Son Dakika
Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)
Doğu Türkistan’daki ÇKP Faşist işgal yönetiminin Hitler Nazizminin insanlık dışı etnik cezalandırma uygulamalarını örnek alarak “ Eğitim Merkezleri “ adı altında kurduğu Çin Toplama(Nazi)kamplarındaki acımasız baskı,zulüm ve vahşet derecesindeki uygulamalarına ait kanıtlar,ifşaatlar ve haberler bir bir ortaya dökülmeye ve gelmeye devam ediyor.
Doğu Türkistan’daki Çin Nazi Kamplarının son mağdurlarından biri de Doğu Türkistan asıllı Kazakistan vatandaşı Gülzire Urkankızı . Kazak Türkü Gülzire Urkankızı yaşadığı Gulca kentinden 2014 yılında Kazakistan’a göç ederek Kazakistan vatandaşı olmuş.Daha sonra ziyaret amacı ile gittiği Doğu Türkistan’da Çin işgal güçlerince göz altına alınmış ve Gulca’daki bir Toplama kampında 17 Temmuz 2017 – Ekim 2018 tarihleri arasında hepsedilmiş ve daha sonra Kazakistan yönetiminin girişimileri ile Kamptan çıkarılarak Kazakistan’a dönebilmiş bir Kazak Türkü.
Gulzire : Uygur Kamp Gardiyanı Ayşe bu Kampta 18 Bin Kişinin tutulduğunu bana söyledi
Özgür Asya radyosunun Alma-Ata merkezli Atayurt İnsan Hakları Teşkilatının yayınladığı görüntülü haberine dayanarak verdiği bilgilere göre Gülzire Urkankızı kendisinin kaldığı Toplama Kampında görevli Bibi Ayşe isimli bir kamp Gardiyanının kendisinin de tutulduğu bu kampta ene az 18 Bin kişinin tutulduğunu bizzat anlattığını bildirdi. Gülzire ayrıca kaldığı kampta 30-50 kişi arasında tutuklunun bir koğuşta çok sıkışık bir vaziyette kaldıklarını yatak kısıtlılığı nedeniyle nöbetleşerek uyuduklarını de bildirdi. Ancak diğer koğuşlarda ne kadar insanın bulunduğu hakkında bilgilerinin bulunmadığını çünkü diğer mahkumlarla görüşmelerinin yasak olduğunu belirtti.
Çin yönetimi Toplama Kamplarına bütün aile bireylerini hapsederek Tüm Aileyi Yok Ediyor
Kazak Türkü Gülzire Çin işgal güçlerinin bir Uygur veya Kazak ailesenin tüm bireylerini kampta tuttuğunu belirterek şunları ifade ediyor ; “ Çin yönetimi aileleri göz altına alırken yalan söylüyor ve insanları kandırıyor.Onların sadece 15- 20 gün arasında eğitim kursu için götürüldüklerini belirtiyor. Böylece aile bireyleri kendilerinin ileride bu kamplara hapsedilmeyecekleri yalanına inandırılıyor. İşgalcıler önce ailenin genç üyelerini daha sonra aile reisi babayı daha sonra ise anayı göz altına alıyor.Böylece ailenin tamamını Toplama kampına kapatmış oluyor. Ortada kalan bebekler ve çocuklar ise Melekler Mektebi adı verilen Çin Dönüştürme ve Asimilasyon çocuk kamplarına kapatılıyor.Böylece Müslüman Türk ailesi dağıtılarak yok ediliyor.Kendisinin de 15 gün Terbiye amacı ile göz altına alındığını ancak 15 ay süre ile Toplama kampında kaldığını belirtiyor.
Çin Kamplar Konusunda BM. Ve Uluslararası Toplumu Aldatıyor
Çin işgal yönetiminin BM.Teşkilatı başta olmak üzere uluslar arası toplumun toplama kampları hakkındaki tepki ve baskıları sonucu bazı araştırma heyetlerine Kampları gösteremeye mecbur kaldıklarını belirterek “ Gelen heyete 22-40 yaşaları arasındaki gençleri gösteriyordu.Onları gelen heyet karşısında oynamaya ve şarkılar söylemeye zorluyordu.Kendilerini şen ve neşeli göstermelerini mecbur ediyordu. Bu kamplarda “Eğitim alan-Meslek Edinen “ Şanslı Gençler olarak tanıtmalarına istiyordu.
Kendisi kampta kaldığı süreçte bilmediği bir çok Heyetin kampı ziyaret ettiğini belirterek şunları anlatıyor ; “ Heyete gelemeden önce Kamp Gardiyanları ve yetkilileri evlerinden çiçek saksılarını kampa getirerek toplama kampını adeta çiçek bahçesine çeviriyordu. Tutukluların morallerinin iyi ve düzgün olduklarını gelen heyete göstermek için Kadınları güzel giyinmemizi makyaj yapmamızı ve saçlarımızı boyamaya zorluyordu.Ayrıca,gelen heyete gerçek durumlarını ifade etmek yerine yalan söylemeye tehdit ve şantaj ile zorlandıklarını belirtiyor. Tutukluların bu kamplarda eğitime tabi tutuldukları ve meslek edindiklerini söylemeye zorlanıyorduk. Durumlarımızdan son derece memnun olduklarını zorla söylemek zorunda kalıyorduk.
Kamptan Çıkırıldım ancak,Gulca’da Bir Süre Zulüm Gördüğüm Kamp Hayatını Övmeye zorlandım.
Kazakistan yönetiminin girişimleri sonucu Kamptan kurtulduğunu ancak kazakistan’a ailesinin yanına dönmesine hemen izin verilmeyerek Gulca’da bir süre kalmaya mecbur edildiğini anlatan Gülzire yaşadıklarını şöyle anlattı ; “Kamptan bırakıldıktan sonra Kazakistan’daki ailemin yanına dönmeme hemen izin verilmedi.Bayrak çıkarma törenlerine zorla iştirak ettirildim.Tutulduğum kampta yaşadıklarım hakkında yalan ve sahte raporlar yazmaya zorlandım.Baskı ve zulüm gördüğüm bu kampları övmeye ÇKP.’ye Mao’ye ve Başkan Xi Jingping’e methiyeler düzmeye ve onlara teşekkür etmeye mecbur edildim.”
Mahkumlar el ve ayakları zincirli olarak tutuluyor.
Kamplardaki tututkluların el ve ayakları devamlı zincirilenerek tutulur.Ailesinin ziyaretlerinde dahi tutuklunun elindeki kelepçe ve ayağındaki ağır pranga çıkarılmıyordu.Sadece eşi ve çocukları ile görüştürüldüğünde ancak bunlar bir züreliğine çıkarılıyordu.
Gülzire Urkankızı,Ömir Bekalı,Gülbahar Celilova ve Mihrigül Tursun’dan sonra kapatıldığı Çin Nazı Kamplarını ifşa ve dünya medyasına anlatan 4 kişi olmaktadır.
Etiketler: Çin » Din » Dünya » etnik Çatışma » Genel » Gündem » Haber » Orta Asya » Röportajlar » SoykırımBENZER HABERLER