç görülmediği bir şekilde büyük bir korku ve panik içindedir. Çünkü Çin, Doğu Türkistanlılar karşısında kredisini ve güvenini sıfırlamıştır. Pekin yönetimi yarım asırdan fazla bir zamandır, Uygur toplumuna söyleyebilecek tüm yalanlarını ve içi boş vaatlerini söyleye söyleye tüketmiştir. Mao’un Generali Vangjen Ekim 1949 da ordusu ile Doğu Türkistan topraklarını işgal ettiği tarihten itibaren gittiği her yerde duvarlara “ Biz Çin Halk Cumhuriyeti yönetimi ve Çin Halk Kurtuluş Ordusu olarak sizlere 10 yıl süre ile yardımcı olmaya geldik. 10 sene sonra ülkenizi size teslim ederek geldiğimiz Çin’e geri döneceğiz.” afişleri ile donatmıştı. Buna aldanan ve onlarca yıldan beri Çin ve Rus baskı,zulüm ve katliamlarından bunalan Uygur Türkleri yurt büyüklerinin önderliğinde toplandılar ve ellerinde çiçeklerle sözde Çin Halk Kurtuluş Ordusunu şarkılar söyleyerek, danslar ederek sevinçle karşılamışlardı. Çin Ordusunu bu şekilde karşılayan Kanaat önderleri ve yurt büyükleri çok kısa bir süre sonra bu Çekiç gözlü Kurtarıcı melekler ( ! ) Ordunun kurşunları ile can verdiler .Hapse atılanlar ise, cezaevlerinde aç bırakılıp ağır işlerde çalıştırılarak ve işkenceler altında katledildiler.
Doğu Türkistan’da ilki, 1951 ‘de başlayan siyasi içerikli kampanyalar ve devrimler bugüne kadar bir gün bile ara verilmeden devam ettirilmektedir. 1951 yılında Doğu Türkistan’da Uygur siyasi tutuklu sayısı yaklaşık 2 bin civarında idi. Bu sayı 2010 da 200 bini geçmiştir. Doğu Türkistan’da Uygur toplumuna yönelik en büyük gayrimenkul yatırımı cezaevleri inşa edilerek yapılmıştır. Çin’in acımasız etnik ve milli zulüm politikası, Uygur Türklerinin tekrar kendi ruhunu bulması için büyük bir tetikleyici ve itici rol oynamıştır. Bugün Uygurlar toplum olarak Çin’den kurtulmak için gönül ve fikir birliği noktasında ortak hedefte birleşmişlerdir. Sadece zulüm güren, zulme şahit olan Uygurlar değil, ömür boyu Çin işgal yönetimine hizmet eden ve bunun karşılığı olarak kendi Millitine hiyanet eden kişisel manfaatı için kendi halkına büyük zarar veren Milli hainler bile yaptıklarından büyük bir nedamet ve pişmanlık duymaktadırlar. Bu işbirlikçiler Çin’e artık eskisi gibi sadakat ile hizmet etmedikleri için Çinli işgalcıler tarafından cezalandırılmaktadır.
Bugün Doğu Türkistan’da gerçek anlamda korkuya kapılan Uygurlar değil, ÇKP.nin mutlak ikitidarındaki Çin devletidir. Çin, Doğu Türkistan’ın bütün her yerine en ince ayrınıtılarına kadar girmeyi başarmıştır. Ancak, Doğu Türkistanlıların kalbine girmeyi ve onların güvenini ve sevgisini kazanmayı başaramamıştır. Çin’in en büyük mağlubiyeti Uygur toplumunun kalp duvarını yıkamaması olmuştur. Devletin halka söyleyeceği sözü bittiği yerde,o devlet dağılma sürecine girer. Dağılma sürecine giren devlet kendi halkına karşı şiddet ve kaba kuvvete başvurur. Çin, kendi vatandaşlarım dediği Uygur toplumuna karşı kaba kuvvet kullanmaktan çekinmemektedir. Çünkü, Çin’in dağılma sürecinin Doğu Türkistan’dan başlayacağı korkusu gün geçtikçe büyümektedir.
Bir Devlet kendi halkına karşı silaha sarıldığı an, özgürlük arzusunun güce dönüşmeye başladığı andır. Pekin, Uygurların tek kutsal varlığı ve yegane dayanağı olan ve onların elindeki Kur’an-i – Kerimi çekip alırsak iş tamamdır. şeklinde düşünmektedir. Çin, Doğu Türkistan’daki tüm Kur’ani –Kerimi Uygurların evlerinden teker, teker toplamaya ve bu Allah Kelamı kutsal kitabı meydanlarda yakarak yok etmeye çalışıyor ve Çin’in gücü ancak buna yetiyor. Ancak, Çin’in Uygur toplumunun kalbindeki imanı söküp almaya gücü asla yetmeyecektir. Ekonomik gücü ile batı kapitalizmini, Kara Afrika’yı, Orta Doğu’nu Müslüman dünyasını, Orta Asya Türk cumhuriyetlerini satın almayı başaran, Askeri gücü ile doğu, güney doğu Pasifik, güney Asya’yı tir, tir titreten Çin’in, kendi toprakları olarak saydığı Doğu Türkistan’da uğradığı başarısızlık Pekin için gerçekten hazmedilecek bir durum değildir. Uygurlarda “Korkan önce el kaldırır.” diye bir ata sözü vardır. Çin korku ve öfkeden çıldırmış durumdadır. Korkunun ecele bir faydası yoktur. Çin’in çıldırması artık Doğu Türkistan’da hiçbir şeyi değiştirmez ve değiştiremez.
İşgalci Çin için geriye tek bir seçenek kalmıştır. O da Sadece Doğu Türkistan’dan bir an önce defolup gitmektir !
Etiketler: Çin » Din » Dünya » Eğitim » Ekonomi » etnik Çatışma » Genel » Görüş Yorum » kÖŞE YAZARLARI » Kültür Sanat » Makale Analiz » Ordular ve Silahlar » Siyaset » Tabii KaynaklarBENZER HABERLER